Karar Künyesi
5216 sayılı Kanun’un “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinde, büyükşehir belediyelerinin temizlik hizmetlerine ilişkin görevlerini belediye meclisi kararı ile ilçe belediyelerine devredebileceği ve birlikte yapabileceğinden bahsedilse de, büyükşehir belediyesinin görev alanında ki zabıta görevinin ilçe belediyelerine devredebileceğinden veya birlikte yapabileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bundan dolayı zabıta görevinin devri mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
5216 sayılı Kanun’un “Belediyeler arası hizmet ilişkileri ve koordinasyon” başlıklı 27’nci maddesinde,
“Büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyon, büyükşehir belediyesi tarafından sağlanır. Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri veya ilçe belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilaf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir.
(…) büyükşehir belediyelerinde meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park, spor ve kültürel tesislerin büyükşehir belediyesi ile büyükşehir kapsamındaki diğer belediyeler arasında dağılımına ilişkin esaslar büyükşehir belediye meclisi tarafından belirlenir.
Büyükşehir belediyesi mücavir alanlarının ilçe (…) belediyeleri arasındaki bölüşümü büyükşehir belediye meclisince yapılır.
Büyükşehir belediyesi, 7’nci maddede sayılan hizmetleri, malî ve teknik imkânları çerçevesinde, nüfus ve hizmet alanlarını dikkate alarak, bu hizmetlerden yararlanacak büyükşehir kapsamındaki diğer belediyeler arasında dengeli olarak yürütmek zorundadır. İlçe (…)belediyelerine ait görevlerden bir veya birkaçı, bedeli kendileri tarafından karşılanmak ve istekte bulunmak kaydıyla, büyükşehir belediye meclisinin kararına dayanarak, ortaklaşa veya bizzat büyükşehir belediyesi tarafından yapılabilir..." hükmü bulunmaktadır.
Diğer yandan,2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Verginin tarhı ve ödenmesi” başlıklı 16’ ncı maddesinde, vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından, ilan ve reklam işinin bu işi mutad meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan
ve reklam işini yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar verileceği ve beyanname üzerine, tarh ve tahakkuk ettirileceği ifade edilmektedir. Beyannamelerin ise vergi tarifesinin 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı bentlerinde yazılı ilan ve reklamlarda bunların yayınlandığı, dağıtıldığı veya teşhir edildiği mahallin belediyesine verileceği ifade edilmektedir.
5216 sayılı Kanun’un “Büyükşehir belediyesinin gelirleri” başlıklı 23’üncü maddesinin (e) bendinde; 7’nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde belirtilen alanlar ile bu alanlara cephesi bulunan binalar üzerindeki her türlü ilân ve reklamların vergileri ile asma, tahsis ve bakım ücretleri yer almaktadır.
Her iki Kanunda yer alan ifadelerden anlaşılacağı üzere, mahalli idareler yetkisi dâhilindeki alanlarda vergiyi toplamakla mükelleftir. Ayrıca her iki mevzuatta da belirtildiği üzere vergi toplama yetkisini ilçe belediyelerine devredebileceğine dair hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Büyükşehir belediye meclisinin, büyükşehir sınırları içerisinde ki hizmetlerin yerine getirilmesi açısından uyum ve koordinasyonun sağlanması ve hizmet götürülmesi anlamında mücavir alanların paylaşılması konusunda görevi olmakla birlikte, bir kamu geliri olan vergiyi kimin tahakkuk ve tahsilinde olacağını belirleme ve bir kamu görevi olan zabıta hizmetini devredebilme yetkisi bulunmamaktadır. Bu gibi hususlar ancak kanunla düzenlenebilir.
