Karar Künyesi
Toplu taşıma hizmetinin bir parçası olan taşıma ücretlerinin toplanması yetkisinin ihale yapılmaksızın protokol ile ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası sahiplerine verildiği, plaka sahipleri ile imzalanan protokol maddelerinden bazılarının Niğde Belediyesi Özel Halk Otobüsleri Çalışma ve Seyrüsefer Yönetmeliği hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ve ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası sahipleri ile İdare arasında imzalanan protokol hükümlerinin Belediye aleyhine sonuç doğuracak şekilde kurgulandığı görülmüştür.
Toplu Taşıma Hizmetleri Karşılığında Elde Edilecek Hasılatın Toplanmasına İlişkin İmtiyaz Hakkının İhalesiz Bir Şekilde Devredilmesi
Belediyenin yetki ve imtiyazları arasında bulunan toplu taşıma hizmetlerini yapma işinin bir parçası olan bu hizmetler karşılığında elde edilecek gelirlerin toplanması işinin ihale yapılmaksızın protokolde belirlenen oran üzerinden belediyeye pay verilmesi karşılığında ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası sahiplerine verildiği görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinde toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek belediyelerin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1’nci maddesinde belediyelerin kiralama işlemlerinin Kanun kapsamında olduğu belirtilmiş, 3’üncü maddesinde ise hakların kiralanması “Kira” tanımı içinde sayılmıştır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde ise belediyelerin her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre kurumun bütçesinden gider yapmasını öngören işlerde 4734 sayılı Kanuna tabi olduğu, gelir getirici nitelikteki işlerinde ise 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem tesis etmesi gerektiği görülmektedir. Bu nedenle gelir toplama iş ve işlemleri için ihaleyi alan firmaya para ödemek gerekecekse yani bütçeden bir gider yapılması tahmin ediliyorsa bu işin 4734 sayılı Kanun’a göre, eğer bu işten dolayı harcama yapılmayacak, aksine firmalar bu iş için Kuruma para ödemeye razı iseler yani bir başka deyişle söz konusu iş gelir getirici nitelikte bir iş ise, o zaman da Kurumun gelir getirici nitelikteki işlerinde uygulanan 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre söz konusu işi devretmesi gerekmektedir.
Buna göre toplu taşıma sistemindeki gelirlerin toplanması işinin İdare açısından gelir getirici olduğu ve bu yönüyle bu işin 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabi olması gerektiği yönünde bir şüphe bulunmamaktadır.
Yapılan incelemede, İdarenin gelir getirici nitelikte olan gelir toplama işini ihale yapılmaksızın bir protokol ile protokolde yazılı oran üzerinden belediyeye pay verilmesi karşılığında ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası sahiplerine verildiği görülmüştür.
Ulaşımda teknolojik yeniliklerden faydalanabilmek için, akıllı kart sistemleri dünyada ve Türkiye’de kullanılagelen bir yöntemdir. Türkiye’de, akıllı kart ve ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren çok sayıda şirket de bulunmaktadır. Özel halk otobüsünü işleten ve İdarece taşımacı diye adlandırılan kişilerin söz konusu sistemi kendilerinin kurmayacağı ve bu alanda faaliyet gösteren bir firmadan bu hizmeti satın alarak işlettireceği açıktır. Bu açıdan, akıllı kart ve ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren çok sayıda firma bulunduğu ve piyasanın rekabete açık olduğu hususu göz önüne alındığında ihaleye konu edilmesi gereken gelirlerin toplanması işinin protokol ile taşımacılara bırakılması 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.
Kamu idaresi cevabında, bulguda yer alan hususlara ilişkin herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
Sonuç olarak, gelir getirici nitelikte olan gelir toplama hakkının bu alanda faaliyet gösteren firmaların katılımına açık bir şekilde 2886 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ihale edilmesi ve ihale sonucunda belediyeye en yüksek getiriyi sağlayacak firmaya bu işin verilmesi gerekmektedir.
