Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 5. Daire Kararı
Karar Tarihi:
4/12/2022
Karar No:
54
Esas No:
517
KARAR
Sosyal denge ödemesi
……… Belediyesi ile ………… arasında imzalanan ve ………. – ……….. tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmesine istinaden memurlara ödenen sosyal denge ödemelerinde ..... yılında geçerli olan yasal tavan tutarın aşılarak ………. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak,
Uluslararası Çalışma Örgütünün değişik tarihlerde gerçekleştirdiği Genel Konferanslarında kabul edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisince de birer kanunla onaylanmasının uygun bulunması üzerine tasdik edilen sözleşmelerle, kamu hizmetlerinde çalışanların örgütlenme hakkı ve istihdam koşullarının belirlenme yöntemleri konularında bazı hakların sağlanması yoluna gidildiği görülmektedir. Her ne kadar Anayasamızın 90’ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olup bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamamakta ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 7’nci maddesine göre “Yasama yetkisi” Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir ve bu yetki devredilemez. Anayasa’nın 128’inci maddesinde ise memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. 08.08.1951 tarih ve 5834 sayılı yasayla onaylanması uygun bulunan ve 14.08.1951 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 98 no’lu ILO sözleşmesinde, çalışanlara toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı getirilmiştir; ancak çalışanlara tanınacak mali hakların sözleşme ile serbestçe belirlenebileceği ve imzalanacak bu sözleşmenin de normlar hiyerarşisine göre Kanun hükümlerinin üzerinde olacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi bir Anayasa hükmü olduğu gibi 128’inci maddesi de bir Anayasa hükmüdür. Dolayısıyla her iki hükmün beraber değerlendirilerek çalışanlara toplu sözleşme hakkı verilmekle birlikte; yapılacak sözleşmelerde kanunlarla belirlenen usul ve esaslara uyulması gerekmektedir.
Diğer bir ifadeyle, temel hak ve özgürlüklerden olan sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme yapma özgürlüğü uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak uluslararası sözleşmeler ile bu haklara ilişkin genel çerçeve çizilmiş olup mali ödemeler gibi ayrıntılı konular hakkında bir düzenleme yapılmamıştır. Uluslararası sözleşmeleri imzalayan ülkelerin birbirinden farklı sosyo-ekonomik durumları ve mali güçleri dikkate alındığında uluslararası sözleşmeler ile bu türden ayrıntıların belirlenmesi mümkün görünmemektedir. ILO sözleşmelerinde de sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme hakkının korunmasına ilişkin temel hükümler yer almakta olup bu özgürlüklerin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ülkelerin kendi iç hukuk metinlerine bırakılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı” başlıklı 53’üncü maddesinde; “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir” hükümleri yer almaktadır.
Anayasanın mezkur 53’üncü maddesi doğrultusunda 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 15’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”
denilmektedir.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32’nci maddesinde; “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir…” denilmekle birlikte aynı Kanun'un Geçici 14’üncü maddesinde de; “15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32’nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32’nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32’nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32’nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2015 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sıralanan madde hükümleri ile Yerel yönetimlerde çalışan kamu personeline hangi usul ve esaslara göre sosyal denge tazminatı ödeneceğinin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32’nci maddesi ile, Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutar geçilmeden ödenecek tazminatın aylık tutarının nasıl belirleneceğinin ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesi ile belirtildiği görülmektedir.
01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün, “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine,4688 sayılı Kanunun 32’inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.”
“Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında; “4688 sayılı Kanunun geçici 14’üncü maddesinde yer alan “31.12.2015” ibaresi “31.12.2021” şeklinde uygulanır.
İkinci fıkrasında da; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.”
düzenlemeleri yer almaktadır.
2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin ikinci fıkrası; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” şeklinde düzenlenerek sosyal denge tazminatına ilişkin ödeme tutarının hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Nitekim bu hüküm önceki toplu sözleşmelerde yer almayan ve ilk defa anılan Hakem Kurulu Kararı ile getirilen bir düzenlemedir.
