Karar Künyesi
Şirkette çalışan işçiler için kıdem tazminatı karşılıklarının ayrılmadığı ve 372 - 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesaplarının kullanılmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Defter tutma ve envanter” başlıklı 64/1’inci maddesinde; her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin “Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları” başlıklı ekinde 372 ve 472- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesapları tanımlanmış olup 372 ve 472 no.lu hesaplar, belirlenecek esaslar çerçevesinde ayrılan ve faaliyet dönemi içinde veya uzun vadede ödeneceği öngörülen kıdem tazminatı karşılıklarının izlenmesi için kullanılmaktadır. Kıdem tazminatı karşılıkları ilk ayrıldığında, 472- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına kaydedilmesi, vadeleri bir yılın altına düşen ve faaliyet dönemi içerisinde ödenmesi öngörülen tutarların, 372- Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabına aktarılması gerekmektedir.
Aynı Tebliğ’de muhasebenin temel kavramlarından birisi olan ihtiyatlılık kavramı tanımlanmış ve söz konusu kavram gereğince muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve işletmenin karşılaşabileceği risklerin gözönüne alınması için işletmelerin muhtemel giderleri ve zararları için karşılık ayırması gerektiği belirtilmiştir.
Bununla beraber Tek Düzen Muhasebe Sistemini uygulayan şirketlerde 6 Seri No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği gereğince kıdem tazminatı karşılığı ayrılması hususu ihtiyarilik teşkil ederek şirketlerin kendi isteklerine bırakılmıştır. Ancak şirketlerin mali durumunu gerçeğe uygun olarak görmesi adına kıdem tazminatlarının hesap dönemi itibariyle hesaplanıp karşılık ayrılması ve bunların mali tablolarda gösterilmesi önem teşkil etmektedir.
2020 yılı itibariyle KAY-TUR A.Ş’de İş Kanunu’na tabi olarak farklı unvanlarda toplamda 276 adet sürekli işçi istihdam edilmesine karşın Şirketin mali tablolarında 372 ve 472 no.lu hesapların kullanılmadığı görülmüştür. Ancak Şirketin mali açıdan güçlü bir durumda olmadığı ve de yukarıda yer verilen ihtiyatlılık kavramı göz önünde bulundurulduğunda; Şirketin gelecek dönemde karşılaşabileceği yükümlülükleri tespit etmesi ve buna yönelik tedbirler alabilmesi için kıdem tazminatı karşılıklarının mali tablolarda gösterilmesi uygun
olacaktır.
Bu itibarla; her ne kadar Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile ihtiyari bırakılmış olsa da muhasebenin temel kavramlarından olan ihtiyatlılık kavramı gereğince Şirketin ileriki dönemde gerçekleşmesi beklenen giderlerinin bilançoda gösterilmesini teminen işçiler için her yıl kıdem tazminatı karşılığı ayrılmasının ve ilgili hesaplarda izlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.