Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 5. Daire Kararı
Karar Tarihi:
10/6/2022
Karar No:
15
Esas No:
552
KARAR
Sosyal denge
….. Belediyesi ile …… Sendikası (…..) arasında ….-….. tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan toplu iş sözleşmesine istinaden, Destek Hizmetleri Müdürlüğünde görev yapan memur personele yasal sınırların üzerinde sosyal denge tazminatı ödemesi yapılması sonucunda ….. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak;
Uluslararası Çalışma Örgütünün değişik tarihlerde gerçekleştirdiği Genel Konferanslarında kabul edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisince de birer kanunla onaylanmasının uygun bulunması üzerine tasdik edilen sözleşmelerle, kamu hizmetlerinde çalışanların örgütlenme hakkı ve istihdam koşullarının belirlenme yöntemleri konularında bazı hakların sağlanması yoluna gidildiği görülmektedir. Her ne kadar Anayasamızın 90 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olup bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamamakta ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 7 nci maddesine göre “Yasama yetkisi” Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir ve bu yetki devredilemez. Anayasa’nın 128 inci maddesinde ise memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. 08.08.1951 tarih ve 5834 sayılı yasayla onaylanması uygun bulunan ve 14.08.1951 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 98 no.lu ILO sözleşmesinde, çalışanlara toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı getirilmiştir; ancak çalışanlara tanınacak mali hakların sözleşme ile serbestçe belirlenebileceği ve imzalanacak bu sözleşmenin de normlar hiyerarşisine göre Kanun hükümlerinin üzerinde olacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’nın 90 ıncı maddesi bir Anayasa hükmü olduğu gibi 128 inci maddesi de bir Anayasa hükmüdür. Dolayısıyla her iki hükmün beraber değerlendirilerek memurlara toplu sözleşme hakkı verilmekle birlikte; yapılacak sözleşmelerde kanunlarla belirlenen usul ve esaslara uyulması gerekmektedir.
Diğer bir ifadeyle, temel hak ve özgürlüklerden olan sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme yapma özgürlüğü uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak uluslararası sözleşmeler ile bu haklara ilişkin genel çerçeve çizilmiş olup mali ödemeler gibi ayrıntılı konular hakkında bir düzenleme yapılmamıştır. Uluslararası sözleşmeleri imzalayan ülkelerin birbirinden farklı sosyo-ekonomik durumları ve mali güçleri dikkate alındığında uluslararası sözleşmeler ile bu türden ayrıntıların belirlenmesi mümkün görünmemektedir. ILO sözleşmelerinde de sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme hakkının korunmasına ilişkin temel hükümler yer almakta olup bu özgürlüklerin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ülkelerin kendi iç hukuk metinlerine bırakılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı” başlıklı 53 üncü maddesinde; “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir” hükümleri yer almaktadır.
Anayasanın mezkur 53 üncü maddesi doğrultusunda 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 15 inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”
denilmektedir.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32 nci maddesinde; “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir…” denilmekle birlikte aynı Kanun'un Geçici 14 üncü maddesinde de; “15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32 nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32 nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2015 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sıralanan madde hükümleri ile Yerel yönetimlerde çalışan kamu personeline hangi usul ve esaslara göre sosyal denge tazminatı ödeneceğinin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32 nci maddesi ile Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek ödenecek tazminatın aylık tutarının nasıl belirleneceğinin ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesi ile belirtildiği görülmektedir.
01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün, “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1 inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine,4688 sayılı Kanunun 32 inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.”
“Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; “4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinde yer alan “31.12.2015” ibaresi “31.12.2021” şeklinde uygulanır.
ikinci fıkrasında da; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.”
düzenlemeleri yer almaktadır.
2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” şeklinde düzenlenerek sosyal denge tazminatına ilişkin ödeme tutarının hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Nitekim bu hüküm önceki toplu sözleşmelerde yer almayan ve ilk defa anılan Hakem Kurulu Kararı ile getirilen bir düzenlemedir.