Anayasanın 53’üncü maddesinde yer alan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” ve Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 4688 sayılı Kanunun 34’üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” hükümleriyle, Hakem Kurulu Kararlarının kesin olduğu ve toplu sözleşme hükmünde olduğu hususunda da herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun geçici 14’üncü maddesi hükmünde 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin sözleşme süresi sonuna kadar devam edeceğine yer verildiğini ve daha sonra yapılan çeşitli düzenlemelerle bu sürenin sorgu yılını da kapsayan 31.12.2021 yılına kadar uzatıldığını, ............ Belediye Başkanlığı ile yetkili sendika arasında 15.03.2012 tarihinden önce sözleşme imzalandığını ve yeni sözleşmenin de daha önce imzalanmış olan bu sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu ifade etmişler ise de;
01.01.2020 ve 31.12.2021 yıllarını kapsayan, Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” hükmüyle, 15.3.2012 tarihinden önce idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzeri adlar altında imzalanan sözleşmeler de dahil olmak üzere, belediyelerde görev yapan personele yapılabilecek sosyal denge tazminatı tavan tutarının hiçbir şekilde Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 1’inci maddesinin birinci fıkrasıyla belirlenen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi öngörülmüştür. Yine, söz konusu değişiklik ile sosyal denge ödemesi için bazı şartlar ve limit getirilerek sınırsız ve keyfi ödemelerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Nitekim Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrası süreyi uzatırken ikinci fıkrası da 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarın aşılamayacağını açıkça belirtmiştir.
Diğer bir ifadeyle, 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinin birinci fıkrası sosyal denge ödenmesine ilişkin genel bir kuralı belirlerken, “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin bir ve ikinci fıkraları da Sosyal denge ödenmesinin uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi tereddüte mahal vermeyecek bir şekilde hükme bağlamıştır.
Bu kapsamda, sosyal denge ödemeleri Kanuni sınırlar içinde kalmak şartıyla sözleşme hükümlerine göre ödenecektir. Yapılacak ödemenin aylık brüt tutarı hiçbir halde 01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün 1 ve 6’ncı maddesinde yer alan hüküm gereği ..... yılının ilk yarısı için aylık ..... TL ve ikinci yarısı için aylık ..... TL’yi geçemeyecektir. Sosyal denge sözleşmesi kapsamında sosyal denge tazminatı, ikramiye, bayram, ulaşım, engelli, yakacak, öğrenim, doğum veya ölüm yardımı gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler niteliği itibariyle sosyal denge ödemesi olup tavan uygulamasına tabidir. Sosyal denge sözleşmesinde çeşitli isimler altında farklı ödeme çeşitleri belirlenmesi bu ödemenin niteliğini değiştirmemektedir. Bu ödemeler toplamı tavan uygulamasına tabi olup, o ay içinde bu kapsamda ödenen tutarın en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi gerekir.
Yine sorumlular savunmalarında sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin tavan tutarın tespitinde, en yüksek devlet memuru aylığı olarak sadece gösterge ve ek gösterge aylık toplamının alınmasının yanlış olduğunu, bu tutara taban aylık ve kıdem aylık tutarlarının da dahil edilmesi gerektiğini ifade etmişler ise de;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 43’üncü maddesinde; “Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylık ve ek göstergeleri aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilir:
A) Aylık Göstergesi: Bütün sınıflar itibariyle her derece ve kademenin aylıklarının hesaplanmasına esas teşkil edecek Aylık Gösterge Tablosu aşağıdaki I Numaralı Cetvelde gösterilmiştir.
B) Ek Gösterge: Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır.” hükmüne ve 155’inci maddesinde de; “Bu Kanunun 36’ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.” hükmüne yer verilmek suretiyle aylık tanımının Kanunda her derece için tespit edilen gösterge rakamı ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek gösterge rakamının toplamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği belirtilmiştir.
Ayrıca, memurlara ödenecek taban aylığı ile kıdem aylığının düzenlendiği 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1’inci maddesinin (A) bendinin son paragrafında; “Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” denilmek suretiyle, taban aylığı ve kıdem aylığının başka bir ödemenin hesabında dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Nitekim, Danıştay 1. Dairesinin 1999/55 Esas, 1999/81 Karar sayılı İçtihat Kararında da; “657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 155’inci maddesinde bu Kanunun 36’ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını göstereceği, aynı Kanunun göstergeler başlıklı 43’üncü maddesinin değişik (b) bendinde ise, bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıklarının, hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu Kanuna ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerde, aylık tanımının; 657 sayılı Kanunda her derece için tespit edilen göstergeler ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının kanunlar gereği saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği anlaşılmaktadır.” denilmek suretiyle, aylık tanımına açıklık getirmiş bulunmaktadır.
