KARAR

Avukatlık Vekâlet Ücreti

…. Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği bünyesinde görev yapan personele 2021 yılının Şubat ayında dağıtılan avukatlık vekâlet ücretlerine, yılın ikinci altı aylık döneminde geçerli olan katsayılar üzerinden enflasyon farkı hesaplanmak suretiyle ödemede bulunulması sonucu ….. TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin olarak;

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesinde;

“Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin; avukatlara (49 uncu maddeye göre çalıştırılanlar dâhil) ve hukuk servisinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.” denilmektedir.

659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18’inci maddesinin 1’inci fıkrasında;

“2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hüküm ile 1389 sayılı Kanun, 659 sayılı KHK’nın 18’inci maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından ve diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanun’a yapılan atıfların bu KHK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden, belediye avukatlarına yapılacak vekâlet ücreti ödemelerinin, 659 sayılı KHK kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan KHK’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14’üncü maddesinde;

“(1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.

(2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.

a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı (…) eşit olarak ödenir.

b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (…) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.

c) Yapılacak dağıtım sonunda arta kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili idarenin bütçesine gelir kaydedilir.

(3) Hizmet satın alınan avukatlara yapılacak ödemeler bu madde kapsamı dışındadır.” denilmiş olup,

659 sayılı KHK’nın 16’ncı maddesine dayanılarak hazırlanan ve 08.07.2012 tarih ve 28347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vekâlet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in,

“Ödenecek vekalet ücretinin limiti ve dağıtım şekli” başlıklı 6’ncı maddesinde;

1) Emanet hesabında toplanan vekalet ücretleri, vekalet ücretinden yararlanacak kişilere yıllık tutarı; (10.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın oniki katını geçmemek üzere, aşağıdaki şekilde dağıtılır:

a) Dava veya icra dosyasını takip eden hukuk birim amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, vekalet ücreti dağıtımının yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birim amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı eşit olarak ödenir.

b) Davanın takibi ve sonuçlandırılmasında birbiri ardına veya birlikte hizmeti geçenlere (a) bendine göre ayrılan hisseler bu kişilerin hizmet ve karara tesir derecesine göre hukuk birim amiri tarafından paylaştırılır.

c) Dağıtımı yapılmayan %5’lik kısım muhasebe birimince Hazineye gelir kaydedilir.”,

“Limit dışı vekalet ücretinin dağıtımı” başlıklı 7’nci maddesinde,

(1) Bu Yönetmeliğin 5 inci ve 6 ncı maddelerine göre vekalet ücreti ödenen ve limitini dolduramayan hukuk birim amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenecek tutarlar, mali yılı takip eden Ocak ayı sonuna kadar tahakkuka bağlanmak suretiyle hukuk biriminin bağlı olduğu merkez muhasebe birimince emanet hesabındaki limit dışı vekalet ücretinden ödenir.”

“Bütçeye gelir kaydedilmesi” başlıklı 8’inci maddesinde ise,

“(1) Emanet hesabında toplanan ve dağıtımı yapılamayan vekalet ücretleri tahsilini takip eden üçüncü bütçe yılının sonunda gelir kaydedilir.” denilmektedir.

Buna göre, 659 sayılı KHK'nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ile söz konusu Yönetmelik'in 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükümlere göre ödenecek vekâlet ücretlerine yıllık sınır getirildiği; anılan KHK'nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve anılan Yönetmelik'in 7'nci maddesi ile de bir önceki yıl vekâlet ücreti limitini dolduramayan ilgili personele, mali yılı takip eden Ocak ayı sonuna kadar emanetler hesabındaki limit dışı vekâlet ücretinden ödeme yapılacağı anlaşılmaktadır.

Mevzuat hükümlerine göre yapılması gereken; ilk olarak yılı içerisinde tahsil olunan vekâlet ücretinin ilgili personele hak ettiği oranda dağıtılması, yılı içerisinde tahsil edilen vekâlet ücretinin üst limiti doldurmaya yeterli olmaması halinde ise, izleyen yılın Ocak ayı sonuna kadar tahakkuka bağlanmak suretiyle, üst limitin doldurulmasına yetecek oranda, geçmiş yıllardan devrolunan ve emanetler hesabında izlenen vekâlet ücretlerinden dağıtılmasıdır.