Ticari Tahsisli Özel Halk Otobüsü Plakası Sahipleri İle İdare Arasında İmzalanan Protokol Hükümlerinin İdarenin Çıkardığı Yönetmelik Hükümlerine Aykırılıklar İçermesi
İdarenin ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası malikleri ile imzaladığı protokol maddelerinin Niğde Belediyesi Özel Halk Otobüsleri Çalışma ve Seyrüsefer Yönetmeliği hükümlerine aykırılıklar içerdiği görülmüştür.
Niğde Belediyesi sınırları içinde belirlenen güzergâhlarda çalışma ruhsatı verilen (H) plakalı özel halk otobüslerinin çalışma koşullarının düzenlenmesine yönelik olarak çıkarılan Niğde Belediyesi Özel Halk Otobüsleri Çalışma ve Seyrüsefer Yönetmeliği’nin “Araçlarda Reklam Yapılması” başlıklı 14’üncü maddesinde Belediyenin izni ile otobüslere ilan ve reklam asılabileceği, ancak reklam bedelinin %50’sinin Belediyeye ait olacağı ifadesi yer almaktadır.
Yönetmelikte yer alan özel halk otobüslerinde yapılacak ilan ve reklamdan elde edilecek gelirin %50’sinin Belediyeye ait olacağı düzenlemesine rağmen, plaka sahipleri ile imzalanan protokolde söz konusu gelirlerin tamamının özel halk otobüsü maliklerine bırakıldığı görülmüştür.
Yukarıda da izah edildiği üzere, İdarenin plaka malikleri ile imzaladığı protokolde Meclis tarafından kabul edilerek yürürlük kazanan Yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlemelere yer verilmiştir. Dolayısıyla söz konusu Yönetmelik ile İdarenin plaka malikleri ile imzaladığı protokol hükümlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.
Kamu idaresi cevabında, bulguda yer alan hususlara ilişkin herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
Sonuç olarak söz konusu uyumsuzluğun giderilmesine yönelik çalışma yapılarak uygulamanın mevzuata uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Ticari Tahsisli Özel Halk Otobüsü Plakası Sahipleri İle İdare Arasında İmzalanan Protokol Hükümlerinin Belediye Aleyhine Sonuç Doğuracak Şekilde Kurgulanması
İdare ile ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası sahipleri arasında imzalanan protokolde kartlara yüklenen bakiyelerin nemalandırılıp nemalandırılmayacağı, yüklenen ve kullanılmaksızın bekleyen bakiyelerin nemalandırılması halinde belediyenin pay alıp almayacağı, yüklenen bakiyelerden toplu taşımada kullanılmak suretiyle taşıma ücretine dönüşen tutarların ne sıklıkla belediyeye gönderileceği hususlarında herhangi bir düzenleme yapılmadığı görülmüştür.
08.03.2019 tarihli ve 30708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği’nin;
“Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde belediyelerin bu Yönetmelik kapsamında yer aldığı<i>,</i>
“Uygulama ve kullanılacak araçlar” başlıklı 5’inci maddesinin ikinci fıkrasında genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinin, kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarını kamu sermayeli bankalarda TL cinsi vadesiz ve/veya vadeli mevduat ile özel cari hesap ve/veya katılma hesabında değerlendirmekle yükümlü olduğu, üçüncü fıkrasında ise kurumların; faaliyetleri kapsamında yaptıracakları tahsilat ve ödeme işlemleri için yurt içinde yerleşik diğer bankaları, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’yi ve yurt içinde yerleşik bankalar aracılığıyla olmak koşuluyla ödeme kuruluşlarını ve elektronik para kuruluşlarını da kullanabileceği, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının, kamu kurumları adına tahsil ettikleri tutarları anlaşma yaptıkları yurt içinde yerleşik bankalarda ilgili kamu kurumu adına açılacak hesaplara işlem yapılan gün içerisinde aktarmak zorunda olduğu, gerçekleştirilen tahsilat tutarlarının, özel kanunların verdiği yetki kapsamında yapılan düzenlemelerde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla takip eden iş günü içinde ilgili kurumun kamu sermayeli bankadaki hesabına aktarılmasının zorunlu olduğu,
“Kaynakların değerlendirilmesi ve nemalandırma” başlıklı 6’ncı maddesinde ise kurumların mevduat, ters repo ve katılma hesabı olarak değerlendirmeyi öngördükleri mali kaynakları için uygulanacak vadeli mevduat ve ters repo faiz oranı ile katılma hesabı beklenen/tahmini getiri oranının Yönetmelik ekinde (Ek-1) yer alan ve ilgili vadelere karşılık gelen oranlardan daha yüksek olamayacağı hükümleri bulunmaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre, belediyenin bir takım hizmetleri karşılığında elde edeceği gelirlerinin tahsilatı konusunda bankaları, PTT AŞ’yi, ödeme kuruluşlarını ve elektronik para kuruluşlarını kullanabilmesi önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu kuruluşlarca belediye adına yapılan tahsilatların gün içerisinde belediyenin banka hesaplarına aktarılması Yönetmelik ile zorunlu kılınmıştır. Aynı zamanda belediyeler tasarrufu altındaki her türlü mali kaynaklarını kamu sermayeli bankalarda TL cinsi vadesiz ve/veya vadeli mevduat ile özel cari hesap ve/veya katılma hesabında değerlendirmekle yükümlü tutulmuştur. Bu açıdan kullanımına ihtiyaç duyulmayan mali kaynakların nemalandırılması da yine Yönetmelik hükümleri gereğidir.
