Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı
Karar Tarihi:
1/31/2024
Karar No:
53503
Esas No:
56439
KARAR
Konu: Zabıta Amiri kadrosunda olup, fiilen zabıta hizmetinde bulunmayan Belediye personeline aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi
96 sayılı Daire İlamı 5’inci maddesi hükmüyle; zabıta amiri kadrosunda olup, fiilen zabıta hizmetinde bulunmayan Belediye personeline aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi dolayısıyla oluşan toplam ...TL tutarındaki kamu zararının sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi kararı verilmiş olup,
Bu kararla ilgili olarak sorumluları; (Harcama Yetkilisi) … ile Gerçekleştirme Görevlileri …, …, …, …, …, … ve … Daire İlam hükmüne itiraz ederek, temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
96 sayılı İlamın 5’inci maddesiyle; Zabıta amiri kadrosunda olup, fiilen zabıta hizmetinde bulunmayan Belediye personeline aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi dolayısıyla oluşan toplam ...TL tutarındaki kamu zararının sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi kararı verilmiştir.
Esas yönünden inceleme (Konu ile ilgili mevzuat)
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde,
“1- Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personele (destek hizmeti yürüten personel hariç), belediye meclisi kararı ile tespit edilen tutar, fazla çalışma ücreti olarak maktuen ödenir.
…” hükmü,
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Zabıtanın görev ve yetkileri” başlıklı 51’inci maddesinde de;
“…
Belediye zabıta teşkilâtının çalışma usûl ve esasları, çalışanların görev ve yetkileri, memurluğa alınması için taşımaları gereken nitelikler, alacakları meslek içi eğitim, görevde yükselme, (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve E.:2018/110; K.:2018/99 sayılı Kararı ile) (…) giyecekleri kıyafet ve savunma amaçlı olarak kullanacakları aletler ile zabıta teşkilâtında hizmet gereklerine göre oluşturulacak birimler, İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Belediye, bu yönetmeliğe aykırı olmamak üzere ek düzenlemeler yapabilir.
Zabıta hizmetleri kesintisiz olarak yürütülür. Zabıta personelinin çalışma süresi ve saatleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın, hizmetin aksatılmadan yürütülmesini sağlayacak şekilde düzenlenir. Belediye zabıta ve özel güvenlik hizmetlerinde fiilen çalışanlara, fazla mesai ücreti olarak yılı bütçe kanununda belirlenen üst sınırı aşmamak kaydıyla belediye meclisi kararı ile tespit edilen maktu tutar ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, Belediye zabıta teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarının neler olduğu, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin 10’ncu maddesinde ve ilgili diğer mevzuatta ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Somut olayın ayrıntıları
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda görev yapan …’ ın Belediye Başkanlık Makamının … tarih ve … sayılı onayı ile Zabıta Müdürlüğüne bağlı bulunan Koruma ve Güvenlik Amirliği bünyesine görevlendirildiği ve (2021 yılında) ödemelerin gerçekleştiği aylar itibariyle aylık maaşını da Zabıta Müdürlüğü’nden almakta olduğu, anlaşılmıştır.
Zabıta hizmetlerinde görevli personellerin, birim ve kurum amirinin (Belediye Başkanı’nın) takdir ve onayı ile Zabıta Müdürlüğü Teşkilat Görev ve İşleyişi Hakkında Çalışma Yönetmeliği’nde belirtilen görevlerde, fiili olarak her ekip ve bölgede belirlenen tarihlerde görevlendirilebilmesi mümkün olup, adı geçen personelin, Belediye Başkanı’nın takdiriyle (bu kapsamda) aynı müdürlük içinde farklı bir görev yapmak üzere görevlendirilmesi söz konusudur.
Fiili çalışma şartının hukuki durumu
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde yer verilen hükme göre, aylık maktu fazla çalışma ücretinin ödenebilmesinin temel şartının, zabıta hizmetlerinin ilgili personel tarafından fiilen yürütülmesi olduğu açık olsa da,
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda olan ...’ ın, Zabıta Müdürlüğü bünyesindeki Koruma ve Güvenlik Amirliği’nde görevlendirilmesi ve kendisine aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesinde, 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun yukarıda yer verilen hükümlerindeki maktu mesai ödemesi için gerekli olan fiilen çalışma şartının sağlanmış olması nedeniyle, mevzuata aykırı bir yön görülmemiştir.
