Sarayköy Belediyesince, Kızıldere Jeotermal Santralinden çıkan sıcak su ile Sarayköy ilçe merkezindeki konutların ısıtılması işi için 19.07.2001 tarihinde Mülga TEAŞ (Türkiye Elektrik Üretim-İletim Anonim Şirketi) ile Protokol imzalanmıştır. Protokol hükümlerince, TEAŞ, Sarayköy Belediyesinin jeotermal atık sudan ilçedeki konutların ısıtılması, seracılık, termal turizm gibi amaçlarla faydalanması için 49 yıllığına intifa hakkı vermektedir. Sarayköy Belediyesi de karşılığında, kuyuların bakım, onarım, temizlik, test ve reenjeksiyon ile ilgili giderlerine katılım payı olarak TEAŞ’a her yıl 4 milyar (2001 yılında geçerli TL olarak) ödeyecek; ödeme, ısıtma sisteminin devreye girdiği tarih itibarıyla başlayıp, yıllık enflasyon TEFE (Toptan Eşya Fiyatları Endeksi) oranında arttırılacaktır. Protokolün 7 nci maddesinde Jeotermal Santralin özelleşmesi söz konusu olduğunda Sarayköy Belediyesinin bu Protokol ile sağladığı hakların aynen devir sözleşmesine aktarılacağı da belirtilmektedir.

Belediye Başkanlığınca, Protokol gereği olan tesislerin kurulup işletilmesi işi önce A. Firmasına ihale edilmişse de, işin söz konusu yüklenici tarafından tamamlanamaması nedeniyle bu defa Belediye Meclisinin 25.04.2002 tarih 16 sayılı kararıyla Belediye Başkanına verilen yetkiye istinaden B. Anonim Şirketi ile (ihale söz konusu olmaksızın) 26.05.2002 tarihinde bir Protokol imzalanmıştır. Bu Protokole göre ilçedeki konutlara jeotermal suyun getirilmesi için gerekli altyapı ve tesisler Firma tarafından gerçekleştirilecektir. Abonelik bedellerinin ve konut ısıtma tüketim tarifelerinin belirlenmesi yetkisi Firmaya verilmiştir. Suyun kullanımı süresince Sarayköy konut ısıtılması işinden elde edilecek net kârın %20’sinin Belediyeye verilmesi de Protokolün 5’nci maddesiyle kararlaştırılmıştır. Bu tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu 19’ncu maddesine göre imtiyaz devri için belirlenen azami süre 40 yıl olmasına karşın, Protokolde işletme süresine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. B. Anonim Şirketi halen yenilenen kurumsal kimliğiyle C. Enerji olarak faaliyetini sürdürmektedir.

Yapılan incelemede, Sarayköy Belediye Başkanlığına işletici Firma tarafından Protokol hükümleri çerçevesinde %20 kâr payı ödemesinin bugüne değin gerçekleşmediği, Belediyeye mali bilgiler ve kârlılık durumuna ilişkin bilgi verilmediği, sadece sözlü olarak, zarar edildiğine yönelik bir ifadede bulunulduğu anlaşılmıştır.


Söz konusu işlemlerin gerçekleştiği tarihlerde yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları” başlıklı 19’ncu maddesi 4 numaralı bendinde, doğrudan doğruya yapılmak ve işletilmek şartıyla su, havagazı, elektrik, tramvay tesisatı kurmak ve işletmenin belediyelerin hakkı olduğu, belediyelerin bu işlerin tesis veya işletilmesi için müddeti kırk seneyi aşmamak üzere imtiyaz da verebilecekleri belirtilmektedir.

13/7/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15. Maddesi (e) fıkrasında ise, müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak; atık su ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; kaynak sularını işletmek veya işlettirmenin belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında olduğu vurgulanarak, aynı maddede; Belediyelerin (e) bendinin de dahil olduğu bazı hizmetleri, Danıştay’ın görüşü ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kararıyla süresi kırk dokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devretmek yoluyla yerine getirebileceği belirtilmiştir.

Belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde söz konusu ısıtma suyu temin faaliyeti için yetkili ve imtiyaz sahibi olan belediyelerin bu hak ve imtiyazını ancak yine söz konusu düzenlemeler çerçevesinde kullanabileceği açıktır.

Öncelikle, ihale mevzuatı dışında, Belediye Başkanı ile B. Anonim Şirketi arasında imzalanan ve süre içermeyen bir Protokol ile Firmaya kurulum ve işletme hakkının verilmesi hukuki temelden yoksundur.

