Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı
Karar Tarihi:
1/31/2024
Karar No:
53560
Esas No:
56438
KARAR
Konu: İdari para cezalarının, SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle, Belediye bütçesinden ödenmesi
95 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenen idari para cezalarının, buna sebep olanlara rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiği, tahsil edilen tutar haricinde kalan toplam ... TL’nin, sorumlularına ödettirilmesi hükmü ile ilgili olarak üst yönetici (Belediye Başkanı) ..., İlamdaki hükmü sorumluluk yönünden temyiz etmek amacıyla dilekçe göndermiş ve aşağıda yer verilen temyiz dilekçesi ile 95 sayılı İlamın 1’inci maddesine karşı temyiz talebinde bulunmuştur.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
95 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenen idari para cezalarının, buna sebep olanlara rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiği, tahsil edilen tutar haricinde kalan toplam ... TL’nin, sorumluları; üst yönetici ..., harcama yetkilisi ... ve gerçekleştirme görevlisi ...’ na müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi, kararı verilmiştir.
Esas yönünden inceleme
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesinde; (Değişik: 12/5/1982-2670/5 md.)
“Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.
Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir.” hükmü yer almaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesinde;
“Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.” hükmü,
Aynı Kanun’un “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde;
“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun ve diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” hükmü,
Aynı Kanun’un “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde ise;
“Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik son cümle: 22/12/2005-5436/10 md.) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.
Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.
…” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca,
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde;
“…
g) Kamu idaresinin yükümlülüklerinin mevzuatına uygun bir şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle kamu idaresine faiz, tazminat, gecikme zammı, para cezası gibi ek malî külfet getirilmesi,
…” durumunun kamu zararının belirlenmesinde esas alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yazılı mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere;
SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenmek zorunda kalınan idari para cezalarının, bu ödemelerle ilgili belgeleri (ödeme emri belgeleri ile eklerini) hazırlayan, imzalayan ve onaya sunan sorumluların, bu ödemelere sebep olan diğer Belediye görevlilerine rücu edilmesi işlemlerini başlatmamaları ve tahsilat sürecini suretiyle kamu zararının oluşumuna sebebiyet verdikleri ve bu sorumluluğa dahil olmaları, hukuki bir gerçekliktir.
Belediye Başkanı’nın sorumluluğu konusu
İlam hükmünde, “üst yönetici” sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı ..., temyiz dilekçesinde;
Tahsilat işlemlerinden ve de 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı’ndan bahsederek, ayrıca, Belediye başkanı olarak kasıt kusur ve ihmali bulunmaksızın yasal düzenlemeler yönünde hareket etmiş olması irdelenmeksizin hüküm kurulmasının, eksik inceleme yapıldığının göstergesi olduğu ve aynı zamanda kusursuz sorumluluk anlayışı ile sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği,
Yukarıda açıklamaya çalıştığı gerekçeler çerçevesinde 23.04.2023 tarih ve 95 İlam no.lu Sayıştay 7. Dairesi’nin kararına ilişkin özellikle ödemelerin tamamının yapıldığına ilişkin belgelerin de dikkate alınarak temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması kararı verilmesini, talep etmişse de;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye başkanının görev ve yetkileri” başlıklı 38’inci maddesinde de;
“Belediye başkanının görev ve yetkileri şunlardır:
a) Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak.
…
e) Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek.
f) Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek.
…” Belediye Başkanına tevdi edilen başlıca görev ve sorumluluklar açıkça sayılmıştır.
Ayrıca, Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmeliğin, “Amirlerin Sorumlulukları” başlıklı 9’uncu maddesinde;
“a) Amirler, emirlerindeki memurların, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmelerini, Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almalarını temin ve takip etmekle görevli ve sorumludurlar.
