Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 2. Daire Kararı
Karar Tarihi:
3/31/2022
Karar No:
81
Esas No:
35702
KARAR
Vakfa nakdi yardım yapılması
Belediye tarafından … vakfına nakdi yardım yapıldığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Bütçelerden Yardım Yapılması” başlıklı 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında;
“Gerçek veya tüzel kişilere kanunda veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.”
…
“5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanununun 10 uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre, belediyelerin görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda Belediye Meclis Kararı alınması kaydıyla derneklerle ortak hizmet projesi gerçekleştirilmesi mümkündür.
Ancak 5393 sayılı Belediye Kanununun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinin son fıkrasında, 5018 sayılı Kanunun “Bütçelerden Yardım Yapılması” başlıklı 29 uncu maddesinin belediyeler için uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre belediyelerce vakıflara yardım yapılması mümkün değildir.
Sorumlular savunmalarında, söz konusu yardımın 5393 sayılı Kanunun 75/1-c maddesi kapsamında ortak hizmet projesini içerdiğini, ilgili vakfın Cumhurbaşkanlığınca (Bakanlar Kurulu kararı) vergi muafiyeti tanınmış vakıf olduğunu ve yine aynı Kanunun "Belediyeni Giderleri” başlıklı 60/1-i maddesi göre bu ödemenin Belediyelerin giderleri arasında sayıldığını, bu kapsamda yardımın Suriye'deki savaş mağduru insanlara yapıldığını belirtseler de; 5393 sayılı Kanunun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla” ve beşinci fıkrasında “Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar.” şeklinde ve “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci maddesinde belediyelerin yetkileri, “Belediyenin giderleri” başlıklı 60 ıncı maddesinde ise, belediye giderlerinin neler olabileceği yine tek tek sayılmak suretiyle hüküm altına alınmış olup, bu maddede zikredilen belediye giderleri, Kanunun 14 üncü ve 15 inci maddelerinde sayılan görevlerin yerine getirilmesi ve yetkilerin kullanılması ile ilgili giderlerdir. Mahalli müşterek olmaması ve belediye sınırları dışında kalması sebebiyle Suriye’deki mağdur insanlara yardım yapılması, Belediyenin kendi görev ve sorumluluk alanına girmediğinden ve ortada bir hizmet projesinin varlığından da söz etmek mümkün olmadığından, rapora konu ödemenin belediyenin görev ve sorumlulukları ile yetki ve imtiyazları arasında yer almayıp, belediye bütçesinden bu tür ödemelerin gerçekleşmesi mevzuata aykırılık oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, Sayıştay Genel Kurulu tarafından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde sorumlu tutulacak görevli ve yetkililerin belirlenmesi hususunda alınan 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararda;
“2- Üst Yöneticiler
…
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.
Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler.” denilmek suretiyle üst yöneticilerin sorumlulukları düzenlenmiştir.
Üst yöneticiler işlerin gidişatından harcama yetkililerinin ve diğer görevlilerin bilgilendirmeleri ve raporları ile bilgi sahibi olmaktadırlar. Bununla birlikte üst yöneticilerin özel kanunlardan doğan Sayıştay’a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda sorumluluklarına hükmedilmeleri de gerekebilir. Bu husus, meselenin Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konudur.
Dolayısıyla bu aşamada bir genelleme yaparak üst yöneticilerin, işlemlerin hukuka uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olacakları ya da olmayacakları yönünde bir görüş belirtilmesi uygun bulunmamaktadır.”
denilerek üst yöneticilerin sadece meclislerine karşı sorumlu olmayıp, özel kanunlarda yapılan düzenlemeler ve somut olayın Sayıştay tarafından yargılanması esnasında ortaya çıkan durumlar çerçevesinde üst yöneticilerin sorumluluklarına hükmedilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu olayda Belediye Başkanının Üst Yönetici sıfatıyla ödemeye dayanak oluşturan mevzuata aykırı protokolü imzalamış olması nedeniyle oluşan kamu zararıyla illiyet bağı bulunmaktadır. Bu nedenle harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi ile birlikte kamu zararından sorumludur.
Yukarıdaki yer verilen mevzuat ve sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi sonucunda; Belediye tarafından … vakfına nakdi yardım yapılması sonucu ortaya çıkan toplam … TL kamu zararının; Üst Yönetici …, Harcama Yetkilisi … ile Gerçekleştirme Görevlisi …’e müştereken ve müteselsilen, 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleriyle birlikte ödettirilmesine,
İşbu ilamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesi uyarınca Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile,
Azınlık Görüşü:
Üye … ve Üye …’ın sorumluluğa ilişkin ayrışık görüş gerekçesi:
“Kamu zararı oluştuğu yönündeki görüşe katılmakla birlikte, sorumluluk bakımından aşağıda belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
5018 sayılı Kanunun “Üst Yöneticiler” başlıklı 11 inci maddesinde;
“Bakanlıklarda ve diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir.
…
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.”
Hükmü yer aldığından, Protokolü imzalaması sebebiyle söz konusu vakfa yapılan nakdi yardım sonucu oluşan kamu zararından tek başına Belediye Başkanı sorumludur. Ödeme emri belgelerinde imzası bulunan Harcama Yetkilileri ve Gerçekleştirme Görevlilerinin, idare adına Üst Yönetici (Belediye Başkanı) tarafından imzalanan protokolün gereklerini yerine getirmemek gibi bir seçenekleri bulunmamaktadır. İlgili protokolün uygulanmasına yönelik işlemleri neticesinde kamu zararından sorumlu tutulmamaları gerektiği düşünülmektedir.”