Anayasanın 53 üncü maddesinde yer alan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” ve Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 4688 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” hükümleriyle, Hakem Kurulu Kararlarının kesin olduğu ve toplu sözleşme hükmünde olduğu hususunda da herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun Geçici 14 üncü maddesi hükmünde 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin sözleşme süresi sonuna kadar devam edeceğine yer verildiğini ve daha sonra yapılan çeşitli düzenlemelerle bu sürenin sorgu yılını da kapsayan 31.12.2021 yılına kadar uzatıldığını, ….. Belediye Başkanlığı ile yetkili sendika arasında 15.03.2012 tarihinden önce sözleşme imzalandığını ve yeni sözleşmenin de daha önce imzalanmış olan bu sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu ifade etmişler ise de;
01.01.2020 ve 31.12.2021 yıllarını kapsayan, Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” hükmüyle, 15.3.2012 tarihinden önce idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzeri adlar altında imzalanan sözleşmeler de dahil olmak üzere, belediyelerde görev yapan personele yapılabilecek sosyal denge tazminatı tavan tutarının hiçbir şekilde Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 1 inci maddesinin birinci fıkrasıyla belirlenen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi öngörülmüştür. Yine, söz konusu değişiklik ile sosyal denge ödemesi için bazı şartlar ve limit getirilerek sınırsız ve keyfi ödemelerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Nitekim Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrası süreyi uzatırken ikinci fıkrası da 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarın aşılamayacağını açıkça belirtmiştir.
Diğer bir ifadeyle, 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1 inci maddesinin birinci fıkrası sosyal denge ödenmesine ilişkin genel bir kuralı belirlerken, “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin bir ve ikinci fıkraları da Sosyal denge ödenmesinin uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi tereddüte mahal vermeyecek bir şekilde hükme bağlamıştır.
Bu kapsamda, sosyal denge ödemeleri Kanuni sınırlar içinde kalmak şartıyla sözleşme hükümlerine göre ödenecektir. Yapılacak ödemenin aylık brüt tutarı hiçbir halde 01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün 1 ve 6 ncı maddesinde yer alan hüküm gereği yılının ….. yılı ilk altı aylık dönem için üst sınır ….. TL, ikinci altı aylık dönem için ise ….. TL’yi geçemeyecektir. Sosyal denge sözleşmesi kapsamında sosyal denge yardımı, ikramiye veya ölüm yardımı gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler niteliği itibariyle sosyal denge ödemesi olup tavan uygulamasına tabidir. Sosyal denge sözleşmesinde çeşitli isimler altında farklı ödeme çeşitleri belirlenmesi bu ödemenin niteliğini değiştirmemektedir. Bu ödemeler toplamı tavan uygulamasına tabi olup, o ay içinde bu kapsamda ödenen tutarın en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi gerekir.
Yine sorumlular savunmalarında sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin tavan tutarın tespitinde, en yüksek devlet memuru aylığı olarak sadece gösterge ve ek gösterge aylık toplamının alınmasının yanlış olduğunu, bu tutara taban aylık ve kıdem aylık tutarlarının da dahil edilmesi gerektiğini ifade etmişler ise de;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinde; “Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylık ve ek göstergeleri aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilir:
A) Aylık Göstergesi: Bütün sınıflar itibariyle her derece ve kademenin aylıklarının hesaplanmasına esas teşkil edecek Aylık Gösterge Tablosu aşağıdaki I Numaralı Cetvelde gösterilmiştir.
B) Ek Gösterge: Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. ..” hükmüne ve 155 inci maddesinde de; “Bu Kanunun 36 ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.” hükmüne yer verilmek suretiyle aylık tanımının Kanunda her derece için tespit edilen gösterge rakamı ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek gösterge rakamının toplamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği belirtilmiştir.
