Kanun’da dayanağı olmadığı halde icra takiplerinin serbest çalışan avukatlar eliyle yürütüldüğü görülmüştür.

2560 sayılı İSKİ Kanunu’nun 11’inci maddesinde İdare ve yargı organlarında üçüncü kişilere karşı İSKİ'yi temsil etmek Genel Müdürün görevleri arasında sayılmıştır. Genel Müdürün, yetkilerinden uygun gördüklerini yardımcılarına devredebileceği, bu durumun Genel Müdürün sorumluluğunu kaldırmadığı hükme bağlanmıştır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkilerinin sayıldığı 18’inci maddesinde belediye başkanının mahkemelerde belediyeyi davalı veya davacı olarak özel avukatlara temsil ettirebileceği belirtilmişken, ayrı bir kamu tüzel kişisi olan su ve kanalizasyon idarelerini kapsayan İSKİ Kanunu’nda ve diğer mahalli idare mevzuatında genel müdüre, su ve kanalizasyon idarelerini yargı yerinde temsil yetkisi verilmiş fakat serbest avukatlara idareyi temsil ettirebileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Serbest Avukatlardan Hizmet Satın Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde Yönetmelik’in amacının; genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve özel bütçeli idareler tarafından ulusal ve uluslararası yargı mercileri ile tahkim davalarında, hizmet satın alınması, hizmet satın alınacak serbest avukatların nitelikleri, görevleri, sorumlulukları, mali hakları ile takip ve denetimine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş fakat mahalli idareler ve bağlı kuruluşları kapsama dahil edilmemiştir.

10.04.2018 tarih ve 553 sayılı kararı ile kabul edilen Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği Kuruluş, Görev ve Yetki Yönetmeliği’nin “Hukuk Müşavirliğinin işleyişiyle ilgili usul ve esaslar” başlıklı 14’üncü maddesinde Hukuk Müşavirliği'ne ait iş hacminde artış meydana gelmesi ve mevcut avukat kadrosu ile bu işlerin yürütülmesinde zorluklar yaşanacağının anlaşılması halinde, bir kısım


dava ve alacak dosyalarına ilişkin icra takiplerinin tamamı serbest çalışan avukatlar marifetiyle yürütülebileceği hüküm altına alınmıştır. ASKİ Genel Müdürlüğünce uygulanmakta olan bu yönetmelik Sayıştay'ın istişari görüşü alınmadan yürürlüğe konulmuştur.

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 27’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerince mali konularda düzenlenecek yönetmelikler ile yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemlerinin, Sayıştay’ın istişari görüşü alınarak yürürlüğe konulacağı açıkça belirtilmiştir. Yönetmeliklerinde yer alan, serbest çalışan avukatlara ödenecek olan ücretler olsun, kendi çalışan avukatlarına yapılacak olan vekalet ücreti dağıtılması olsun bu gibi hususların mali konu içerdiği açıktır. Dolayısıyla kanunların açık hükümlerine rağmen mali konu içeren bir yönetmeliğin Sayıştay’ın görüşü alınmadan yürürlüğe konulması açık hata kapsamındadır.

Kaldı ki İSKİ Kanunu ve diğer mevzuatta konuyla ilgili açık hüküm bulunmaması sebebiyle 2003 yılında Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne “ ASKİ Genel Müdürlüğünce çoğunluğu icra takibi olan ve şimdilik 15.000’lerle ifade edilen su bedeli alacaklarının takibinin 5 avukat ve 13 büro memuru ile yapılmakta olup, halen boş bulunan 10 avukat kadrosuna atama yapılmaması nedeniyle idare alacaklarının icra takibi yoluyla tahsilatında gecikmeler yaşandığından serbest avukat çalıştırılıp çalıştırılamayacağı konusunda tereddüte düşüldüğü” şeklinde görüş sorulmuş ilgili genel müdürlük, o dönemde 5 avukatla 15.000 icra dosyasını takip etmenin mümkün olmayacağı düşüncesiyle “münhal avukat kadroları doldurulmamak şartıyla” ASKİ Genel Müdürlüğüne uygun görüşü vermiştir. Serbest avukat çalıştırılmaya 2003 yılından itibaren belli yıllarda ara verilmiş olsa da 2019 yılında da devam edilmiştir. İçişleri bakanlığının vermiş olduğu görüşün dayanak maddeleri İSKİ Kanunu’nun 9 ve 11'inci maddeleri ile Avukatlık Kanunu’nun 164 ve 168'inci maddeleridir. Bu maddelerin hiçbir yerinde su ve kanalizasyon idarelerinin özel avukat çalıştırabileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla konunun yasal bir dayanağı olmadığından bakanlıktan izin alınması işlemi yasal zemin arayışıyla ortaya çıkan bir durumdur. Verilen bu izin gereği boş avukat kadrolarının tamamı doldurulmayarak izindeki prosedüre uyulması ise abestle iştigaldir.