Yine, 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı 4’üncü bölümünün ‘‘Sosyal denge tazminatı’’ başlıklı 1’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %100’üdür.” şeklinde düzenlemeye gidilmiş ve tavan tutarın en yüksek devlet memuru aylığının %100’ü olduğu ifade edilerek aylığa nelerin ilave edileceği parantez içinde gösterilmiştir. Görüleceği üzere aylığın hesaplanmasında ek göstergenin dahil edileceği belirtildiği halde taban aylık ve kıdem aylıktan bahsedilmemiştir.
Diğer yandan sorumlular konunun 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi kapsamında kamu zararı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını ifade edilmişlerdir. Sorumluların iddia ettiği gibi bu maddede kamu zararının sadece mal ve hizmet alımına münhasır olduğu şeklinde bir hükme yer verilmemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
………….. Belediyesi ile ………………… arasında imzalanan ve ………..- ………….. tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesinin “Mali Haklar” başlıklı 6’ncı bölümünün;
“İyileştirme Zammı” başlıklı 23’üncü maddesinde;
“İş bu toplu sözleşmenin birinci bölümünde belirtilen hukuksal dayanaklar çerçevesinde;
a)…………. üyesi başkan yardımcısına (vekalet edenler ve kadrolu olanlar) net ……….. TL.
b)Müdüre, harcama yetkililerine ve uzmanlara (vekaleten yürütenler dahil) net ………….. TL.
c)Memura net ……….. TL. iyileştirme zammı, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ay maaş günü Toplu İş Sözleşmesi Ücreti ödenir.”
“Doğum Yardımı” başlıklı 24’üncü maddesinde;
“İşveren doğum yapan çalışana veya eşi doğum yapan tüm memur, sözleşmeli memur ve vekil memurlara ……….. TL. net doğum yardımı yapar.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışanı olan eşlerden birisinin işçi personel olması halinde, toplu iş sözleşmesi gereği yapılan doğum yardımı ödeneği yüksek ise memur, sözleşmeli personel, vekil memur olan eşe ayrıca ödeme yapılmaz.”
“Ölüm Yardımı” başlıklı 25’inci maddesinde;
“İşveren, çalışanın veya çalışanın 1. Derece yakınının (annesi, babası, çocuğu, eşi) ölmesi halinde tüm memur, sözleşmeli memur ve vekil memurlara …………. TL. net ölüm yardımı yapar.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halindi eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışanı olan eşlerden birisinin işçi personel olması halinde, toplu iş sözleşmesi gereği yapılan doğum yardımı ödeneği yüksek ise memur, sözleşmeli personel, vekil memur olan eşe ayrıca ödeme yapılmaz.”
“Yakacak Yardımı” başlıklı 26’inci maddesinde;
“İşveren tarafından tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurlara yılda 3 kez (Ocak, Şubat ve Mart aylarında ) net ……….. TL., kalan 9 ayda ise net ……….. TL. yakacak yardımı ödenir.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışan eşlerden birinin işçi personel olması halinde; Toplu İş Sözleşmesi gereği yapılan Yakacak Yardımı ödeneği yüksek olan eşe yapılır, diğer eşe ödeme yapılmaz.”
“Öğrenim Yardımı” başlıklı 27’inci maddesinde;
“Tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurların öğrenim gören çocukları için Eylül ayının ilk haftasında;
a)Anasınıfı ve ilköğretimde okuyan çocuğu için net ……….TL.
b)Ortaöğretimde okuyan çocuğu için net ……………..TL.
c)Üniversite ve yüksek okulda okuyan çocuğu için net ………….. TL. öğrenim yardımı ödenir.
d)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
e) Belediye çalışan eşlerden birinin işçi personel olması halinde; Toplu İş Sözleşmesi gereği yapılan Öğrenim Yardımı ödeneği yüksek olan eşe yapılır, diğer eşe ödeme yapılmaz.”
