696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron statüsünde çalışırken Belediye tarafından kurulan şirkette sürekli işçi statüsünde çalışmaya başlayan personel maaşlarının söz konusu Belediye şirketine aktarılmayıp, doğrudan işçilerin hesabına ödeme yapıldığı görülmüştür.

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Ücretin ödenmesi” başlıklı 32’nci maddesinde;


“Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.” hükmü yer almaktadır.

696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron statüsünde çalışan ve adı geçen KHK’da belirtilen şartları taşıyan kişiler Belediyeler tarafından kurulan şirketlerde sürekli işçi statüsünde çalışmaya başlamıştır. Bu çerçevede, ilgili belediye şirketleri aylık hakedişler şeklinde fatura düzenlemek ve Belediye tarafından ödenen hakediş tutarı sonucunda da

işveren sıfatıyla işçilerin ücretini ödemekle yükümlüdürler. Ancak Selçuk Belediyesi Personel Ltd. Şti.’nde istihdam edilen sürekli işçi statüsündeki personelin ücretlerine ait net tutarlar, Belediye tarafından söz konusu şirket hesaplarına aktarılmamakta ve doğrudan ilgili işçilerin hesabına ödenmektedir. Öte yandan, sadece net tutar üzerinden ödeme yapılması, şirketin sorumlu sıfatıyla ödemesi gereken vergi ve sigorta primi alacaklarının ödenmemesi sonucunu doğurmakta ve bunun neticesinde de belediye şirketinin vergi ve sigorta prim borçlarını zamanında ödenememesi durumunu ortaya çıkarmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Amme alacaklarını kesip ödemek mecburiyetinde olanlar” başlıklı 22’nci maddesinin A bendinde;

“Amme alacağını borçlusundan kesip tahsil dairesine ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahıslar, bu vazifelerini kanunlarında veya bu kanunda belli edilen zamanlarda yerine getirmedikleri takdirde, ödenmiyen alacak bu hakiki ve hükmi şahıslardan bu kanun hükümlerine göre tahsil olunur.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Belediye tarafından Belediye şirketine yapılmayan işçilik alacaklarından kaynaklı hakediş ödemeleri bahse konu düzenlemeye göre sorumluluk doğurmaktadır. Belediye şirketine ödenmeyen hakediş alacakları nedeniyle işçi ücretlerinin doğrudan Belediye tarafından ödenmesi mevzuata uygun değildir.

Kamu idaresi cevabında; “Hizmet alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin eki EK - 8 Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38 nci maddesinin 5 nci paragrafında " İdare tarafından gerek resen gerekse de başvuru üzerine bordroların ve/veya ücret ödemesini gösterir diğer bilgi ve belgelerin (yüklenici veya alt yüklenicinin kayıtları, puantaj, hesap pusulaları gibi) incelenmesi neticesinde ücret ve/veya yan ödemelerin eksik ödendiğinin veya ödenmediğinin tespit edilmesi halinde bu durumun yüklenici tarafından bordroya bağlanması sağlanır ve bu bordrolar hakediş raporu ile birlikte ödeme yerine gönderilir. Aynı zamanda, ücret ve/veya yan ödemelerin, ödenmeyen kısmı yüklenicinin hakedişinden kesilir ve tabi olunan mali mevzuat hükümleri çerçevesinde idare tarafından doğrudan işçinin banka hesabına yatırılır. Bu husus ayrıca bir tutanağa da bağlanır." denilmektedir. Bu nedenle söz konusu işçilerin maaşı Belediye Şirketi tarafından ödenmemesi durumunda doğrudan işçilerin hesabına maaş ödemesi yapılmaktadır.” denilmektedir.

Sonuç olarak Kamu idaresi cevabında, Belediye şirketinin işçi maaşlarını ödemediğini bu nedenle işçi maaşlarının doğrudan Belediye hesaplarından ödendiğini ifade etmiştir. Ancak

yapılan incelemelerde işçilerin kadroya geçtiği tarihten itibaren tüm işçilik alacaklarının Belediye tarafından doğrudan ödendiği görülmüştür. Yine Belediye şirketi tarafından işçi maaşlarının ödenmediğine dair Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği'nin eki EK - 8 Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 38'nci maddesinin 5'inci paragrafında belirtilen tutanak düzenlenmemiştir. Bulguda da ifade edildiği üzere Belediye şirketinin vergi ve sigorta prim borçları nedeniyle işçi maaşlarının Belediye tarafından doğrudan ödendiği anlaşılmaktadır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?