KARAR

YARGILAMA GİDERLERİNİN İLGİLİLERE RÜCU EDİLMEMESİ

2017/.. esas ve 2019/..karar numaralı ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ve davacı …Gıda Paz. Tur. İnş. Tem. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.’ ye kiracılık yükümlülüklerini yerine getirmediği için yürütülen tahliye sürecinin mevzuata uygun olarak yapılmaması sonucu yargılama gideri ödenmesine rağmen ilgililere rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına neden olunduğu iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede;

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Encümenin görev ve yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinin “g” fıkrası uyarınca üç yıla kadar kiralama işlerinin belediye encümeni tarafından; “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18’inci maddesinin “e” fıkrası uyarınca da üç yıldan fazla süreli kiralamaların belediye meclis kararı ile yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Ecrimisil ve tahliye” başlıklı 75’inci maddesinde; devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden bu Kanun’un 9’uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle 13’üncü maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilerek ecrimisilin isteneceği, ecrimisil talep edilebilmesi için hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmayacağı, kira sözleşmesinin bitim tarihinde işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, işgal edilen taşınmazın idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim edileceği ifade edilmiştir.

Rapor maddesinde 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmesinin tanımının düzenlendiği 299’uncu maddesinde kira sözleşmesinin, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasının veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasının kiracıya bırakıldığı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu; 352’nci maddeye göre sözleşmenin kiracıdan kaynaklanan nedenlerle sona ermesi halinde kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya verenin, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebileceği ifade edilmiş; kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya verenin, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebileceği belirtilmiş ise de;

Savunmalar uyarınca işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuatın 6098 sayılı Borçlar Kanunu değil, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu olduğu anlaşılmıştır. Ancak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nunun “Fesih hakkı” başlıklı 106’ncı maddesinde de aynı şekilde; “Karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil tayin veya münasip bir mehilin tayinini hakimden isteyebileceği” ifade edilmiştir. Dolayısıyla her ne kadar o dönemde 6098 sayılı Kanun yürürlükte olmasa dahi yürürlükte olan 818 sayılı Kanun’da da fesih işlemi için hakimden bir süre istenmesi gerekmektedir.

Öte yandan İdare hukukunda, idare adına irade açıklamaya yetkili bir idare makamın başka bir idari makamın yetki alanına giren konuda işlem yapması yetki tecavüzü olarak tanımlanmakta ve iptal yaptırımına maruz kalmaktadır. Nitekim bazı Danıştay Daireleri tarafından bu durum yetki gaspı olarak değerlendirilmekte ve yokluk yaptırımına tabi tutulmaktadır. Danıştay 5’inci Dairesinin 27/09/1977 tarih ve E. 1974/3888 K. 1977/4161 sayılı kararında; bir idari işlemi geri alma yetkisinin söz konusu işlemi tesise yetkili olan makama ait olduğu bu nedenle asaletin tasdiki işleminin belediye encümenince geri alınmasının belediye meclisine ait olan yetkinin gasbedilmesi anlamına geleceği, dava konusu olayda da belediye encümeninin kararı ile belediye meclisine ait olan bir yetki gasbedilmiş olduğundan sözü edilen belediye encümeni kararının mevzuata aykırı olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında; ... Belediyesi ile kiracı … Gıda Paz. Tur. İnş. Tem. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan kira sözleşmesinin, Belediye tarafından sözleşmenin diğer hususlar başlıklı 26’ncı maddesindeki hükümlere uyulmadığı gerekçe gösterilerek meclis kararıyla feshedilmesi ve ilgili kiracının dava yoluyla tahliye edilmesi gerekmektedir.

Rapor maddesinde; kiralama işleminin belediye meclisince yapıldığının, fesih kararının da aynı şekilde meclisce alınması gerekirken, encümen tarafından alındığının görüldüğünden bahisle, yürürlükte olan kira sözleşmesinin özel hukuk sözleşmesi olarak kabul edilip tahliye davası açılması gerekirken 2886 sayılı Kanun’a göre işlem tesis edilmesi nedeniyle yargılama gideri ödenmesine rağmen ilgililere rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına neden olunduğu iddia edilmektedir.

Ancak sorumluların savunmaları çerçevesinde hukuki sürecin 2006 yılında başladığı, konunun süreç içinde tereddütlü olduğu, kamu idareleri tarafından 2886 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan kiraya verme işlemlerinde, sözleşmenin feshi ve taşınmazın tahliyesi konusunda uygulanması gereken mevzuat açısından adli yargının yerel mahkeme ve temyiz mercilerinde de farklı kararlar verebildiği ve hukuki nizanın sonuç itibariyle usul hatasından kaynaklandığına dair 13 yıl süren mahkeme sefahati de dikkate alındığında, 2017/.. esas ve 2019/23 karar numaralı ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ve davacı …Gıda Paz. Tur. İnş. Tem. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.’ ye kiracılık yükümlülüklerini yerine getirmediği için yürütülen tahliye süreci neticesinde ödenen … TL yargılama giderinin ilgililere rücu edilmemesi konusunda ilişilecek husus bulunmadığına,

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesi uyarınca İşbu İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.


Kararla ilgili sorunuz mu var?