“Ulaşım Bedeli” başlıklı 28’inci maddesinde;
“Tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurların işe geliş ve gidiş ulaşım bedeli (ulaşım kartı kullanan Zabıta Müdürlüğü Zabıta Memuru personeli hariç olmak üzere) …………’nin Meclis Kararı ile yayınlanan fiyat tarifesindeki güncellenen rakamlar doğrultusunda kurumca karşılanır. (…………….’nün belirlediği ulaşım ücreti tarifesindeki artışlar kurum tarafından nakden ödenir).”
denilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, .....yılı için sosyal denge tazminatının tavan tutarı ilk 6 aylık dönemde (.....) brüt .....- TL, ikinci 6 aylık dönem için (......) brüt .....-TL olarak belirlendiğinden, Belediye ile sendika arasında imzalanan sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme ile belediye personeline mevzuatın öngördüğü limitlerin üzerinde sosyal denge tazminatı ödenerek kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Başkanı” başlıklı 37’nci maddesinde Belediye Başkanının belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ifade edilmiştir. Bu hükümden hareketle Belediye Başkanının imzaladığı sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşımakta olduğundan, mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” denilmekle birlikte, “Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’ncü maddesi; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler” hükümleri uyarınca da, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, giderin gerçekleştirilmesi ve harcamanın yapılması süreçlerinde, mevzuata uygunluk açısından kontrolleri sağlamakla yükümlüdürler. Yapılacak harcama, nitelik itibariyle hukuka aykırı nitelik taşıyorsa, söz konusu işlemleri yapmaktan kaçınmak durumundadırlar. Dolayısıyla, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcamalar ile ilgili harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, ………….. tarihinde ……………… Belediyesi ile ………………. arasında imzalanan ve ………….-…………… tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesi ile mevzuatta öngörülen sınırın aşılarak sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu oluşan ………………. TL kamu zararının;
……..TL’sinin Harcama Yetkilisi ………………….., Gerçekleştirme Görevlisi …………… ve Sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici ………………..’a (………….),
…………….TL’sinin Harcama Yetkilisi ………………., Gerçekleştirme Görevlisi ………………………. ve Sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici ………………..’a (…………….),
Müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleriyle ödettirilmesine,
İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
……… Belediyesi ile ………… arasında imzalanan ve ………. – ……….. tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmesine istinaden memurlara ödenen sosyal denge ödemelerinde ..... yılında geçerli olan yasal tavan tutarın aşılarak ………. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak,
Uluslararası Çalışma Örgütünün değişik tarihlerde gerçekleştirdiği Genel Konferanslarında kabul edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisince de birer kanunla onaylanmasının uygun bulunması üzerine tasdik edilen sözleşmelerle, kamu hizmetlerinde çalışanların örgütlenme hakkı ve istihdam koşullarının belirlenme yöntemleri konularında bazı hakların sağlanması yoluna gidildiği görülmektedir. Her ne kadar Anayasamızın 90’ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olup bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamamakta ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 7’nci maddesine göre “Yasama yetkisi” Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir ve bu yetki devredilemez. Anayasa’nın 128’inci maddesinde ise memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. 08.08.1951 tarih ve 5834 sayılı yasayla onaylanması uygun bulunan ve 14.08.1951 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 98 no’lu ILO sözleşmesinde, çalışanlara toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı getirilmiştir; ancak çalışanlara tanınacak mali hakların sözleşme ile serbestçe belirlenebileceği ve imzalanacak bu sözleşmenin de normlar hiyerarşisine göre Kanun hükümlerinin üzerinde olacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi bir Anayasa hükmü olduğu gibi 128’inci maddesi de bir Anayasa hükmüdür. Dolayısıyla her iki hükmün beraber değerlendirilerek çalışanlara toplu sözleşme hakkı verilmekle birlikte; yapılacak sözleşmelerde kanunlarla belirlenen usul ve esaslara uyulması gerekmektedir.
Diğer bir ifadeyle, temel hak ve özgürlüklerden olan sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme yapma özgürlüğü uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak uluslararası sözleşmeler ile bu haklara ilişkin genel çerçeve çizilmiş olup mali ödemeler gibi ayrıntılı konular hakkında bir düzenleme yapılmamıştır. Uluslararası sözleşmeleri imzalayan ülkelerin birbirinden farklı sosyo-ekonomik durumları ve mali güçleri dikkate alındığında uluslararası sözleşmeler ile bu türden ayrıntıların belirlenmesi mümkün görünmemektedir. ILO sözleşmelerinde de sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme hakkının korunmasına ilişkin temel hükümler yer almakta olup bu özgürlüklerin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ülkelerin kendi iç hukuk metinlerine bırakılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı” başlıklı 53’üncü maddesinde; “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir” hükümleri yer almaktadır.
