Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 8. Daire Kararı
Karar Tarihi:
3/15/2022
Karar No:
61
Esas No:
240
KARAR
Kıdem Tazminatı
…. ….. Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. ……’ın emekli olması üzerine iş akdinin feshedilmesi ancak kıdem tazminatı ödenmemesi sebebiyle bu tutarın mahkeme yoluyla tahsil edilerek sorumlularına rücu edilmemesi nedeniyle kamu zararına yol açılması konusuna ilişkin olarak;
4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 6’ncı maddesinde; kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulacağı ve kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanun’un yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı haklarının saklı olduğu ifade edilmiştir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinde; Bu Kanun’a tabi işçilerin hizmet akitlerinin; 506 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un Geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesinde, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması, kamu zararı olarak ifade edilmiştir.
Ayrıca, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 6’ncı maddesinde; Kamu zararının belirlenmesinde, kamu idaresinin yükümlülüklerinin mevzuatına uygun bir şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle kamu idaresine faiz, tazminat, gecikme zammı, para cezası gibi ek mali külfet getirilmesinin esas alınacağı ifade edilmiştir.
…….. ……. ….. …… Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. ….. emeklilik gerekçesiyle, ………. tarihli dilekçesi ile işten ayrılma talebinde bulunmuş ve …….. tarihinde iş akdi feshedilmiştir. T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı …… Sosyal Güvenlik Müdürlüğünün ……….. tarih, …………………. sayılı ve “….. ….. Hk.” konulu yazısı ile ….. …….’a ………. tarihinden itibaren yaşlılık aylığı (emeklilik) bağlanacağının idareye bildirildiği görülmüştür.
İlgili ödeme emri ve eklerinde yer alan, T.C. ….. ….. ….. Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) vermiş olduğu ……….. tarih ve ………. Esas sayılı kararının incelenmesi sonucu; ….. ………'ın emekliliğe hak kazanmış olması nedeniyle iş akdinin sona erdirildiği, …………… tarih ve ………….. sayılı yazı ile …… Başkanlığı tarafından olur verilmesine rağmen kıdem tazminatı ödenmediği, bunun üzerine İşçi ….. ….., T.C. ….. İcra Dairesinde …….. tarih ve ……….. sayılı ilamsız takiplerde ödeme emri ile cebri icra yoluna başvurmuşsa da idare tarafından ………….. tarih ve ………….. sayılı başvuru ile ödeme emrine itiraz edildiği tespit edilmiştir.
İtirazın hükümden düşürülmesi için itirazın iptali davası açılmış, ilişikli ödeme emrine eklenmiş olan ……… tarih ve ………. Esas sayılı Mahkeme kararından anlaşılacağı üzere davanın idare tarafından kaybedilmesi üzerine temyize gidilmesi sonucu T.C. Yargıtay ... ….. Dairesinin …….. tarih ve …….. Esas sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat ve açıklamalara göre, ….. ….. Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. …… kıdem tazminatına hak kazandığı halde, müstahak olduğu tazminatın idare tarafından ödenmemesi sonucu, yasal yollara başvurularak alınan mahkeme kararı üzerine İdarece, ilgilisine ödenmesi gereken tutardan daha fazla bir tutar ödenerek (kıdem tazminatına ek olarak icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faiz giderleri) kamu zararına sebep olunduğu tespit edilmiştir.
…… aleyhine verilen icra takibi kararının iptaline, ilgili idarenin talebi üzerine başvurulduğu, Avukat ……. …… ……’nun süreçlerin tamamında idare vekili sıfatı ile hareket ettiği, avukatın harcama süreçlerinde, 5018 sayılı Kanun’a göre bir sorumluluğunun olmadığı ve İdarenin kararlarından bağımsız hareket etmediği anlaşıldığından, oluşan kamu zararında sorumluluğu bulunmamaktadır.
….. Başkanı ….. ….. ……’ın, kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin imzalı emri bulunması ve müteakip ödeme süreçlerinde ödemenin yapılmamasına ilişkin herhangi bir kararı mevcut olmadığından, oluşan kamu zararında sorumluluğu bulunmamaktadır.
