Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı
Karar Tarihi:
2/7/2024
Karar No:
53143
Esas No:
56469
KARAR
Mevzuata Aykırı Olarak Müdür Kadrosuna Atama.
248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile; ... ... Belediyesi’nde Zabıta Memuru kadrosunda görev yapmakta iken, önce Belediye Başkan Yardımcılığına ardından aranan şartları taşımadığı halde mevzuata aykırı olarak Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atanan lise mezunu ...’e, müdür kadrosuna ait özel hizmet tazminatı, yan ödeme ve ek ödeme kalemlerinin ödenmesi suretiyle sebep olunan ... TL kamu zararının tazminine hükmedilmiştir.
Söz konusu hükme karşı Sorumlu Harcama Yetkilisi ... tarafından 53143 sayılı dosya kapsamında gönderilen temyiz dilekçesinde aynen;
“İlgi sayılı kararda; 2018 yılma ilişkin olarak ... Belediyesinde muhasebe yardımcısı olarak görev yapan ...’ın, 24/02/2010 tarihinde 1’inci dereceli belediye başkan yardımcılığı kadrosuna ve ardından 08/11/2010 tarihinde 2’nci dereceli Park ve Bahçeler şube müdürü kadrosuna asaleten atandığı, atamasının usulsüz yapıldığı ve ... TL kamu zararının oluştuğu bunun 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine dair karar verildiği anlaşılmakla;
İLGİLİ PERSONELİN USULSÜZ ATAMASI TESPİTLERİNE VE GEREKÇE EDİLEN YASAL DAYANAKLARA İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMELERİM:
Dayanak raporda “Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik” esas alınmıştır.
Raporda da yer verilen, anılan yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. Maddesi şu şekildedir: “Bu Yönetmelik, il özel idareleri, belediyeler ve bu idarelerin bağlı kuruluşları ile bunların kurdukları birlik, müessese, işletme ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapan (Değişik ibare:RG-77572014-28993) devlet memurlarından, 5 inci maddede sayılan kadrolara görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle atanacakları kapsar.”
Burada özellikle mezkûr yönetmeliğin, görev tenzilinden ziyade, “görevde yükselme” koşullarını düzenlediği ve kapsadığında kuşku bulunmadığını ifade etmek isterim.
Nitekim aynı yönetmeliğin gerek 4.7.2009 tarihli eski hali ve gerekse 7.5.2014 tarihinde yapılan düzenlemede korunan 4. Madde metninde tanımı yer alan “Görevde yükselme: 5 inci maddede sayılan üst görevlere, aynı veya başka hizmet sınıflarından yapılacak atamalar” şeklinde açıklanmaktadır.
Aynı yönetmeliğin 5. Maddesindeki en üst görev ise 5/1 -a, 1 fıkrada yer alan “müdürlük” görevidir. Bu itibarla anılan yönetmelik kapsamında bahse konu olan, müdürlükten daha alt bir kadrodan “müdürlük” görevine yükselme koşullarıdır.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ “MAHALLİ İDARELER PERSONELİNİN GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK” KAPSAMINDA DAYANAK EDİNİLEN HÜKÜMLER, ALT BİR KADEMEDE GÖREV YAPAN PERSONELİN GÖREVDE YÜKSELME SÜRECİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ İÇERMEKTEDİR.
OYSA İLGİLİ KİŞİLER BAŞKAN YARDIMCISI İKEN DAHA ÜST DEĞİL DAHA ALT BİR GÖREVLERE, TENZİLEN ATANMIŞLARDIR. BU İTİBARLA YAPILAN ATAMALAR, BAHSE KONU YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNE TABİ OLMAMALIDIR.
Hizmet Grupları Arasında Geçişler başlıklı 20’nci maddenin (c) fıkrasında ise (2014 yılında hükümde yapılan değişiklikler öncesi ve sonrası haliyle);
“Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma—planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabilir. Bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartı aranmaz.”
“(7.5.2014 tarihli R:G. ile değişik hali) Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan “yönetim”, (Değişik ibare :RG-7/5/2014-28993) “araştırma, planlama ve savunma hizmetleri” (Mülga ibare :RG-7/5/2014-28993) (...) hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabilir. Bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartı aranmaz.”
Yukarıda zikredilen mevzuat hükümlerinde, hangi kadrolara hangi şartlarda sınavsız atama yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre belirli yönetim kadrolarına, Yönetmelik kapsamında olmayan üst görevlerde en az 6 ay çalışmış olanlar, sınavsız atanabileceklerdir.
Raporda dayanak edilen mezkûr yönetmeliğin 7. Maddesi başlığı aynen şöyledir; “Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar.” Görüldüğü gibi yönetmelik nasıl yorumlanırsa yorumlansın, 7. maddede sayılan ve düzenlenen koşullar, sadece “yükselme sınavına tabi olarak atanacaklar” içindir.
İstisnai bir kadro olan ve hiyerarşik olarak daha üst bir makam olan belediye başkan yardımcılığından ten...n bir alt görev olan “müdürlük” görevine atanan kişi bakımından bu maddenin uygulama koşulları ve olanağı yorumu ne kadar zorlanırsa zorlansın bulunmamaktadır.
Nitekim, Devlet Personel Başkanlığı’nın B.02.1.DPB.0.11.08/ 17358 Sayılı, 10.10.2005 tarihli ve “Atama” konulu mütalaasında;
Muhtelif belediyelerde, şef mühendis ve memur gibi unvanlarla görev yapan personelin, belediye başkan yardımcılığı kadrosuna atandıktan sonra görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrolarına atandıkları, yapılan bu atamaların mevzuata aykırı olduğu görüşünden hareketle müdür kadrosunu bu şekilde işgal eden personelin eski görevlerine iade edilmesi gerektiğinden bahisle, konu hakkında görüş talep edilen ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 15.03.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ve 21.09.2004 tarihli ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilen Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in 2'nci maddesinde; bu Yönetmeliğin, özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dâhil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin geçici 3’üncü maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamına giren unvanları, ilgili mevzuatları uyarınca kazananların haklan saklıdır." hükmü yer almaktadır.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 5. maddesinde görevde yükselme kapsamındaki görevlere atanabilmek için gerekli olan öğrenim düzeylerinin kurumlarca çıkarılacak yönetmeliklerde unvanlar itibariyle gösterileceğinin belirtilmesi karşısında, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendinde belirtilen ek (1) sayılı listede yer verilen unvanlar bakımından herhangi bir ayrıma gidilmediği görülmüştür.
Diğer taraftan aynı maddede yer alan "görev alanı" ifadesinin tanımı yapılmamıştır. Bu itibarla, görevde yükselmeye tabi kadro ve pozisyonların görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kuramlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak şartı ile hangi fakülte veya bölümden mezun olmak gerektiğinin kastedildiği veya hangi fakülte veya bölümlerin görevde yükselmeye tabi kadro ve pozisyonların görev alanı ile ilgili sayılmayacağı belirsizdir. (Danıştay 2. Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve E.2017/4096 No.lu Karan Gerekçesinden)
Keza Devlet Personel Başkanlığının 06/04/2016 günlü, 2116 sayılı görüş yazısında da, ”...Yönetmeliğe ekli (1) sayılı listede yer alan ve teknik öğrenim gerektiren müdürlüklere ’ekonomist' unvanını öğrenimle ihraz edenlerin başvurmasının başvuracağı müdürlük kadrosunun görev alanı ile doğrudan bağlantılı bir öğrenim görmüş olması ve mevzuatla aranan diğer şartları taşıması kaydıyla, mümkün bulunduğu; mahalli idarelerde bu yönde uygulama birliğinin sağlanmasına ihtiyaç duyuluyorsa, söz konusu teknik öğrenim gerektiren müdürlüklerin her birine hangi öğrenim mezunlarının başvurabileceğine ilişkin çalışmanın Bakanlığınızca yapılarak, tüm mahalli idareleri bağlayacak şekilde ilan edilmesinin ya da 'Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'te bu hususa ilişkin düzenleme yapılmasının uygun olacağı... "belirtilmiştir.
