KARAR

Eğlence Vergisi

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;

… Belediyesi tarafından, biletle girilmesi zorunlu olmayan eğlence yerleri için tahakkuk ettirilen eğlence vergisinin eksik tarh edildiği ve söz konusu eksik tutarların zamanaşımına uğratıldığı görülmüştür.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun eğlence vergisine ilişkin “Konu” başlıklı 17’nci maddesinde, Kanun’un 21’inci maddesinde belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde yer alan eğlence işletmelerinin faaliyetlerinin eğlence vergisine tabi olduğu belirtilmiş olup, Kanun’un “Mükellef” başlıklı 18’inci maddesinde, verginin mükellefinin eğlence yerlerini işleten gerçek veya tüzel kişiler olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanun’un “Matrah” başlıklı 20’nci maddesinde ise biletle girilmesi zorunlu olmayan eğlence yerlerinde, işin mahiyetine göre çalışılan her gün için Kanun’un “Vergi ve Harç Tarifelerinin Tespiti” başlıklı 96’ncı maddesine göre tespit edilen miktar üzerinden vergi tarhının gerçekleştirileceği ifade edilmiştir. Bahse konu maddenin (B) fıkrasının yürürlükte olduğu tarihte, … Belediyesi Meclisi tarafından 2013 Yılı Gelir Tarifesi’ne karar verilmiştir.

Anılan Kanun’un Geçici 7’nci maddesinde ise, “2013 yılında uygulanmak üzere belediye meclislerince belirlenmiş olan; bu Kanunun 15 inci maddesinde, 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (III) numaralı bendinde, 56 ncı maddesinde, 60 ıncı maddesinde ve 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan maktu vergi ve harç tarifeleri, Kanunun 96 ncı maddesinin (A) fıkrasının ikinci paragrafı gereğince Cumhurbaşkanınca tespit edilecek karar yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam edilir.” hükmü bulunmaktadır. Söz konusu hüküm kapsamında Cumhurbaşkanınca belirlenen bir vergi tarifesi bulunmadığından, İdare tarafından biletle girilmeyen eğlence yerleri için tarh edilecek eğlence vergisinin hesabında 2013 Yılı Gelir Tarifesi’nin esas alınması gerekir.

Bununla birlikte, 2464 sayılı Kanun’un “Usul Hükümleri” başlıklı 98’inci maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almakta olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Zamanaşımı Süreleri” başlıklı 114’üncü maddesinde ise, “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.

19.10.2006 tarihli ve 26324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Kamu zararının oluştuğu tarih” başlıklı 17’nci maddesinde ise, “(1) Kamu zararı;



d) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması hallerinde, söz konusu işlemin zaman aşımına uğradığı tarihte,



oluşmuş kabul edilir.” denilmek suretiyle, mevzuata uygun olarak yapılmayan tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemlerinin zamanaşımına uğradığı tarihin, kamu zararının oluştuğu tarih olarak esas alınması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Anılan mevzuat hükümleri uyarınca, İdare tarafından mevzuata uygun biçimde gerçekleştirilmeyen tarh, tahakkuk ve tahsilat işlemleri nedeniyle zamanaşımına uğrayan idare gelirlerinin kamu zararı oluşturduğu açıktır.

Yargılamaya konu olayda ise, biletle girilmeyen eğlence yerleri için 2017 yılına ilişkin olarak İdare tarafından tarh edilen eğlence vergilerinde, 2013 Yılı Gelir Tarifesi’nde belirlenen tutarlara nazaran daha düşük tutarlar esas alındığından, eğlence vergisi eksik tutarda tarh ve tahakkuk ettirilmiş ve 2017 yılında tarh edilen bahse konu eğlence vergileri 2022 yılı sonu itibariyle tarh zamanaşımına uğratılmıştır. Bu çerçevede, eksik tarhiyat sonucunda zamanaşımına uğratılan …-TL tutarında kamu zararına neden olunmuştur.

Ancak, kamu zararı tutarı …-TL’nin hesap yılından sonra tahsil edildiği ve yapılan tahsilatların muhasebeleştirildiği anlaşıldığından, konu hakkında ilişilecek husus kalmadığına, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesi uyarınca İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.


Kararla ilgili sorunuz mu var?