Anayasanın mezkur 53’üncü maddesi doğrultusunda 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 15’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”
denilmektedir.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32’nci maddesinde; “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir…” denilmekle birlikte aynı Kanun'un Geçici 14’üncü maddesinde de; “15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32’nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32’nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32’nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32’nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2015 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sıralanan madde hükümleri ile Yerel yönetimlerde çalışan kamu personeline hangi usul ve esaslara göre sosyal denge tazminatı ödeneceğinin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32’nci maddesi ile, Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutar geçilmeden ödenecek tazminatın aylık tutarının nasıl belirleneceğinin ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesi ile belirtildiği görülmektedir.
01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün, “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine,4688 sayılı Kanunun 32’inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.”
“Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında; “4688 sayılı Kanunun geçici 14’üncü maddesinde yer alan “31.12.2015” ibaresi “31.12.2021” şeklinde uygulanır.
İkinci fıkrasında da; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.”
düzenlemeleri yer almaktadır.
2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin ikinci fıkrası; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” şeklinde düzenlenerek sosyal denge tazminatına ilişkin ödeme tutarının hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Nitekim bu hüküm önceki toplu sözleşmelerde yer almayan ve ilk defa anılan Hakem Kurulu Kararı ile getirilen bir düzenlemedir.
Anayasanın 53’üncü maddesinde yer alan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” ve Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 4688 sayılı Kanunun 34’üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” hükümleriyle, Hakem Kurulu Kararlarının kesin olduğu ve toplu sözleşme hükmünde olduğu hususunda da herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun geçici 14’üncü maddesi hükmünde 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin sözleşme süresi sonuna kadar devam edeceğine yer verildiğini ve daha sonra yapılan çeşitli düzenlemelerle bu sürenin sorgu yılını da kapsayan 31.12.2021 yılına kadar uzatıldığını, ............ Belediye Başkanlığı ile yetkili sendika arasında 15.03.2012 tarihinden önce sözleşme imzalandığını ve yeni sözleşmenin de daha önce imzalanmış olan bu sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu ifade etmişler ise de;
01.01.2020 ve 31.12.2021 yıllarını kapsayan, Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” hükmüyle, 15.3.2012 tarihinden önce idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzeri adlar altında imzalanan sözleşmeler de dahil olmak üzere, belediyelerde görev yapan personele yapılabilecek sosyal denge tazminatı tavan tutarının hiçbir şekilde Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 1’inci maddesinin birinci fıkrasıyla belirlenen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi öngörülmüştür. Yine, söz konusu değişiklik ile sosyal denge ödemesi için bazı şartlar ve limit getirilerek sınırsız ve keyfi ödemelerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Nitekim Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrası süreyi uzatırken ikinci fıkrası da 1’inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarın aşılamayacağını açıkça belirtmiştir.
Diğer bir ifadeyle, 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinin birinci fıkrası sosyal denge ödenmesine ilişkin genel bir kuralı belirlerken, “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6’ncı maddesinin bir ve ikinci fıkraları da Sosyal denge ödenmesinin uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi tereddüte mahal vermeyecek bir şekilde hükme bağlamıştır.
Bu kapsamda, sosyal denge ödemeleri Kanuni sınırlar içinde kalmak şartıyla sözleşme hükümlerine göre ödenecektir. Yapılacak ödemenin aylık brüt tutarı hiçbir halde 01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün 1 ve 6’ncı maddesinde yer alan hüküm gereği ..... yılının ilk yarısı için aylık ..... TL ve ikinci yarısı için aylık ..... TL’yi geçemeyecektir. Sosyal denge sözleşmesi kapsamında sosyal denge tazminatı, ikramiye, bayram, ulaşım, engelli, yakacak, öğrenim, doğum veya ölüm yardımı gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler niteliği itibariyle sosyal denge ödemesi olup tavan uygulamasına tabidir. Sosyal denge sözleşmesinde çeşitli isimler altında farklı ödeme çeşitleri belirlenmesi bu ödemenin niteliğini değiştirmemektedir. Bu ödemeler toplamı tavan uygulamasına tabi olup, o ay içinde bu kapsamda ödenen tutarın en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi gerekir.