2018 mali yılına ilişkin hesap ve işlemlerin incelenmesi sonucunda,18.04.2014 tarih ve 211 sayılı Büyükşehir Belediye Meclisi Kararı ile “Pamukkale ve Merkezefendi İlçe Belediyeleri dışında kalan ilçe belediyelerinde; Büyükşehir Belediyesi yetki ve görev alanındaki meydan, bulvar, cadde, sokak, karayolu ve ana arterlerdeki zabıta ve temizlik hizmetlerinin ilgili ilçe belediyelerince gerçekleştirilmesine, buna bağlı olarak herhangi bir karışıklığa meydan vermemek, hizmetin eşit ve adaletli şekilde dağıtılmasını sağlamak amacıyla ilan ve reklam vergisinin ilçe belediyesi görev ve yetkisi dahilinde belirlenecek tarife üzerinden ilçe belediyelerince tahsiline” karar verildiği anlaşılmıştır. Belirtilen Meclis Kararı’nın mevzuata aykırı olduğu açıktır. Ayrıca bu husus, 2017 yılı Sayıştay Raporuna alınmış olmasına rağmen, İdare tarafından herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde, İdarenin kanun ile kendisine verilen vergi toplama yetkisini ve zabıta görevini meclis kararı ile diğer ilçe belediyelerine devretmesi mevzuata aykırılık teşkil etmektedir. Yapılan idari işlemin mevzuata uygun şekilde düzeltilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.
Kamu idaresi cevabında; “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun;
“Amaç” başlıklı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.” denilmekte,
“Kamu Maliyesinin Temel İlkeleri” başlıklı 5. maddesinde;
“…f) Kamu malî yönetimi ekonomik, malî ve sosyal etkinliği birlikte sağlayacak şekilde kamusal tercihlerin oluşması için gerekli ortamı yaratır.
g) Kamu idarelerinin mal ve hizmet üretimi ile ihtiyaçlarının karşılanmasında, ekonomik veya sosyal verimlilik ilkelerine uygun olarak maliyet-fayda veya maliyet-etkinlik ile gerekli görülen diğer ekonomik ve sosyal analizlerin yapılması esastır.” denilmekte,
“Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8. maddesinde “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.” denilmektedir.
“Üst yöneticiler” başlıklı 11. madde “Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.” denilmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinde;
“a) Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, beldenin ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak.
…
Bu Kanunla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak.
Büyükşehir belediyesinin ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin etkin ve verimli yönetilmesini sağlamak, …
Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, alacak ve gelirlerinin tahsilini sağlamak.” denilmektedir.
Belediye Meclisimizin 18.04.2014 tarih 211 sayılı kararının 4. maddesinde “Pamukkale ve Merkezefendi ilçe belediyeleri dışında kalan ilçe belediyelerinde; Büyükşehir belediyesi yetki ve görev alanındaki meydan, bulvar, cadde, sokak, karayolu ve ana arterlerdeki zabıta ve temizlik hizmetlerinin ilgili ilçe belediyelerince gerçekleştirilmesi, buna bağlı olarak herhangi bir karışıklığa meydan vermemek, hizmetlerin eşit ve adaletli şekilde dağıtılmasını sağlamak amacıyla İlan ve reklam vergisinin İlçe Belediyesi görev ve yetkisi dahilinde belirlenecek tarife üzerinden ilçe belediyesince tahsil edilmesi” kararı bulunmaktadır.
6360 sayılı Kanun ile 31.03.2014 tarihli Mahalli İdareler seçimleri ile birlikte Denizli Belediyesi tüzel kişiliği, Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak değişmiş ve büyükşehir belediyesi yetki ve sorumluluk alanı il sınırı olarak genişlemiştir. 18.04.2014 tarih 211 sayılı büyükşehir belediye meclis kararımız ile belediyemiz yetki ve sorumluluk alanları olan meydan bulvar, cadde, yol, sokaklar belirlenmiştir. Pamukkale ve Merkezefendi merkez ilçelerinde belediyemiz yetki ve sorumluluk alanlarında zabıta, temizlik hizmetlerinin yürütülmesi etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Ancak merkezde bulunmayan 17 ilçe coğrafi olarak çok dağınık ve il merkezine uzak mesafeli olup, nüfusları da merkez ilçelere nazaran çok küçüktür. Bu ilçelerde büyükşehir belediyemizin yetki ve sorumluluk alanı bir kaç ana arterden oluşmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 96. maddesinde “…vergi ve harçların maktu tarifeleri; bu Kanunda belirtilen en alt ve en üst sınırları aşmamak şartıyla mahallin çeşitli semtleri arasındaki sosyal ve ekonomik farklılıklar göz önünde tutularak belediye
meclislerince tespit olunur.” denilmekte iken, ilan ve reklam vergisinin de içerisinde bulunduğu beş adet vergi ve harcın belediyeler tarafından belirleme yetkisi, 19.05.2012 tarih 28297 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2011/175 sayılı Anayasa Mahkeme Kararıyla Anayasa’nın 73. maddesine aykırı bulunarak iptal edilerek bu yetkinin Bakanlar Kurulu’nda olduğuna dair karar alınmıştır.
