Belediyeler tarafından taşınmaz satın alınabilmekte ve bunlar üzerinde satma, tahsis, devir gibi çeşitli tasarruflar kullanılabilmektedir. Söz konusu taşınmazlar belediyelerin mülkiyetinde olduğundan bu konuda –söz konusu işlemlerin ihale ile yapılması dışında- herhangi kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır.

Belediyeler tarafından tasarruf yetkisine sahip olunan taşınmazlar mülkiyetinde bulunan yerlerle sınırlı değildir. Kanunlarda sayılan ve sahipsiz arazi niteliğinde olan seyrangâh, harman yeri, koruluk, dinlenme yerleri, meydanlar, yollar gibi birçok alanda

belediyelere verilmiş bazı tasarruf hakları vardır. Mesela belediyeler söz konusu yerlerde yasalara uygun olarak kurulacak işletme, büfe gibi yerleri kiraya verebilir, kanunda öngörülen şartlar dâhilinde bu gibi alanlardan işgal harcı alabilirler. Ne var ki söz konusu yerlerin mülkiyeti belediyelere ait olmadığından bu yerlerin satılması, başka bir kişi veya kuruma devri mümkün değildir. Bir başka deyişle kanunlarla verilen söz konusu tasarruf hakkından devamlı ve geri dönülemez bir şekilde vazgeçilemez; sokaklar, parklar, meydanlar başka kişi ve kuruluşlara satılamaz ve devredilemez.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342’nci maddesinde üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurlarının ayni sermaye olarak şirketlere konulabileceği hüküm altına alınmıştır.

Yapılan incelemelerde; Ataşehir Belediye Meclisinin 11.12.2015 tarih ve 100 sayılı Kararı ile sermayesinin tamamı Kuruma ait olan ATABEL Gıda Turizm San. ve Tic. A.Ş. için sermaye artırımına gidildiği ve bu artış için reklam faaliyetlerinin yapıldığı 11 adet LED ekran ile bazı taşınmazların ayni sermaye olarak şirkete devredildiği görülmüştür.

Söz konusu 11 adet LED ekran belediye mülkiyetindeki yerlerde olmayıp, kanun ile belediye tasarrufuna bırakılan kaldırım, park alanı ve refüjler üzerinde yer almaktadır. Mezkûr yerlerin nasıl ki satışı mümkün değilse, ayni sermaye artışı olarak herhangi bir şirkete devri de mümkün değildir. Dolayısıyla LED ekranlarla birlikte bu ekranların işgal ettiği taşınmazın da devredildiği söylenemez. Zaten 6102 sayılı Kanun’da da ancak “devrolunabilen” unsurların ayni sermaye olabileceği açıkça belirtilmiştir. Bahsi geçen LED ekranlar ancak taşınır mahiyetinde Şirkete devredilebilir, yapılan işlemin de bu şekilde olduğunu kabul etmek gerekir. Nitekim Asliye Ticaret Mahkemesi Kararında da ayni sermayenin değeri taşınır malların maliyeti üzerinden yapılmıştır. Bu durumda da Şirketin söz konusu taşınmazları kaldırarak kendi mülkiyetinde bulunan yerlere götürmesi gerekmektedir.

Herhangi bir kişi ya da şirket, belediye tasarrufuna bırakılan bir yere LED ekran ya da başka bir taşınır koyup faaliyette bulunamaz; zira kanunlar kendisine böyle bir hak vermemiştir. Ancak, bahse konu devirden sonra gerek ilgili Şirket gerekse de söz konusu hakkın bir başka şirket veya kişiye devrinde bu şirket ve kişiler, kanunla belediyenin tasarrufuna bırakılan yerlerde belediye gibi tasarruf hakkı sahibi olabilecektir. Bu şekilde bir işlemin 5393 sayılı Kanun’a açık bir aykırılık oluşturacağı ise izahtan varestedir.

