Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 7. Daire Kararı
Karar Tarihi:
4/14/2022
Karar No:
97
Esas No:
510
KARAR
Avukatlık vekalet ücreti:
... Belediyesinde görev yapan avukatlara 2020 yılı memur aylık katsayılarının hatalı uygulanması sonucu 4.032,00 TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak dosyada mevcut bilgi ve belgeler incelenmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesi;
“Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin, avukatlara (49’uncu maddeye göre çalıştırılanlar dâhil) ve hukuk servisinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 1389 sayılı Devlet Davalarını İndaç Eden Avukat ve Saire ye Verilecek Ücreti Vekâleti Hakkında Kanun hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.”
659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesi;
“(1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri (Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay dâhil) ve özel bütçeli idarelerin hukuk hizmetlerinin etkili, verimli ve usul ekonomisine uygun şekilde yerine getirilmesine ve bu hizmetlerin yürütülmesinde uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik usul ve esasların belirlenmesidir.”
Aynı KHK’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18’inci maddesi;
“2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.”
Aynı KHK’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14’üncü maddesinin (2) numaralı fıkrası;
“İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla,hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı (…)eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (…)(1) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
...” hükümlerini içermektedir.
659 sayılı KHK’nin 16’ncı maddesindeki yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 08.07.2012 tarihli ve 28347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vekâlet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te de benzer düzenlemeler yer almaktadır.
Diğer yandan, 01.01.2020-31.12.2021 dönemini kapsayan 28.08.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının İkinci Kısmının “Avukatlık Vekalet Ücreti” başlıklı 20’nci maddesinde; “659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen “10.000” gösterge rakamı, “20.000” olarak uygulanır.” denilmiştir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın 4’üncü maddesinde ise, aylık gösterge ve ek göstergeye uygulanacak katsayı; 01.01.2020- 30.06.2020 döneminde geçerli olmak üzere (0,143998), 01.07.2020-31.12.2020 döneminde geçerli olmak üzere (0,149758) olarak belirlenmiştir. Söz konusu katsayılar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın 4’üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasına istinaden de, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 06.01.2020 tarihli Genelge ile (0,146061) ve 06.07.2020 tarihli Genelge ile (0,154461) şeklinde güncellenmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemelerde görüldüğü üzere; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesinde, 1389 sayılı Kanun’a atıf yapılmıştır. 659 sayılı KHK’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18'inci maddesi gereğince de, 1389 sayılı Kanun’una yapılan atıflar mezkûr KHK’ye yapılmış sayılmaktadır. Dolayısıyla, belediyelerde avukatlık vekâlet ücreti dağıtımı 659 sayılı KHK’nin ilgili hükümlerine göre yapılacaktır.
Bu bağlamda, İdare avukatlarına ödenecek vekâlet ücretinin yıllık tutarı; mevzuatında belirtilen gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın on iki katını geçemeyecektir. Bahsi geçen gösterge rakamı, 28.08.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının İkinci Kısmının 20’nci maddesi ile 20.000 olarak tespit edilmiş ve 2020 yılında uygulanmıştır.
... Belediyesince avukatlık vekâlet ücretleri 2020 yılı Mayıs ayında, yılın ilk altı aylık dönemi (01.01.2020-30.06.2020) için geçerli olan katsayı (0,146061) üzerinden 12 ay üzerinden hesaplanıp ödenmiştir. İlave olarak 2020 yılı Temmuz ayında, yılın ikinci altı aylık (01.07.2020-31.12.2020) döneminde geçerli olan katsayı (0,154461) ile yeniden hesaplama yapılmış ve aradaki farkın tamamını ayrıca ödenmiştir. Yapılan savunmalardan anlaşıldığı üzere Temmuz ayında yapılan fark ödemesine gerekçe olarak 659 sayılı KHK’ daki düzenleme gösterilmektedir. İlgili KHK’da gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpılacağı düzenlenmesi mevcuttur. Savunmalara göre düzenlemede yılın ilk altı ayı için Ocak katsayısı, ikinci altı ayı için Temmuz katsayısının dikkate alınması gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığından ilgili düzenlemenin hesaplama yapılırken yıl içinde ki son katsayının esas alınması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmektedir.
Oysa 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Katsayı” başlıklı 154’üncü maddesinde;
“Aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge ve kıdem aylığı gösterge rakamlarının aylık tutarlarına çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı ile memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile tespit olunur. Ancak mali yılın ikinci yarısında, memleketin ekonomik gelişmesi genel geçim şartları ve Devletin mali imkanları gözönünde bulundurulmak suretiyle Cumhurbaşkanı bu katsayıları ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemleri itibariyle uygulanmak üzere değiştirmeye yetkilidir.(3)
Katsayılardaki değişiklik aylıklarda artış veya eksiliş sayılmaz.”