18/12/2013 tarih 28855 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2013/5585 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile birlikte tarife belirlenmiş ancak 18/02/2014 tarih 28917 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014/5896 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile önceki karar iptal edilerek tarife yeniden düzenlenmiştir. Ancak 01/03/2014 tarih 28926 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6527 sayılı Kanun ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı iptal edilmiştir.
İlgi Kanunun 6. maddesinde “2013 yılında uygulanmak üzere belediye meclislerince belirlenmiş olan; bu Kanunun 15 inci maddesinde, 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (III) numaralı bendinde, 56 ıncı maddesinde, 60 ıncı maddesinde ve 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan maktu vergi ve harç tarifeleri, Kanunun 96 ıncı maddesinin (A) fıkrasının ikinci paragrafı gereğince Bakanlar Kurulunca tespit edilecek karar yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam edilir.” denilmektedir. 2013 yılında Denizli Belediyesi tarafından il merkezinin sosyo-ekonomik yapısına göre belirlenen tek tarife, 6360 sayılı Kanun kapsamında tüzel kişiliği değişen belediyemiz ve yeni kurulan iki merkez ilçede de uygulanmakta olduğundan herhangi bir sorun oluşturmamaktadır.
Ancak merkezde bulunmayan 17 ilçe belediyelerinin kendi meclisleri tarafından sosyo-ekonomik yapılarına göre belirlenerek uygulanan 2013 tarifeleri, belediyemizin 2013 yılı tarifesine oranla çok daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Örneğin Babadağ Belediyesinin, Baklan Belediyesinin, Bekilli Belediyesinin ve Çameli Belediyesinin ilan ve reklam vergi tarifesi, Belediyemizin ilan ve reklam vergi tarifesine oranla yaklaşık dörtte biri oranında belirlendiği tespit edilmiştir. Bu ilçelerde belediyemiz yetki ve sorumluluğumuzda bulunan meydan, bulvar, cadde gibi ana arterlerde ilan ve reklam vergi tarifemizin uygulanması durumunda, ilçe belediyeleri yetki ve sorumluluğunda bulunan cadde, sokaklar arasında ilan ve reklam vergisi açısından eşitsizlik ve adaletsizliğe sebebiyet verileceğinden ilgili meclis kararı alınmıştır.
Hizmette yerindenlik ilkesi, hizmette halka yakınlık ya da hizmetlerin halka en yakın ve uygun birimler tarafından yapılmasıdır. Çevre ilçelerin merkeze mesafe olarak uzak olması
dolayısıyla hizmetlerde aksama olacağı düşünülmektedir. Ayrıca hizmetlerin halka yakın olan birimler tarafından yürütülmesi ekonomik olarak da fayda sağlamıştır.
Yerindenlik ilkesi gereği bu ilçelerde yetkinin ilçe belediyelere devredilmesi ile birlikte zabıta ve temizlik hizmetleri daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmektedir. Bu sayede hizmetlerde etkinlik, koordinasyon ve kalitenin yükselmesi, daha az kaynak ile daha çok ve daha kaliteli hizmet sunulması sağlanmaktadır. İlan ve reklam vergisi açısından da eşitlik ve adalet sağlanarak verginin tarh, tahakkuk ve tahsilâtı da daha etkin ve hızlı olarak yapılmaktadır.
Yukarıda sayılan mevzuat hükümleri ve diğer gerekçeler doğrultusunda alınan bu karar ile birlikte, belediyemiz herhangi bir maddi kayba uğramamış, alınacak cüzi gelire karşılık bu ilçelerde verilecek zabıta ve temizlik ihtiyacının karşılanması için gerekli kaynak (personel, araç-gereç) maliyetinden çok büyük tasarruf sağlanmıştır.” denilmiştir.
