Karar Künyesi
Konya Büyükşehir Belediyesine ait mesken niteliğindeki taşınmazların, bir kamu kurumuna, intifa hakkı tesis edilmek suretiyle kamu lojmanı olarak kullanılması amacıyla verildiği tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile taşınmaz tahsisine ilişkin hükümler belirli şartlara ve kriterlere bağlanmıştır. Tahsis işlemi, 15 ve 75’inci madde hükümlerine göre belediye meclis kararı ile yapılabilmektedir. Yani, taşınmaz tahsisi ve şartları bu maddeler bazında 2 ayrı şekilde uygulanmaktadır;
5393/15’inci maddeye göre taşınmaz tahsisi;
"İl sınırları içinde büyükşehir belediyeleri, belediye ve mücavir alan sınırları içinde il belediyeleri ile nüfusu 10.000'i geçen belediyeler, meclis kararıyla; turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarının ve eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğal gaz, yol ve aydınlatma gibi alt yapı çalışmalarını faiz almaksızın on yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz olarak yapabilir veya yaptırabilir, bunun karşılığında yapılan tesislere ortak olabilir; sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığının onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak kaydıyla taşınmaz tahsis edebilir."
5393 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin dördüncü fıkrası, belirli konu ve şartlarda, gerçek veya tüzel kişi ya da kamu veya özel hukuk tüzelkişisi ayrımı olmaksızın taşınmaz tahsisine cevaz vermektedir.
5393/75’inci maddeye göre taşınmaz tahsisi
5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi belediyeler için özel bir düzenleme olduğundan, belediye taşınmazlarının devir ve tahsisi burada sayılan şartlarda yapılabilecektir.
"Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;
...
d) Kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir veya süresi yirmibeş yılı geçmemek üzere tahsis edebilir. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya da verilebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında kullanılması hâlinde, tahsis işlemi iptal edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı esaslara göre yeniden tahsis mümkündür.
Kamu kurum ve kuruluşlarına belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye şirketlerince devir veya tahsis edilen taşınmazlar, kamu konutu ve sosyal tesis olarak kullanılamaz."
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesine göre, belediye taşınmazları üzerindeki sınırlı ayni hak tesisi, 30 yıl süreyle ve belediye Meclis Kararı’na binaen yerine getirilebilmektedir.
Sınırlı ayni haklar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 779 ila 972'nci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Sınırlı ayni haklar, Türk Medeni Kanunu’nun sistematiğine uygun olarak irtifak hakları, daha sonra taşınmaz yükü ve son olarak da rehin hakları olarak çeşitlenip düzenleme altına alınmıştır. Sınırlı ayni haklar sahibine mülkiyet hakkı gibi tam ve geniş yetkiler değil, sınırlı yetkiler veren ayni haklardır ve irtifak hakkı başlığında düzenlenen bir sınırlı ayni hak olan intifa hakkı da, sahibine intifa konusu olan eşyayı kullanma ve ondan yararlanma yetkilerini vermektedir.
İntifa Hakkı, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 794 ila 823’üncü maddeleri arasında düzenlenmiş olup taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde tam yararlanma hakkı tanıyan, tapuya tescil ile kurulan, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini, yasal intifa hakkı(mahkeme kararı), sebebinin ortadan kalkması ile sona eren, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü, tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre
kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla ve en çok yüz yıl devam eden, yapılacak anlaşmaya dayalı, tarafların birtakım hak ve ödevlerini içeren hak olarak karşımıza çıkmaktadır.
Belediyelerin bu bağlamda intifa hakkı tesislerinin tek başına 4721 sayılı Medeni Kanun’la değil 5393 sayılı Belediye Kanunu usul ve esasları birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yapılan incelemeler neticesinde, Karatay ilçesinde bulunan, mesken niteliğindeki 12 adet bağımsız bölümün Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararı’na istinaden, intifa hakkı sözleşmesi kurularak 2016 yılında, 30 yıl süreyle, kamu kurumuna lojman olarak kullanılmak amacıyla ve bedelsiz şekilde verildiği görülmüştür. Taşınmazlar halen aynı amaç doğrultusunda kullanılmaktadır.
