Karar Künyesi
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde; belediye mallarına karşı suç
işleyenlerin devlet malına karşı suç işlemiş sayılacağı ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75’inci maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
2886 sayılı Kanun’un “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75’inci maddesinde de; Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil bedelinin isteneceği, ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmadığı, kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, aksi halde ecrimisil alınacağı, işgal edilen taşınmaz malın da, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edileceği hüküm altına alınmıştır.
Yapılan incelemelerde, İdare tarafından 31.12.2018 tarihi itibariyle 2743 adet taşınmazın ecrimisil karşılığı kullandırıldığı anlaşılmış olup 2886 sayılı Kanun’a aykırı olarak ecrimisilin, kira niteliğine büründürülerek geleceğe ilişkin olarak taşınmazın işgaline süreklilik kazandırıldığı ve bir kira tahsil yöntemine dönüştürüldüğü tespit edilmiştir. Ayrıca 146.047.269 TL’si devreden tahakkuk ve 76.952.263 TL’si 2018 yılı tahakkuku olmak üzere toplam 222.999.532 TL’lik ecrimisil alacağının, yalnızca 58.680.984 TL’sinin tahsil edildiği ve dolayısıyla tahsilat oranının da %26,31 düzeyinde gerçekleştiği görülmüştür.
Bu bağlamda, İdare tarafından ecrimisil karşılığı kullandırılan taşınmazların yukarıda ortaya konulan mevzuat hükümleri doğrultusunda tahliyesi sağlanarak 2886 sayılı Kanun çerçevesinde ihale işlemleri tamamlanarak kullandırılması sağlanmalıdır. Ayrıca hali hazırda devam eden işgallere ilişkin olarak da düşük düzeylerde kalan ecrimisil tahakkuk tahsilat oranlarının yükseltilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmelidir.
Bulgu konusuna 2017 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer verilmiş ancak söz konusu mevzuata aykırı uygulama, 2018 yılında da devam etmiştir.
Kamu idaresi cevabında; “İdaremizde dosyası bulunan 2743 adet taşınmazın 1520 adedi bina, gecekondu, konut, daire, bahçe, giriş mahalli vb. niteliğine haiz doğrudan gelir getirmeyen niteliktedir.
Her bir işlem dosyasının münferiden incelenmesi durumunda idari ve mali işlemlerin yapıldığı, yasal süresi içerisinde ödeme yapılmaması durumunda Mali Hizmetler Daire Başkanlığına icraen tahsili hususunda gerekli havalenin yapıldığı, Belediyemizce yapılan icra
takibine karşılık ise şagilin mahkemeye müracaat ederek hukuki süreç başlattığı görülmüş olup, bu durum tahsilat sürecinin uzamasına ve tahakkuk/ tahsilat oranının düşük çıkmasına neden olmaktadır.
Yargılama süreci devam eden ecrimisil davalarında ise ancak mahkeme ilamına göre işlem (tahakkuk iptali) tesis edilebilmektedir.
Ayrıca İmar Kanununa eklenen Geçici Madde 161 ile 31/12/2017 tarihinden önce yapılan ruhsat ve ruhsat eklerine aykırı yapılara yapı kayıt belgesi düzenlenmesi öngörülmüş ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar 06.06.2018 tarihli ve 30443 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olup bu mevzuat değişikliğine göre son müracaat tarihi 30.06.2019 olduğundan işbu mevzuat çerçevesinde Belediyemiz taşınmazları üzerindeki fuzuli şagillere ilişkin bu tarihten sonra bütüncül bir bakış açısıyla vatandaşların da görüşleri alınarak (imar, iskan, mülkiyet, kentsel dönüşüm, en etkin ve en verimli kullanım kriterleri) değerlendirme yapılabilecektir.” denilmektedir.
Sonuç olarak kamu idaresi cevabında işgal edilen 1520 taşınmazın gelir getirici niteliğe haiz olmadığı, her bir dosyanın ayrı ayrı incelenmesi sonucunda yasal süre içerisinde ödeme yapmayanlar hakkında icraen tahsil işlemlerine başlanıldığı, ancak şagilin mahkemeye müracaat ederek hukuki süreç başlattığından bu durumun tahakkuk/tahsilat oranlarının düşmesine neden olduğu, ayrıca ruhsat ve ruhsat eklerine aykırı yapılara yapı kayıt belgesi düzenlenebilmesi için yürürlüğe giren ilgili mevzuat hükümlerine göre son müracaat tarihinin 30.06.2019 olması dolayısıyla bu tarihten sonra Belediye taşınmazları üzerinde bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirme yapılabileceği ifade edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, İdare taşınmazlarının işgali halinde, işgalin gelir getirici niteliğe haiz olup olmamasının herhangi bir önemi yoktur. Dolayısıyla bir idare taşınmazının işgali söz konusu ise tahliye işlemlerinin sağlanması gerekmektedir.
Bilindiği üzere ecrimisil olağan bir taşınmaz yönetim biçimi olmayıp, idare taşınmazlarını haksız yere işgal eden fuzuli şagillere bu işgalin karşılığı olarak ödettirilen bir tazminat niteliğindedir. Dolayısıyla ecrimisilin bir kira tahsil yöntemine dönüştürülmesi, idare malını haksız ve hukuksuz bir şekilde işgal edenin ödüllendirilmesi sonucunu doğuracaktır.
İdare cevabında belirtildiği üzere dava süresi devam eden taşınmazlar hakkında mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesis edilmesi uygun olmakla birlikte, her fuzuli şagilin de mahkemeye başvurmayacağı açıktır. Zira burada kira ödemesini zamanında yapmadığı için
fuzuli şagil olan kiracılar olduğu gibi, taraflar arasında herhangi bir sözleşme düzenlenmediği halde idare taşınmazını işgal eden fuzuli şagiller de bulunmaktadır.
Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.