Karar Künyesi
Kamu idaresinin doğrudan temin yoluyla yapılan bir kısım alımlarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi neticesinde, mevzuatta belirlenmiş olan ihale usulleriyle alınması gereken ihtiyaçların ihale konusu edilmeyerek parasal sınırların altında kalacak şekilde adet bazında alındığı, aynı ihale konusu içerisinde yer alabilecek benzer nitelikteki mal ve hizmetlerin kısımlara bölündüğü görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5 inci maddesinde; “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Eşik
değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bölünemez.” denilerek ihtiyaçların kısımlara bölünerek doğrudan temin limitinin altında bırakılmaması gerektiği Kanun’ un temel ilkelerinden sayılmıştır.
Bu husus 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde temel ilke olarak benimsenmiş olmakla birlikte Kamu İhale Genel Tebliği’nin 22.5.1.2. maddesinde de, “4734 sayılı Kanunun
19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile temin gereken ihtiyacın, Kanunun 22 nci maddesinin (d) bendi için öngörülen parasal sınırların altında kalacak şekilde, adet bazında veya aynı ihale konusu içinde yer alabilecek nitelikteki mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin, kalemlere veya gruplara bölünmek suretiyle aynı Kanunun 22 nci maddesinin (d) bendine göre temini, 4734 sayılı Kanunun temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiğinden, bu yönde uygulamaların sorumluluk doğuracağı hususuna dikkat edilmesi gereklidir.” denilmiştir.
Doğrudan temin suretiyle yapılan alımların bir kısmında, aynı ihale konusu içinde yer alabilecek nitelikteki mal ve hizmet alımları ile yapım işleri olduğu halde ihtiyaçlar kalemlere veya gruplara bölünmek suretiyle ihale konusu edilmemiş ve doğrudan alım yöntemi ile karşılanmıştır.
Diğer taraftan, Kurumun 2021 yılında 757 adet doğrudan temin dosyasının olduğu görülmüştür. Söz konusu durum doğrudan temin yönteminin genel bir alım yöntemi olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel İlkeler” başlıklı 5 inci maddesine göre ihalelerde, açık ihale usulü ile belli istekliler arasında ihale usulü temel ihale usulüdür. Mezkûr Kanun’da belirtilen ihale usulleriyle alımı gereken ihtiyaçların, ihale konusu edilmeyerek parasal sınırların altında kalacak şekilde adet bazında alınması, aynı ihale konusu içerisinde yer
alabilecek nitelikteki mal ve hizmetlerin kalemlere veya gruplara bölünmesi ve doğrudan temin yönteminin genel bir alım yöntemi olarak kullanılması, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerine aykırıdır.
Kamu idaresi cevabında, yapılan alımların acil işler kapsamında olduğu ifade edilmiş olup, alımların mevzuata uygun olduğundan ve adet bazında parçalara bölünmediğinden bahsedilmiştir.
Yapılan alımların birçoğunun planlama neticesinde açık ihale usulü ile alınabileceği herhangi bir ivedilik arz etmedikleri görülmektedir. Öte yandan açık ihale yöntemi ile ihale edilebilecek benzer alımların kısa zaman aralıkları ile alındıkları da göze çarpmaktadır.
Bu tür alımların ihale konusu edilmeksizin temin edilmesi sonucu, rekabetin yeterince sağlanamayacağı, dolayısıyla idarenin alım maliyetlerinin yüksek olması riskini taşıyacağı düşünülmektedir. Bu itibarla, bu tür alımlar için mümkün olduğunca temel ihale usulleri tercih edilmeli, ihtiyaçların giderilmesi hususunda rekabet ve saydamlığın sağlanması gerekmektedir.