Karar Künyesi
“Hasılat Paylaşımı Suretiyle Rehabilite Maksatlı Dolgu Yapılması İşi” sözleşmesi kapsamında şirket ile yüklenici firmanın adına ortak bir banka hesabı açıldığı, ancak bu hesap için banka ile imzalanan hesap sözleşmesinin işin sözleşmesindeki şartlara uygun olmadığı görülmüştür.
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı 79’uncu maddesinde; tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerinin amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebileceği ifade edilmiştir.
30.06.2007 tarih ve 26568 sayılı resmi gazetede yayımlanan Seri-A Sıra No:1 Tahsilat
Genel Tebliği’nin “Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi” alt başlıklı bölümünün 14’üncü maddesinde; ödeme müddeti içerisinde ödenmeyen amme alacaklarının cebren tahsilini temin etmek ya da alacağın tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla tahsil dairelerince alınan haciz ve ihtiyati haciz kararları üzerine, 6183 sayılı Kanun’un 79’uncu maddesi hükmüne dayanılarak borçlunun bankalar nezdindeki hak ve alacaklarının da haczi yoluna gidileceği ifade edilmektedir.
Öte yandan 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Taşınır ve taşınmaz malların haczi” başlıklı 85. Maddesinde; borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallarıyla taşınmazlarından, alacak ve haklarından alacaklının anapara, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarının haczedileceği hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; gerek kamu alacağı gerekse özel hukuk gerçek/tüzel kişilerinin alacakları dolayısıyla borçlunun banka hesabında bulunan mevduat tutarlarına haciz uygulanabilmektedir.
Şirket ile Yüklenici arasında imzalanan Şile İlçesi Sahilköy 277-285-286-287 Nolu Orman Bölmelerinde Hasılat Paylaşımı Suretiyle Rehabilite Maksatlı Dolgu Yapılması İşi Sözleşmesinin “Hasılatın Tespiti ve Paylaşımı” başlıklı 8’inci maddesinde;
“Hafriyat bedellerinin yatırıldığı banka hesabı İSTAÇ ve MÜTEAHHİT tarafından müşterek açılacaktır. Hesaptan para çıkışı İSTAÇ'ın talimatı ile gerçekleşecektir. Her ayın sonunda, o ay içinde sahaya yapılan dökümlere ilişkin döküm fişleri günlük olarak tanzim edilen tutanaklara istinaden aylık fiili döküm miktarı belirlenerek aylık hasılat hesaplanacaktır.
…
Müşterek hesap sahiplerinden herhangi birinin banka nezdindeki hak ve alacaklarına haciz, tedbir, iflas, konkordato, el koyma vs. sınırlamalar söz konusu olması durumunda, bu kısıtlamalardan müşterek hesap sahipleri payları oranında etkilenecektir. İSTAÇ İstanbul Çevre Yönetimi San. ve Tic. A.Ş.'nin payı %60, Müteahhitin payı %40'tır. Müteahhitin banka nezdindeki hak ve alacaklarına haciz, tedbir, iflas, konkordato, el koyma vs. sınırlamalar söz konusu olması durumunda bu kısıtlamalar ancak kendi payı üzerinde uygulanacaktır. Bu kısıtlamalardan İSTAÇ İstanbul Çevre Yönetimi San. ve Tic. A.Ş.'nin payı etkilenmeyecek ve kendi payı üzerinde tasarruf etme yetkisi devam edecektir.
Yukarıda açıklanan ve müşterek hesabın kullanımı ile ilgili hususlar, Banka ile
imzalanacak olan hesap sözleşmesinde de açıkça belirtilecektir. MÜTEAHHİT bu hususları kabul ve taahhüt etmiştir.” denilmektedir.
Yapılan incelemede, banka ile imzalanan hesap sözleşmesinde müteahhitin banka nezdindeki hak ve alacaklarına haciz, tedbir, iflas, konkordato, el koyma vs. sınırlamalar söz konusu olması durumunda bu kısıtlamaların ancak kendi payı üzerinde uygulanacağına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı tespit edilmiştir. Şirket ile müteahhit firma arasında imzalanan sözleşme hükümleri banka veya üçüncü kişi alacaklılar açısından bağlayıcı olmadığından mevcut durumda müteahhit firmanın borçlarından kaynaklı olarak ortak kullanılan banka hesabına herhangi bir yasal tedbir uygulanması halinde şirketin ilgili hesaptaki nakit mevcudu kullanılamaz hale gelecektir. Bu durum şirket varlıklarının yönetimi açısından risk teşkil etmektedir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından özetle; İşe ait Sözleşme gereği alınan kesin teminatın aylık bazda ortak hesaba yatırılan tutarlar üzerinde herhangi bir kısıtlama olması halinde Şirketin uğraması muhtemel kaybını karşılayacağı, herhangi bir Şirket zararına neden olunmadığı ifade edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; bulgu metninde Şirketin herhangi bir zarara uğradığı yönünde tespite yer verilmemiş olup mevcut uygulamanın Şirket varlıklarının yönetiminde bir risk teşkil ettiği hususuna vurgu yapılmıştır. Sözleşmelerin şuanki mevcut haliyle uygulanmaya devam etmesi halinde; bankada biriken tutarın teminat tutarını aşan bir miktarda gerçekleşmesi ve bu tutarın kısıtlanması halinde şirket varlıklarının kullanılamaz hale gelebilme riski devam edecektir.
Sonuç olarak, Şirket varlıklarının etkin şekilde yönetilmesi, oluşabilecek risklerin bertaraf edilmesi, faaliyetlerin aksamadan devamının sağlanması ve Şirket menfaatlerinin korunmasını temin etmek üzere, iş ve işlemlerin yürütülmesi ve sözleşmelerin hazırlanması esnasında gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.