Karar Künyesi
Şirkete ait borçlar ve kanunen kabul edilmeyen giderlerin incelenmesi sonucunda; vergi ve prim borcu gibi bazı ödemelerin zamanında yapılmadığı, bu nedenle şirketin gecikme bedeli, faiz, gecikme zammı, idari ceza gibi ilave maliyetlere katlanmak zorunda kaldığı tespit edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri dolayısıyla ilgililerin gelir vergilerine mahsuben işveren tarafından gerçekleştirilecek tevkifatlara ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmiş, 84’üncü maddesinde ise söz konusu tevkifatlar dolayısıyla muhtasar beyanname verileceği düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un, 98’inci maddesinde vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar (Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 29.03.2019 tarih ve 115 numaralı Sirküler gereğince yirmi altıncı günü akşamına kadar) vergi dairesine bildirmeye mecbur olduğu, 119’uncu maddesinde ise yapılan vergi tevkifatının, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatıracakları belirtilmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve bu Kanun’a göre çıkartılan ikincil düzenlemelerde de yukarıda yer verilen hükümlere benzer düzenlemeler getirilmiş ve aylık prim ve hizmet belgelerinin en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’ünde Sosyal
Güvenlik Kurumuna gönderileceği, prim tutarlarının da en geç söz konusu ay sonuna kadar Kuruma ödeneceği belirtilmiştir.
Özetle; Şirket tarafından işçilerin ücretlerinden söz konusu kişilerin gelir vergilerine mahsuben kesilen tutarlar ilgili ayı takip eden ayın 26'ncı günü akşamına kadar beyan edilip ödenmelidir. Ayrıca sosyal güvenlik primleri de benzer şekilde işçi ücretlerinden kesilmeli, Şirkete ait prim de bu tutara eklenerek belirlenen sürelerde ilgili Kuruma bildirilmeli ve ödenmelidir.
Yapılan incelemelerde 2020 yılı sonu itibariyle vergi ve prim borçlarının süresinde ödenmemesinden veya diğer sebeblerle zorunlu ödemelerin zamanında yapılmamasından dolayı Şirketin 2020 yılında toplamda 1.166.403,19 TL gecikme zammı, faiz ve benzeri ödemelere katlanmak zorunda olduğu görülmüştür.
Söz konusu tespit sonrasında Şirket tarafından, bulguda tespit edilen toplam 1.166.403,19 TL idari para cezası ve gecikme cezalarının 598.779,17 TL’lik kısmının (Şubat 2020 SGK prim ödemesi gecikme cezası, Ağustos 2020 SGK prim ödemesi gecikme cezası, Ekim 2020 muhtasar ödemesi gecikme farkı) finansal sorunlardan kaynaklandığı; yolculuk sayılarındaki büyük düşüşlerin nakit akışlarında dengesizlik yaratarak bazı ödemelerin gecikmeli yapılmasına neden olduğu; ödeme gecikmelerini engellemek için Şirketin yeterli fonların bulunması için çalışacağı; söz konusu cezaların dışında kalan SGK idari para cezaları ve gecikme cezalarının ise bir kısım işçinin ücret farkı alacaklarına dair açtıkları davalar neticesindeki ücret farklarının ödenmesine dair mahkeme kararlarına dayandığı; elektronik bilet sistemine geçiş neticesinde taşeronda çalışan jeton satış işçilerinin niteliklerine göre farklı ücret skalaları ile Şirket bünyesinde çalıştırılmasına karar verildiği; işçilerin bazılarınca dava açıldığı ve davaların aleyhlerine sonuçlandığı; mahkemece fark alacağına hakkı olduğuna hükmedilen işçilerin SGK’ya başvurarak SGK primlerinin tamamlatılmasını talep ettikleri; 5110 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102/c/4 maddesi gereğince Şirket aleyhine idari para cezası uygulandığı; SGK tarafından, işçilerin başvurularına istinaden söz konusu idari para cezasının peyderpey tahakkuk ettirilmiş olduğu, ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında; “Her tacirin, ticaretine ait bütün işlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükme göre, tacirin öngörülü, konusunu bilen, hukuki ve fiili durumları kavrayabilme özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Basiretli iş adamı kavramı iyi niyeti de içine almakla birlikte, iyi niyetten de öte tedbirli bir hareketi, vasat bir şahıstan daha fazla özen gösterme gereğini, ticari hayatın gereklerini ve teamüllerini iyi bilmeyi ve gelecekteki şartları tahmini de ifade etmektedir.
Bulguda açıklandığı üzere, Şirketin ilgili dönemde idari para cezaları ve gecikme cezası ödemeleri ile karşılaştığı anlaşıldığından, Şirketin mali idaresi açısından gerekli özenin gösterilmediği, nakit akışını değişen koşullara göre ayarlayamadığı ve dolayısıyla gerek profesyonel yönetim anlayışına gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli bir tüccar gibi hareket edilmesi hükmüne aykırı davranıldığı değerlendirilmektedir.
Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre gecikme faizi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre gecikme zammı gibi fer’i alacakların doğmasına ve Şirketin ilave mali yük altına girmesine sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kanunen zorunlu ödemelerin vadelerine dikkat edilmesi ve ödemelerin geciktirilmeksizin yapılması önem arz etmektedir.