Özellikle belirtmek gerekir ki Büyükşehir Belediyesi ile Su ve kanalizasyon idareleri iki ayrı kamu tüzel kişiliğidir. Belediye Başkanı, Belediye tüzel kişiliğinin üst yöneticisi, ASKİ Genel Müdürü ise ASKİ Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğinin üst yöneticisidir. 5216 sayılı Kanun’un 18'inci maddesiyle Belediye Başkanına, 2560 sayılı Kanun’un 11'inci maddesi ile


de Genel Müdüre kendi tüzel kişiliklerini yargı yerinde temsil etme yetkisi verilmiştir. 5216 sayılı Kanun’un 18’inci maddesinde üst yönetici belediye başkanının mahkemelerde belediye tüzel kişiliğini davalı veya davacı olarak özel avukatlara temsil ettirebileceği belirtilmişken, ayrı bir kamu tüzel kişisi olan su ve kanalizasyon idarelerini kapsayan İSKİ Kanunu’nda ve diğer mahalli idare mevzuatında genel müdüre, su ve kanalizasyon idarelerini yargı yerinde serbest avukatlara temsil ettirebileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ısrarla vurgulanmalıdır. İl, İlçe ve belde belediyelerini kapsayan 5393 sayılı Kanun’da belediye başkanlarına özel avukata belediyeyi temsil ettirebilme yetkisi verilmemişken, Büyükşehir belediyesi tüzel kişiliğini ilgilendiren 5216 sayılı Kanun’da büyükşehir belediye başkanına bu yetki verilmiştir. 2560 sayılı Kanun’da su ve kanalizasyon idaresi genel müdürüne böyle bir yetki verilmemişken, büyükşehir belediye başkanına ait olan yetkinin genel müdüre de aitmiş gibi yorumlanmaması gerekmektedir.

2560 sayılı İSKİ Kanunu’nun 1’inci maddesinde su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlüğü personelinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinin ilgili kısmında da bu Kanun’un İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda çalışan memurlar hakkında uygulanacağı ifade edilmiştir.

Aynı Kanun’un “İstihdam Şekilleri” başlıklı 4’üncü maddesinin ilgili kısmında, Kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtilmiş ve mezkûr maddenin devamında, anılan istihdam biçimlerinin tanımları yapılmaktadır.

Mezkûr Kanun’un “Dört istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı” başlıklı 5’inci maddesinde ise bu Kanun’a tabi kurumların, dördüncü maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramayacakları düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda, 657 sayılı Kanun kapsamındaki idarelerin asli ve sürekli kamu hizmetlerinin memurlar eliyle yürütülmesi ve ihtiyaca göre sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülmesi gerektiği açıktır.

5393 sayılı Kanun’un 49’uncu maddesinde Belediyenin ve bağlı kuruluşlarının norm kadroları, bu ilke ve standartlar çerçevesinde belediye meclisi kararıyla belirleneceği yine aynı


maddeye istinaden Su ve Kanalizasyon İdarelerinin sözleşmeli olarak personel istihdam edebilme imkanı bulunmaktadır. Bu hükümler çerçevesinde 2019 yılı içerisinde hukuk müşavirliği bünyesinde birinci hukuk müşaviri haricinde iki tane hukuk müşaviri, 9 tane kadrolu avukat, 11 tane de sözleşmeli avukat ve 14 tane memur personel bulunmaktadır.

Görüldüğü gibi avukat sayısı 2003 yılında İçişleri Bakanlığından görüş alındığı döneme göre 4 katına çıkmış, 2019 yılındaki icra dosyası sayısı ise aşağıda görüleceği üzere 2003 yılındaki gibi yaklaşık 15.000 civarında kalmıştır.

Belirtilen mevzuat ve verilere rağmen ASKİ Genel Müdürlüğünce, hem 2003 yılındaki Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün görüşüne, hem de Sayıştay’ın görüşü alınmadan yürürlüğe koyduğu yönetmeliğine dayanılarak 2019 yılında 196 farklı serbest avukatla sözleşme imzalamış ve 16.251 adet dosya tevdi edilmiştir. Bu avukatlar tarafından 16.251 adet dosyadan toplam tutarı 2.135.001,76 TL olan 2.825 adeti tahsil edilmiştir. Tahsilatı yapılan 2.825 adet dosya sebebiyle yaklaşık 1.000.000,00 TL vekalet ücreti idare lehine takdir edilmiş, avukatlarla yapılan sözleşme gereği de bu tutar doğrudan avukatlara bırakılmıştır.

Sonuç olarak, anılan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere su ve kanalizasyon idaresi genel müdürünün serbest çalışan avukata tüzel kişiliği temsil ettirmesine izin veren bir düzenleme mevcut değildir. Bu konuda belediye meclisinden veya başka bir merciden yetki talebinde bulunulmasının da hukuken bir geçerliliği olmayacaktır. Dolayısıyla yasal dayanağı olmadan adli ve idari yargı yerleri ile icra dairelerinde özel avukatlara idareyi temsil yetkisi verilmesi uygulamasına son verilmesi gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?