Karar Künyesi
Mağduriyeti yargı makamlarınca tespit edilmiş olan davalıların açtığı ve İdare aleyhine neticelenen maddi ve manevi tazminat davaları sonucunda, İdarenin mahkemece kusurlu bulunarak tazminat ödemeye mahkum edildiği ancak 2022 yılı için sorumlulara rücu noktasında herhangi bir işlem ya da değerlendirme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Kamu personelinin mali sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler öncelikle Anayasa olmak üzere ilgili kanunlarında yer almaktadır. Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40’ıncı maddesinin üçüncü fıkrası; “…Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Kamu görevlilerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Anayasa'nın 129’uncu maddesinin beşinci fıkrası da; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabildiğini ifade etmektedir.
Anayasa’nın bu hükümleri ile amaçlanan, memur ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandıklarından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı mercileri önüne çıkarılmasını önlemek, kamu hizmetinin kesintiye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak ve aynı zamanda zarara uğrayan kişi yönünden de memur veya diğer kamu görevlisine oranla ödeme gücü daha yüksek olan devlet gibi bir sorumluyu muhatap kılarak kamu düzenini korumaktır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesinde;
“Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.” denilmek suretiyle, kamu görevlilerinin kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizliği sonucu idarenin uğradığı zararın ilgili memur tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Kişilerin uğradıkları zarar” başlıklı 13’üncü maddesinde;
“Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.” denilmektedir.
Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik’in 9’uncu maddesi uyarınca da memurlarca verilen zararların miktarının tespiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen sorumludurlar.
Anılan mevzuat hükümlerine göre; öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan ve aleyhe sonuçlanan davalar neticesinde idare tarafından tazminat ödemelerinin oluşmasında kusur, ihmal veya tedbirsizliği bulunan görevlilerin tespitine yönelik inceleme yapılması gerekmekte olup ödenen tutarların sorumluluğu bulunan kişilere rücu edilmesinin sağlanması amirlerinin sorumluluğundadır.
ÖSYM, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8’inci maddesi uyarınca, ihtiyaç duyması hâlinde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelden uygun gördüklerini sınav hizmetlerinde görevlendirebilmektedir. Kurum, sınav hizmetlerinin yürütülmesinde, İdare aleyhine neticelenen davalar sonucunda mahkemece kusurlu bulunarak adaylara maddi ve manevi tazminat ödemekle karşı karşıya kalabilmektedir. Ödenen tazminat, yargılama gideri ve avukatlık ücretlerinin ilgili kamu görevlisinin haksız eylemlerinden dolayı meydana gelip gelmediğinin tespit edilmesi, bir diğer ifadeyle rücu işlemine gerek olup olmadığının değerlendirilmesi mevzuatın gereğidir.
Ancak yapılan denetimde, 2022 yılı içerisinde adaylar tarafından sınav hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin açılan davalar sonucunda Kurum aleyhine sonuçlanan ve maddi ve manevi tazminat ödemekle mahkum olunan yargı kararları olmasına rağmen, sınav hizmetlerinin yürütülmesinde görev alan ilgili personelin kusurunun olup olmadığı ve ödenen tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin sorumlulara rücu edilmesine gerek olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı tespit edilmiştir. Diğer yandan, 2021 ve önceki yıllarda aleyhe sonuçlanan davalar neticesinde rücu işlemine gerek olup olmadığına ilişkin gerekli değerlendirmelerin yapıldığı ve süreçlerin işletildiği, bu uygulamanın
2022 yılında devam etmediği anlaşılmıştır.
Kamu İdaresi cevabında, söz konusu değerlendirme işlemlerinde gecikme yaşanmaması ve bu işlemlerin daha etkin yapılmasını teminen, Başkanlık Makamınca Mart 2023 itibarıyla ilgili onay tarihinden itibaren harcama birimleri tarafından bu kapsamda yapılacak ödemelere müteakiben en geç 60 gün içerisinde değerlendirme işlemlerinin sonuçlandırılması kaydıyla yargı kararlarına istinaden yapılan tazminat ödemelerine ilişkin kamu zararı ve rücu hususunda gerekli tespit, inceleme ve değerlendirmelerin yapılması için Kamu Zararlarının Tespiti ve Değerlendirilmesine İlişkin Komisyonun kurulduğu ifade edilmiştir. Ancak, 2022 yılı içerisinde Kurum aleyhine sonuçlanan ve tazminat ödenmesine mahkum olunan davalar neticesinde sorumlulara rücu işlemine gerek olup olmadığıyla ilgili değerlendirmelerin yapılmadığına ilişkin bulgu konusu tespit geçerliliğini korumaktadır.
Sonuç olarak, aleyhe sonuçlanan davalar sonucunda, ödenen tazminat, yargılama gideri ve avukatlık vekalet ücretlerinin ilgili personelin haksız eyleminden doğup doğmadığı ve bu sebeple rücu işlemine gerek olup olmadığı yönünde değerlendirmelere ilişkin süreçlerin işletilmesi gerekmektedir.