Yukarıda anlatılanlar çerçevesinde, nasıl ki İdarenin mülkiyetinde olmayan, sadece tasarruf yetkisi kanunlarla İdareye bırakılan yerleri satması mümkün değilse, bu yerlerin ayni sermaye artışı suretiyle devri de mümkün değildir. Zira kanunla verilen bir yetki ancak kanunda açık hüküm bulunması durumunda devredilebilir. Aksine bir uygulama yetki tecavüzü olup yapılan işlemi yetki yönünden sakat duruma getirecektir. Bulgu konusu LED ekranların devri ancak taşınırın devrini kapsayabilir ve söz konusu taşınırların yol, kaldırım gibi yerlerden sökülüp götürülmesini gerektirir. Aksi halde İdare tasarrufunda bulunan alanlar hukuki olmayan bir şekilde işgal edilmiş olacaktır.

Kamu idaresi cevabında; özetle 11 adet LED ekran ve bazı taşınmazların ayni sermaye olarak sermayesinin %100’ü Belediyeye ait olan Şirkete devredildiği, söz konusu LED’lerin Belediyenin yetki ve tasarrufundaki alanlar içinde kaldığı ve Meclis kararı ile sadece kullanım hakkının devredildiği belirtilmiştir.

Sonuç olarak kamu idaresi cevabında her ne kadar bulgu konusu LED ekranların sadece kullanım haklarının belediye şirketine devredildiği ifade edilmişse de Meclis Kararı ve Mahkeme Kararı’nda taşınırların sermaye olarak devrinin bahsi geçmektedir.

Ataşehir Belediye Meclisinin 11.12.2015 tarih ve 100 sayılı Kararı’nda “ … taşınır ve taşınmaz malların sermaye olarak devredilmesi…” ifadesine yer verilmiş ve bu yönde karar alınmıştır. Yine Asliye Ticaret Mahkemesine değer tespiti için yapılan başvuruda taşınırların devri bahsi geçmektedir. Kaldı ki bu taşınırların değerleri belirlenirken kullanım hakları üzerinden değil maliyet hesapları üzerinden değerleme yapılmıştır. Görüleceği üzere bu süreçlerin hiçbirinde LED ekranların kullanım hakkının devrine ilişkin ifade yer almamaktadır.

Ayrıca, LED ekranların kullanım haklarının sermaye artışı olarak belediye şirketine devredilmesi de aynı gerekçelerle mümkün değildir. Kullanma hakkı, eşya (mal) üzerinde hak sahibine o eşyadan kullanma ve faydalanma yetkisi sağlayan, mülkiyet sahibini ise mülkiyet hakkının verdiği yetkilerden bazılarını kullanmaktan alıkoyan ve bunların irtifak hakkı sahibi tarafından kullanılmasına müsaade eden sınırlı bir ayni haktır. İdarenin mülkiyetinde olmayan, sadece tasarruf yetkisi kanunlarla İdareye bırakılan yerdeki taşınırların kullanım haklarının devri de taşınırların devri gibi mümkün değildir. Zira kanunla verilen bir yetki ancak kanunlarda açık hüküm bulunması durumunda devredilebilir. Söz konusu taşınmazlar üzerinde yer alan taşınırların kullanım hakkının süresiz ve sınırsız bir şekilde ayni sermaye artışı olarak Şirkete devredilmesi Kanun’la Belediyeye verilen taşınmazlar üzerindeki tasarruf

yetkisinin tamamen Şirkete devredilmesi anlamını taşıyacaktır ki, bu ise hukuken mümkün değildir. Söz konusu LED ekranlar belediyenin özel mülkiyetinde bulunan yerlerde olsa idi gerek bunların devri gerekse de kullanım haklarının devredilmesi hukuki açıdan sorun teşkil etmeyecekti.

Buna göre; Kanun ile belediye tasarrufuna bırakılan kaldırım, park alanı ve refüjler üzerinde yer alan LED ekranların gerek kendilerinin gerekse de kullanım haklarının sınırsız ve süresiz bir şekilde şirkete devrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?