Ayrıca, memurlara ödenecek taban aylığı ile kıdem aylığının düzenlendiği 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin (A) bendinin son paragrafında; “Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” denilmek suretiyle, taban aylığı ve kıdem aylığının başka bir ödemenin hesabında dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Nitekim, Danıştay 1. Dairesinin ….. Esas, ….. Karar sayılı İçtihat Kararında da; “657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 155 inci maddesinde bu Kanunun 36 ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını göstereceği, aynı Kanunun göstergeler başlıklı 43 üncü maddesinin değişik (b) bendinde ise, bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıklarının, hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu Kanuna ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerde, aylık tanımının; 657 sayılı Kanunda her derece için tespit edilen göstergeler ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının kanunlar gereği saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği anlaşılmaktadır.” denilmek suretiyle, aylık tanımına açıklık getirmiş bulunmaktadır.
Yine, 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı 4 üncü bölümünün ‘‘Sosyal denge tazminatı’’ başlıklı 1 inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %100’üdür.” şeklinde düzenlemeye gidilmiş ve tavan tutarın en yüksek devlet memuru aylığının %100’ü olduğu ifade edilerek aylığa nelerin ilave dileceği parantez içinde gösterilmiştir. Görüleceği üzere aylığın hesaplanmasında ek göstergenin dahil edileceği belirtildiği halde taban aylık ve kıdem aylıktan bahsedilmemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
….. Belediye Başkanlığı ile …… Sendikası (…..) arasında imzalanan, …..-….. tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesinin mali hakları düzenleyen altıncı bölümünün 25 ve 26’ncı maddelerinde mali haklara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna istinaden ….-…. tarihleri arasında geçerli olan sosyal denge sözleşmesinde yer alan ödemeler şu şekildedir:
“-İyileştirme Zammı: …..Sen üyesi çalışanlara, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ayın maaş günü, en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ü brüt iyileştirme zammı olarak ödenir.
-Fiili Çalışma Primi: …. Sen üyesi çalışanlara, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ayın maaş günü, düzenli olarak çalışılan aylar için memura fiili çalışma primi ödenir. Aylık fiili çalışma primi ….. yılında memurlar için net …. TL olarak belirlenmiştir. Şef ve daha üst görevlerde sorumluluk alan memurlar ile zabıta memurlar bu primi net %25 zamlı olarak alırlar.”
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, ….. yılı için sosyal denge tazminatının tavan tutarı ilk 6 aylık dönemde (9500 * …..) brüt …. TL, ikinci 6 aylık dönem için (9500 * …..) brüt ….. TL olarak belirlendiğinden, Belediye ile sendika arasında imzalanan sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme ile belediye personeline mevzuatın öngördüğü limitlerin üzerinde sosyal denge tazminatı ödenerek kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye Başkanı” başlıklı 37 nci maddesinde Belediye Başkanının belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ifade edilmiştir. Bu hükümden hareketle Belediye Başkanı veya onun yetkili kıldığı Başkan Yardımcısının imzaladığı sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşımakta olduğundan, mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32 nci maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” denilmekle birlikte, “Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33 ncü maddesi; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler” hükümleri uyarınca da, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, giderin gerçekleştirilmesi ve harcamanın yapılması süreçlerinde, mevzuata uygunluk açısından kontrolleri sağlamakla yükümlüdürler. Yapılacak harcama, nitelik itibariyle hukuka aykırı nitelik taşıyorsa, söz konusu işlemleri yapmaktan kaçınmak durumundadırlar. Dolayısıyla, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcamalar ile ilgili harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de sorumluluğu bulunmaktadır.
Diğer yandan, 05 Temmuz 2022 tarih ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici Madde 1’in 3 nolu bendinde şu düzenlemeye yer verilmiştir:
“Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu maddenin yürürlük tarihine kadar personeline yemek yardımını nakden ödeyen ya da kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı üzerinden gerçekleştirmek amacıyla bu ödeme araçlarının teminini bütçesinden hizmet alımı yoluyla karşılamış olan ve 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı olarak sosyal denge tazminatı verdiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlarının yetkili ve görevli personeli hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlamış olanlar işlemden kaldırılır.”