Bu çerçevede, aksine bir düzenleme bulunmaması ve belediye başkan yardımcılığı kadrosuna asaleten atanan personelin, bu kadrodan müdür kadrosuna atanmasının görevde yükselme mahiyetinde bir atama olarak kabul edilmemesi sebebiyle, mevzuatta belirtilen diğer şartlara uyulması kaydıyla, görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrosuna atanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı mütalaa edilmektedir değerlendirmesi yapılmıştır.
Devlet Personel Başkanlığı yine 22.05.2008 tarih ve 16485 sayılı görüşü ile; ‘‘Belediye Başkan Yardımcısı kadrosunda (İnsan Kaynaklan Eğitim Müdürü) kadroya atamanın görevde yükselme mahiyetinde bir atama olarak değerlendirilmemesi sebebiyle Belediye Başkan Yardımcısı Kadrosunda asaleten görev yapıyor olması, mevzuatta aranan diğer şartlan taşıması kaydıyla “İnsan Kaynaklan ve Eğitim Müdürü ” kadrosuna görevde yükselme eğitim ve sınava tabi tutulmadan naklen atamasının kurum takdirindedir” değerlendirmesi yapmıştır.
A- ATAMA GEREKÇESİ VE ZORUNLULUĞU
(2009- 2019 yılları arasında ... Belediye Başkanlığı görevini ifa ettim. Bu süre içerisinde kamu hizmetinin en verimli şekilde yapılabilmesi için kamu yararını amaçlayarak gayret gösterdim. Bu süre içerisinde ... belediyesinde memur kadro ve sayısının azlığı ve yetersizliği nedeniyle kamu hizmeti sekteye uğramaktaydı. Mevcut memurların da üniversite mezunu olmamaları kamu hizmetini yürütmekte idareyi zor durumlara sokmuştur. Bu riskleri ortadan kaldıracak şekilde mevcut personelimizi en verimli değerlendirmek zorundaydık. Bu süreçte belediye idari kadrosunu kamu hizmetinin devamlılığı açısından atamalarının yapılması zorunluluktu.
Belediyede görevi devraldığımızda maalesef 01.01.1990 yılından itibaren hiçbir memur alımı yapılmamış, sorumluluklar müdürlüğe vekâlet eden personele verilmişti. Defaten İçişleri Bakanlığına memur alımı ile ilgili müracaatlarımız olmasına rağmen çeşitli sebeplerden dolayı memur alımına izin verilmemiştir.
Belediye’de bir avuç denecek kadar az bir memur personel yetkisiz sorumluluk üstlenmiş vekâleten zorunlu görevler yapıyordu. Şüphesiz ki 40.000 nüfuslu bir ilçe belediyesinde ne bir inşaat mühendisi ne bir mimar, nede dört yıllık üniversite mezunu müdürlük görevini yapabilecek bir memur vardı. Hedeflediğimiz hizmetleri gerçekleştirebilmemiz için, yasal mevzuatın elverdiği ölçüde idari kadrolaşmaya gittik. İlk önce hiçbir siyasi ideolojik ayrım yapmadan idari müdürlük görevini layığı ile yapabilecek liyakat sahibi donanımlı 657’ye tabi memur arkadaşlara yöneticilik görevleri verdik. Bu arkadaşlar görevlerini layıkıyla yapmışlardır.
Müdürlük görevine atamış olduğumuz personel bu şekildedir. Bu arkadaşların görev yapmış oldukları dönemlerde yapılan teftiş ve denetimlerde başarılı oldukları görülmektedir. İdari kadrodaki yetki ve sorumluluk kargaşasını ortadan kaldırmak için gerekli uzman görüşleri alınarak atamaları yapılmıştır.
Göreve başladığım 2009 yılı Mart ayından, görevimi devrettiğim 2019 yılı Mart ayna kadar belediyemizde rutin denetlemeler ve teftişler oldu, bu denetlemelerde ikaz edilseydik bugün var sayılan yanlışlıktan dönerdik.
Ayrıca Sayıştay 1. Dairesinin 3/12/2020 tarih ve 10800 karar nolu ilamında ... Belediyesi ile alakalı aynı konulu 2019 yılı denetiminde Üye …’ın; “atama zamanının belediye başkanı ... tarafından 08/11/2010 tarihinde yapıldığı, anlaşıldığı kadarıyla atamanın yapıldığı tarihten bu güne kadar ilgiliye söz konusu ödemelerin yapılmaya devam edildiği, bu nedenle atamanın yapıldığı tarihten itibaren zamanaşımı süresi de göz önüne alınarak geçmiş ödemelerinde raporlanması ihtiyacı ortaya çıktığından, konunun başkanlığa yazılarak önceki yıllar denetiminin de yaptırılması gerekir” şeklinde görüş beyan ettiği, bu görüşe yargılama heyetince itibar edilmediği, buna rağmen geçmiş yılların incelenen evraklarının tekrardan hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde gün yüzüne çıkarılması hukuki güvenlik ilkesi ile örtüşmemektedir.
MÜESSES DURUM VE EK ÖDEMELERİN GERİ İSTENMESİ KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİM:
Türk Hukukunda “müesses durum” müessesesi gerek yargı kararlarıyla ve gerekse doktrinle kabul görmüştür. Müesses (yerleşmiş) durum, hukuka aykırılığı sebebiyle idarenin iradesine bağlı olarak hukuk dünyasından silinmesi gereken bir işlemde, geri alma ve kaldırma işleminden önce var olan durumun bazı koşulların gerçekleşmesi durumlarda korunması gerektiğini belirten bir kavramdır. Müesses durum; “ilgilinin lehine sonuçları olan hukuka aykırı bir idari tasarrufun sonuçlarından kendisine atfedilebilecek bir kusur, yokluk ve açık hata bulunmadıkça, belirli bir süre yararlanılmasıyla hukuk düzenince tanınması gerektiği düşünülen; tanınmaması durumunda ise idari istikrar ve hukuk güvenliğinin bozulacağı düşünülen hukukî durum” olarak tanımlanmıştır. Hukuka aykırı işlemden kaynaklanan kişisel sonuçlar, belirli bir süre geçmesinin ardından müesses duruma dönüşür ve hukuk düzenince korunması söz konusudur.
Türk İdare Hukuku’nda bu konudaki en temel metin, “Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 1968/8 Esas ve 1973/14 Karar Sayılı 22.12.1973 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı” böyle bir ödemenin ancak İdare tarafından, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde geri istenebileceği koşulunu hüküm altına almıştır.
Keza zaman bakımından da aynı kararda yapılan değerlendirmede; İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğine Yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 gün içinde kabil olduğuna ve 90 günlük süre (IBK verildiği tarihte dava açma süresi olan bu 90 günlük süre daha sonra 60 güne indirildiğinden 60 gün olarak anlaşılmalıdır) geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği karar altına alınmıştır.
Danıştay 2. Daire ise “açık hata” meselesine açıklık getirmektedir. Nitekim bir kararında; Yapılan ödemenin her zaman geri alınabilmesi olanağını tanıyan "Açık hata" halinin ise; yapılan ödemede, ödemenin muhatabı olan kişinin (idare edilenin) kolayca anlayabileceği kadar açık bir hatanın mevcudiyetini ifade ettiği kabul edilmektedir. Uygulamada bu çoğu kez ilgili mevzuata aykırı bir şekilde ve hiç gereği yokken yapılan ödemeler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda; Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığınca mevzuatın yanlış yorumlanması nedeniyle 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca davacıya denetim tazminatı ödenmesinde, davacının hilesinin, gerçek dışı beyanının neden olmadığı, ayrıca açık hatanın da bulunmadığı görüldüğünden; söz konusu ödemelerin, yukarıda yer verilen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile belirlenen ilkeler uyarınca idari dava açma süresi içerisinde geri istenmesi mümkün iken, anılan ödemelerin bu süre geçtikten sonra geri istenilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.” (2012/8229 E, 2012/9842 K) denilmiştir.
Bu nedenlerle atama işlemi yapılan müdürün görevlerini layıkıyla yapmış olması, kurumda 4 yıllık fakülte mezunu olmaması, bu kişilerin yükselme değil, ten...n müdürlüklere atanması nedeniyle raporda kamu zararı olarak belirtilen miktarların hukuken geri istenmesinin mümkün olmadığı düşüncesindeyim.
