Karar Künyesi
Kurumun İller Bankası’ndan kullanmış olduğu banka kredilerine ait faiz giderlerinin 300 Banka Kredileri hesabına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin kısa vadeli banka kredileri hesabının içeriğini açıklayan 232'nci maddesinde 300 Banka Kredileri hesabının niteliği açıklanmış olup bu hesabın Kurumca banka ve diğer finans kuruluşlarından sağlanan kısa vadeli kredilere ilişkin tutarları ve bu tutarlara eklenen kur farklarının izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir. Aynı Yönetmelik'in uzun vadeli banka kredileri hesabının içeriğini açıklayan 301'inci maddesinde ise banka ve diğer finans kuruluşlarına olan vadesi bir yıldan fazla borçların 400 Banka Kredileri hesabında izleneceği hüküm altına alınmıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin, 381 ve 481 no.lu kısa ve uzun vadeli Gider Tahakkukları Hesaplarının, “Hesabın İşleyişine İlişkin İşlemler” başlıklı ilgili maddelerinde, uzun veya kısa vadeli yabancı kaynaklar ana hesap grubu içinde yer alan, iç ve dış malî borçlara ilişkin olarak ay sonlarında tahakkuk ettirilen ve ödenecek olan işlemiş faiz
tutarlarının bu hesaplara kaydedileceği belirtilmiştir.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin “Faaliyet Sonuçları Tablosu İlkeleri” başlıklı 6’ıncı maddesinde ise, faaliyet sonuçları tablosu ilkeleri sıralanmıştır. Söz konusu maddenin (a) bendinde Kamu idarelerinin faaliyetlerine ilişkin gelir ve gider işlemleri, tahakkuk esasına dayalı olarak gelir ve gider hesaplarında izlenir. Gelir ve gider hesapları, bütçe ile ilgili olsun veya olmasın, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri gereği tahakkuk eden her türlü gelir ve giderin kaydına mahsus olduğu belirtilmiştir.
Tam tahakkuk esaslı muhasebe sistemi maddi duran varlıklar dâhil, doğan ve ilerde gerçekleşecek her türlü mali işlemin kaydedilmesi anlamına gelmektedir. Tahakkuk esasında işlemler ve olaylar, nakit akımlarının ne zaman olduğuna bakılmaksızın, ortaya çıktıklarında kaydedilir. Giderler hesabı, nakit olarak ödenip ödenmediklerine bakılmaksızın, mali yıl boyunca tahakkuk eden gider işlemlerini; Gelirler hesabı da yine, nakit olarak tahsil edilip edilmediklerine bakılmaksızın, mali yıl boyunca tahakkuk eden ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre gelir olarak kaydedilmesi gereken gelir işlemlerin toplamını gösterir. Diğer bir deyişle, Tahakkuk esaslı muhasebe sisteminde; bütçe işlemleri açısından nakit esasına göre, faaliyetler açısından ise tahakkuk esasına göre kayıt yapılmaktadır.
Yapılan incelemede, kurumun İller Bankasından kullanmış olduğu banka kredilerine ait anapara ve faizlerin toplam tutarını 300 Banka Kredileri hesabında izlediği görülmüştür. Belediyelerin finansal kuruluşlara ödemeyi taahhüt ettiği ve fakat tahakkuk etmemiş borçlarına ait faiz giderlerinin toplamını gösterecek muhasebe hesabına detaylı hesap planında yer verilmemesinden dolayı uygulayıcıların bu konu ile ilgili hatalı işlemler gerçekleştirdikleri düşünülmektedir. Başka bir anlatımla, belediyelerin gelecekte finansal kuruluşlara ödemekle yükümlü oldukları faiz giderlerinin tamamını gösterecek bir hesap bulunmamaktadır. Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde de bahsedildiği üzere, 381 veya 481 Gider Tahakkukları hesapları belirli bir vadeye sahip, aylık olarak anapara ve faiz tutarlarının belli olduğu ödeme planlarına sahip borçlarda kanaatimizce kullanılması hatalı olacaktır. Şöyle ki, kurum ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine göre, kurum bankaya anaparaya ilave olarak faiz ödemesi gerçekleştirecek olup faiz dâhil kredi miktarını belli bir vade sonuna kadar ödemek zorundadır. Toplam ödeme miktarının aylık ödenecek şekilde (örneğin 36 ay) kredi sözleşmesi imzalanmış olup banka tarafından kuruma ödeme planı çıkarılmıştır. Ödeme planında kurumun aylık ne kadar anapara, faiz, sair masraflar, toplam tutar ödeyeceği, hangi tarihlerde ödeyeceği bilinmektedir. Dolayısıyla, kurum ile banka arasında örneğin 36 aylık kredi sözleşmesi
imzalanması sonucunda ortaya çıkan yükümlülük ile 36 ay boyunca her ayın 15’inde memur maaş ödemesi sonucunda ortaya çıkan yükümlülük arasında ana esaslar açısından bir fark bulunmamaktadır. Her ikisinde de ne zaman, hangi miktarda ödeme yapılacağı bilinmektedir.
Eğer imzalanan kredi sözleşmesinde, anapara ve faiz ödemesi aylık olarak değil, vade sonunda (örneğin 36.ayın sonunda) topluca ödenecek şekilde belirlenmiş olsaydı, 381 ve 481 nolu Gider Tahakkukları hesapları kullanılması gerekirdi. Kaldı ki, mahalli idareler detaylı hesap planında aylık ödenen faiz ödemeleri için Giderler hesabında 630.04.02.09 şeklinde alt kod bulunmaktadır. Buradaki önemli husus, belediyelerin faaliyet dönemlerinde ne kadar faiz ödediği ve gelecek faaliyet dönemlerine ait faiz giderleri yükümlülüklerinin ne olduğu konusudur. Eğerki işlemiş faiz yerine, ödeme planına göre hesaplanan toplam faiz giderinin tek seferde faaliyet sonuç hesapları ile ilişkilendirilir ise, muhasebenin temel kavramlarından dönemsellik ilkesine aykırı olarak, faiz giderlerinin ilgili olduğu yıl yerine, muhasebeleştirildiği yılın faaliyet sonuçlarında gösterilmesine, yılları Faaliyet Sonuçları Tablolarının, yanlış ve hatalı raporlanmasına sebebiyet vereceği ve dolayısıyla mali tablolardan bilançoda yer alan Kısa ve Uzun Vadeli İç Mali Borçlar Hesap Grupları ile Faaliyet Sonuçları Tablosunda yer alan Faiz Giderleri tam, doğru ve gerçeğe uygun değerleri göstermeyeceği açıktır.
Sonuç olarak, İdare açısından bir yükümlülük veya taahhüt olan ancak, tahakkuk etmemiş faiz giderlerinin muhasebeleştirilmesi için, faiz tutarlarının 300 Banka Kredileri hesabında takibinin bırakılması, detaylı hesap planının nazım hesaplar bölümünde bir muhasebe hesabına yer verilmesi ve bu tür işlemlerin bu muhasebe hesabına kaydedilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.