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun “Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması” başlıklı 32’inci maddesinin 3’üncü fıkrası ise;
“İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmibeşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz. Sözleşmenin yapılmasından sonra bu koşulların oluşması durumunda mevcut sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici Madde 1’in 3 nolu bendinde, sosyal denge tazminatıyla ilgili olarak, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesinin 3’üncü fıkrasına atıf yapılarak sözleşme yapılamayacak haller ifade edilmiş olup, ilgili madde hükmüne aykırı olarak sözleşme imzalanması durumunda görevli personel hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamayacağı, başlamış olanların ise işlemden kaldırılacağı belirtilmiştir. Görüleceği üzere, 7417 sayılı Kanunla tavan tutar uygulamasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla Belediye tarafından ödenecek sosyal denge tazminatında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı esas olup, 4688 sayılı Kanunun 32 inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarının en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ü olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; ….. Belediyesi ile ….. Sendikası (…..) arasında …..-….. tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan toplu iş sözleşmesine istinaden, Destek Hizmetleri Müdürlüğünde görev yapan memur personele yasal sınırların üzerinde sosyal denge tazminatı ödemesi yapılması sonucunda oluşan ve ayrıntılı hesabı aşağıda tabloda gösterilen …. TL kamu zararının;
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
müştereken ve müteselsilen,
6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine oybirliğiyle karar verilmişti.
26 Kasım 2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10’uncu maddesiyle; 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16- Konusu suç teşkil etmemek kaydıyla; bu maddenin yürürlük tarihine kadar bu Kanun veya 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümlerine aykırı olarak sosyal denge tazminatı ödediği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin yetkili veya görevli olan sorumluları hakkında yapılan bu ödemeler nedeniyle idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz; başlamış olanlar işlemden kaldırılır.”
….. tarih ve …. sayılı tutanağın ….’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün Geçici 16’ncı madde kapsamında olduğu görülmektedir. Bu nedenle tutanağın ….’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 56’ncı maddesi uyarınca yargılamanın iadesi usulüyle görüşülerek kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.
….. Belediyesi ile …… Sendikası (…..) arasında ….-….. tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan toplu iş sözleşmesine istinaden, Destek Hizmetleri Müdürlüğünde görev yapan memur personele yasal sınırların üzerinde sosyal denge tazminatı ödemesi yapılması sonucunda ….. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak;
Uluslararası Çalışma Örgütünün değişik tarihlerde gerçekleştirdiği Genel Konferanslarında kabul edilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisince de birer kanunla onaylanmasının uygun bulunması üzerine tasdik edilen sözleşmelerle, kamu hizmetlerinde çalışanların örgütlenme hakkı ve istihdam koşullarının belirlenme yöntemleri konularında bazı hakların sağlanması yoluna gidildiği görülmektedir. Her ne kadar Anayasamızın 90 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde olup bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamamakta ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 7 nci maddesine göre “Yasama yetkisi” Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir ve bu yetki devredilemez. Anayasa’nın 128 inci maddesinde ise memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. 08.08.1951 tarih ve 5834 sayılı yasayla onaylanması uygun bulunan ve 14.08.1951 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 98 no.lu ILO sözleşmesinde, çalışanlara toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı getirilmiştir; ancak çalışanlara tanınacak mali hakların sözleşme ile serbestçe belirlenebileceği ve imzalanacak bu sözleşmenin de normlar hiyerarşisine göre Kanun hükümlerinin üzerinde olacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’nın 90 ıncı maddesi bir Anayasa hükmü olduğu gibi 128 inci maddesi de bir Anayasa hükmüdür. Dolayısıyla her iki hükmün beraber değerlendirilerek memurlara toplu sözleşme hakkı verilmekle birlikte; yapılacak sözleşmelerde kanunlarla belirlenen usul ve esaslara uyulması gerekmektedir.
Diğer bir ifadeyle, temel hak ve özgürlüklerden olan sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme yapma özgürlüğü uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak uluslararası sözleşmeler ile bu haklara ilişkin genel çerçeve çizilmiş olup mali ödemeler gibi ayrıntılı konular hakkında bir düzenleme yapılmamıştır. Uluslararası sözleşmeleri imzalayan ülkelerin birbirinden farklı sosyo-ekonomik durumları ve mali güçleri dikkate alındığında uluslararası sözleşmeler ile bu türden ayrıntıların belirlenmesi mümkün görünmemektedir. ILO sözleşmelerinde de sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme hakkının korunmasına ilişkin temel hükümler yer almakta olup bu özgürlüklerin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ülkelerin kendi iç hukuk metinlerine bırakılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı” başlıklı 53 üncü maddesinde; “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir” hükümleri yer almaktadır.