Ayrıca aksi kanaatte olsanız bile, 5018 sayılı kanunun ‘Zamanaşımı” başlıklı 74. Maddesinde; “Kamu zararının meydana geldiği ve bu Kanunda belirtilen para cezalarının verilmesini gerektiren fiilin işlendiği yılı izleyen malî yılın başından başlamak üzere zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları ile para cezaları zamanaşımına uğrar” hükmünün gözönünde bulundurulmasını talep etmekteyim.
Yukarıda arz ve izah ettiğim üzere temyiz talebimde belirtilen gerekçelerimin kabulü ile ilgi sayılı kararın Üye Ahmet Gümüş’ün karşı oy gerekçesinde belirttiği üzere zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA karar verilmesini arz ederim.”
denilerek temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Başsavcılık Mütalaasında;
“... ... Belediyesinde zabıta memuru olarak görev yapan ve lise mezunu olup en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartını taşımayan ...'in 04.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna, ardından da 11.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı ve kendisine 2018 yılında müdür kadrosuna ait özel hizmet tazminatı, yan ödeme ve ek ödeme kalemlerinin ödendiği görülmüştür.
657 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinin (B) bendi hükmü gereğince, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında olan 1' inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte yükseköğrenim görme şartını da taşıması gerekmektedir. Yükseköğrenim görme şartını taşımayan adı geçen personelin söz konusu kadroya atanması 657 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinin (B) bendi hükmüne aykırıdır.
Belediye Zabıta Yönetmeliğinde zabıta müdürü kadrosuna görevde yükselme yoluyla yapılacak atamalara ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, Belediye Zabıta Yönetmeliği'nin 5l'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde atıfta bulunulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik hükümlerine bakılması gerekmektedir. Anılan Yönetmelik'in 5 ve 8'inci maddesi hükümlerine göre, müdür kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Bu nedenle, lise mezunu olan adı geçen personelin zabıta müdürü kadrosuna atanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, adı geçen personelin, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'in kapsamı dışında bulunan daha üst görev olan Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden anılan müdür kadrosuna sınavsız atanması da mümkün değildir. Çünkü anılan Yönetmelik'in 20'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmüne göre, daha üst görevlerden "yönetim" hizmetleri grupları kapsamında olan müdür kadrosuna sınavsız atama yapılabilmesi için, atanacak personelin daha üst görevlerde en az altı ay süreyle çalışmış olma şartı ile birlikte, atama yapılacak kadro için aranan diğer şartları da taşıması gerekmektedir. Lise mezunu olan adı geçen personel anılan müdür kadrosuna atanma için gerekli olan en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartını taşımamaktadır.
Ödemelerin dayanağı olan atamaları yapan Üst Yönetici (Belediye Başkanı) ...'in meydana gelen kamu zararından sorumlu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ödeme emri belgelerini (109 ve 1481 numaralı belgeler hariç) adı geçen personel de harcama yetkilisi unvanı ile imzalamıştır. Adı geçen personel, eğitim durumunun söz konusu kadrolara atanmak için yeterli olmadığını bilecek durumdadır. Bu nedenle, adı geçen personelin, imzasının olduğu ödeme emri belgelerindeki kamu zararından atamayı yapan üst yönetici ile birlikte sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu durumda, ...' in harcama yetkilisi olarak imzaladığı ödeme emri belgelerindeki kamu zararı toplamı … TL'den ... ile ... birlikte, 109 ve 1481 numaralı belgelerdeki kamu zararı toplamı … TL'den ise ... tek başına sorumludurlar.
Bu nedenlerle temyiz talebinin reddi ile ... ... Belediyesi 2018 yılı hesabının 1. Dairede yargılanması sonucu çıkarılan 21.12.2022 tarih ve 248 numaralı ilamın 3. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün, tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı mütalâa edilmektedir.”
Denilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
...’in 14.07.1980 tarihinde ... Ticaret Lisesinden mezun olduğu, ... ... Belediyesinde Zabıta Memuru olarak görev yaparken 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığı kadrosuna, ardından 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı anlaşılmıştır.
Esas yönünden yapılan inceleme;
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilip 18.04.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in Geçici 2’nci maddesinde; “Belediyeler, il özel idareleri ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardaki memurların görevde yükselmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla İçişleri Bakanlığı tarafından Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak suretiyle bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 6 ay içerisinde bir genel yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konulur.” denilmiş ve bu hüküm uyarınca da İçişleri Bakanlığı tarafından 02.02.2000 tarihli ve 23952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu Yönetmelik, daha sonra yayımlanan Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in 23’üncü maddesi hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır.
Mahalli idarelerde görev yapan devlet memurlarının görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen ve 04.07.2009 tarihli ve 27278 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in;
- “Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi kadrolar” başlıklı 5’inci maddesinde; görevde yükselmeye tabi kadroların sayıldığı, “müdür ve şube müdürü” kadrolarının da görevde yükselmeye tabi sayılan kadrolar içerisinde yer aldığı,
- “Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı 7’nci maddesinde; müdür kadrosuna atanabilmek için aranan özel şartların sayıldığı, müdür kadrosuna atanabilmek için “fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” şartının özel şartlar arasında yer aldığı,
- “Hizmet grupları arasında geçişler başlıklı” 20’nci maddesinin (c) fıkrasında; Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanların, aranan şartları taşımaları kaydıyla, aynı Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma-planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabileceği, Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartının aranmayacağı,
- “Zabıta ve itfaiye personeli” başlıklı 21’inci maddesinde; zabıta ve itfaiye personelinin görevde yükselme işlemlerinin ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütüleceği,
- “Yürürlükten kaldırılan mevzuat” başlıklı 23’üncü maddesinde; 2/2/2000 tarihli ve 23952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in yürürlükten kaldırıldığı,
Hüküm altına alınmıştır.
11.07.2007 tarihli ve 26490 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin;
- “Kadro ve unvanlar” başlıklı 6’ncı maddesinde; Belediye zabıta teşkilatı personel kadro ve unvanları; Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esaslara göre belirlenmiş; daire başkanı, zabıta müdürü, zabıta şube müdürü, zabıta amiri, zabıta komiseri ve zabıta memuru unvanlı kadrolar ile hizmet için gerekli diğer kadrolardan oluşur." denilerek, belediye zabıta teşkilatında yer alan personel kadro ve unvanlarının sayıldığı,
- “Görevde yükselme” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde sayılan unvanlardan daire başkanı ve zabıta müdürü dışındaki kadrolara yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır.” denilerek, zabıta daire başkanı ve zabıta müdürü kadrosunun, görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik dışında bırakıldığı,
- “Yönetmelikte hüküm bulunmayan haller" başlıklı 51’inci maddesinde de; Yönetmelik’te hüküm bulunmayan hallerde hangi mevzuat hükümlerinin uygulanacağının teker teker sayıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Yapılan inceleme neticesinde; ...’in 14.07.1980 tarihinde ... Ticaret Lisesinden mezun olduğu, ... ... Belediyesinde Zabıta Memuru olarak görev yaparken 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığı kadrosuna, ardından 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı görülmüştür.
Lise mezunu ... Zabıta Memuru kadrosunda iken, 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanmıştır. Kazanılmış hak aylık derecesi 2/6 olan ...’in 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendinin alt bendinde hizmet süresi şartı ile birlikte yükseköğrenim görme şartı da yer aldığından, kazanılmış hak aylık derecesi ile 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığına atanması, ilgili Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendine göre mümkün değildir.
..., Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında bulunan ve daha üst bir görev olan Belediye Başkan Yardımcısı kadrosunda en az altı ay görev yaptıktan sonra, 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atanmıştır.
Anılan Yönetmelik’in “Hizmet grupları arasında geçişler” başlıklı 20’nci maddesinin (c) fıkrasında da; Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, aynı Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma-planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabileceği, Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartının aranmayacağı belirtilmiştir. Bu hükümle, Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde en az altı ay görev yapanların Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan kadrolara (müdür, şube müdürü vs.) aranan şartları taşımak kaydıyla sınavsız olarak atanabilmelerine imkân tanınmıştır. Bu şekilde bir atamanın gerçekleşmesi, ataması yapılacak kişinin atama yapılacak kadro için aranan şartları taşıması halinde mümkün olabilecektir.