Sonuç olarak Başkanlığımıza gönderilen kamu idaresi cevabında; 2013 yılında Denizli Belediye Meclisi tarafından belirlenen ilan ve reklam vergisi tarifesinin, Merkezefendi ve Pamukkale ilçe belediyeleri dışında kalan 17 ilçe belediyesi tarafından uygulanması halinde, bu 17 ilçenin sosyo-ekonomik yapılarının görece çok daha düşük olmasından dolayı bu 17 ilçe genelinde Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğunda bulunan meydan, bulvar, cadde gibi ana arterlerde ilan ve reklam vergisi tarifesinin uygulanması durumunda, ilçe belediyelerinin kendi yetki ve sorumluluğunda bulunan cadde, sokaklar arasında uyguladığı ilan ve reklam vergisi karşılaştırıldığında eşitsizlik ve adaletsizliğin ortaya çıkmasından dolayı bu türlü meclis kararının alındığı ifade edilmiştir. Kamu idaresi, ilan reklam vergisi açısından eşitlik ve adalet sağlanması sebebiyle ilçe belediyelerinin kendi bölgelerinde kendi tarifelerinin uygulandığı ifade etsede belediye meclisi tarafından belirlenen vergi ve harç tarifelerinin, ilgili kanunda belirtilen en alt ve en üst sınırları aşmamak şartıyla mahallin çeşitli semtleri arasındaki sosyal ve ekonomik farklılıklar göz önünde tutularak ilgili belediye meclisleri tarafından bu vergi dört veya beş gruba ayrılarak sınıflandırılmaktadır. İdare, 2013 yılında Denizli Belediye Meclisinin sosyal ve ekonomik kriterler doğrultusunda belirlemiş olduğu vergi tutarlarını, bu 17 ilçe belediyesinin mahalli özelliklerine göre tahakkuk ettirebilirdi. Bu şekilde hem vergide adaleti ve eşitliği sağlanabilirdi hem de vergi tahsilatının yapılması mümkün olabilirdi. Bundan dolayı kamu idaresinin cevabının geçerliliği bulunmamaktadır. Ayrıca, hizmette yerindelik ilkesi gereği, çevre ilçelerin merkeze mesafe olarak uzak olması dolayısıyla zabıta ve temizlik
hizmetlerinin daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütüldüğü, bu karar ile birlikte, belediyenin herhangi bir maddi kayba uğramadığı, tahsil edilecek cüzi gelire karşılık bu ilçelerde verilecek zabıta ve temizlik ihtiyacının karşılanması için gerekli kaynak (personel, araç-gereç) maliyetinden tasarruf sağlandığı ve İlan Reklam Vergisi açısından da eşitlik ve adalet sağlanarak verginin tarh, tahakkuk ve tahsilâtı da daha etkin ve hızlı olarak yapıldığı ifade edilmiştir. Kamu idaresi, hizmetlerin yerinde gördürülmesi sayesinde ekonomiklik ve verimliliğin sağlandığı ifade edilse de, bu görüş 6360 sayılı Kanun’un ruhuyla çelişmektedir. 6360 sayılı Kanun’un gerekçelerinden birisi, büyükşehir alanında sunulan hizmetlerin tek merkezden yürütülmesi ile ortaya çıkan ölçek ekonomileri sayesinde hizmetlerde etkinlik, koordinasyon ve kalitenin yükselmesi, daha az kaynak ile daha çok ve daha kaliteli hizmet sunulması mümkün hale gelebilmesidir. Halihazırda birden fazla merkezden verilen hizmetlerin daha büyük ve ideal ölçekteki bir merkez tarafından verilmesi birim maliyetler ve kişi başına kamusal harcamaları azaltacaktır. Bundan dolayı kamu idaresinin cevabına katılmak mümkün değildir.
Bulgumuzda da ifade edildiği üzere, Büyükşehir Belediye Meclisinin, büyükşehir sınırları içerisindeki hizmetlerin yerine getirilmesi açısından uyum ve koordinasyonun sağlanması ve hizmet götürülmesi anlamında mücavir alanların paylaşılması konusunda görevi olmakla birlikte, bir kamu geliri olan vergiyi kimin tahakkuk ve tahsilinde olacağını belirleme ve bir kamu görevi olan zabıta hizmetini devredebilme yetkisi bulunmamaktadır. Bu gibi hususlar ancak kanunla düzenlenebilir. İdarenin kanun ile kendisine verilen vergi toplama yetkisini ve zabıta görevini meclis kararı ile diğer ilçe belediyelerine devretmesi mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.