Anayasanın mezkur 53 üncü maddesi doğrultusunda 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 15 inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”
denilmektedir.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32 nci maddesinde; “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir…” denilmekle birlikte aynı Kanun'un Geçici 14 üncü maddesinde de; “15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32 nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32 nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2015 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sıralanan madde hükümleri ile Yerel yönetimlerde çalışan kamu personeline hangi usul ve esaslara göre sosyal denge tazminatı ödeneceğinin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32 nci maddesi ile Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek ödenecek tazminatın aylık tutarının nasıl belirleneceğinin ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesi ile belirtildiği görülmektedir.
01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün, “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1 inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine,4688 sayılı Kanunun 32 inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.”
“Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; “4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinde yer alan “31.12.2015” ibaresi “31.12.2021” şeklinde uygulanır.
ikinci fıkrasında da; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.”
düzenlemeleri yer almaktadır.
2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” şeklinde düzenlenerek sosyal denge tazminatına ilişkin ödeme tutarının hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Nitekim bu hüküm önceki toplu sözleşmelerde yer almayan ve ilk defa anılan Hakem Kurulu Kararı ile getirilen bir düzenlemedir.
Anayasanın 53 üncü maddesinde yer alan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” ve Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 4688 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” hükümleriyle, Hakem Kurulu Kararlarının kesin olduğu ve toplu sözleşme hükmünde olduğu hususunda da herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun Geçici 14 üncü maddesi hükmünde 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin sözleşme süresi sonuna kadar devam edeceğine yer verildiğini ve daha sonra yapılan çeşitli düzenlemelerle bu sürenin sorgu yılını da kapsayan 31.12.2021 yılına kadar uzatıldığını, ….. Belediye Başkanlığı ile yetkili sendika arasında 15.03.2012 tarihinden önce sözleşme imzalandığını ve yeni sözleşmenin de daha önce imzalanmış olan bu sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu ifade etmişler ise de;
01.01.2020 ve 31.12.2021 yıllarını kapsayan, Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bu hüküm çerçevesinde yapılacak ödeme tutarı hiçbir şekilde 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarı aşamaz.” hükmüyle, 15.3.2012 tarihinden önce idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzeri adlar altında imzalanan sözleşmeler de dahil olmak üzere, belediyelerde görev yapan personele yapılabilecek sosyal denge tazminatı tavan tutarının hiçbir şekilde Hakem Kurulu Kararının Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin bölümünün 1 inci maddesinin birinci fıkrasıyla belirlenen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi öngörülmüştür. Yine, söz konusu değişiklik ile sosyal denge ödemesi için bazı şartlar ve limit getirilerek sınırsız ve keyfi ödemelerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Nitekim Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrası süreyi uzatırken ikinci fıkrası da 1 inci maddede yer alan sosyal denge tazminatı oranı ile belirlenecek tutarın aşılamayacağını açıkça belirtmiştir.
Diğer bir ifadeyle, 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1 inci maddesinin birinci fıkrası sosyal denge ödenmesine ilişkin genel bir kuralı belirlerken, “Sosyal denge tazminatı süre uzatımı” başlıklı 6 ncı maddesinin bir ve ikinci fıkraları da Sosyal denge ödenmesinin uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi tereddüte mahal vermeyecek bir şekilde hükme bağlamıştır.
