Şirketin muhasebe kayıtları üzerinden yapılan incelemede, sermayesinin tamamı Bayraklı Belediyesine ait olan bir diğer şirketi BAYBEL A.Ş’ye yapılan ve borç verme mahiyeti taşıyan ödemelerin 120 Alıcılar hesabında takibinin yapıldığı görülmüştür.

Tek düzen hesap planı 120 Alıcılar Hesabında bu hesabın işletmenin faaliyet konusunu oluşturan mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz alacaklarının izlenmesi için kullanılacağı belirtilmiştir.

Yapılan incelemede; 2023 yılı içerisinde 37 adet yevmiye kaydı ile 11.461.313,50 TL’nin BAYBEL A.Ş’ye aktarıldığı, aktarılan bu tutarlarında 120 Alıcılar Hesabında takibinin yapıldığı görülmektedir. Öte yandan mizan kayıtlarının incelenmesinden, önceki yıllarda yapılmış işlemler de dahil edildiğinde 120 Alıcılar Hesabında takibi yapılan, şirketin BAYBEL A.Ş’den 40.791.950,22 TL alacağı mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu işlemler mal ve hizmet satışı içermediğinden bu tutarların 120 Alıcılar Hesabında takip edilmesi mali tablolarda hataya sebebiyet vermektedir.

Diğer taraftan; şirketin bir diğer belediye şirketine yapmış olduğu bu ödemeler, bir mal veya hizmet satışı içermediğinden, hukuki mahiyeti itibarıyla borç verme işlemidir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 27’nci maddesinin 6’ncı fıkrasında;

“Büyükşehir belediyesi ile bağlı kuruluşları, belediye başkanının onayı ile birbirlerinin nakit ihtiyacını karşılayabilir. Bu şekildeki ödünç vermelerde faiz uygulanmaz.”

Düzenlemesine yer verilmişse de, belediye şirketlerinin birbirlerine borç verme işlemlerine ilişkin olarak gerek 5393 sayılı Kanun’da gerekse de 5216 sayılı Kanun’da doğrudan bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.

Aynı şekilde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde şirketlerin diğer şirketlere borç vermesine ilişkin doğrudan kısıtlayıcı bir düzenleme de bulunmadığı görülmektedir.

Bununla birlikte; 6102 sayılı Kanun’un yönetim kurulunun temsil ve kapsam sınırlarının belirtildiği 371’inci maddesinde yer alan;

“(1) Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücû hakkı saklıdır.

(2) Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.”

Düzenlemesinden hareketle, şirketlerin esas sözleşmelerinde belirtilen amacına ve işletme konusuna girmeyen, önemli miktarda borç alma ve borç verme işlemlerinin şirketler açısından daha üst bir karar organı olan genel kurul tarafından karara bağlanması gerektiği değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan; şirket bilançosunun incelenmesinden, dönem net zararının 110.726.108,80 TL olduğu, vadesi geçmiş, ertelenmiş veya taksitlendirilmiş 384.280.580,39 TL vergi ve yükümlülüğünün mevcut olduğu, şirket öz sermayesinin tamamen karşılıksız olduğu görülmektedir. Durum böyle iken; şirketin, BAYBEL A.Ş’ye yapmış olduğu borç verme işlemlerinde genel kurul kararı alınmadığı görülmektedir. Öte yandan, verilen borçların vadesinin ne olacağı, faiz oranları gibi konularda da bir belirleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

6102 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemeler çerçevesinde, şirket tarafından yapılacak borç verme işlemlerinde ödeme koşulları, vade ve faiz oranları gibi hususların genel kurul kararı ile yapılması ve verilecek borçların tek düzen hesap planında yer alan, herhangi bir ticari nedene dayanmadan meydana gelmiş senetli, senetsiz alacakların takip edildiği 136 Diğer Çeşitli Alacaklar veya vadesine göre 236 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabında takip edilmesi gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?