Altyapı kazı alanlarında İdarenin teknik personeli tarafından yapılan denetimler/kontroller sonucu oluşturulan tespit tutanakları sadece aykırılık içeren kazıları kapsamaktadır. Bu durumun kazı faaliyetinde bulunanların (iş sahiplerinin) yükümlülüklerini ne ölçüde yerine getirdiklerinin belirlenmesinde yeterli olmadığı ve denetim/kontrol bütünlüğünün sağlanmadığı görülmüştür.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Altyapı kazı izni harcı” başlıklı mükerrer 79’uncu maddesinde göre; verilecek altyapı kazı izinleri için ilgili belediyeden altyapı kazı izni belgesi alınır. Altyapı kazı izni başvuruları on beş gün içerisinde sonuçlandırılır. Altyapı kazı alanı ile kazı sırasında diğer altyapı tesislerine zarar verilmesi halinde bu tesisler kazıyı yapan tarafından eski haline getirilir. Altyapı kazı alanı, alan tahrip tutarının peşin yatırılması veya alan tahrip tutarı kadar teminat verilmesi halinde belediyece de kapatılabilir. İzinsiz altyapı kazısı yapanlara veya altyapı kazı alanını usulüne uygun kapatmayanlara belediye encümenince alan tahrip tutarının beş katına kadar idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu yerlerin alan tahrip tutarı, varsa teminatı düşülerek ayrıca tahsil edilir.


3194 sayılı İmar Kanunu’nun “İdari müeyyideler” başlıklı 42’nci maddesine göre; bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak, bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır.

Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ve imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapıların sahibine, yapı müteahhidine ve aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere; yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre idari para cezaları uygulamaktadır.

Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin “Görev ve yetkileri” başlıklı 8’inci maddesinde; büyükşehir belediyesi sorumluluğuna bırakılan yerlerde altyapı ile ilgili kazı yapacak gerçek ve tüzel kişilere izin ve kazı ruhsatı verileceği ve buna ilişkin bedelin belirleneceği ifade edilmektedir.

Mezkur mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; altyapı ile ilgili kazılarda İdareye/AYKOME birimine izin ve kazı ruhsatı verme yetkisi verilmektedir. İzin ve ruhsat vermenin temel amacı, İdarenin kontrol yetkisinin dışına çıkılmasının önlenmesi ve altyapı faaliyetlerinde bütünlüğün korunmasıdır. Bu kapsamda kazı alanını usulüne uygun kapatmayanlar, ruhsat eki olan projelere uygun yapılmayan işler ve ruhsat alma usulüne aykırı davrananlar tespit edilmektedir. Söz konusu tespitler, kanıtlayıcı belgeler (tutanak, fotoğraf, video vb.) ile desteklenerek ilgililere idari para cezası uygulanmaktadır. Nasıl ki idari para cezasının uygulanmasında bahsi geçen aykırılıkların kanıtlayıcı belgelerle tespiti aranırken, kazı ve kaplama işinin de tam ve doğru yapılması hususunda da bir tespitin olması gerekmektedir. Yani, kazı alanlarında yapılan denetimlerde sadece aykırılıklar değil, aykırılıklarla birlikte usulüne uygun yapılan imalatlarında belgelendirilmesi gerekmektedir.

Ancak, yapılan incelemede, Altyapı Koordinasyon Şube Müdürlüğü tarafından saha/altyapı kazı alanları denetimleri kapsamında oluşturulan tespit tutanaklarının sadece aykırılık içeren kazılara ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun, kazı faaliyetinde bulunanların (başvuru sahiplerinin) yükümlülüklerini ne ölçüde yerine getirdiklerinin belirlenmesinde yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki:

Altyapı kazılarına ilişkin izin ve kazı ruhsatı verilmesi uygulamasında; başvuru sahipleri/iş sahipleri önceden belirlenen taahhütleri kabul ederek altyapı kazılarını


gerçekleştirmektedirler. Örneğin, İdarenin matbu olan altyapı kazı ruhsat formunda yer alan taahhütnamedeki; “kazıdan çıkan malzemeleri geri dolgu olarak kullanmayacağımı ve kazı mahallinde bırakmayarak döküm sahasına nakledeceğimi, kazının tekniğine uygun dolgu malzemesi (kum, agrega, stabilize, plentmix vb.) kullanacağımı ve dolgu malzemesini 30 cm’ lik tabakalar halinde serip, tekniğine uygun olarak sıkıştıracağımı, asfalt kaplamalı yollarda, 7 cm asfalt payı kalacak şekilde asfalt altına 20 cm kalınlığında en az C20 olmak üzere beton atacağımı” gibi bazı üstlenmeler, iş sahipleri (kazı faaliyetinde bulunanlar) tarafından kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu gibi birçok taahhüdün yerine getirilip getirilmediği İdarenin denetimleri ile belirlenmektedir. Sadece aykırılık içeren kazılara ilişkin tutanakların bulunması söz konusu taahhütlerin yerine getirildiği, zaten yerine getirilmeyen aykırılıkların da tespit edildiği şeklinde bir sonuç çıkarabilir. Ancak, bu sonuç hukuki dayanak bakımından eksik kalmaktadır. Çünkü yapılan incelemenin somut ve hukuki göstergesi; kayıt tutma, belgeleme, imzalama, onaylama gibi resmi niteliği olan unsurların bir araya gelmesi ile oluşmaktadır.

Ayrıca, İdare fen ve sanat kurallarına göre yapımını üstlendiği asfalt ve tretuvar gibi işler için yüksek tutarlı harcamalar yapmaktadır. Örneğin, 2021 yılında sadece yolların bakımı ve asfalt serilmesi işi için (2021/401232 ihale kayıt no.lu iş) 196.511.769,75 TL bedelli sözleşme imzalamıştır. İdarenin kamu kaynağı kullanarak yaptığı yol imalatları, altyapı kazıları ile kısmen tahrip edilmekte ve yolların bütünlüğü bozulmaktadır. Yapılan kazıların taahhütlere, fen ve sanat kurallarına göre eski haline getirilmesi, yapılan yatırımların uzun vadeli olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle İdare tarafından yapılan saha denetimlerinde sadece aykırılık içeren kazılara ilişkin tespit tutanağı oluşturulmamalıdır. Yapılan işler bir bütün olarak değerlendirilmeli ve her imalatın (dolgu ve kaplamanın) usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı da belgelendirilmelidir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulguda belirtilen hususlarla ilgili olarak, gerekli işlemlerin yapılacağı ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, altyapı kazısı yapacak gerçek ve tüzel kişilere izin ve kazı ruhsatı verilmesinde; İdare saha denetimlerini bir bütün olarak değerlendirmelidir. Kazı faaliyetinde bulunanların yükümlülüklerinin ve sorumluluklarının hem yerine getirme hem de yerine getirmeme duruma göre belgelendirilmenin yapılması, kamu menfaati açısından uygun olacaktır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?