Yine sorumlular savunmalarında sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin tavan tutarın tespitinde, en yüksek devlet memuru aylığı olarak sadece gösterge ve ek gösterge aylık toplamının alınmasının yanlış olduğunu, bu tutara taban aylık ve kıdem aylık tutarlarının da dahil edilmesi gerektiğini ifade etmişler ise de;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 43’üncü maddesinde; “Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylık ve ek göstergeleri aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilir:
A) Aylık Göstergesi: Bütün sınıflar itibariyle her derece ve kademenin aylıklarının hesaplanmasına esas teşkil edecek Aylık Gösterge Tablosu aşağıdaki I Numaralı Cetvelde gösterilmiştir.
B) Ek Gösterge: Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır.” hükmüne ve 155’inci maddesinde de; “Bu Kanunun 36’ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.” hükmüne yer verilmek suretiyle aylık tanımının Kanunda her derece için tespit edilen gösterge rakamı ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek gösterge rakamının toplamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği belirtilmiştir.
Ayrıca, memurlara ödenecek taban aylığı ile kıdem aylığının düzenlendiği 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1’inci maddesinin (A) bendinin son paragrafında; “Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” denilmek suretiyle, taban aylığı ve kıdem aylığının başka bir ödemenin hesabında dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Nitekim, Danıştay 1. Dairesinin 1999/55 Esas, 1999/81 Karar sayılı İçtihat Kararında da; “657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 155’inci maddesinde bu Kanunun 36’ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını göstereceği, aynı Kanunun göstergeler başlıklı 43’üncü maddesinin değişik (b) bendinde ise, bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıklarının, hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu Kanuna ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerde, aylık tanımının; 657 sayılı Kanunda her derece için tespit edilen göstergeler ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının kanunlar gereği saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği anlaşılmaktadır.” denilmek suretiyle, aylık tanımına açıklık getirmiş bulunmaktadır.
Yine, 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı 4’üncü bölümünün ‘‘Sosyal denge tazminatı’’ başlıklı 1’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %100’üdür.” şeklinde düzenlemeye gidilmiş ve tavan tutarın en yüksek devlet memuru aylığının %100’ü olduğu ifade edilerek aylığa nelerin ilave edileceği parantez içinde gösterilmiştir. Görüleceği üzere aylığın hesaplanmasında ek göstergenin dahil edileceği belirtildiği halde taban aylık ve kıdem aylıktan bahsedilmemiştir.
Diğer yandan sorumlular konunun 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi kapsamında kamu zararı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını ifade edilmişlerdir. Sorumluların iddia ettiği gibi bu maddede kamu zararının sadece mal ve hizmet alımına münhasır olduğu şeklinde bir hükme yer verilmemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
………….. Belediyesi ile ………………… arasında imzalanan ve ………..- ………….. tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesinin “Mali Haklar” başlıklı 6’ncı bölümünün;
“İyileştirme Zammı” başlıklı 23’üncü maddesinde;
“İş bu toplu sözleşmenin birinci bölümünde belirtilen hukuksal dayanaklar çerçevesinde;
a)…………. üyesi başkan yardımcısına (vekalet edenler ve kadrolu olanlar) net ……….. TL.
b)Müdüre, harcama yetkililerine ve uzmanlara (vekaleten yürütenler dahil) net ………….. TL.
c)Memura net ……….. TL. iyileştirme zammı, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ay maaş günü Toplu İş Sözleşmesi Ücreti ödenir.”
“Doğum Yardımı” başlıklı 24’üncü maddesinde;
“İşveren doğum yapan çalışana veya eşi doğum yapan tüm memur, sözleşmeli memur ve vekil memurlara ……….. TL. net doğum yardımı yapar.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışanı olan eşlerden birisinin işçi personel olması halinde, toplu iş sözleşmesi gereği yapılan doğum yardımı ödeneği yüksek ise memur, sözleşmeli personel, vekil memur olan eşe ayrıca ödeme yapılmaz.”