Diğer taraftan, 659 sayılı KHK ile yukarıda adı geçen Yönetmelikle ödenmesi öngörülen 10.000 gösterge rakamı, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun, 2020-2021 döneminde uygulanmak üzere yürürlüğe giren, 28.08.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kararının, ikinci kısmının “Kamu Görevlilerinin Geneline Yönelik Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı 1’inci bölümünün “Avukatlık vekalet ücreti” başlıklı 20’nci maddesinde yer alan;

“659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen “10.000” gösterge rakamı “20.000” olarak uygulanır” hükmü gereği 20.000 olarak belirlenmiştir.

2019/1 sayılı Hakem Kurulu Kararı’nın yukarıda yer verilen hükmü ile 659 sayılı KHK’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez” hükmünden, vekâlet ücreti olarak ödenecek yıllık tutarın üst sınırının, belirlenen gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın oniki katını geçmemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bahse konu hükümde geçen “aylıklarına uygulanan katsayı” ifadesi ile de vekâlet ücretinin alındığı zaman uygulanan katsayının kastedildiği değerlendirilmiştir. Zira, mevzuatta ödeme zamanı belirlenmemiş olmakla birlikte aylık ödenebilecek limit getirilmesi bu ödemenin aylık yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Dolayısıyla, yılın ikinci yarısında memur maaş katsayısında yapılan artış gerekçe gösterilerek yılın ikinci ayında defaten ödenmiş 12 aylık tutarın üzerine refah kaybını engellemek amacıyla arttırılan gösterge rakamı üzerinden doğan farkın tekraren ödenmesinin yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

Sorumlular savunmalarında; vekâlet ücretlerinin, davanın karşı tarafı olan üçüncü kişiler tarafından yatırılıp emanet hesabında toplanan bir meblağ olduğunu ve bu ücretlerin tahsillerini takip eden üçüncü bütçe yılının sonunda ancak bütçeye gelir olarak kaydedilebileceğini, dolayısıyla henüz kesinleşmeyen bu kamu geliri nedeniyle kamu zararına sebebiyet verildiğinden bahsedilmesinin söz konusu olamayacağını, zira kamu zararından bahsedilebilmesi için bütçeye kesin olarak aktarılacak bir gelirin mevcut olması gerektiğini belirtmişlerse de,

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde, kamu kaynağı, borçlanma suretiyle elde edilen imkânlar dahil kamuya ait gelirler, taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü değerler olarak tanımlanmıştır.

Bu hükme göre, İdare lehine karara bağlanan ve tahsil edilen vekâlet ücretlerinin emanet hesabında toplanmasıyla kamu kaynağı haline geldiği şüphesizdir. Anılan Kanun’un 71’inci maddesinde de kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması şeklinde tanımlandığından, personele yapılan vekâlet ücreti ödemelerinin, kamu kaynağının kullanılması olarak değerlendirilmesi ve ödemelerinin de mevzuatına uygun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Kaldı ki, 2021 yılı içerisinde ödenmesi gereken tüm vekâlet ücretlerinin toplu biçimde Şubat ayı içerisinde ödenmesi de hatalı bir uygulamadır. Zira, bu uygulama ile mevzuata göre kendilerine vekâlet ücreti ödenecek kişilere, 2021 yılı içerisinde İdare lehine karara bağlanan ve tahsil edilen vekâlet ücreti bulunmaksızın, yani henüz tahakkuk etmiş bir gelir bulunmaksızın, önceki yıllarda emanet hesabında biriken tutarlardan karşılanmak üzere, vekâlet ücreti ödemesi yapılmaktadır. Söz konusu hatalı uygulama ile bütçeye gelir kaydedilebilecek olan kamu kaynağının bütçeye gelir kaydedilmesinin de önüne geçilmektedir. Daha açık bir ifadeyle, 2021 yılına ilişkin vekâlet ücretlerinin, 2021 yılı içerisinde İdare lehine karara bağlanan ve tahsil edilen vekâlet ücretlerinden karşılanmak yerine, emanet hesaplarından karşılanması sonucu, emanet hesabında olup üç yıl önce tahsil edilen ancak dağıtımı yapılmayan limit dışı vekâlet ücretlerinin, üçüncü yılın sonunda bütçeye gelir kaydedilmesinin önüne geçilmesi suretiyle kamu kaynağının artışına engel olunmaktadır.

