Karar Künyesi
İdari ve Mali İşler ile Öğrenci İşleri Dairesi başkanı kadroları dolu olmasına rağmen tedviren görevlendirme ile başka memurların bu kadrolara görevlendirildiği ve harcama yetkililiği görevinin yine görevlendirilen bu kişiler tarafından yerine getirildiği görülmüştür.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Yönetim örgütleri” başlıklı 51’inci maddesinin (a) bendinde;
“Yükseköğretim üst kuruluşlarında başkana, üniversitelerde rektöre bağlı, merkez yönetim örgütünün başında bir genel sekreter ve hizmetlerin gerekli kıldığı daire başkanları, müdürler, danışmanlar, hukuk müşavirleri, uzmanlar ile büro ve iç hizmet görevlerini yapmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar ve diğer görevliler bulunur….”
Aynı Kanun’un “Atamalar” başlıklı 52’nci maddesinin (a) bendinde ise;
“ (…) Genel Sekreter ile daire başkanları, müdürler, hukuk müşavirleri ve uzmanlar, yükseköğretim üst kuruluşlarında ilgili kuruluşların görüşü alınarak Yükseköğretim Üst Kuruluşunun Başkanı; üniversitelerde ise yönetim kurulunun görüşü alınarak rektör tarafından atanır. Fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterinin atanması, ilgili dekan ve müdürün önerisi üzerine rektör tarafından yapılır.” denilmektedir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinin (k) bendinde, kamu idaresi bütçesinde ödenek tahsis edilen ve harcama yetkisi bulunan birim harcama birimi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 31’inci maddesinde bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisinin harcama yetkilisi olduğu ifade edilmiştir. “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde ise; bütçeden harcama yapılabilmesi harcama yetkilisinin, harcama talimatı vermesine bağlanmıştır. Kanunun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesine göre ise her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.
Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini
ve diğer özlük işlerini 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu düzenlemektedir. Anılan Kanunun “Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları” başlıklı 86’ncı maddesine göre; memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden, diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabileceği, boş kadrolara ait görevlerin memurlara vekaleten gördürülebileceği belirtilmiştir. Dolu kadro, kadronun halen başka bir memur tarafından işgal ediliyor olması halidir. Dolu kadroya vekalet ise, ancak kadroda bulunan memurun kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işinden geçici olarak ayrılması halinde mümkündür.
Dolu kadroya yapılan atama “tedviren” görevlendirme olarak ifade edilmektedir. Bu görevlendirme, asilde aranan koşullara sahip vekil kamu görevlisi bulunamadığı hallerde başvurulan, boş kadrolar için kullanılması mümkün olan bir görevlendirme usulüdür. Asilin tüm şartlarına sahip olan vekaletten farklı olarak tedviren görevlendirme olarak adlandırılan bu usul, bir kamu hizmetini asaleten yürütmekle yükümlü olan kamu görevlisinin çeşitli sebeplerle bu görevini ifa edemediği ve asilde aranan koşullara sahip vekil kamu görevlisi de bulunamadığı hallerde; kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi gereği asilde aranan niteliklere en yakın personeller arasından yapılan görevlendirme şeklinde tanımlanabilir. Türk hukukunda tedviren görevlendirmenin yasal bir dayanağı yoktur. 99 seri no’lu Devlet Memurları Tebliğinde “…asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir…” denilmek sureti ile tedvirden bahsedilmiştir. Ancak devlet memurlarına uygulanacak genel kanun niteliğinde olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda ve Devlet Memurları Kanunu’nun kapsamı dışında kalan diğer kamu görevlilerinin kendi özel kanunlarında da tedviren görevlendirme şeklinde bir görevlendirme usulü bulunmamaktadır.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin özlük haklarının belirlenmesinde yürüttükleri görevin nitelikleri ve sorumlulukları dikkate alınarak düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin; Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karara (2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) göre; üniversitelerde idari kadrolarda görevli olan 1,2,3,4. Derecedeki memurlara en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %55’i, şeflere %60’ı, fakülte sekreteri ve şube müdürlerine %145’i, daire başkanları ve genel sekreter yardımcılarına
%175’i, genel sekreterlere %200’ü oranında özel hizmet tazminatı ödenmesi öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere yürütülen görevin yetki ve sorumluluğu arttıkça özel hizmet tazminatı oranı da artmaktadır. Aynı Karara göre ilgili kamu görevlisine özel hizmet tazminatı ödenebilmesi için kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapması zorunludur. Dolu kadroya görevlendirme yapılması durumunda, kadroda bulunan fakat görevi fiilen yapmayan kişiye kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ödenmeye devam edilmektedir.
Yapılan denetimlerde, İdari ve Mali İşler ile Öğrenci İşleri Dairesi başkanı kadroları dolu iken başka memurların bu kadrolara görevlendirildiği, bu görevin sürekli ve düzenli olarak bu kişiler tarafından yürütüldüğü, harcama yetkililiği görevinin yine görevlendirilenler tarafından yerine getirildiği görülmüştür. Daire başkanlığı görevini tedviren yürüten kişiler bu görevin yetki ve sorumluluğunu taşıdıkları halde ilgili kadronun özlük haklarından yararlanamamaktadır. Daire başkanlığı kadrosunda bulunan ve başka birimlere görevlendirilen kişilere ise bu görevin yetki ve sorumluluğunu taşımamalarına rağmen daire başkanlığı kadrosunun özlük hakları sağlanmaya devam edilmiştir.
Kamu İdaresi cevabında, bulguya katıldıklarını, bulgu konusunun düzeltilmesi için çalışma yürüttüklerini belirtilmiştir. Ancak konu 2021 yılında düzeltilmemiştir.
Daire başkanlığı gibi üniversitelerin idari görevinde önemli bir yeri olan ve harcama yetkisi bulunan makamın, Türk hukuk sisteminde yasal dayanağı bulunmayan “dolu kadroya tedviren görevlendirme” şeklinde bir usulde sürdürülüyor olması ve üstlendiği yetki ve sorumluluk ile hak ettiği özlük hakları arasında uyumsuzluk oluşturan bu durum mevzuata uygun değildir. Harcama biriminin başı olan, bütçeyle ödenek tahsis edilen ve yetkili kılınmış mercilere hesap verme sorumluluğu bulunan harcama yetkililerinin usulüne uygun bir şekilde görevlendirilmesi gerekmektedir.