Karar Künyesi
Şirketin, 2019 yılı sonu kurumlar vergisi beyannamesi ile vergi dairesine bildirilen kurumlar vergisi matrahına ilişkin olarak hesaplanan ve yıl içerisinde mahsup edilen tutarlar haricinde kalan kurumlar vergisi tutarının zamanında ödenmemesi nedeniyle fazladan ödeme yapmak durumunda kalındığı görülmüştür.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 402’ıncı maddesi birinci fıkrasının 1’nci bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, aynı fıkranın 6’ncı bendinde ise işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların, safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmış olup Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise bu Kanun’a göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu mevzuat hükümlerine göre, zamanında ödenmeyen vergiler için hesaplanan gecikme zammı ile faizleri kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı gibi kanun koyucu tarafından mükelleflerin söz konusu vergi borçlarını ödemesi için kolaylık sağladığı yapılandırma kanunları kapsamında vergi borcu yanında gecikme zammı ile faizleri yerine borç aslı üzerinden Yİ-ÜFE aylık değişimleri dikkate alınarak hesaplanan tutarın da kurum kazancından indirilmesi mümkün olmamaktadır.
Yapılan incelemede, 2019 mali yılına ilişkin olarak 02.04.2020 tarihinde Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Müdürlüğüne beyan edilen kurumlar vergisi beyannamesine göre yıl içerisinde ödenen tutarların mahsup edilmesi sonucunda ödemesi gereken 35.472.498,34 TL kurumlar vergisinin zamanında ödenmediği, 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a göre ilgili borcun yapılandırılması için başvurularak yapılandırıldığı, söz konusu yapılandırılan tutarın peşin olarak 01.03.2021 tarihinde 36.185.876,60 TL olarak ödendiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla, kurumlar vergisinin zamanında ödenmemesinden kaynaklı olarak Şirket tarafından fazladan 713.378,26 TL (36.185.876,60-35.472.498,34) ödenmiştir. Söz konusu tutar kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olduğundan 2021 yılında kurum kazancında gider olarak yazılamayacaktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18’inci maddesinin ikinci fıkrasında; her tacirin, ticaretine ait bütün işlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre, tacirin öngörülü, konusunu bilen, hukuki ve fiili durumları kavrayabilme özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Basiretli iş adamı kavramı iyi niyeti de içine almakla birlikte, iyi niyetten de öte tedbirli bir hareketi, vasat bir şahıstan daha fazla özen gösterme gereğini, ticari hayatın gereklerini ve teamüllerini iyi bilmeyi ve gelecekteki şartları tahmini de ifade etmektedir.
Şirketin ilgili dönemde vergi ödemesini vadesinde yapmadığı ve dolayısıyla Şirket bütçesinden fazladan ödemeye sebebiyet verdiği anlaşıldığından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli bir tüccar gibi hareket edilmesi hükmüne aykırı davranılarak şirket karlılığının azalmasına neden olunduğu değerlendirilmektedir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından, ilgili yılın vergi ödemesinin yapılacağı tarihteki nakit dengesi dikkate alınarak, yasaların cevaz verdiği şekilde yeniden yapılandırılarak ödemeyi planladıklarını; nakit akışının beklenenden daha olumlu gelişmesi nedeniyle yapılandırmanın vadesinden erken kapatıldığı; tüm yasal yükümlülüklerin vadesinde nakdi olarak yerine getirme konusunda dikkat edildiği ifade edilmiştir.
Netice olarak, bundan böyle vergi mevzuatına göre ortaya çıkacak yasal yükümlülüklerin zamanında ödenerek Şirket bütçesinden fazladan ödemeye sebebiyet verilmemesi önem arz etmektedir.