“Ölüm Yardımı” başlıklı 25’inci maddesinde;
“İşveren, çalışanın veya çalışanın 1. Derece yakınının (annesi, babası, çocuğu, eşi) ölmesi halinde tüm memur, sözleşmeli memur ve vekil memurlara …………. TL. net ölüm yardımı yapar.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halindi eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışanı olan eşlerden birisinin işçi personel olması halinde, toplu iş sözleşmesi gereği yapılan doğum yardımı ödeneği yüksek ise memur, sözleşmeli personel, vekil memur olan eşe ayrıca ödeme yapılmaz.”
“Yakacak Yardımı” başlıklı 26’inci maddesinde;
“İşveren tarafından tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurlara yılda 3 kez (Ocak, Şubat ve Mart aylarında ) net ……….. TL., kalan 9 ayda ise net ……….. TL. yakacak yardımı ödenir.
a)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
b)Belediye çalışan eşlerden birinin işçi personel olması halinde; Toplu İş Sözleşmesi gereği yapılan Yakacak Yardımı ödeneği yüksek olan eşe yapılır, diğer eşe ödeme yapılmaz.”
“Öğrenim Yardımı” başlıklı 27’inci maddesinde;
“Tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurların öğrenim gören çocukları için Eylül ayının ilk haftasında;
a)Anasınıfı ve ilköğretimde okuyan çocuğu için net ……….TL.
b)Ortaöğretimde okuyan çocuğu için net ……………..TL.
c)Üniversite ve yüksek okulda okuyan çocuğu için net ………….. TL. öğrenim yardımı ödenir.
d)Belediye çalışanının her ikisinin de memur, sözleşmeli personel, vekil memur olması halinde eşlerden birine ödeme yapılır.
e) Belediye çalışan eşlerden birinin işçi personel olması halinde; Toplu İş Sözleşmesi gereği yapılan Öğrenim Yardımı ödeneği yüksek olan eşe yapılır, diğer eşe ödeme yapılmaz.”
“Ulaşım Bedeli” başlıklı 28’inci maddesinde;
“Tüm memur, sözleşmeli personel ve vekil memurların işe geliş ve gidiş ulaşım bedeli (ulaşım kartı kullanan Zabıta Müdürlüğü Zabıta Memuru personeli hariç olmak üzere) …………’nin Meclis Kararı ile yayınlanan fiyat tarifesindeki güncellenen rakamlar doğrultusunda kurumca karşılanır. (…………….’nün belirlediği ulaşım ücreti tarifesindeki artışlar kurum tarafından nakden ödenir).”
denilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, .....yılı için sosyal denge tazminatının tavan tutarı ilk 6 aylık dönemde (.....) brüt .....- TL, ikinci 6 aylık dönem için (......) brüt .....-TL olarak belirlendiğinden, Belediye ile sendika arasında imzalanan sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme ile belediye personeline mevzuatın öngördüğü limitlerin üzerinde sosyal denge tazminatı ödenerek kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Başkanı” başlıklı 37’nci maddesinde Belediye Başkanının belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ifade edilmiştir. Bu hükümden hareketle Belediye Başkanının imzaladığı sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşımakta olduğundan, mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” denilmekle birlikte, “Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’ncü maddesi; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler” hükümleri uyarınca da, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, giderin gerçekleştirilmesi ve harcamanın yapılması süreçlerinde, mevzuata uygunluk açısından kontrolleri sağlamakla yükümlüdürler. Yapılacak harcama, nitelik itibariyle hukuka aykırı nitelik taşıyorsa, söz konusu işlemleri yapmaktan kaçınmak durumundadırlar. Dolayısıyla, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcamalar ile ilgili harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, ………….. tarihinde ……………… Belediyesi ile ………………. arasında imzalanan ve ………….-…………… tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesi ile mevzuatta öngörülen sınırın aşılarak sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu oluşan ………………. TL kamu zararının;
……..TL’sinin Harcama Yetkilisi ………………….., Gerçekleştirme Görevlisi …………… ve Sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici ………………..’a (………….),
…………….TL’sinin Harcama Yetkilisi ………………., Gerçekleştirme Görevlisi ………………………. ve Sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici ………………..’a (…………….),
Müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleriyle ödettirilmesine,
İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Kararla ilgili sorunuz mu var?