Bu kapsamda, sosyal denge ödemeleri Kanuni sınırlar içinde kalmak şartıyla sözleşme hükümlerine göre ödenecektir. Yapılacak ödemenin aylık brüt tutarı hiçbir halde 01.09.2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01.01.2020-31.12.2021 tarihleri için geçerli 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün 1 ve 6 ncı maddesinde yer alan hüküm gereği yılının ….. yılı ilk altı aylık dönem için üst sınır ….. TL, ikinci altı aylık dönem için ise ….. TL’yi geçemeyecektir. Sosyal denge sözleşmesi kapsamında sosyal denge yardımı, ikramiye veya ölüm yardımı gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler niteliği itibariyle sosyal denge ödemesi olup tavan uygulamasına tabidir. Sosyal denge sözleşmesinde çeşitli isimler altında farklı ödeme çeşitleri belirlenmesi bu ödemenin niteliğini değiştirmemektedir. Bu ödemeler toplamı tavan uygulamasına tabi olup, o ay içinde bu kapsamda ödenen tutarın en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ünü geçmemesi gerekir.
Yine sorumlular savunmalarında sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin tavan tutarın tespitinde, en yüksek devlet memuru aylığı olarak sadece gösterge ve ek gösterge aylık toplamının alınmasının yanlış olduğunu, bu tutara taban aylık ve kıdem aylık tutarlarının da dahil edilmesi gerektiğini ifade etmişler ise de;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinde; “Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylık ve ek göstergeleri aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilir:
A) Aylık Göstergesi: Bütün sınıflar itibariyle her derece ve kademenin aylıklarının hesaplanmasına esas teşkil edecek Aylık Gösterge Tablosu aşağıdaki I Numaralı Cetvelde gösterilmiştir.
B) Ek Gösterge: Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. ..” hükmüne ve 155 inci maddesinde de; “Bu Kanunun 36 ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.” hükmüne yer verilmek suretiyle aylık tanımının Kanunda her derece için tespit edilen gösterge rakamı ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek gösterge rakamının toplamının aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği belirtilmiştir.
Ayrıca, memurlara ödenecek taban aylığı ile kıdem aylığının düzenlendiği 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin (A) bendinin son paragrafında; “Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” denilmek suretiyle, taban aylığı ve kıdem aylığının başka bir ödemenin hesabında dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Nitekim, Danıştay 1. Dairesinin ….. Esas, ….. Karar sayılı İçtihat Kararında da; “657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 155 inci maddesinde bu Kanunun 36 ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını göstereceği, aynı Kanunun göstergeler başlıklı 43 üncü maddesinin değişik (b) bendinde ise, bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıklarının, hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu Kanuna ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerde, aylık tanımının; 657 sayılı Kanunda her derece için tespit edilen göstergeler ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının kanunlar gereği saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği anlaşılmaktadır.” denilmek suretiyle, aylık tanımına açıklık getirmiş bulunmaktadır.
Yine, 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı 4 üncü bölümünün ‘‘Sosyal denge tazminatı’’ başlıklı 1 inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %100’üdür.” şeklinde düzenlemeye gidilmiş ve tavan tutarın en yüksek devlet memuru aylığının %100’ü olduğu ifade edilerek aylığa nelerin ilave dileceği parantez içinde gösterilmiştir. Görüleceği üzere aylığın hesaplanmasında ek göstergenin dahil edileceği belirtildiği halde taban aylık ve kıdem aylıktan bahsedilmemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
….. Belediye Başkanlığı ile …… Sendikası (…..) arasında imzalanan, …..-….. tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesinin mali hakları düzenleyen altıncı bölümünün 25 ve 26’ncı maddelerinde mali haklara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna istinaden ….-…. tarihleri arasında geçerli olan sosyal denge sözleşmesinde yer alan ödemeler şu şekildedir:
“-İyileştirme Zammı: …..Sen üyesi çalışanlara, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ayın maaş günü, en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ü brüt iyileştirme zammı olarak ödenir.
-Fiili Çalışma Primi: …. Sen üyesi çalışanlara, halen almakta oldukları aylıklarına ilaveten her ayın maaş günü, düzenli olarak çalışılan aylar için memura fiili çalışma primi ödenir. Aylık fiili çalışma primi ….. yılında memurlar için net …. TL olarak belirlenmiştir. Şef ve daha üst görevlerde sorumluluk alan memurlar ile zabıta memurlar bu primi net %25 zamlı olarak alırlar.”
