Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde, unvan değişikliğine tabi olan kadrolara yapılan bazı atamaların mevzuat hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.


Açıktan ilk defa yapılan atamalar dışındaki mühendis, mimar, tekniker, ekonomist vb. unvan değişikliğine tabi kadrolara yapılacak atamalarda Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Yönetmelik'in 5' inci maddesinin (f) fıkrasında,

"Teknik Hizmetler Grubu;


  1. Mühendis, mimar, şehir plancısı, jeolog, jeomorfolog, jeofizikçi, hidrolog, istatistikçi, fizikçi, arkeolog, matematikçi, (Ek: 10/05/2001-24398) ekonomist,

  2. Tekniker,


  3. Teknisyen, teknik ressam, fen memuru,"


olarak düzenlenmiş, Yönetmelik’in “Görevde yükselme sınavı” başlıklı 9’uncu maddesinin ilk fıkrasında, “Görevde yükselme eğitiminde başarılı olanların bu Yönetmelik kapsamında bulunan görevlere atanabilmeleri için kurumlarınca yaptırılacak ve yapılacak sınava katılarak başarılı olmaları şarttır.” denilmiş, 14’üncü maddesinde öğrenim düzeyine ilişkin düzenlemeler ve 15’inci maddesinde hizmete ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Diğer kamu ve kurumlarına ait yönetmeliklerde de benzer hükümler yer almıştır.

Önceki yıllarda çıkarılan Görevde Yükselme Yönetmeliklerinde unvan değişiklikleri (teknik, sağlık vb.) görevde yükselme olarak kabul edilmiştir. Açılan davalar sonucunda Danıştay 5’inci Dairesince, Yönetmelik’le, fakülteleri bitirmek suretiyle mühendis, mimar, şehir plancısı, jeomorfolog... gibi unvanları kazanan, fakat kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir. İdareler bunu sınavsız olarak bu kadrolara atanabileceği şeklinde anlayarak sınavsız olarak atama yapmışlardır. Danıştay 5’inci Dairesinin aşağıdaki kararlarından da görüleceği üzere gördüğü öğrenimin sonucu olarak bu unvanları kazanan, fakat memur olarak çalışmakta olanların anılan kadrolara atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımadığına karar vermiştir. Aynı Dairenin kararlarında bu durumda olanlar için ayrı sınav yapılması gerektiği açıkça yer almıştır.

Danıştay 5’inci Dairenin 2000/4306 Esas 2003/5767 sayılı Kararı, "Yönetmelikle, fakülteleri bitirmek suretiyle mühendis, mimar, şehir plancısı, jeomorfolog... gibi unvanları kazanan, fakat kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirip, aynı koşullara bağlamıştır. Oysa gördüğü öğrenimin sonucu


olarak bu unvanları kazanan, fakat memur olarak çalışmakta olanların anılan kadrolara atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla öğrenimle belli unvanları kazanmış olan memurların sınıf ve unvan değişikliği için yapılacak sınavı kazanmaları zorunlu olmakla birlikte; yapılacak bu sınavın görevde yükselme sınavı dışında, o meslekle ilgili ve dışarıdan mühendis, mimar, şehir plancısı ... alımları için yapılan sınavla aynı nitelikte olması gerektiği açık olduğundan, mevcut düzenlemeler hukuka aykırıdır." Şeklindedir.

Kamu idaresi bulguya katılmakla birlikte Belediye'ye devir yoluyla gelen personel ile diğer kurumlardan naklen atanan personelin ilk atamalarının doğru olup olmama sorumluluğunun kendilerinde olmadığını ifade etmişlerdir.

Belediye'ye devir yoluyla gelen personel ile diğer kurumlardan naklen atanan personelden ilk atamaları bulgumuzda belirtilen mevzuat hükümlerine uygun olmayanların mevcut atamalarının iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Mevcut uygulamanın mevzuata aykırı olarak gerçekleştirildiği ve atamaların iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?