b) Memurlarca verilen zararların miktarının tespiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen sorumludurlar.” hükmü,
Aynı Yönetmeliğin “Zararların Takibi ve Yapılacak Diğer İşlemler” başlıklı 10’uncu maddesinde de;
“Zararı veren memurun amirleri, zararın vuku bulduğu tarihi izleyen 3 gün içinde zararın konusu ile memurun sorumluluğunu belirten tüm bilgi ve belgeleri, o kurum ve kuruluşun en üst yöneticisine iletirler. En üst yöneticiler bilgi ve belgelerin kendilerine intikal ettiği tarihi izleyen 10 gün içinde bu yönetmeliğin 7’nci maddesinde belirtilen usul ve esaslar uyarınca zarar miktarını tespit ettirirler.” hükmü yer almakta olup,
Belediye’nin en üst amiri konumunda olan Başkan’ın, SGK ve Vergi Dairesi bildirimlerinin zamanında yapılmaması sonucunda ödenmek zorunda kalınan idari para cezaları nedeniyle (ilgili personelin İdareye vermiş olduğu zarar dolayısıyla) oluşan kamu zararının, ilgili personele rücu edilmemesi hususunda sorumluluğunun mevcudiyeti, tartışmasızıdır.
Yukarıda yer verilen konuyla ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve ayrıca sorumlu tarafından yapılan beyanatlara ve ibraz edilen belgelere göre; Daire İlamının sorumluluktan bozulmasını gerektirir bir durum söz konusu değildir.
Bu itibarla; “Üst Yönetici” sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı’nın (sorumluluk da dahil olmak üzere) karşı iddiaları ve itirazlarının reddiyle 95 sayılı Daire İlamının 1’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,
Tahsilata ilişkin olarak ibraz edilen belgelerin incelenmesi için dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE,
(... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üyeler; … ile …’ ın aşağıda yazılı karşı oyuna/azınlık görüşüne karşı) oyçokluğuyla,
6085 sayılı Kanunun 57’nci maddesi gereği bu kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 31.01.2024 tarih ve 56438 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü
... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üyeler; … ile …
Kamu idareleri bütçelerinden gerçekleşen ödemelerle ilgili süreçteki sorumluluk ile (bu temyiz başvurusu örneğinde olduğu gibi) rücu işlemi gerektiren süreçlerdeki sorumluluk, ayrı kriterlerle değerlendirilmesi gereken konulardır.
Temyiz başvurusuna konu olayda, Belediye Başkanı (üst yönetici) tarafından Denetçi sorgusu üzerine gönderilen savunmalardan, idari para cezası verilmesine sebep olanlarla ilgili kusurun tespitinin yapıldığı, konuyla alakalı mevzuat hükümlerine göre ilgili formların düzenlendiği, “kusur sorumluluğu” çerçevesinde bildirimlerin zamanında yapılmayarak, SGK ve Vergi Dairesine Belediye bütçesinden idari para cezası ödenmesine sebebiyet veren sorumlu görevlilerle ilgili olarak takip ve tahsil süreçlerinin başlatıldığı ve tahsilatların gerçekleştiği, anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı’nda;
“…
Gerek bu madde gerek diğer maddeler nazara alındığında 5018 sayılı kanuna göre mali sorumluluğun şartları şöylece sıralanabilir:
-Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem bulunmalıdır.
-Ortada bir kamu zararı olmalıdır.
-Mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemle zarar arasında bir illiyet olmalıdır. Bu yeni sorumluluk sisteminde objektif kusursuz sorumluluk anlayışından vazgeçilmiş bulunulmaktadır.” hükmü yer almaktadır.
Belediye Başkanı’nın bizzat kendisinin kasıt, kusur ve ihmali bulunmamasının ve de SGK ve Vergi Dairesine ödenmek zorunda kalınan idari para cezaları sebebiyle oluşan kamu zararına sebebiyet veren sorumlu Belediye personelinin sorumluluğunun tespiti ile ilgili mevzuat hükümlerine göre hareket etmiş olmasının göz ardı edilerek hüküm tesis edilmesi, konunun tüm yönleriyle irdelenmediğini ve bununla birlikte konuya “kusursuz sorumluluk” anlayışı ile yaklaşıldığını göstermektedir ve bu durumda, Belediye Başkanı’nın Daire İlamında da sorumlu tutulması Sayıştay Genel Kurul Kararı’nın yukarıda yer verilen hükmüne aykırı olup, sorumluluk yönünden bozmayı gerektirir.
Bu gerekçelerle, Daire İlamında üst yönetici sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı’nın temyiz isteminin kabulü ile Daire İlam hükmünün, sorumluluk yönüyle bozulması kararı verilmesi gerekir.