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, ….. yılı için sosyal denge tazminatının tavan tutarı ilk 6 aylık dönemde (9500 * …..) brüt …. TL, ikinci 6 aylık dönem için (9500 * …..) brüt ….. TL olarak belirlendiğinden, Belediye ile sendika arasında imzalanan sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme ile belediye personeline mevzuatın öngördüğü limitlerin üzerinde sosyal denge tazminatı ödenerek kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye Başkanı” başlıklı 37 nci maddesinde Belediye Başkanının belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ifade edilmiştir. Bu hükümden hareketle Belediye Başkanı veya onun yetkili kıldığı Başkan Yardımcısının imzaladığı sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşme, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşımakta olduğundan, mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32 nci maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” denilmekle birlikte, “Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33 ncü maddesi; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler” hükümleri uyarınca da, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, giderin gerçekleştirilmesi ve harcamanın yapılması süreçlerinde, mevzuata uygunluk açısından kontrolleri sağlamakla yükümlüdürler. Yapılacak harcama, nitelik itibariyle hukuka aykırı nitelik taşıyorsa, söz konusu işlemleri yapmaktan kaçınmak durumundadırlar. Dolayısıyla, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcamalar ile ilgili harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de sorumluluğu bulunmaktadır.
Diğer yandan, 05 Temmuz 2022 tarih ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici Madde 1’in 3 nolu bendinde şu düzenlemeye yer verilmiştir:
“Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu maddenin yürürlük tarihine kadar personeline yemek yardımını nakden ödeyen ya da kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı üzerinden gerçekleştirmek amacıyla bu ödeme araçlarının teminini bütçesinden hizmet alımı yoluyla karşılamış olan ve 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 32 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı olarak sosyal denge tazminatı verdiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlarının yetkili ve görevli personeli hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlamış olanlar işlemden kaldırılır.”
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun “Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması” başlıklı 32’inci maddesinin 3’üncü fıkrası ise;
“İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmibeşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz. Sözleşmenin yapılmasından sonra bu koşulların oluşması durumunda mevcut sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici Madde 1’in 3 nolu bendinde, sosyal denge tazminatıyla ilgili olarak, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesinin 3’üncü fıkrasına atıf yapılarak sözleşme yapılamayacak haller ifade edilmiş olup, ilgili madde hükmüne aykırı olarak sözleşme imzalanması durumunda görevli personel hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamayacağı, başlamış olanların ise işlemden kaldırılacağı belirtilmiştir. Görüleceği üzere, 7417 sayılı Kanunla tavan tutar uygulamasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla Belediye tarafından ödenecek sosyal denge tazminatında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı esas olup, 4688 sayılı Kanunun 32 inci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarının en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’ü olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; ….. Belediyesi ile ….. Sendikası (…..) arasında …..-….. tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan toplu iş sözleşmesine istinaden, Destek Hizmetleri Müdürlüğünde görev yapan memur personele yasal sınırların üzerinde sosyal denge tazminatı ödemesi yapılması sonucunda oluşan ve ayrıntılı hesabı aşağıda tabloda gösterilen …. TL kamu zararının;
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
….. TL’sinin Üst Yönetici ((Belediye Başkanı-Sözleşmeyi İmzalayan) ….., Harcama Yetkilisi (…..) …… ve Gerçekleştirme Görevlisi …..’ya,
müştereken ve müteselsilen,
6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine oybirliğiyle karar verilmişti.
26 Kasım 2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10’uncu maddesiyle; 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16- Konusu suç teşkil etmemek kaydıyla; bu maddenin yürürlük tarihine kadar bu Kanun veya 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümlerine aykırı olarak sosyal denge tazminatı ödediği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin yetkili veya görevli olan sorumluları hakkında yapılan bu ödemeler nedeniyle idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz; başlamış olanlar işlemden kaldırılır.”
….. tarih ve …. sayılı tutanağın ….’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün Geçici 16’ncı madde kapsamında olduğu görülmektedir. Bu nedenle tutanağın ….’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 56’ncı maddesi uyarınca yargılamanın iadesi usulüyle görüşülerek kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Kararla ilgili sorunuz mu var?