Belediye tarafından … vakfına nakdi yardım yapıldığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Bütçelerden Yardım Yapılması” başlıklı 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında;
“Gerçek veya tüzel kişilere kanunda veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.”
denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde;
“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;
…
c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.”
…
“5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanununun 10 uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre, belediyelerin görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda Belediye Meclis Kararı alınması kaydıyla derneklerle ortak hizmet projesi gerçekleştirilmesi mümkündür.
Ancak 5393 sayılı Belediye Kanununun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75 inci maddesinin son fıkrasında, 5018 sayılı Kanunun “Bütçelerden Yardım Yapılması” başlıklı 29 uncu maddesinin belediyeler için uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre belediyelerce vakıflara yardım yapılması mümkün değildir.
Sorumlular savunmalarında, söz konusu yardımın 5393 sayılı Kanunun 75/1-c maddesi kapsamında ortak hizmet projesini içerdiğini, ilgili vakfın Cumhurbaşkanlığınca (Bakanlar Kurulu kararı) vergi muafiyeti tanınmış vakıf olduğunu ve yine aynı Kanunun "Belediyeni Giderleri” başlıklı 60/1-i maddesi göre bu ödemenin Belediyelerin giderleri arasında sayıldığını, bu kapsamda yardımın Suriye'deki savaş mağduru insanlara yapıldığını belirtseler de; 5393 sayılı Kanunun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla” ve beşinci fıkrasında “Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar.” şeklinde ve “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci maddesinde belediyelerin yetkileri, “Belediyenin giderleri” başlıklı 60 ıncı maddesinde ise, belediye giderlerinin neler olabileceği yine tek tek sayılmak suretiyle hüküm altına alınmış olup, bu maddede zikredilen belediye giderleri, Kanunun 14 üncü ve 15 inci maddelerinde sayılan görevlerin yerine getirilmesi ve yetkilerin kullanılması ile ilgili giderlerdir. Mahalli müşterek olmaması ve belediye sınırları dışında kalması sebebiyle Suriye’deki mağdur insanlara yardım yapılması, Belediyenin kendi görev ve sorumluluk alanına girmediğinden ve ortada bir hizmet projesinin varlığından da söz etmek mümkün olmadığından, rapora konu ödemenin belediyenin görev ve sorumlulukları ile yetki ve imtiyazları arasında yer almayıp, belediye bütçesinden bu tür ödemelerin gerçekleşmesi mevzuata aykırılık oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, Sayıştay Genel Kurulu tarafından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde sorumlu tutulacak görevli ve yetkililerin belirlenmesi hususunda alınan 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararda;
“2- Üst Yöneticiler
…
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.
Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler.” denilmek suretiyle üst yöneticilerin sorumlulukları düzenlenmiştir.
Üst yöneticiler işlerin gidişatından harcama yetkililerinin ve diğer görevlilerin bilgilendirmeleri ve raporları ile bilgi sahibi olmaktadırlar. Bununla birlikte üst yöneticilerin özel kanunlardan doğan Sayıştay’a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda sorumluluklarına hükmedilmeleri de gerekebilir. Bu husus, meselenin Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konudur.
Dolayısıyla bu aşamada bir genelleme yaparak üst yöneticilerin, işlemlerin hukuka uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olacakları ya da olmayacakları yönünde bir görüş belirtilmesi uygun bulunmamaktadır.”
denilerek üst yöneticilerin sadece meclislerine karşı sorumlu olmayıp, özel kanunlarda yapılan düzenlemeler ve somut olayın Sayıştay tarafından yargılanması esnasında ortaya çıkan durumlar çerçevesinde üst yöneticilerin sorumluluklarına hükmedilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu olayda Belediye Başkanının Üst Yönetici sıfatıyla ödemeye dayanak oluşturan mevzuata aykırı protokolü imzalamış olması nedeniyle oluşan kamu zararıyla illiyet bağı bulunmaktadır. Bu nedenle harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi ile birlikte kamu zararından sorumludur.
Yukarıdaki yer verilen mevzuat ve sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi sonucunda; Belediye tarafından … vakfına nakdi yardım yapılması sonucu ortaya çıkan toplam … TL kamu zararının; Üst Yönetici …, Harcama Yetkilisi … ile Gerçekleştirme Görevlisi …’e müştereken ve müteselsilen, 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleriyle birlikte ödettirilmesine,
İşbu ilamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesi uyarınca Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile,
Azınlık Görüşü:
Üye … ve Üye …’ın sorumluluğa ilişkin ayrışık görüş gerekçesi:
“Kamu zararı oluştuğu yönündeki görüşe katılmakla birlikte, sorumluluk bakımından aşağıda belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
5018 sayılı Kanunun “Üst Yöneticiler” başlıklı 11 inci maddesinde;
“Bakanlıklarda ve diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir.
…
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.”
Hükmü yer aldığından, Protokolü imzalaması sebebiyle söz konusu vakfa yapılan nakdi yardım sonucu oluşan kamu zararından tek başına Belediye Başkanı sorumludur. Ödeme emri belgelerinde imzası bulunan Harcama Yetkilileri ve Gerçekleştirme Görevlilerinin, idare adına Üst Yönetici (Belediye Başkanı) tarafından imzalanan protokolün gereklerini yerine getirmemek gibi bir seçenekleri bulunmamaktadır. İlgili protokolün uygulanmasına yönelik işlemleri neticesinde kamu zararından sorumlu tutulmamaları gerektiği düşünülmektedir.”
Kararla ilgili sorunuz mu var?