Söz konusu Protokolün imzalanmasından 3 yıl sonra yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 15’inci maddesinde kazanılmış hakların saklı olduğunun belirtilmesi ve bugün itibarıyla Protokolün yaklaşık 20 yıllık bir geçmişe sahip olması nedeniyle bir an için bu konudaki mevzuat uyarsızlıkları göz ardı edilmiş olsa bile, Protokol hükümleri çerçevesinde Sarayköy Belediyesine %20 kâr payı ödemesi yapılmaması, işletici Firmanın kârlılık durumunu gösterecek mali tablo ve bilgilere ulaşılamaması ve diğer Protokol hükümlerinin işlerliğine yönelik kontrollerin sağlanamaması kabul edilebilir bir görünüm arz etmemektedir.

Belde halkının hak ve menfaatlerini gözetmek yükümlülüğünde olan Belediye Başkanlığının, mevzuat ve Protokol hükümleri çerçevesinde gerekli hukuki girişimlerde bulunması önemli bir gereklilik olarak görülmektedir.


Kamu İdaresince konuyla ilgili olarak; Protokolün 5'inci maddesi gereğince %20 kar payının ödenmesi ile ilgili olarak, şirketin karlılık durumunu gösterir mali tabloları ve bilgileri Belediyeye göndermesi için resmi yazı gönderildiği ve Şirketten gelecek cevaba göre hukuki girişimlerde bulunulacağı belirtilmiştir.

Ancak burada özellikle dikkat edilmesi gereken nokta söz konusu şirketin karlılığının nasıl tespit edildiğidir. Zira protokolün 5’inci maddesine göre işletme hakkını elinde bulunduran şirket, konut ısıtma işinden elde edeceği karın %20’sini Belediyeye pay olarak göndermesi gerekmektedir.

Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken en önemli husus, Sarayköy Belediyesinde konut ısıtma işini yürüten şirketin, bu faaliyetleri dışında başka faaliyetlerinin de bulunup bulunmadığı, var ise diğer faaliyetleri için yaptığı yatırım harcamaları, giderler ve/veya diğer faaliyetlerinden dolayı ortaya çıkan zararın konut ısıtma işinden elde ettiği gelir ile aynı bilançoda gösterilip gösterilmediğidir.

Eğer şirket konut ısıtma işinden elde ettiği geliri, diğer faaliyetlerinden ortaya çıkan zarar ve/veya yaptığı diğer yatırım harcamaları ile aynı bilançoda gösteriyorsa ve ısıtma işinden kar etmesine karşılık diğer faaliyetleri nedeniyle bilanço toplamında zarar edilmiş olarak görünüyorsa bu durumda şirketin, zarar edildiği gerekçesiyle Belediyeye pay göndermemesi protokol hükümlerine açık biçimde aykırı olacak, böylece Belediyeye ait kamu kaynağı haksız bir biçimde şirket kasasında kalmış olup kamu zararına sebebiyet verilmiş olacaktır.

Dolayısıyla, söz konusu şirketin protokol kapsamında yürüttüğü faaliyetleri için yaptığı harcamaların, giderlerin ve elde edilen gelirin ayrı bir muhasebe sistemi içinde takip edilerek bu faaliyet nedeniyle ortaya çıkan sonucun kanıtlayıcı belgeleriyle birlikte Belediye ile paylaşılması ve eğer bir kar var ise bunun da %20’sinin Belediyeye gönderilmesi gerekirdi. Ancak, Şirket tarafından Belediyeye bu yönde hiçbir belge sunulmamış olup sadece sözlü olarak zarar edildiği beyan edilmiştir. Bu zararın protokol kapsamında yürütülen iş ile mi ilgili olduğu yoksa şirketin diğer faaliyetleri de eklendikten sonra ortaya çıkan bir zarar mı olduğu ise belirsizdir.

Sonuç olarak Belediyenin, Borçlar Kanunu hükümleri doğrultusunda geçmiş yıllarınki de dahil olmak üzere şirketin sadece konut ısıtma işinden doğan gelir ve giderleri ile karlılık durumunu gösteren mali verileri temin ederek hak edilmiş bir pay var ise bunların tahsiline yönelik her türlü tedbiri alarak, hem 2021 yılı ve geçmiş yıllara ait kamu kaynaklarını tahsil


etmesi hem de bundan sonra doğması muhtemel kamu zararının önüne geçmesi son derece gerekli ve önemli görülmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?