95 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenen idari para cezalarının, buna sebep olanlara rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiği, tahsil edilen tutar haricinde kalan toplam ... TL’nin, sorumlularına ödettirilmesi hükmü ile ilgili olarak üst yönetici (Belediye Başkanı) ..., İlamdaki hükmü sorumluluk yönünden temyiz etmek amacıyla dilekçe göndermiş ve aşağıda yer verilen temyiz dilekçesi ile 95 sayılı İlamın 1’inci maddesine karşı temyiz talebinde bulunmuştur.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
95 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle; SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenen idari para cezalarının, buna sebep olanlara rücu edilmemesi suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiği, tahsil edilen tutar haricinde kalan toplam ... TL’nin, sorumluları; üst yönetici ..., harcama yetkilisi ... ve gerçekleştirme görevlisi ...’ na müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi, kararı verilmiştir.
Esas yönünden inceleme
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesinde; (Değişik: 12/5/1982-2670/5 md.)
“Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.
Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir.” hükmü yer almaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesinde;
“Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.” hükmü,
Aynı Kanun’un “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde;
“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun ve diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” hükmü,
Aynı Kanun’un “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde ise;
“Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik son cümle: 22/12/2005-5436/10 md.) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.
Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.
…” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca,
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde;
“…
g) Kamu idaresinin yükümlülüklerinin mevzuatına uygun bir şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle kamu idaresine faiz, tazminat, gecikme zammı, para cezası gibi ek malî külfet getirilmesi,
…” durumunun kamu zararının belirlenmesinde esas alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yazılı mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere;
SGK’ ya ve Vergi Dairesine bildirimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle belediye bütçesinden ödenmek zorunda kalınan idari para cezalarının, bu ödemelerle ilgili belgeleri (ödeme emri belgeleri ile eklerini) hazırlayan, imzalayan ve onaya sunan sorumluların, bu ödemelere sebep olan diğer Belediye görevlilerine rücu edilmesi işlemlerini başlatmamaları ve tahsilat sürecini suretiyle kamu zararının oluşumuna sebebiyet verdikleri ve bu sorumluluğa dahil olmaları, hukuki bir gerçekliktir.
Belediye Başkanı’nın sorumluluğu konusu
İlam hükmünde, “üst yönetici” sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı ..., temyiz dilekçesinde;
Tahsilat işlemlerinden ve de 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı’ndan bahsederek, ayrıca, Belediye başkanı olarak kasıt kusur ve ihmali bulunmaksızın yasal düzenlemeler yönünde hareket etmiş olması irdelenmeksizin hüküm kurulmasının, eksik inceleme yapıldığının göstergesi olduğu ve aynı zamanda kusursuz sorumluluk anlayışı ile sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği,
Yukarıda açıklamaya çalıştığı gerekçeler çerçevesinde 23.04.2023 tarih ve 95 İlam no.lu Sayıştay 7. Dairesi’nin kararına ilişkin özellikle ödemelerin tamamının yapıldığına ilişkin belgelerin de dikkate alınarak temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması kararı verilmesini, talep etmişse de;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye başkanının görev ve yetkileri” başlıklı 38’inci maddesinde de;
“Belediye başkanının görev ve yetkileri şunlardır:
a) Belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak.
…
e) Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek.
f) Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek.
…” Belediye Başkanına tevdi edilen başlıca görev ve sorumluluklar açıkça sayılmıştır.
Ayrıca, Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmeliğin, “Amirlerin Sorumlulukları” başlıklı 9’uncu maddesinde;
“a) Amirler, emirlerindeki memurların, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmelerini, Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almalarını temin ve takip etmekle görevli ve sorumludurlar.
