Karar Künyesi
Şirketin yıllar itibarıyla personel giderlerinin artışına paralel olarak vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının da arttığı, faaliyet gelirleri göz önünde bulundurulduğunda borçların ödenme kabiliyetinin olmadığı görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “II - Tüzel kişiler” başlıklı 16’ncı maddesinin ilk fıkrasında “ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların tacir sayılacağı” ifade edilmiş, Kanun’un “C) Tacir olmanın hükümleri” üst başlıklı 18’inci maddesinin 2’nci fıkrasında “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” denilmiştir.
Kanun’un yukarıdaki hükümleri gereği, ticaret şirketleri tacir vasfında olup her tacirin ticari faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi davranması gerekmektedir.
Basiret; görme, idrak etme, bir şeyin iç yüzüne vakıf olma, sezme anlamlarına gelen bir kelime olup, her tacir tüm ticarî faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmek, tedbirli ve ileri görüşlü davranıp ticari iş ve işlemlerini ona göre yürütmek zorundadır. Buna göre tacir ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik konjonktürü, yerel ve genel piyasa durumunu, işletmenin mali yapısını, işgücü piyasasının genel niteliklerini, üretim, maliyetler ve satışlarla ilgili mevcut durumu ve beklentileri değerlendirerek karar almak durumundadır. Türk Ticaret Kanunu tacire objektif bir özen ölçüsünün gerçekleştirilmesi yükümlülüğünü yüklemektedir. Objektif özen yükümlülüğü tacirin, ticari hayat ve yaptığı işle ilgili yasal düzenlemeleri, ticari örf ve adeti ve işin gerekliliklerini vasat bir tacirden beklenen ölçüde bilme ve ona göre hareket etme yükümlülüğüdür.
Şirketin son beş yıla ilişkin mali tabloları incelendiğinde yıllık gelirlerine kıyasla vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının her geçen yıl bir önceki yıla göre daha yüksek tutar ve oranlarda yükseldiği, 31.12.2023 tarihi itibarıyla vergi borçlarının 7.576.740,45 TL’ye, sosyal güvenlik prim borçlarının ise işlemiş gecikme zamları hariç 40.292.290,93 TL’ye ulaştığı görülmektedir. Sosyal güvenlik prim borçlarının SGK’ya yapılan başvuru ile, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48’inci maddesine göre 28.11.2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 36 aylık bir ödeme planı çerçevesinde taksitlendirildiği anlaşılmıştır. 28.11.2023 tarihi itibarıyla ödenmemiş prim borçlarının 4.780.636,33 TL işlemiş gecikme zammı ve 36 aylık taksitlendirme süresi içerisinde ödenecek 24.450.310,45 TL tecil faizi de dahil edildiğinde, 2024 yılından itibaren 3 yıl içerisinde ödenmesi gereken birikmiş toplam prim borcunun 70 milyon TL’yi aşacağı öngörülmektedir. Aşağıdaki tabloda yıllar itibarıyla şirketin mali tablolarında açıkladığı vergi ve SGK prim borçları ile gider, gelir, kar/zarar rakamları yer almaktadır.
Tablo 12: Şirket Vergi ve SGK Prim Borçları
Yıl | Şirketin Mali Tablolarında Açıklanan Vergi Borcu Toplamı (TL) | Şirketin Mali Tablolarında Açıklanan SGK Borcu Toplamı (TL) | Toplam Borç (TL) (Vergi + SGK) | Şirketin Mali Tablolarında Açıklanan Toplam Geliri (TL) | Şirketin Mali Tablolarında Açıklanan Toplam Gider Tutarı (TL) | Diğer Faaliyetler ve Faaliyet Dışı Gelirler Toplamı Net Tutarı (Personel Hizmet Alımı Hakedişlerind en Kaynaklanan Gelirler Dışındaki Net Gelir Toplamı Tutarı) (TL) | Mali Tablolarda Açıklanan Dönem Karı/Zararı (TL) | Borç Toplamı- nın Şirket Gelirleri- ne Oranı (%) |
2018 | 111.211,79 | 170.606,27 | 281.818,06 | 5.426.117,44 | 5.376.841,76 | 1.009.141,95 | 49.275,68 | 5,19 |
2019 | 152.937,02 | 1.676.079,59 | 1.829.016,61 | 9.500.069,59 | 11.143.902,46 | 1.812.862,44 | 1.643.832,87 | 19,25 |
2020 | 192.543,43 | 5.376.395,76 | 5.568.939,19 | 9.888.608,34 | 14.471.752,41 | 1.901.035,45 | 4.583.144,07 | 56,32 |
2021 | 165.829,47 | 10.893.833,89 | 11.059.663,36 | 14.051.625,86 | 21.043.616,35 | 5.675.696,58 | 6.991.990,49 | 78,71 |
2022 | 1.923.599,20 | 20.180.390,54 | 22.103.989,74 | 24.054.817,80 | 37.483.681,87 | 9.925.164,85 | 13.428.864,07 | 91,89 |
2023 | 7.576.740,45 | 40.292.290,93 | 47.869.031,38 | 41.864.707,93 | 92.757.528,66 | 14.328.657,80 | 50.892.820,73 | 114,34 |
Şirketin toplam personel sayısının yıllar itibarıyla artması ve özellikle son 3 (üç) yıllık dönemdeki yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücrette yaşanan artışlar personel maaş ve ücretleri ile sosyal güvenlik prim giderlerinin oldukça yüksek rakamlara ulaşmasına neden olmuştur. Şirket son beş yıllık mali tablolarında zarar açıklamış, zarar rakamları da her geçen yıl artmıştır. Zararın en önemli kaynağının yüksek personel giderleri olduğu görülmektedir. Bünyesindeki sosyal tesis işletmelerinin büyüklük ve hacimlerinin Foça’nın nüfusu da dikkate alındığında nispeten küçük olması, faaliyet gelirlerinin yüksek oranda turizm sezonuna bağlı olması, turizm sezonunun güneydeki tatil beldelerine kıyasla daha kısa sürmesi, profesyonel bir yönetim anlayışına sahip olunmaması gibi nedenlerle şirketin mevcut personel yükünü kaldırması ve zarardan kurtulup kar açıklaması oldukça zor gözükmektedir. Her ne kadar sosyal güvenlik prim borçları 28.11.2023 tarihinden itibaren 36 ayda ödenmek üzere bir ödeme planına bağlanmışsa da şirketin mevcut personel durumu ve faaliyetlerinden elde ettiği gelirler göz önünde bulundurulduğunda, ilave gelecek borçlar hariç taksitlendirme kapsamına alınan bu borçların bile ödenebilmesinin pek ihtimal dahilinde olmadığı görülmektedir.
Şirket tarafından, bulguda tespit edilen hususlara ilişkin olarak gerekli tedbirlerin alınacağı ifade edilmiştir.
Şirket personel politikasının profesyonel yönetim anlayışına ve Türk Ticaret Kanunu’nun tacirin basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne uygun olmadığı, mevcut personel yüküyle şirket faaliyetlerinin de sürdürülebilir olmadığı, bu durumun sürekli olarak ilave sermaye ihtiyacını doğuracağı, bunun da Foça Belediyesi açısından sürdürülebilir olmadığı, bu nedenle şirketin faaliyet gelirlerini artırıcı, personel giderleri başta olmak üzere giderlerini azaltıcı yönde önlemlerin alınması gerektiği değerlendirilmektedir.