Hükmü mevcuttur.
Hükümde yıl içinde yeni bir katsayı belirlenmesinde esas alınacak kıstaslar memleketin ekonomik gelişmesi ve genel geçim şartları olarak belirlenmiştir. Katsayının altışar veya üçer aylık dönemler itibariyle belirlenmesinin asıl gerekçesi enflasyon nedeniyle ortaya çıkan alım gücünün azalmasına mümkün olduğunca engel olmaktır. Yani geçim şartlarının korunmasını temin etmektir. Hükmün son cümlesinde yer alan “Katsayılardaki değişiklik aylıklarda artış veya eksiliş sayılmaz.” ifadesi de bu düşünceyi destekler niteliktedir.
Bu noktadan hareketle yıl içinde belirlenen her katsayı rakamından sonra daha önce yapılan ödeme ile yeni durum arasındaki farkın ödenmesi memur aylık katsayılarıyla ilgili düzenlemenin amacına uygun düşmez. Hali hazırda ülkemizde memur aylık katsayıları, personele yapılacak maaş ve diğer ödemelerde enflasyona dayalı kaybın önlenmesine yönelik olarak, 6’şar aylık olarak belirlenmektedir. Buna göre katsayıya dayalı ödemelerin hesabında, ödemenin yapıldığı tarihte cari olan katsayının esas alınması hem 657 sayılı Kanun’un 154’üncü maddesi hem de 659 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesinin amacına uygun olandır. Dolayısıyla avukatlık vekalet ücreti olarak yıllık ücretin tamamının ödenmesinden sonra katsayı artışı gerekçe gösterilerek ilave herhangi bir ödeme yapılması mevzuatımıza uygun düşmemektedir.
Diğer taraftan sorgu ve devamında düzenlenen yargı raporuna bakıldığında denetim ekibi tarafından kamu zararı hesaplanırken yıl içinde belirlenen iki farklı katsayının ortalamasının esas alındığı ve fazla ödemenin bu şekilde tespit edildiği görülmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere mevzuata göre böyle bir hesaplama yapmanın da imkanı yoktur.
... belediyesinde görevli avukatlara 2020 yılı vekâlet ücretleri 12 ay üzerinden hesaplanarak Mayıs ayı içinde ödenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Dairemizce yapılan yargılamada Temmuz ayında katsayı artışı gerekçe gösterilerek yapılan 8.056,00 TL’lik fark ödemenin, sorguda ifade edildiği gibi 4.032,00 TL’lik kısmının değil tamamının yersiz ödeme olduğu ve kamu zararı oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Bu değerlendirmeye göre ödeme sonucu oluşan kamu zararı sorguda belirtilen tutardan daha yüksek olmaktadır. Bu durumda anayasal hak olan savunma hakkının tam kullandırılmasını teminen, Sayıştay Denetim Yönetmeliği ile Sayıştay Dairelerinin Çalışma Usul ve Esasları hükümlerine göre sorumlulardan kalan tutar için yeniden savunma alınarak ek rapor düzenlenmesi için raporun denetim ekibine iade edilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak Anayasanın 141’inci maddesi “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” hükmüne, Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Usul Ekonomisi İlkesi” başlıklı 30. Maddesi ise “hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” Hükmüne amirdir. Usul ekonomisi ilkesi uyuşmazlıkların en az giderle, en makul sürede ve gereksiz yere dava açılmasının engellenmesini ifade etmektedir. Buna göre kamu zararı olarak değerlendirilen rakamın tahsil işlemi için daha fazla para harcanacaksa burada yargılamayı uzatmanın hem devlete hem sorumlulara hem de topluma bir yararı yoktur. Dairemizce tespit edilen kamu zararı tutarı ile sorgu konusu edilen tutar arasında 4.024,00 TL fark vardır. Bu tutar için yargılama yapılabilmesi için sırasıyla raporun denetim ekibine iade edilmesi, denetim ekibince tüm sorumlulardan ek savunma alınması, alınan savunmaların değerlendirilerek yeniden yargı raporu düzenlenmesi ve son olarak dairemizin gündeme alarak konuya ilişkin kararını vermesi gerekecektir. Bu işlemleri tamamının yerine getirilmesinin maliyeti, harcanacak mesainin maliyeti ile posta, kırtasiye gibi giderler birlikte düşünüldüğünde fark tutardan çok daha fazla olacaktır.