b) Memurlarca verilen zararların miktarının tespiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen sorumludurlar.” hükmü,
Aynı Yönetmeliğin “Zararların Takibi ve Yapılacak Diğer İşlemler” başlıklı 10’uncu maddesinde de;
“Zararı veren memurun amirleri, zararın vuku bulduğu tarihi izleyen 3 gün içinde zararın konusu ile memurun sorumluluğunu belirten tüm bilgi ve belgeleri, o kurum ve kuruluşun en üst yöneticisine iletirler. En üst yöneticiler bilgi ve belgelerin kendilerine intikal ettiği tarihi izleyen 10 gün içinde bu yönetmeliğin 7’nci maddesinde belirtilen usul ve esaslar uyarınca zarar miktarını tespit ettirirler.” hükmü yer almakta olup,
Belediye’nin en üst amiri konumunda olan Başkan’ın, SGK ve Vergi Dairesi bildirimlerinin zamanında yapılmaması sonucunda ödenmek zorunda kalınan idari para cezaları nedeniyle (ilgili personelin İdareye vermiş olduğu zarar dolayısıyla) oluşan kamu zararının, ilgili personele rücu edilmemesi hususunda sorumluluğunun mevcudiyeti, tartışmasızıdır.
Yukarıda yer verilen konuyla ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve ayrıca sorumlu tarafından yapılan beyanatlara ve ibraz edilen belgelere göre; Daire İlamının sorumluluktan bozulmasını gerektirir bir durum söz konusu değildir.
Bu itibarla; “Üst Yönetici” sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı’nın (sorumluluk da dahil olmak üzere) karşı iddiaları ve itirazlarının reddiyle 95 sayılı Daire İlamının 1’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,
Tahsilata ilişkin olarak ibraz edilen belgelerin incelenmesi için dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE,
(... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üyeler; … ile …’ ın aşağıda yazılı karşı oyuna/azınlık görüşüne karşı) oyçokluğuyla,
6085 sayılı Kanunun 57’nci maddesi gereği bu kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 31.01.2024 tarih ve 56438 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü
... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üyeler; … ile …
Kamu idareleri bütçelerinden gerçekleşen ödemelerle ilgili süreçteki sorumluluk ile (bu temyiz başvurusu örneğinde olduğu gibi) rücu işlemi gerektiren süreçlerdeki sorumluluk, ayrı kriterlerle değerlendirilmesi gereken konulardır.
Temyiz başvurusuna konu olayda, Belediye Başkanı (üst yönetici) tarafından Denetçi sorgusu üzerine gönderilen savunmalardan, idari para cezası verilmesine sebep olanlarla ilgili kusurun tespitinin yapıldığı, konuyla alakalı mevzuat hükümlerine göre ilgili formların düzenlendiği, “kusur sorumluluğu” çerçevesinde bildirimlerin zamanında yapılmayarak, SGK ve Vergi Dairesine Belediye bütçesinden idari para cezası ödenmesine sebebiyet veren sorumlu görevlilerle ilgili olarak takip ve tahsil süreçlerinin başlatıldığı ve tahsilatların gerçekleştiği, anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı’nda;
“…
Gerek bu madde gerek diğer maddeler nazara alındığında 5018 sayılı kanuna göre mali sorumluluğun şartları şöylece sıralanabilir:
-Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem, eylem bulunmalıdır.
-Ortada bir kamu zararı olmalıdır.
-Mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemle zarar arasında bir illiyet olmalıdır. Bu yeni sorumluluk sisteminde objektif kusursuz sorumluluk anlayışından vazgeçilmiş bulunulmaktadır.” hükmü yer almaktadır.
Belediye Başkanı’nın bizzat kendisinin kasıt, kusur ve ihmali bulunmamasının ve de SGK ve Vergi Dairesine ödenmek zorunda kalınan idari para cezaları sebebiyle oluşan kamu zararına sebebiyet veren sorumlu Belediye personelinin sorumluluğunun tespiti ile ilgili mevzuat hükümlerine göre hareket etmiş olmasının göz ardı edilerek hüküm tesis edilmesi, konunun tüm yönleriyle irdelenmediğini ve bununla birlikte konuya “kusursuz sorumluluk” anlayışı ile yaklaşıldığını göstermektedir ve bu durumda, Belediye Başkanı’nın Daire İlamında da sorumlu tutulması Sayıştay Genel Kurul Kararı’nın yukarıda yer verilen hükmüne aykırı olup, sorumluluk yönünden bozmayı gerektirir.
Bu gerekçelerle, Daire İlamında üst yönetici sıfatıyla sorumlu tutulmuş olan Belediye Başkanı’nın temyiz isteminin kabulü ile Daire İlam hükmünün, sorumluluk yönüyle bozulması kararı verilmesi gerekir.
Kararla ilgili sorunuz mu var?