Çubuk Belediyesinde çevre temizlik vergisi mükellefiyetinin sağlıklı bir şekilde tesis edilememesi nedeniyle anılan verginin tahsilatında gelir kaybı yaşandığı görülmüştür.

Yasalarla belirlenen vergilerin muhatabı mükellef olduğundan, etkin bir vergi tahsilatı için mükellefiyetin tam ve doğru tespit edilmesi önem arz etmektedir. Belediyelerin yetki alanında olan vergilerin mükellefiyeti, konusu, matrahı gibi temel unsurları 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un mükerrer 44’üncü maddesinde; çevre temizlik vergisinin konusu ve mükellefi düzenlenmiş olup belediyenin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların vergiye tabi olduğu, verginin mükellefinin ise binaları kullananlar olduğu belirtilmiştir. Bununla beraber maddenin devamında, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş olan büyükşehir belediye içerisindeki konutlara ilişkin çevre temizlik vergisinin su kanalizasyon idarelerince tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

Görüleceği üzere Çubuk Belediyesinin yetki alanına giren çevre temizlik vergisinin konusu ticari iş yerleri ile diğer şekilde kullanılan binalar olup mükellefi ise bu binaları kullanan gerçek ve tüzel kişilerdir. Verginin konusu olan her iki kullanım şekli ayrı ayrı denetim kanıtları üzerinden değerlendirilerek mükellefiyet tesisine ilişkin bir kanaat oluşturulmuştur.

Diğer şekilde kullanım kapsamına giren dernek ve vakıflar tarafından kullanılan binaların çevre temizlik vergisi mükellefiyetinin mevzuata uygun olarak tesis edildiği kanaati hâsıl olmuştur. Buna karşın, konusu iş yeri olan diğer idari işlemlere ilişkin bilgiler kullanılarak yapılan incelemelerde, bu kapsamda kullanılan binalarda mükellefiyetin sağlıklı bir şekilde tesis edilemediği görülmüştür. Nitekim Emlak Servisinden alınan verilere göre ilçedeki iş yeri sayısı 4.068 iken Mali Hizmetler Müdürlüğünce çevre temizlik vergisi tahakkuk ettirilen mükellef sayısının 2.471 olduğu tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, birimler arasında verilerin tutarlığının kontrolünü mümkün kılacak koordinasyonun sağlanmasının ve tespit çalışmalarının etkin yapılmasının, mükellefiyet tesisinden kaynaklı gelir kaybını önleyeceği değerlendirilmektedir.

Kamu idaresi cevabında; özetle, 4068 kayıtlı işyeri beyanı içerisinde ahır ve samanlık olarak beyan edilen binaların önemli yer tuttuğu, bunun yanı sıra boş işyeri ve depo vasfında

bulunup mesken olarak kullanılan yerlere ilişkin ÇTV'nin ASKİ tarafından tahsil edildiği bu sebeple de İdare tarafından ayrıca tahakkuk yapılmadığı, bunların yanı sıra gerek Emlak Servisinden alınan veriler ile gerekse alana çıkılarak yapılan yoklamalar ile ÇTV beyanlarının karşılaştırılarak, kayıp ve kaçakların önlenmesine yönelik çalışmaların hassasiyetle devam edeceği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak İdare tarafından verilen cevapta, bulguda bahsedilen 4068 adet kayıtlı iş yeri içerisinde samanlık ve ahırların önemli yer tuttuğu ifade edilmişse de söz konusu iş yeri sayısı samanlık, ahır, ağıl hüviyetindeki yerler hariç tutularak ve İdareyle uzlaşılarak belirlenmiştir. Denetimler sırasında temin edilen ve İdare ile uzlaşılan liste üzerinde başlatılan inceleme çalışmaları sonucunda 269 adet iş yerinin çevre temizlik vergisi beyanında bulunmaksızın faaliyet gösterdiğinin tespit edilmesi de bulguda eleştiri konusu edilen hatanın sistematikliğini gösterir niteliktedir. Bununla beraber çalışmaların tamamlanmaması ve konunun önemine binaen bu husus Rapor’a alınmış ve gerekli tedbirlerin alınmasının önemi tekrar vurgulanmıştır. İdarece bu kapsamda yapılacak işlem ve eylemler izleyen denetim yıllarında takip edilecektir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?