İdare tarafından, çevre denetim birimleri olmasına rağmen, deniz ve körfez kirliliği önlemede ceza kesme yetkisinin alınması için Bakanlığa başvuruda bulunulmadığı görülmüştür.

2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 24 üncü maddesinde: “Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Bu yetki, 12’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır. Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararları Bakanlık merkez teşkilâtında genel müdürler, taşra teşkilâtında çevre ve şehircilik il müdürlerince verilir. Bu Kanunun 12’nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisi verilen kurum ve merciler tarafından verilen idarî para cezalarının yüzde ellisi, bu Kanun uyarınca yapılacak denetimlerle ilgili harcamaları karşılamak ve diğer çevre hizmetlerinde kullanılmak üzere bu kurumların bütçesine gelir kaydedilir, yüzde ellisi ise genel bütçeye gelir kaydedilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak denetimlerle ilgili harcamaları karşılamak ve diğer çevre hizmetlerinde kullanılmak üzere, Bakanlık bütçesine, genel bütçeye gelir kaydedilecek idarî para cezaları karşılığı gerekli ödenek öngörülür…”,

Mezkur Kanun’un “Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü” başlıklı 12 nci maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre belirlenen denetleme görevlilerine (…) (2) devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır…” denilmektedir.

Yukarıdaki madde hükümlerinden anlaşılacağı üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kullanılan denetim yetkisinin çevre denetim birimi kuran belediyelere gerektiğinde devredilebileceği ve bu yetki devri sonrasında devredilen kurum ve merciler tarafından Kanun’da belirtilen cezaların kesilebileceği belirtilmiştir. İzmir gibi gemi trafiğine açık körfezi


ile uzun deniz kıyı şeridi bulunan bir ilde; deniz ve körfez kirliliğini önlemek amacına yönelik stratejik planlarında, performans programlarında amaç ve hedef edinen, bu amaçla makine, teçhizat edinen, personel istihdam edip bütçe oluşturan Büyükşehir Belediyesinin bu kirliliği önlemede önemli avantaj sağlayan ceza kesme yetkisinin alınması için ilgili Bakanlığa başvurulması gerekmektedir.

Ayrıca madde hükmünde denetim yetkisine haiz kurum ve merciler tarafından verilen idarî para cezalarının yüzde ellisi, bu Kanun uyarınca yapılacak denetimlerle ilgili harcamaları karşılamak ve diğer çevre hizmetlerinde kullanılmak üzere bu kurumların bütçesine gelir kaydedileceği de belirtilerek Büyükşehir Belediyesinin çevre kirliliğini önlemede nakit akışı yaratacak ve idare tarafından deniz ve körfez kirliliğiyle yapılacak mücadelede planlanan yatırımların hayata geçirilmesini hızlanacaktır.

Sonuç olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak İzmir ilinde çevre kirliliğiyle mücadele açısından birçok görev ve sorumluluğu bulunan idarenin bu görev ve sorumluluklar odağında ceza kesme yetkisinin alınması idareye büyük katkı sağlayacaktır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?