Şef ….. ………’in ise gerçekleştirme görevlisi sıfatıyla ödemelerin yapılmasına iştirakinin sadece Mahkeme Kararının yerine getirilmesini temin etmek için olduğu, kamu zararının ortaya çıkmasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkeme kararı üzerine anılan ödemeler yapıldıktan sonra konunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12 ve 13’üncü maddeleri kapsamında ele alınıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre işlem tesis edilmesi, yani icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faizin oluşumunda kusuru olanlara rücu edilmesi gerekirdi.
Kurumca bu değerlendirme işlemine ilişkin süreç başlatılmadığından, oluşan kamu zararında, olayın oluştuğu tarihte görev başında olan birim amiri Harcama Yetkilisi (…. …. ….. V.) ….. …….’ın sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen gerekçelerle ….. ……….’a kanunen hak kazanmasına rağmen kıdem tazminatı ödenmemesi nedeniyle açılan davada, icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faiz gideri ödenmesi ve sorumlularına rücu edilmemesi sonucu oluşan …… TL kamu zararının tamamının,
Harcama Yetkilisi ….. ….. ….. ) ….. ……’a tek başına,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
Üyeler ….. ….. ve ….. …..’nun sorumluluğa ilişkin karşı oyları ile ve oy çokluğuyla karar verildi.
Azınlık Görüşü:
Üyeler ….. ….. ve ….. …..’nun karşı oy gerekçesi:
“Yapılan gidere ilişkin gerçekleştirme sürecinde görevli olanlar tarafından yapılan işlemler, her ne kadar kesinleşmiş olan Mahkeme Kararının yerine getirilmesi için yapılmış olsa da alınan ödeme kararı, mevzuat hükümleri uyarınca İdarenin ödemesi gereken bir tutar olmayıp, yapılan fazla ödeme tutarlarının ilgilisine rücu gerekmektedir. Bu nedenle, İdare bütçesinden yapılmaması gereken bir harcamanın yapılmasına onay veren Gerçekleştirme Görevlisi ….. ……’in de sorumluluğa dahil edilmesi gerekir.”
…. ….. Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. ……’ın emekli olması üzerine iş akdinin feshedilmesi ancak kıdem tazminatı ödenmemesi sebebiyle bu tutarın mahkeme yoluyla tahsil edilerek sorumlularına rücu edilmemesi nedeniyle kamu zararına yol açılması konusuna ilişkin olarak;
4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 6’ncı maddesinde; kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulacağı ve kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanun’un yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı haklarının saklı olduğu ifade edilmiştir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinde; Bu Kanun’a tabi işçilerin hizmet akitlerinin; 506 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un Geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesinde, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması, kamu zararı olarak ifade edilmiştir.
Ayrıca, Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 6’ncı maddesinde; Kamu zararının belirlenmesinde, kamu idaresinin yükümlülüklerinin mevzuatına uygun bir şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle kamu idaresine faiz, tazminat, gecikme zammı, para cezası gibi ek mali külfet getirilmesinin esas alınacağı ifade edilmiştir.
…….. ……. ….. …… Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. ….. emeklilik gerekçesiyle, ………. tarihli dilekçesi ile işten ayrılma talebinde bulunmuş ve …….. tarihinde iş akdi feshedilmiştir. T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı …… Sosyal Güvenlik Müdürlüğünün ……….. tarih, …………………. sayılı ve “….. ….. Hk.” konulu yazısı ile ….. …….’a ………. tarihinden itibaren yaşlılık aylığı (emeklilik) bağlanacağının idareye bildirildiği görülmüştür.
İlgili ödeme emri ve eklerinde yer alan, T.C. ….. ….. ….. Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) vermiş olduğu ……….. tarih ve ………. Esas sayılı kararının incelenmesi sonucu; ….. ………'ın emekliliğe hak kazanmış olması nedeniyle iş akdinin sona erdirildiği, …………… tarih ve ………….. sayılı yazı ile …… Başkanlığı tarafından olur verilmesine rağmen kıdem tazminatı ödenmediği, bunun üzerine İşçi ….. ….., T.C. ….. İcra Dairesinde …….. tarih ve ……….. sayılı ilamsız takiplerde ödeme emri ile cebri icra yoluna başvurmuşsa da idare tarafından ………….. tarih ve ………….. sayılı başvuru ile ödeme emrine itiraz edildiği tespit edilmiştir.