Gerçekleşen işlemin, Kanun’a uygun olmadığı şu yönlerden açıklanabilir;
Taşınmazların tahsisi, esas olarak, 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesine göre yürütülmelidir. (İstisna olarak 15’inci madde) Tahsis edilen taşınmazların ise kamu lojmanı olarak kullanılmaması gerekir ve bu yönde bir tahsis ya da tahsisli kullanım yapılmamalıdır.
Tespitimizde yapılan işlem ise doğrudan tahsis olmayıp 18’inci madde gereği "intifa hakkı" verilen sınırlı ayni hak tesisidir ancak nitelik olarak tahsis işlemi adı altında yapılmasa da mahiyet ve kullanım olarak tahsis olduğu açıktır.
Sınırlı ayni hak altında ve tahsis şekliyle kullanımı öngörülen taşınmaz ve buna dayanak oluşturan 75’inci maddenin devre dışı bırakılarak yalnızca 18’inci maddeye (sınırlı ayni hak yetkisi) göre işlem tesis edilmesi, hem Kanun’un lafzına hem de ruhuna uygun düşmeyecektir. Diğer türlü, 18’inci maddede yetki verilen sınırlı ayni hak tesisine göre her türlü işlem yapılır ve bu yöntemle 75’inci madde aşılmış ya da hükümsüz hale gelmiş olur. Böylelikle taşınmazların tahsis işlemlerinde esas alınacak madde hükümleri uygulanamaz hale gelecektir. Bundan dolayı, Kanun maddeleri birlikte ve bütün olarak düşünülerek hareket edilmelidir. Karşı karşıya kalınan sorun, tahsis edilen taşınmazların kamu lojmanı olarak kullanımını engelleyen düzenlemelerin, sınırlı ayni hak tesisiyle aşılması veya bu yolla uygun hale getirilmesi hem Kanun koyucunun amacına aykırı olacak hem de tahsis ve benzeri mahiyet taşıyan işlemlerin usul dışı yöntemle kullanımına zemin hazırlayacaktır.
Ayrıca tesis edilen işlemin herhangi bir gelir ya da kiralama işlemi olmaksızın yapılması, İdarenin mali noktada hak kaybına yol açacaktır. Fiili kullanımın, kamu
hizmetlerinin yürütümü ve ifası olsaydı, lojman olarak kullanılmaması şartıyla, bedelsiz tahsis işlemi uygun olacaktı.
Kamu idaresi cevabında, işlemin tahsis olmadığı intifa hakkı düzenlemesi olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bulguda da ayrıntılı bahsettiğimiz üzere taşınmaz tahsisinin, 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesine göre yürütülmesi, tahsis edilen taşınmazların ise kamu lojmanı olarak kullanılmaması ve bu yönde bir tahsis ya da tahsisli kullanımın yapılmaması esastır.
Yapılan işlemin ise "intifa hakkı" altında nitelik olarak tahsis işlemi, mahiyet ve kullanım olarak tahsis olduğu açıktır.
Diğer yönden, sınırlı ayni hak altında ve tahsis şekliyle kullanımı öngören, 75’inci maddenin devre dışı bırakılarak yalnızca 18’inci maddeye (sınırlı ayni hak yetkisi) göre işlem tesis edilmesi, hem Kanun’un lafzına hem de ruhuna uygun düşmeyecektir. 18’inci maddede yetki verilen sınırlı ayni hak tesisine göre her türlü işlem yapılır ve bu yöntemle 75’inci madde aşılmış ya da hükümsüz hale gelmiş olur. Böylelikle taşınmazların tahsis işlemlerinde esas alınacak madde hükümleri uygulanamaz hale gelecektir. Bundan dolayı, Kanun maddeleri birlikte ve bütün olarak düşünülerek hareket edilmelidir.
Sonuç olarak, taşınmazların tahsis ve benzeri mahiyet taşıyan kullanımlarının mevzuatın öngördüğü düzenlemelere uygun şekilde yürütülmesi ve gerekli düzeltme işlemlerinin yapılması doğru olacaktır.