Açıklanan gerekçelerle “yargılamada usul ekonomisi ilkesi” gereğince 4.024,00 TL ödeme için işlem yapılmasına gerek olmadığına,
Sorgu konusu yapılan 4.032,00 TL kamu zararının ise;
Harcama Yetkilisi …. (Hukuk İşleri Müdürü) ve Gerçekleştirme Görevlisi ….
müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesi uyarınca işbu İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
... Belediyesinde görev yapan avukatlara 2020 yılı memur aylık katsayılarının hatalı uygulanması sonucu 4.032,00 TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak dosyada mevcut bilgi ve belgeler incelenmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesi;
“Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin, avukatlara (49’uncu maddeye göre çalıştırılanlar dâhil) ve hukuk servisinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 1389 sayılı Devlet Davalarını İndaç Eden Avukat ve Saire ye Verilecek Ücreti Vekâleti Hakkında Kanun hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.”
659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesi;
“(1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri (Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay dâhil) ve özel bütçeli idarelerin hukuk hizmetlerinin etkili, verimli ve usul ekonomisine uygun şekilde yerine getirilmesine ve bu hizmetlerin yürütülmesinde uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik usul ve esasların belirlenmesidir.”
Aynı KHK’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18’inci maddesi;
“2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.”
Aynı KHK’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14’üncü maddesinin (2) numaralı fıkrası;
“İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla,hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı (…)eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (…)(1) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
...” hükümlerini içermektedir.
659 sayılı KHK’nin 16’ncı maddesindeki yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 08.07.2012 tarihli ve 28347 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vekâlet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te de benzer düzenlemeler yer almaktadır.
Diğer yandan, 01.01.2020-31.12.2021 dönemini kapsayan 28.08.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının İkinci Kısmının “Avukatlık Vekalet Ücreti” başlıklı 20’nci maddesinde; “659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen “10.000” gösterge rakamı, “20.000” olarak uygulanır.” denilmiştir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın 4’üncü maddesinde ise, aylık gösterge ve ek göstergeye uygulanacak katsayı; 01.01.2020- 30.06.2020 döneminde geçerli olmak üzere (0,143998), 01.07.2020-31.12.2020 döneminde geçerli olmak üzere (0,149758) olarak belirlenmiştir. Söz konusu katsayılar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın 4’üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasına istinaden de, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 06.01.2020 tarihli Genelge ile (0,146061) ve 06.07.2020 tarihli Genelge ile (0,154461) şeklinde güncellenmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemelerde görüldüğü üzere; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesinde, 1389 sayılı Kanun’a atıf yapılmıştır. 659 sayılı KHK’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18'inci maddesi gereğince de, 1389 sayılı Kanun’una yapılan atıflar mezkûr KHK’ye yapılmış sayılmaktadır. Dolayısıyla, belediyelerde avukatlık vekâlet ücreti dağıtımı 659 sayılı KHK’nin ilgili hükümlerine göre yapılacaktır.
Bu bağlamda, İdare avukatlarına ödenecek vekâlet ücretinin yıllık tutarı; mevzuatında belirtilen gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın on iki katını geçemeyecektir. Bahsi geçen gösterge rakamı, 28.08.2019 tarihli ve 2019/1 karar numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının İkinci Kısmının 20’nci maddesi ile 20.000 olarak tespit edilmiş ve 2020 yılında uygulanmıştır.
... Belediyesince avukatlık vekâlet ücretleri 2020 yılı Mayıs ayında, yılın ilk altı aylık dönemi (01.01.2020-30.06.2020) için geçerli olan katsayı (0,146061) üzerinden 12 ay üzerinden hesaplanıp ödenmiştir. İlave olarak 2020 yılı Temmuz ayında, yılın ikinci altı aylık (01.07.2020-31.12.2020) döneminde geçerli olan katsayı (0,154461) ile yeniden hesaplama yapılmış ve aradaki farkın tamamını ayrıca ödenmiştir. Yapılan savunmalardan anlaşıldığı üzere Temmuz ayında yapılan fark ödemesine gerekçe olarak 659 sayılı KHK’ daki düzenleme gösterilmektedir. İlgili KHK’da gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpılacağı düzenlenmesi mevcuttur. Savunmalara göre düzenlemede yılın ilk altı ayı için Ocak katsayısı, ikinci altı ayı için Temmuz katsayısının dikkate alınması gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığından ilgili düzenlemenin hesaplama yapılırken yıl içinde ki son katsayının esas alınması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmektedir.
Oysa 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Katsayı” başlıklı 154’üncü maddesinde;
“Aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge ve kıdem aylığı gösterge rakamlarının aylık tutarlarına çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı ile memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile tespit olunur. Ancak mali yılın ikinci yarısında, memleketin ekonomik gelişmesi genel geçim şartları ve Devletin mali imkanları gözönünde bulundurulmak suretiyle Cumhurbaşkanı bu katsayıları ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemleri itibariyle uygulanmak üzere değiştirmeye yetkilidir.(3)
Katsayılardaki değişiklik aylıklarda artış veya eksiliş sayılmaz.”
Hükmü mevcuttur.