Ancak, yukarıda da ifade edildiği üzere, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in, “zabıta ve itfaiye personeli” başlıklı 21’inci maddesinde; zabıta ve itfaiye personelinin görevde yükselme işlemlerinin ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütüleceği hüküm altına alınmış, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin “görevde yükselme” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Bu Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde sayılan unvanlardan daire başkanı ve zabıta müdürü dışındaki kadrolara yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır.” denilerek, zabıta daire başkanı ve zabıta müdürü kadrosu, görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, somut olaydaki atamanın hukuki değerlendirmesi 657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükümlerine göre yapılmalıdır.
Diğer yandan, 22.02.2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik ekinde yer alan (I) sayılı Memur Kadro Kütüğünde zabıta müdürü kadrosunun en alt ve üst derece aralıkları 1-4’üncü derece olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla zabıta müdürü kadrosuna atanacakların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendinde yer alan 1 ve 4’üncü derece aralığındaki kadrolara atanabilme şartlarını taşıması gerekmektedir.
657 sayılı Kanun’un “Derece yükselmesinin usul ve şartları” başlıklı 68’inci maddesinin (B) fıkrasında da;
“(Değişik: 4/5/1984 – KHK-199/1 md.) Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4’üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir. (2)
(Değişik ikinci paragraf: 13/2/2011 - 6111/101 md.) Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;
a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,
b) 1 inci ve 2’nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yıl,
c) 3’üncü ve 4’üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,
hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir…” hükümleri yer almaktadır.
İlgilinin görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik kapsamı dışında olduğu kabul edilmekle birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendindeki yükseköğrenim şartını karşılaması gerekmektedir. Yükseköğrenim şartını karşılamayan ve lise mezunu olan ...’in önce 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna ardından 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna atanmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında her ne kadar müesses durumun varlığından bahsedip, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 tarihli ve 1968/8 Esas, 1973/14 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararını gerekçe göstererek, idarenin yapılan fazla ödemelerin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğini, yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde alabileceğini ifade etseler de, yukarıda açıklanan sebeplerle somut olayda yapılan atamanın yoruma gerek bırakmayacak şekilde “açık hata” ile yapıldığı anlaşıldığından mevzuata aykırı atama nedeni ile yapılan ödemeler her zaman geri alınabilecektir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 74’üncü maddesinde; ‘‘Kamu zararının meydana geldiği ve bu Kanunda belirtilen para cezalarının verilmesini gerektiren fiilin işlendiği yılı izleyen malî yılın başından başlamak üzere zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları ile para cezaları zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, zamanaşımı süresinin hesaplanmasında söz konusu atamaların yapıldığı 2012 ve 2013 yılı değil, kamu zararını oluşturan ödemelerin yapıldığı 2018 yılının esas alınması gerekmektedir. Buna göre, 2018 yılında yapılan ödemeler için zamanaşımı 2029 yılının sonunda söz konusu olabilecektir.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesinde, kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 7’nci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.” denilerek sorumluların tazmin yükümlülüğü, kamu zararı ile mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri arasında illiyet bağının varlığına bağlanmıştır.
5018 sayılı Kanun’un “Üst yöneticiler” başlıklı 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında;
“Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. ” hükmüne yer verilmiş,
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38’inci maddesi birinci fıkrasının (a) bendinde; “Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak” belediye başkanının görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Somut olayda, ödemelerin dayanağı olan atamayı yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’in meydana gelen kamu zararından sorumlu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ödeme emri belgelerini harcama yetkilisi unvanı ile imzalayan ..., eğitim durumunun söz konusu kadrolara atanmak için yeterli olmadığını bilecek durumda olduğundan, imzasının olduğu ödeme emri belgelerindeki kamu zararından atamayı yapan üst yönetici ile birlikte sorumludur.
Bu itibarla, sorumlunun temyiz talebinin REDDİ ile 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen ... TL tutarındaki tazmin hükmünün TASDİKİNE, (…. Daire Başkanı ..., …. Daire Başkanı ..., Üye ..., Üye ..., Üye ... ve Üye ...’un aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
6085 sayılı Kanun’un 57’nci maddesi gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 07.02.2024 tarih ve 56466 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü
…. Daire Başkanı ..., …. Daire Başkanı ... ve Üye ...:
Esas yönünden verilen Kurul kararına katılmakla birlikte sorumluluk yönünden,
Mevzuata uygun olmayan şekilde yapılan asaleten atamalarda, atama onayında imzası bulunanlar dışında kalan harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerinin atamaya yetkili amir tarafından yapılmış atamaları sorgulama yükümlülükleri ve atama şartlarını taşıyıp taşımadığını kontrol ederek atandığı kadronun gerektirdiği ücreti ödememe veya ilgili kamu görevlisinin asaleten atandığı kadronun gerektirdiği ücretten daha düşük bir ücret ödeme yetkisi ve hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple bahse konu olayda harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerine sorumluluk yüklenemez.
Bu itibarla, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden hüküm tesisini teminen hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
Üye ...:
Kamu zararını oluşturan söz konusu ödemelerin dayanağı mevzuata aykırı yapılan atama işlemidir. Bu nedenle, kamu zararına neden olunduğu hususunda Kurul kararına katılmakla birlikte, kamu zararı toplamı ... TL’nin tamamının mevzuata aykırı atamaları yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’e tek başına ödettirilmesine karar verilmesini teminen, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yeniden hüküm tesis edilmek üzere dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
Üye ...:
...'in, ... ... Belediyesinde zabıta memuru kadrosunda görevli iken 04.12.2012 tarihinde 1'inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna, ardından 11.06.2013 tarihinde 2'nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı atama onayından anlaşılmaktadır.
657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükmü gereğince, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında olan 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte yükseköğrenim görme şartını da taşıması gerekmektedir. Yükseköğrenim görme şartını taşımayan adı geçen personelin, söz konusu kadroya atanması 657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükmüne aykırıdır.
Anılan Kanun ve Yönetmelik’in yukarıda yazılı hükümleri gereğince, 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna atanacak personelin de diğer şartlarla birlikte fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olması veya 18.04.1999 tarihi itibarıyla görevde bulunmak ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olması ve görevde yükselme sınavında başarılı olması gerekmektedir. Adı geçen personel, müdür kadrosuna atanmak için gerekli olan bu şartları haiz değildir.
Bu nedenle, yapılan atama işlemi mevzuat hükümlerine aykırıdır.
Diğer taraftan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesi hükmü uyarınca kamu zararı, kamu görevlilerinin kusurlu eylemleri nedeniyle kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olması sonucunda oluşmakta olup, esasen haksız fiil talep temeline dayanan bir tazminat istemidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72’nci maddesinde: “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Dolayısıyla mevzuata aykırı atamalar sonucunda kamu zararı oluştuğu anlaşılsa da, kamu zararı ile sorumlular arasında illiyet bağı kurulamadığından zamanaşımı sorumlular adına tazmin hükmü kurulmasını engellemektedir.
Buna göre, mevzuata aykırı atamanın yapılmasının üzerinden zamanaşımını kesen nedenler olmadan on yıl geçmiş olup, artık zararın sorumlularından istenmesi mümkün görünmemektedir. Bu nedenle 248 sayılı ilamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASI gerekir.
Üye ...:
Esas yönünden verilen Kurul kararına katılmakla birlikte sorumluluk yönünden,
Ödemelerin dayanağı olan atamayı yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’in meydana gelen kamu zararından sorumluluğu bulunmakta olup, ödeme emri belgelerini harcama yetkilisi unvanı ile imzalayan ...'e, ahiz konumunda olması hasebiyle söz konusu kadroya atanmak için şartların yeterli olmadığını bilecek durumda olduğu gerekçesiyle herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yeniden hüküm tesis edilmek üzere dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile; ... ... Belediyesi’nde Zabıta Memuru kadrosunda görev yapmakta iken, önce Belediye Başkan Yardımcılığına ardından aranan şartları taşımadığı halde mevzuata aykırı olarak Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atanan lise mezunu ...’e, müdür kadrosuna ait özel hizmet tazminatı, yan ödeme ve ek ödeme kalemlerinin ödenmesi suretiyle sebep olunan ... TL kamu zararının tazminine hükmedilmiştir.