İtirazın hükümden düşürülmesi için itirazın iptali davası açılmış, ilişikli ödeme emrine eklenmiş olan ……… tarih ve ………. Esas sayılı Mahkeme kararından anlaşılacağı üzere davanın idare tarafından kaybedilmesi üzerine temyize gidilmesi sonucu T.C. Yargıtay ... ….. Dairesinin …….. tarih ve …….. Esas sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat ve açıklamalara göre, ….. ….. Müdürlüğünde işçi olarak çalışan ….. …… kıdem tazminatına hak kazandığı halde, müstahak olduğu tazminatın idare tarafından ödenmemesi sonucu, yasal yollara başvurularak alınan mahkeme kararı üzerine İdarece, ilgilisine ödenmesi gereken tutardan daha fazla bir tutar ödenerek (kıdem tazminatına ek olarak icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faiz giderleri) kamu zararına sebep olunduğu tespit edilmiştir.
…… aleyhine verilen icra takibi kararının iptaline, ilgili idarenin talebi üzerine başvurulduğu, Avukat ……. …… ……’nun süreçlerin tamamında idare vekili sıfatı ile hareket ettiği, avukatın harcama süreçlerinde, 5018 sayılı Kanun’a göre bir sorumluluğunun olmadığı ve İdarenin kararlarından bağımsız hareket etmediği anlaşıldığından, oluşan kamu zararında sorumluluğu bulunmamaktadır.
….. Başkanı ….. ….. ……’ın, kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin imzalı emri bulunması ve müteakip ödeme süreçlerinde ödemenin yapılmamasına ilişkin herhangi bir kararı mevcut olmadığından, oluşan kamu zararında sorumluluğu bulunmamaktadır.
Şef ….. ………’in ise gerçekleştirme görevlisi sıfatıyla ödemelerin yapılmasına iştirakinin sadece Mahkeme Kararının yerine getirilmesini temin etmek için olduğu, kamu zararının ortaya çıkmasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkeme kararı üzerine anılan ödemeler yapıldıktan sonra konunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12 ve 13’üncü maddeleri kapsamında ele alınıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre işlem tesis edilmesi, yani icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faizin oluşumunda kusuru olanlara rücu edilmesi gerekirdi.
Kurumca bu değerlendirme işlemine ilişkin süreç başlatılmadığından, oluşan kamu zararında, olayın oluştuğu tarihte görev başında olan birim amiri Harcama Yetkilisi (…. …. ….. V.) ….. …….’ın sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen gerekçelerle ….. ……….’a kanunen hak kazanmasına rağmen kıdem tazminatı ödenmemesi nedeniyle açılan davada, icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faiz gideri ödenmesi ve sorumlularına rücu edilmemesi sonucu oluşan …… TL kamu zararının tamamının,
Harcama Yetkilisi ….. ….. ….. ) ….. ……’a tek başına,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
Üyeler ….. ….. ve ….. …..’nun sorumluluğa ilişkin karşı oyları ile ve oy çokluğuyla karar verildi.
Azınlık Görüşü:
Üyeler ….. ….. ve ….. …..’nun karşı oy gerekçesi:
“Yapılan gidere ilişkin gerçekleştirme sürecinde görevli olanlar tarafından yapılan işlemler, her ne kadar kesinleşmiş olan Mahkeme Kararının yerine getirilmesi için yapılmış olsa da alınan ödeme kararı, mevzuat hükümleri uyarınca İdarenin ödemesi gereken bir tutar olmayıp, yapılan fazla ödeme tutarlarının ilgilisine rücu gerekmektedir. Bu nedenle, İdare bütçesinden yapılmaması gereken bir harcamanın yapılmasına onay veren Gerçekleştirme Görevlisi ….. ……’in de sorumluluğa dahil edilmesi gerekir.”
Kararla ilgili sorunuz mu var?