Hükümde yıl içinde yeni bir katsayı belirlenmesinde esas alınacak kıstaslar memleketin ekonomik gelişmesi ve genel geçim şartları olarak belirlenmiştir. Katsayının altışar veya üçer aylık dönemler itibariyle belirlenmesinin asıl gerekçesi enflasyon nedeniyle ortaya çıkan alım gücünün azalmasına mümkün olduğunca engel olmaktır. Yani geçim şartlarının korunmasını temin etmektir. Hükmün son cümlesinde yer alan “Katsayılardaki değişiklik aylıklarda artış veya eksiliş sayılmaz.” ifadesi de bu düşünceyi destekler niteliktedir.
Bu noktadan hareketle yıl içinde belirlenen her katsayı rakamından sonra daha önce yapılan ödeme ile yeni durum arasındaki farkın ödenmesi memur aylık katsayılarıyla ilgili düzenlemenin amacına uygun düşmez. Hali hazırda ülkemizde memur aylık katsayıları, personele yapılacak maaş ve diğer ödemelerde enflasyona dayalı kaybın önlenmesine yönelik olarak, 6’şar aylık olarak belirlenmektedir. Buna göre katsayıya dayalı ödemelerin hesabında, ödemenin yapıldığı tarihte cari olan katsayının esas alınması hem 657 sayılı Kanun’un 154’üncü maddesi hem de 659 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesinin amacına uygun olandır. Dolayısıyla avukatlık vekalet ücreti olarak yıllık ücretin tamamının ödenmesinden sonra katsayı artışı gerekçe gösterilerek ilave herhangi bir ödeme yapılması mevzuatımıza uygun düşmemektedir.
Diğer taraftan sorgu ve devamında düzenlenen yargı raporuna bakıldığında denetim ekibi tarafından kamu zararı hesaplanırken yıl içinde belirlenen iki farklı katsayının ortalamasının esas alındığı ve fazla ödemenin bu şekilde tespit edildiği görülmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere mevzuata göre böyle bir hesaplama yapmanın da imkanı yoktur.
... belediyesinde görevli avukatlara 2020 yılı vekâlet ücretleri 12 ay üzerinden hesaplanarak Mayıs ayı içinde ödenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Dairemizce yapılan yargılamada Temmuz ayında katsayı artışı gerekçe gösterilerek yapılan 8.056,00 TL’lik fark ödemenin, sorguda ifade edildiği gibi 4.032,00 TL’lik kısmının değil tamamının yersiz ödeme olduğu ve kamu zararı oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Bu değerlendirmeye göre ödeme sonucu oluşan kamu zararı sorguda belirtilen tutardan daha yüksek olmaktadır. Bu durumda anayasal hak olan savunma hakkının tam kullandırılmasını teminen, Sayıştay Denetim Yönetmeliği ile Sayıştay Dairelerinin Çalışma Usul ve Esasları hükümlerine göre sorumlulardan kalan tutar için yeniden savunma alınarak ek rapor düzenlenmesi için raporun denetim ekibine iade edilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak Anayasanın 141’inci maddesi “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” hükmüne, Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Usul Ekonomisi İlkesi” başlıklı 30. Maddesi ise “hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” Hükmüne amirdir. Usul ekonomisi ilkesi uyuşmazlıkların en az giderle, en makul sürede ve gereksiz yere dava açılmasının engellenmesini ifade etmektedir. Buna göre kamu zararı olarak değerlendirilen rakamın tahsil işlemi için daha fazla para harcanacaksa burada yargılamayı uzatmanın hem devlete hem sorumlulara hem de topluma bir yararı yoktur. Dairemizce tespit edilen kamu zararı tutarı ile sorgu konusu edilen tutar arasında 4.024,00 TL fark vardır. Bu tutar için yargılama yapılabilmesi için sırasıyla raporun denetim ekibine iade edilmesi, denetim ekibince tüm sorumlulardan ek savunma alınması, alınan savunmaların değerlendirilerek yeniden yargı raporu düzenlenmesi ve son olarak dairemizin gündeme alarak konuya ilişkin kararını vermesi gerekecektir. Bu işlemleri tamamının yerine getirilmesinin maliyeti, harcanacak mesainin maliyeti ile posta, kırtasiye gibi giderler birlikte düşünüldüğünde fark tutardan çok daha fazla olacaktır.
Açıklanan gerekçelerle “yargılamada usul ekonomisi ilkesi” gereğince 4.024,00 TL ödeme için işlem yapılmasına gerek olmadığına,
Sorgu konusu yapılan 4.032,00 TL kamu zararının ise;
Harcama Yetkilisi …. (Hukuk İşleri Müdürü) ve Gerçekleştirme Görevlisi ….
müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesi uyarınca işbu İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Kararla ilgili sorunuz mu var?