Ticari tahsisli özel halk otobüsü plakası (H plaka) malikleri ile imzalanan protokolün “Taşımacının Yükümlülükleri” başlıklı 5’inci maddesinde ise toplu taşıma faaliyetinde manyetik kartla toplanan taşıma ücretinin her kişi için %2,72’sinin İdareye ödeneceği belirtilmiş, gelirlerin toplanması ve değerlendirilmesi hususunda sözleşmede bunun dışında bir hüküm yer almamıştır.
Toplu taşımada kullanılan elektronik kartlara ister ilgili dolum merkezlerinden isterse online ödeme yöntemleri ile bakiye yüklenebilmektedir. Yüklenen bakiyeler ise kartların toplu taşıma araçlarında kullanılmasına kadar geçen sürede kart işleticisinin hesabında beklemektedir. Söz konusu tutarların ne şekilde değerlendirileceği, nemalandırılıp nemalandırılmayacağı, nemalandırılacaksa Belediyenin bundan pay alıp almayacağı hususlarında protokol hükümleri arasında herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca, kartlara yüklenen bakiyelerin otobüslerde kullanımı sonrası ulaşım bedeline dönüşmesi sonrasında Belediyeye aktarılması gereken %2,72’lik payın ne sıklıkta İdare hesaplarına gönderileceği de protokol hükümleri arasında yer almamıştır.
Yapılan incelemede, kart sisteminin kurulması işinin plaka sahipleri ile imzalanan protokoller ile taşıyıcılara bırakıldığı, taşıyıcıların ise bu yükümlülüklerini yerine getirmek için kooperatif kurduğu, kooperatifin elektronik kart sistemleri alanında faaliyet gösteren bir firma ile anlaşarak yükümlülüğünü yerine getirdiği, gelirlerin toplanması ve dağıtılması sürecinin tamamının İdarenin kontrolü dışında gelişmesi sebebiyle bakiyelerin yüklendikten sonra ulaşım bedeli haline gelerek dağıtılmasına kadar geçecek süreçte Belediyenin toplanan paralarla ilgili bir tasarrufunun olmadığı, kartlarda bulunan bakiyelerin kullanılması sonrasında Belediyeye gönderilecek payların da haftalık olarak her Pazartesi günü Belediye hesaplarına gönderildiği, bu suretle Belediyenin payına düşen tutarların, Belediyeye gönderilmek üzere bekletildiği süre boyunca nemalandırılmasından da mahrum kalındığı görülmüştür.
Kamu idaresi cevabında, bulguda yer alan hususlara ilişkin herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
Sonuç olarak, Belediyenin hak ve menfaatlerinin korunması açısından toplu taşıma sisteminde kullanılan kartlara yüklenen bakiyelerin kullanılana kadar geçen sürede ne şekilde değerlendirileceğine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılması, kartlarda bulunan bakiyelerin kart kullanıldıktan sonra ulaşım bedeline dönüşmesi sonrasında Belediyeye gönderilmesi gereken payın mevzuatta belirtildiği süre zarfında Belediye hesaplarına yatırılmasının sağlanması gerekmektedir.