Karar Künyesi
İdare tarafından kurulan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Değerlendirme Komisyonu kararında “Devlet memurluğuna atanmasına engel adli sicil kaydı bulunduğu” tespit edilen bir kişinin açıktan atama suretiyle devlet memurluğuna atandığı, 2020-2022 yılları arasında dönemsel olarak izinsiz ve özürsüz olarak işe gelmediği, bu durumun tutanaklarla tespit edildiği ancak hakkında herhangi bir işlem uygulanmadan istihdam ettirilerek maaşının eksiksiz ödendiği görülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve özel şartların düzenlendiği 48 inci maddesinin "A) Genel Şartlar" başlıklı bölümünün 5'inci fıkrasında “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak...” hükmüne yer verilmiş olup, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına çarptırılanlar ile verilen hapis cezasının süresine bakılmaksızın affa uğramış olsalar bile yukarıda sayılan nitelikteki suçlardan hüküm giymiş olanların Devlet memuru olamayacakları ifade edilmiştir. Kanunun “Memurluğun sona ermesi” başlıklı 98’inci maddesinde ise “Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybedilmesi” halinde memuriyetin sonlandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
657 sayılı Kanun’un “Çekilme” başlıklı 94’üncümaddesinde; “Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır…’’ hükmü yer almaktadır.
Yapılan incelemelerde; İdarede istihdam edilen N.U’nun İdare’ye başvurmadan önce askeri personel olduğu, kendi isteği ile istifa ettikten sonra memur olabilmek için İdareye başvurduğu, İdarenin başvuru sonrasında İl Emniyet Müdürlüğünden arşiv sorgulaması istediği, Emniyet Müdürlüğünden gelen yazılarda söz konusu kişinin kesinleşmiş 13 suç kaydının
olduğu, İdare tarafından komisyon kurularak suç kayıtlarının değerlendirildiği, 01/12/2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Değerlendirme Komisyonu Kararında söz konusu kişinin memur olarak atanamayacağının belirtildiği görülmüştür.
Ancak, Döşemealtı Belediyesi 09/01/2019 tarihli ve 191142 sayılı Personel Hareketleri Onayı ile İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün 09/01/2019 tarihli ve 75636334-903.02- 19/142 sayılı yazısıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 92’nci maddesi hükmü doğrultusunda genel idare hizmetleri 7’nci derece memur kadrosuna atanmış olduğu tespit edilmiştir.
Öte yandan ilgili kişinin 2020-2022 yılları arasında İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü ve Fen işleri Müdürlüklerince 10 günü aşan sürelerle izinsiz ve özürsüz işe gelmediği tutanaklarla tespit edildiği ancak bu konuda herhangi bir idari işlem yapılmadığı görülmüştür.
İdare cevabında, bulguda bahse konu edilen personelin Başkanlık Makamının 28.03.2023 tarih ve 49859 sayılı Olur’u ile 657 sayılı Kanun’un 98’inci maddesinin (b) bendine göre, yine Başkanlık Makamının 31.03.2023 tarih ve 50138 Olur’u ile anılan Kanun’un 94’üncü maddesi uygulanarak memuriyetine son verildiği ifade edilmiştir.
Her ne kadar İdare cevabında bulguda bahse konu edilen personelin memuriyetine son verildiği ifade edilse de 657 sayılı Kanun’un “Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları” başlıklı 10’uncu maddesine göre Devlet memurlarının amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun ve diğer mevzuatla belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten sorumlulukları ortadan kalkmamaktadır.
Sonuç olarak, İdarede personel adaylarının memuriyete atanması ve personellerin memuriyetle ilişiğinin kesilmesi gibi konularda amir durumda olan Devlet memurlarının, görev ve sorumluluklarını anılan mevzuat hükümlerince zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmesinin yanı sıra maiyetindeki memurlarının hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekle ilgili sorumluluklarını da yerine getirilmesi gerekmektedir.