Söz konusu hükme karşı Sorumlu Harcama Yetkilisi ... tarafından 53143 sayılı dosya kapsamında gönderilen temyiz dilekçesinde aynen;
“İlgi sayılı kararda; 2018 yılma ilişkin olarak ... Belediyesinde muhasebe yardımcısı olarak görev yapan ...’ın, 24/02/2010 tarihinde 1’inci dereceli belediye başkan yardımcılığı kadrosuna ve ardından 08/11/2010 tarihinde 2’nci dereceli Park ve Bahçeler şube müdürü kadrosuna asaleten atandığı, atamasının usulsüz yapıldığı ve ... TL kamu zararının oluştuğu bunun 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine dair karar verildiği anlaşılmakla;
İLGİLİ PERSONELİN USULSÜZ ATAMASI TESPİTLERİNE VE GEREKÇE EDİLEN YASAL DAYANAKLARA İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMELERİM:
Dayanak raporda “Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik” esas alınmıştır.
Raporda da yer verilen, anılan yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. Maddesi şu şekildedir: “Bu Yönetmelik, il özel idareleri, belediyeler ve bu idarelerin bağlı kuruluşları ile bunların kurdukları birlik, müessese, işletme ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapan (Değişik ibare:RG-77572014-28993) devlet memurlarından, 5 inci maddede sayılan kadrolara görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle atanacakları kapsar.”
Burada özellikle mezkûr yönetmeliğin, görev tenzilinden ziyade, “görevde yükselme” koşullarını düzenlediği ve kapsadığında kuşku bulunmadığını ifade etmek isterim.
Nitekim aynı yönetmeliğin gerek 4.7.2009 tarihli eski hali ve gerekse 7.5.2014 tarihinde yapılan düzenlemede korunan 4. Madde metninde tanımı yer alan “Görevde yükselme: 5 inci maddede sayılan üst görevlere, aynı veya başka hizmet sınıflarından yapılacak atamalar” şeklinde açıklanmaktadır.
Aynı yönetmeliğin 5. Maddesindeki en üst görev ise 5/1 -a, 1 fıkrada yer alan “müdürlük” görevidir. Bu itibarla anılan yönetmelik kapsamında bahse konu olan, müdürlükten daha alt bir kadrodan “müdürlük” görevine yükselme koşullarıdır.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ “MAHALLİ İDARELER PERSONELİNİN GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK” KAPSAMINDA DAYANAK EDİNİLEN HÜKÜMLER, ALT BİR KADEMEDE GÖREV YAPAN PERSONELİN GÖREVDE YÜKSELME SÜRECİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ İÇERMEKTEDİR.
OYSA İLGİLİ KİŞİLER BAŞKAN YARDIMCISI İKEN DAHA ÜST DEĞİL DAHA ALT BİR GÖREVLERE, TENZİLEN ATANMIŞLARDIR. BU İTİBARLA YAPILAN ATAMALAR, BAHSE KONU YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNE TABİ OLMAMALIDIR.
Hizmet Grupları Arasında Geçişler başlıklı 20’nci maddenin (c) fıkrasında ise (2014 yılında hükümde yapılan değişiklikler öncesi ve sonrası haliyle);
“Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma—planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabilir. Bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartı aranmaz.”
“(7.5.2014 tarihli R:G. ile değişik hali) Bu Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan “yönetim”, (Değişik ibare :RG-7/5/2014-28993) “araştırma, planlama ve savunma hizmetleri” (Mülga ibare :RG-7/5/2014-28993) (...) hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabilir. Bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartı aranmaz.”
Yukarıda zikredilen mevzuat hükümlerinde, hangi kadrolara hangi şartlarda sınavsız atama yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre belirli yönetim kadrolarına, Yönetmelik kapsamında olmayan üst görevlerde en az 6 ay çalışmış olanlar, sınavsız atanabileceklerdir.
Raporda dayanak edilen mezkûr yönetmeliğin 7. Maddesi başlığı aynen şöyledir; “Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar.” Görüldüğü gibi yönetmelik nasıl yorumlanırsa yorumlansın, 7. maddede sayılan ve düzenlenen koşullar, sadece “yükselme sınavına tabi olarak atanacaklar” içindir.
İstisnai bir kadro olan ve hiyerarşik olarak daha üst bir makam olan belediye başkan yardımcılığından ten...n bir alt görev olan “müdürlük” görevine atanan kişi bakımından bu maddenin uygulama koşulları ve olanağı yorumu ne kadar zorlanırsa zorlansın bulunmamaktadır.
Nitekim, Devlet Personel Başkanlığı’nın B.02.1.DPB.0.11.08/ 17358 Sayılı, 10.10.2005 tarihli ve “Atama” konulu mütalaasında;
Muhtelif belediyelerde, şef mühendis ve memur gibi unvanlarla görev yapan personelin, belediye başkan yardımcılığı kadrosuna atandıktan sonra görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrolarına atandıkları, yapılan bu atamaların mevzuata aykırı olduğu görüşünden hareketle müdür kadrosunu bu şekilde işgal eden personelin eski görevlerine iade edilmesi gerektiğinden bahisle, konu hakkında görüş talep edilen ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 15.03.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ve 21.09.2004 tarihli ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilen Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in 2'nci maddesinde; bu Yönetmeliğin, özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dâhil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin geçici 3’üncü maddesinde, "Bu Yönetmelik kapsamına giren unvanları, ilgili mevzuatları uyarınca kazananların haklan saklıdır." hükmü yer almaktadır.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 5. maddesinde görevde yükselme kapsamındaki görevlere atanabilmek için gerekli olan öğrenim düzeylerinin kurumlarca çıkarılacak yönetmeliklerde unvanlar itibariyle gösterileceğinin belirtilmesi karşısında, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendinde belirtilen ek (1) sayılı listede yer verilen unvanlar bakımından herhangi bir ayrıma gidilmediği görülmüştür.
Diğer taraftan aynı maddede yer alan "görev alanı" ifadesinin tanımı yapılmamıştır. Bu itibarla, görevde yükselmeye tabi kadro ve pozisyonların görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kuramlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak şartı ile hangi fakülte veya bölümden mezun olmak gerektiğinin kastedildiği veya hangi fakülte veya bölümlerin görevde yükselmeye tabi kadro ve pozisyonların görev alanı ile ilgili sayılmayacağı belirsizdir. (Danıştay 2. Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve E.2017/4096 No.lu Karan Gerekçesinden)
Keza Devlet Personel Başkanlığının 06/04/2016 günlü, 2116 sayılı görüş yazısında da, ”...Yönetmeliğe ekli (1) sayılı listede yer alan ve teknik öğrenim gerektiren müdürlüklere ’ekonomist' unvanını öğrenimle ihraz edenlerin başvurmasının başvuracağı müdürlük kadrosunun görev alanı ile doğrudan bağlantılı bir öğrenim görmüş olması ve mevzuatla aranan diğer şartları taşıması kaydıyla, mümkün bulunduğu; mahalli idarelerde bu yönde uygulama birliğinin sağlanmasına ihtiyaç duyuluyorsa, söz konusu teknik öğrenim gerektiren müdürlüklerin her birine hangi öğrenim mezunlarının başvurabileceğine ilişkin çalışmanın Bakanlığınızca yapılarak, tüm mahalli idareleri bağlayacak şekilde ilan edilmesinin ya da 'Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'te bu hususa ilişkin düzenleme yapılmasının uygun olacağı... "belirtilmiştir.
Bu çerçevede, aksine bir düzenleme bulunmaması ve belediye başkan yardımcılığı kadrosuna asaleten atanan personelin, bu kadrodan müdür kadrosuna atanmasının görevde yükselme mahiyetinde bir atama olarak kabul edilmemesi sebebiyle, mevzuatta belirtilen diğer şartlara uyulması kaydıyla, görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrosuna atanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı mütalaa edilmektedir değerlendirmesi yapılmıştır.