Sorumlular savunmalarında ayrıca, yapılan fark ödemesinin, o yıl içerisinde Kanun koyucu tarafından enflasyona karşı koruma amacıyla altı ayda bir güncellenen memur maaş katsayısı esas alınarak yapıldığını, Temmuz ayından sonra ödeme yapılmış olsaydı zaten ödeme tarihi itibarıyla geçerli olan Temmuz ayı maaş katsayısı kullanılacağından fazla ödeme yapılmasından bahsedilemeyeceğini, kaldı ki mevzuatta ilk, son veya ödeme tarihindeki katsayı gibi bir ifade bulunmadığından her iki katsayının da geçerli olduğunu ve sadece yıllık üst sınırın aşılmaması gerektiğini iddia etmişlerse de, kamu görevlilerinin mali hakları Kanun ve toplu sözleşmeler ile belirlendiğinden, bir ödemenin yapılabilmesi için mutlaka yasal dayanağının bulunması gerekmektedir. Ayrıca, yapılan bir ödemenin reel karşılığının da ödemenin yapıldığı dönem itibarıyla dikkate alınması gerektiği gözönüne alındığında, Şubat ayında ödenen ve o dönemdeki değeriyle ilgililerin tasarrufuna geçen vekâlet ücretlerinin Ağustos ayında tekrar güncel katsayı üzerinden güncellenmesinin mevzuata ve bunun yanısıra paranın satın alma gücünün korunması ilkesine aykırılık teşkil ettiği açıktır.

Sorumlular savunmalarında, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1973 tarihli ve Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun aynı yıl verilen ve kararda sayılan istisnalar dışında hatalı ödemelerin istirdadının (geri alma) hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 gün içinde mümkün olduğuna ve sonrasında istirdat edilemeyeceğine yönelik kararına atıfta bulunmuşlarsa da,

Konuya Sayıştay hesap yargılaması açısından bakıldığında, 5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesinde tanımlanan kamu zararı nedeniyle mevzuata aykırı fazla ödemenin yapılmasında kasıt, kusur veya ihmali bulunan kamu görevlisinin sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, Sayıştay hesap yargılamasında, sebepsiz zenginleşenler (ahizler) fazla ödemenin yapıldığı gerçek veya tüzel kişiler olduğundan, bu kişilerin oluşan kamu zararı nedeniyle sorumluluğu bulunmamakta olup, ancak sorumlular tarafından rücu mekanizmasının işletilmesi halinde geri ödeme yükümlülükleri doğabilmektedir. Dolayısıyla, kamu zararı açısından sorumluluk fazla ödemede kasıt, kusur veya ihmali bulunan harcama yetkilisi, gerçekleştirme görevlisi ile diğer sorumlulardadır. Bu nedenle ahizler açısından sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanıp uygulanmamasının kamu zararının oluşmasına ve sorumlularından tahsiline engel bir durumu bulunmamaktadır.

Netice itibarıyla, 2021 yılının Ocak ayında geçerli olan aylık katsayısı üzerinden hesaplanan avukatlık vekâlet ücretlerinin ilgililerine, 2021 yılının Şubat ayında mevzuatta belirlenen üst sınırdan ödenmesine rağmen, 11.08.2021 tarihinde 2021 yılının ikinci altı ayına ilişkin memur aylıklarına uygulanan katsayıdaki artış gerekçe gösterilerek tüm yıl için fark ödenmesi yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.

Bu itibarla, …Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği bünyesinde görev yapan personele, 2021 yılının Şubat ayında dağıtılan avukatlık vekâlet ücretlerine, yılın ikinci altı aylık döneminde geçerli olan katsayı üzerinden enflasyon farkı hesaplanmak suretiyle ödemede bulunulmasından kaynaklanan ….. TL kamu zararının;

Harcama Yetkilisi (…..) ….. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…..) ……’e müştereken ve müteselsilen ödettirilmesine karar verilmesi gerekmekteyse de,

Sorumlular tarafından gönderilen savunmalardan, faiz işlememesi amacıyla bu tutarın tamamının, Harcama Yetkilisi (…..) …. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…..) …..’den, …. tarih ve …. sayılı tahsilat makbuzu ile tahsil edilerek, ….. tarih ve ….. yevmiye no.lu Muhasebe İşlem Fişi ile bütçe gelirlerine alındığı anlaşıldığından, konu ile ilgili olarak ilişilecek bir husus kalmadığına, yapılan tahsilatın İlamda gösterilmesine, oy birliğiyle karar verildi.




Kararla ilgili sorunuz mu var?