Devlet Personel Başkanlığı yine 22.05.2008 tarih ve 16485 sayılı görüşü ile; ‘‘Belediye Başkan Yardımcısı kadrosunda (İnsan Kaynaklan Eğitim Müdürü) kadroya atamanın görevde yükselme mahiyetinde bir atama olarak değerlendirilmemesi sebebiyle Belediye Başkan Yardımcısı Kadrosunda asaleten görev yapıyor olması, mevzuatta aranan diğer şartlan taşıması kaydıyla “İnsan Kaynaklan ve Eğitim Müdürü ” kadrosuna görevde yükselme eğitim ve sınava tabi tutulmadan naklen atamasının kurum takdirindedir” değerlendirmesi yapmıştır.
A- ATAMA GEREKÇESİ VE ZORUNLULUĞU
(2009- 2019 yılları arasında ... Belediye Başkanlığı görevini ifa ettim. Bu süre içerisinde kamu hizmetinin en verimli şekilde yapılabilmesi için kamu yararını amaçlayarak gayret gösterdim. Bu süre içerisinde ... belediyesinde memur kadro ve sayısının azlığı ve yetersizliği nedeniyle kamu hizmeti sekteye uğramaktaydı. Mevcut memurların da üniversite mezunu olmamaları kamu hizmetini yürütmekte idareyi zor durumlara sokmuştur. Bu riskleri ortadan kaldıracak şekilde mevcut personelimizi en verimli değerlendirmek zorundaydık. Bu süreçte belediye idari kadrosunu kamu hizmetinin devamlılığı açısından atamalarının yapılması zorunluluktu.
Belediyede görevi devraldığımızda maalesef 01.01.1990 yılından itibaren hiçbir memur alımı yapılmamış, sorumluluklar müdürlüğe vekâlet eden personele verilmişti. Defaten İçişleri Bakanlığına memur alımı ile ilgili müracaatlarımız olmasına rağmen çeşitli sebeplerden dolayı memur alımına izin verilmemiştir.
Belediye’de bir avuç denecek kadar az bir memur personel yetkisiz sorumluluk üstlenmiş vekâleten zorunlu görevler yapıyordu. Şüphesiz ki 40.000 nüfuslu bir ilçe belediyesinde ne bir inşaat mühendisi ne bir mimar, nede dört yıllık üniversite mezunu müdürlük görevini yapabilecek bir memur vardı. Hedeflediğimiz hizmetleri gerçekleştirebilmemiz için, yasal mevzuatın elverdiği ölçüde idari kadrolaşmaya gittik. İlk önce hiçbir siyasi ideolojik ayrım yapmadan idari müdürlük görevini layığı ile yapabilecek liyakat sahibi donanımlı 657’ye tabi memur arkadaşlara yöneticilik görevleri verdik. Bu arkadaşlar görevlerini layıkıyla yapmışlardır.
Müdürlük görevine atamış olduğumuz personel bu şekildedir. Bu arkadaşların görev yapmış oldukları dönemlerde yapılan teftiş ve denetimlerde başarılı oldukları görülmektedir. İdari kadrodaki yetki ve sorumluluk kargaşasını ortadan kaldırmak için gerekli uzman görüşleri alınarak atamaları yapılmıştır.
Göreve başladığım 2009 yılı Mart ayından, görevimi devrettiğim 2019 yılı Mart ayna kadar belediyemizde rutin denetlemeler ve teftişler oldu, bu denetlemelerde ikaz edilseydik bugün var sayılan yanlışlıktan dönerdik.
Ayrıca Sayıştay 1. Dairesinin 3/12/2020 tarih ve 10800 karar nolu ilamında ... Belediyesi ile alakalı aynı konulu 2019 yılı denetiminde Üye …’ın; “atama zamanının belediye başkanı ... tarafından 08/11/2010 tarihinde yapıldığı, anlaşıldığı kadarıyla atamanın yapıldığı tarihten bu güne kadar ilgiliye söz konusu ödemelerin yapılmaya devam edildiği, bu nedenle atamanın yapıldığı tarihten itibaren zamanaşımı süresi de göz önüne alınarak geçmiş ödemelerinde raporlanması ihtiyacı ortaya çıktığından, konunun başkanlığa yazılarak önceki yıllar denetiminin de yaptırılması gerekir” şeklinde görüş beyan ettiği, bu görüşe yargılama heyetince itibar edilmediği, buna rağmen geçmiş yılların incelenen evraklarının tekrardan hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde gün yüzüne çıkarılması hukuki güvenlik ilkesi ile örtüşmemektedir.
MÜESSES DURUM VE EK ÖDEMELERİN GERİ İSTENMESİ KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİM:
Türk Hukukunda “müesses durum” müessesesi gerek yargı kararlarıyla ve gerekse doktrinle kabul görmüştür. Müesses (yerleşmiş) durum, hukuka aykırılığı sebebiyle idarenin iradesine bağlı olarak hukuk dünyasından silinmesi gereken bir işlemde, geri alma ve kaldırma işleminden önce var olan durumun bazı koşulların gerçekleşmesi durumlarda korunması gerektiğini belirten bir kavramdır. Müesses durum; “ilgilinin lehine sonuçları olan hukuka aykırı bir idari tasarrufun sonuçlarından kendisine atfedilebilecek bir kusur, yokluk ve açık hata bulunmadıkça, belirli bir süre yararlanılmasıyla hukuk düzenince tanınması gerektiği düşünülen; tanınmaması durumunda ise idari istikrar ve hukuk güvenliğinin bozulacağı düşünülen hukukî durum” olarak tanımlanmıştır. Hukuka aykırı işlemden kaynaklanan kişisel sonuçlar, belirli bir süre geçmesinin ardından müesses duruma dönüşür ve hukuk düzenince korunması söz konusudur.
Türk İdare Hukuku’nda bu konudaki en temel metin, “Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 1968/8 Esas ve 1973/14 Karar Sayılı 22.12.1973 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı” böyle bir ödemenin ancak İdare tarafından, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde geri istenebileceği koşulunu hüküm altına almıştır.
Keza zaman bakımından da aynı kararda yapılan değerlendirmede; İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğine Yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 gün içinde kabil olduğuna ve 90 günlük süre (IBK verildiği tarihte dava açma süresi olan bu 90 günlük süre daha sonra 60 güne indirildiğinden 60 gün olarak anlaşılmalıdır) geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği karar altına alınmıştır.
Danıştay 2. Daire ise “açık hata” meselesine açıklık getirmektedir. Nitekim bir kararında; Yapılan ödemenin her zaman geri alınabilmesi olanağını tanıyan "Açık hata" halinin ise; yapılan ödemede, ödemenin muhatabı olan kişinin (idare edilenin) kolayca anlayabileceği kadar açık bir hatanın mevcudiyetini ifade ettiği kabul edilmektedir. Uygulamada bu çoğu kez ilgili mevzuata aykırı bir şekilde ve hiç gereği yokken yapılan ödemeler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda; Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığınca mevzuatın yanlış yorumlanması nedeniyle 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca davacıya denetim tazminatı ödenmesinde, davacının hilesinin, gerçek dışı beyanının neden olmadığı, ayrıca açık hatanın da bulunmadığı görüldüğünden; söz konusu ödemelerin, yukarıda yer verilen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile belirlenen ilkeler uyarınca idari dava açma süresi içerisinde geri istenmesi mümkün iken, anılan ödemelerin bu süre geçtikten sonra geri istenilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.” (2012/8229 E, 2012/9842 K) denilmiştir.
Bu nedenlerle atama işlemi yapılan müdürün görevlerini layıkıyla yapmış olması, kurumda 4 yıllık fakülte mezunu olmaması, bu kişilerin yükselme değil, ten...n müdürlüklere atanması nedeniyle raporda kamu zararı olarak belirtilen miktarların hukuken geri istenmesinin mümkün olmadığı düşüncesindeyim.
Ayrıca aksi kanaatte olsanız bile, 5018 sayılı kanunun ‘Zamanaşımı” başlıklı 74. Maddesinde; “Kamu zararının meydana geldiği ve bu Kanunda belirtilen para cezalarının verilmesini gerektiren fiilin işlendiği yılı izleyen malî yılın başından başlamak üzere zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları ile para cezaları zamanaşımına uğrar” hükmünün gözönünde bulundurulmasını talep etmekteyim.
Yukarıda arz ve izah ettiğim üzere temyiz talebimde belirtilen gerekçelerimin kabulü ile ilgi sayılı kararın Üye Ahmet Gümüş’ün karşı oy gerekçesinde belirttiği üzere zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA karar verilmesini arz ederim.”
denilerek temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Başsavcılık Mütalaasında;
“... ... Belediyesinde zabıta memuru olarak görev yapan ve lise mezunu olup en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartını taşımayan ...'in 04.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna, ardından da 11.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı ve kendisine 2018 yılında müdür kadrosuna ait özel hizmet tazminatı, yan ödeme ve ek ödeme kalemlerinin ödendiği görülmüştür.
657 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinin (B) bendi hükmü gereğince, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında olan 1' inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte yükseköğrenim görme şartını da taşıması gerekmektedir. Yükseköğrenim görme şartını taşımayan adı geçen personelin söz konusu kadroya atanması 657 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinin (B) bendi hükmüne aykırıdır.
Belediye Zabıta Yönetmeliğinde zabıta müdürü kadrosuna görevde yükselme yoluyla yapılacak atamalara ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, Belediye Zabıta Yönetmeliği'nin 5l'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde atıfta bulunulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik hükümlerine bakılması gerekmektedir. Anılan Yönetmelik'in 5 ve 8'inci maddesi hükümlerine göre, müdür kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Bu nedenle, lise mezunu olan adı geçen personelin zabıta müdürü kadrosuna atanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, adı geçen personelin, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'in kapsamı dışında bulunan daha üst görev olan Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden anılan müdür kadrosuna sınavsız atanması da mümkün değildir. Çünkü anılan Yönetmelik'in 20'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmüne göre, daha üst görevlerden "yönetim" hizmetleri grupları kapsamında olan müdür kadrosuna sınavsız atama yapılabilmesi için, atanacak personelin daha üst görevlerde en az altı ay süreyle çalışmış olma şartı ile birlikte, atama yapılacak kadro için aranan diğer şartları da taşıması gerekmektedir. Lise mezunu olan adı geçen personel anılan müdür kadrosuna atanma için gerekli olan en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş olma şartını taşımamaktadır.
Ödemelerin dayanağı olan atamaları yapan Üst Yönetici (Belediye Başkanı) ...'in meydana gelen kamu zararından sorumlu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ödeme emri belgelerini (109 ve 1481 numaralı belgeler hariç) adı geçen personel de harcama yetkilisi unvanı ile imzalamıştır. Adı geçen personel, eğitim durumunun söz konusu kadrolara atanmak için yeterli olmadığını bilecek durumdadır. Bu nedenle, adı geçen personelin, imzasının olduğu ödeme emri belgelerindeki kamu zararından atamayı yapan üst yönetici ile birlikte sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu durumda, ...' in harcama yetkilisi olarak imzaladığı ödeme emri belgelerindeki kamu zararı toplamı … TL'den ... ile ... birlikte, 109 ve 1481 numaralı belgelerdeki kamu zararı toplamı … TL'den ise ... tek başına sorumludurlar.
Bu nedenlerle temyiz talebinin reddi ile ... ... Belediyesi 2018 yılı hesabının 1. Dairede yargılanması sonucu çıkarılan 21.12.2022 tarih ve 248 numaralı ilamın 3. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün, tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı mütalâa edilmektedir.”
Denilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
...’in 14.07.1980 tarihinde ... Ticaret Lisesinden mezun olduğu, ... ... Belediyesinde Zabıta Memuru olarak görev yaparken 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığı kadrosuna, ardından 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı anlaşılmıştır.
Esas yönünden yapılan inceleme;
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilip 18.04.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in Geçici 2’nci maddesinde; “Belediyeler, il özel idareleri ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlardaki memurların görevde yükselmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla İçişleri Bakanlığı tarafından Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak suretiyle bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 6 ay içerisinde bir genel yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konulur.” denilmiş ve bu hüküm uyarınca da İçişleri Bakanlığı tarafından 02.02.2000 tarihli ve 23952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu Yönetmelik, daha sonra yayımlanan Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in 23’üncü maddesi hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır.
Mahalli idarelerde görev yapan devlet memurlarının görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen ve 04.07.2009 tarihli ve 27278 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in;
- “Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi kadrolar” başlıklı 5’inci maddesinde; görevde yükselmeye tabi kadroların sayıldığı, “müdür ve şube müdürü” kadrolarının da görevde yükselmeye tabi sayılan kadrolar içerisinde yer aldığı,
- “Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı 7’nci maddesinde; müdür kadrosuna atanabilmek için aranan özel şartların sayıldığı, müdür kadrosuna atanabilmek için “fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” şartının özel şartlar arasında yer aldığı,
- “Hizmet grupları arasında geçişler başlıklı” 20’nci maddesinin (c) fıkrasında; Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanların, aranan şartları taşımaları kaydıyla, aynı Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma-planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabileceği, Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartının aranmayacağı,
- “Zabıta ve itfaiye personeli” başlıklı 21’inci maddesinde; zabıta ve itfaiye personelinin görevde yükselme işlemlerinin ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütüleceği,
- “Yürürlükten kaldırılan mevzuat” başlıklı 23’üncü maddesinde; 2/2/2000 tarihli ve 23952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in yürürlükten kaldırıldığı,
Hüküm altına alınmıştır.
11.07.2007 tarihli ve 26490 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin;
- “Kadro ve unvanlar” başlıklı 6’ncı maddesinde; Belediye zabıta teşkilatı personel kadro ve unvanları; Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esaslara göre belirlenmiş; daire başkanı, zabıta müdürü, zabıta şube müdürü, zabıta amiri, zabıta komiseri ve zabıta memuru unvanlı kadrolar ile hizmet için gerekli diğer kadrolardan oluşur." denilerek, belediye zabıta teşkilatında yer alan personel kadro ve unvanlarının sayıldığı,
- “Görevde yükselme” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde sayılan unvanlardan daire başkanı ve zabıta müdürü dışındaki kadrolara yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır.” denilerek, zabıta daire başkanı ve zabıta müdürü kadrosunun, görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik dışında bırakıldığı,
- “Yönetmelikte hüküm bulunmayan haller" başlıklı 51’inci maddesinde de; Yönetmelik’te hüküm bulunmayan hallerde hangi mevzuat hükümlerinin uygulanacağının teker teker sayıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Yapılan inceleme neticesinde; ...’in 14.07.1980 tarihinde ... Ticaret Lisesinden mezun olduğu, ... ... Belediyesinde Zabıta Memuru olarak görev yaparken 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığı kadrosuna, ardından 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı görülmüştür.
Lise mezunu ... Zabıta Memuru kadrosunda iken, 03.12.2012 tarihinde 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanmıştır. Kazanılmış hak aylık derecesi 2/6 olan ...’in 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendinin alt bendinde hizmet süresi şartı ile birlikte yükseköğrenim görme şartı da yer aldığından, kazanılmış hak aylık derecesi ile 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcılığına atanması, ilgili Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendine göre mümkün değildir.
..., Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında bulunan ve daha üst bir görev olan Belediye Başkan Yardımcısı kadrosunda en az altı ay görev yaptıktan sonra, 10.06.2013 tarihinde 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atanmıştır.
Anılan Yönetmelik’in “Hizmet grupları arasında geçişler” başlıklı 20’nci maddesinin (c) fıkrasında da; Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde, en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, aranan şartları taşımaları kaydıyla, aynı Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan “yönetim”, “araştırma-planlama” ve “hukuk” hizmetleri gruplarında gösterilen kadrolara sınavsız atanabileceği, Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolara sınavsız atanmak için altı ay çalışmış olmak şartının aranmayacağı belirtilmiştir. Bu hükümle, Yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde en az altı ay görev yapanların Yönetmelik’in 5’inci maddesinde yer alan kadrolara (müdür, şube müdürü vs.) aranan şartları taşımak kaydıyla sınavsız olarak atanabilmelerine imkân tanınmıştır. Bu şekilde bir atamanın gerçekleşmesi, ataması yapılacak kişinin atama yapılacak kadro için aranan şartları taşıması halinde mümkün olabilecektir.
Ancak, yukarıda da ifade edildiği üzere, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in, “zabıta ve itfaiye personeli” başlıklı 21’inci maddesinde; zabıta ve itfaiye personelinin görevde yükselme işlemlerinin ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütüleceği hüküm altına alınmış, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin “görevde yükselme” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Bu Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde sayılan unvanlardan daire başkanı ve zabıta müdürü dışındaki kadrolara yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır.” denilerek, zabıta daire başkanı ve zabıta müdürü kadrosu, görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, somut olaydaki atamanın hukuki değerlendirmesi 657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükümlerine göre yapılmalıdır.
Diğer yandan, 22.02.2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik ekinde yer alan (I) sayılı Memur Kadro Kütüğünde zabıta müdürü kadrosunun en alt ve üst derece aralıkları 1-4’üncü derece olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla zabıta müdürü kadrosuna atanacakların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendinde yer alan 1 ve 4’üncü derece aralığındaki kadrolara atanabilme şartlarını taşıması gerekmektedir.
657 sayılı Kanun’un “Derece yükselmesinin usul ve şartları” başlıklı 68’inci maddesinin (B) fıkrasında da;
“(Değişik: 4/5/1984 – KHK-199/1 md.) Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4’üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir. (2)
(Değişik ikinci paragraf: 13/2/2011 - 6111/101 md.) Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;
a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,
b) 1 inci ve 2’nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yıl,
c) 3’üncü ve 4’üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,
hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir…” hükümleri yer almaktadır.
İlgilinin görevde yükselme işlemleri yönünden Yönetmelik kapsamı dışında olduğu kabul edilmekle birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68’inci maddesinin (B) bendindeki yükseköğrenim şartını karşılaması gerekmektedir. Yükseköğrenim şartını karşılamayan ve lise mezunu olan ...’in önce 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna ardından 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna atanmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Sorumlular savunmalarında her ne kadar müesses durumun varlığından bahsedip, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 tarihli ve 1968/8 Esas, 1973/14 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararını gerekçe göstererek, idarenin yapılan fazla ödemelerin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğini, yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde alabileceğini ifade etseler de, yukarıda açıklanan sebeplerle somut olayda yapılan atamanın yoruma gerek bırakmayacak şekilde “açık hata” ile yapıldığı anlaşıldığından mevzuata aykırı atama nedeni ile yapılan ödemeler her zaman geri alınabilecektir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 74’üncü maddesinde; ‘‘Kamu zararının meydana geldiği ve bu Kanunda belirtilen para cezalarının verilmesini gerektiren fiilin işlendiği yılı izleyen malî yılın başından başlamak üzere zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları ile para cezaları zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, zamanaşımı süresinin hesaplanmasında söz konusu atamaların yapıldığı 2012 ve 2013 yılı değil, kamu zararını oluşturan ödemelerin yapıldığı 2018 yılının esas alınması gerekmektedir. Buna göre, 2018 yılında yapılan ödemeler için zamanaşımı 2029 yılının sonunda söz konusu olabilecektir.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesinde, kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 7’nci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.” denilerek sorumluların tazmin yükümlülüğü, kamu zararı ile mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri arasında illiyet bağının varlığına bağlanmıştır.
5018 sayılı Kanun’un “Üst yöneticiler” başlıklı 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında;
“Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. ” hükmüne yer verilmiş,
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38’inci maddesi birinci fıkrasının (a) bendinde; “Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak” belediye başkanının görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Somut olayda, ödemelerin dayanağı olan atamayı yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’in meydana gelen kamu zararından sorumlu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ödeme emri belgelerini harcama yetkilisi unvanı ile imzalayan ..., eğitim durumunun söz konusu kadrolara atanmak için yeterli olmadığını bilecek durumda olduğundan, imzasının olduğu ödeme emri belgelerindeki kamu zararından atamayı yapan üst yönetici ile birlikte sorumludur.
Bu itibarla, sorumlunun temyiz talebinin REDDİ ile 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen ... TL tutarındaki tazmin hükmünün TASDİKİNE, (…. Daire Başkanı ..., …. Daire Başkanı ..., Üye ..., Üye ..., Üye ... ve Üye ...’un aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
6085 sayılı Kanun’un 57’nci maddesi gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 07.02.2024 tarih ve 56466 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü
…. Daire Başkanı ..., …. Daire Başkanı ... ve Üye ...:
Esas yönünden verilen Kurul kararına katılmakla birlikte sorumluluk yönünden,
Mevzuata uygun olmayan şekilde yapılan asaleten atamalarda, atama onayında imzası bulunanlar dışında kalan harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerinin atamaya yetkili amir tarafından yapılmış atamaları sorgulama yükümlülükleri ve atama şartlarını taşıyıp taşımadığını kontrol ederek atandığı kadronun gerektirdiği ücreti ödememe veya ilgili kamu görevlisinin asaleten atandığı kadronun gerektirdiği ücretten daha düşük bir ücret ödeme yetkisi ve hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple bahse konu olayda harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerine sorumluluk yüklenemez.
Bu itibarla, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden hüküm tesisini teminen hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
Üye ...:
Kamu zararını oluşturan söz konusu ödemelerin dayanağı mevzuata aykırı yapılan atama işlemidir. Bu nedenle, kamu zararına neden olunduğu hususunda Kurul kararına katılmakla birlikte, kamu zararı toplamı ... TL’nin tamamının mevzuata aykırı atamaları yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’e tek başına ödettirilmesine karar verilmesini teminen, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yeniden hüküm tesis edilmek üzere dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
Üye ...:
...'in, ... ... Belediyesinde zabıta memuru kadrosunda görevli iken 04.12.2012 tarihinde 1'inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna, ardından 11.06.2013 tarihinde 2'nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atandığı atama onayından anlaşılmaktadır.
657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükmü gereğince, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamı dışında olan 1’inci dereceli Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna atanacak personelin diğer şartlarla birlikte yükseköğrenim görme şartını da taşıması gerekmektedir. Yükseköğrenim görme şartını taşımayan adı geçen personelin, söz konusu kadroya atanması 657 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendi hükmüne aykırıdır.
Anılan Kanun ve Yönetmelik’in yukarıda yazılı hükümleri gereğince, 2’nci dereceli Zabıta Müdürü kadrosuna atanacak personelin de diğer şartlarla birlikte fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olması veya 18.04.1999 tarihi itibarıyla görevde bulunmak ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olması ve görevde yükselme sınavında başarılı olması gerekmektedir. Adı geçen personel, müdür kadrosuna atanmak için gerekli olan bu şartları haiz değildir.
Bu nedenle, yapılan atama işlemi mevzuat hükümlerine aykırıdır.
Diğer taraftan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71’inci maddesi hükmü uyarınca kamu zararı, kamu görevlilerinin kusurlu eylemleri nedeniyle kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olması sonucunda oluşmakta olup, esasen haksız fiil talep temeline dayanan bir tazminat istemidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72’nci maddesinde: “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Dolayısıyla mevzuata aykırı atamalar sonucunda kamu zararı oluştuğu anlaşılsa da, kamu zararı ile sorumlular arasında illiyet bağı kurulamadığından zamanaşımı sorumlular adına tazmin hükmü kurulmasını engellemektedir.
Buna göre, mevzuata aykırı atamanın yapılmasının üzerinden zamanaşımını kesen nedenler olmadan on yıl geçmiş olup, artık zararın sorumlularından istenmesi mümkün görünmemektedir. Bu nedenle 248 sayılı ilamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASI gerekir.
Üye ...:
Esas yönünden verilen Kurul kararına katılmakla birlikte sorumluluk yönünden,
Ödemelerin dayanağı olan atamayı yapan Üst Yönetici (Eski Belediye Başkanı) ...’in meydana gelen kamu zararından sorumluluğu bulunmakta olup, ödeme emri belgelerini harcama yetkilisi unvanı ile imzalayan ...'e, ahiz konumunda olması hasebiyle söz konusu kadroya atanmak için şartların yeterli olmadığını bilecek durumda olduğu gerekçesiyle herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden, 248 sayılı İlamın 3’üncü maddesi ile verilen tazmin hükmünün sorumluluk yönünden BOZULMASINA ve yeniden hüküm tesis edilmek üzere dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi gerekir.
Kararla ilgili sorunuz mu var?