Bu itibarla; yukarıda yer verilen gerekçelerle, sorumluların yapmış oldukları temyiz talebinin kabulü ile 96 sayılı Daire İlamının 5’inci maddesiyle tesis edilen tazmin hükmünün BOZULMASINA, yukarıdaki hususlar göz önüne alınmak suretiyle yeniden hüküm tesisinin temini için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE,
... Daire Başkanı … ve Üye …’ in aşağıda yazılı (yargılama usulü yönünden) ilave görüşüyle,
... Daire Başkanı … ile Üyeler; …, …, … ve …’ un aşağıda yazılı karşı oylarına/azınlık görüşlerine karşı oyçokluğuyla,
Karar verildiği 31.01.2024 tarih ve 56439 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
(Yargılama Usulü Yönünden) İLAVE GÖRÜŞ
... Daire Başkanı … ve Üye …
Yukarıda ifade edilen çoğunluk oy gerekçesine katılmakla beraber, hesap yargılama usulü bağlamında temyiz mercii olan Temyiz Kurulu çalışma usulüne ilişkin olarak;
Sayıştay Yargılamasında ilk derece mahkemesi olarak dairelerce verilen kararlara karşı sorumlular temyiz ve karar düzeltme ile yargılamanın iadesi yoluna müracaat edebilirler. 6085 sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 55’inci maddesindeki düzenlemeye göre Temyiz Kurulu; temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik etmeye, bozma kararı vererek daireye göndermeye ya da Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile Daire kararını tümüyle ortadan kaldırmaya karar verebilir. Kaldırma kararı (doğası gereği Sayıştay dairelerince kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi ile yönündeki kararlar hakkında verilebilecek bir karar olup) kamu zararının oluşmadığı dolayısıyla da Daire tarafından, haklarında hüküm tesis edilen sorumlular hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmediği, sonucuna ulaşan ve sorumluların beraatı anlamına gelen bir hükümdür.
Bu düzenlemede yer verilen “kurul üye sayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırılması” şeklindeki kısmın klasik anlamdaki temyiz uygulamalarının dışına taşan bir düzenleme olduğu ortadadır. Hukuk sisteminde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve bunun yerine yeni bir karar verilmesi uygulaması istinaf mahkemeleri aşamasında görülebilen bir uygulamadır. İstinaf mahkemelerince verilen kararlar (İlk derece mahkemesinin kararını kaldıran kararlar dâhil) hakkında da belli şartlar altında temyiz yoluna gidilebilmektedir. Oysa Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen kaldırma kararına karşı karar düzeltme dışında müracaat edilebilecek bir kanun yolu ve mercii bulunmamaktadır. Türk hukuk sisteminde temyiz incelemesi sürecinde verilebilecek kararlardan farklı ve temyizi kabil olmayan bir yöntem olarak belirlenmiş olması nedeniyle de 6085 sayılı Kanunda, normal karar çoğunluğundan farklı olarak kaldırma kararı için Kurulun üçte ikisinin çoğunluğu aranmıştır.
İlk derecede kamu zararını tazminle yükümlü tutulmuş olan sorumluların haklarında verilmiş olan bu kararın, sorumlular lehine sonuçlanması için en kısa ve kesin olan yol, Daire tarafından verilmiş olan tazmin kararının kaldırılması olup, sorumluların temyiz başvuruları da çoğunlukla “kararın kaldırılması veya bozulması” şeklinde bir taleple sonlandırılmaktadır. Bu sebeple, temyiz başvurusunda taraflarca kaldırma talep edilmişse, öncelikle bu talebin görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereklidir.
Ancak kaldırma kararının alınabilmesi için bozma veya tasdik kararlarından farklı bir çoğunluk (Kurulun üçte ikisinin oyu) aranmakta olduğundan, bunun altında kalan oylama sonuçlarında bozma kararı verildiği kabul edilemeyeceğinden, sonuca ulaşmak üzere müzakere ve oylamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Kaldırma talebine yönelik müzakereler sonrasında yapılan oylamada Kurul’un üçte iki çoğunluğu ile kaldırma kararı çıkmadığı halde, kaldırma yönünde kullanılan oyların karar çoğunluğuna (5 azınlık oyuna karşı 12 çoğunluk oyu ile) ulaştığı gerekçe gösterilerek müzakerelere devam edilmemiş ve kaldırma gerekçelerine dayalı olarak bozma kararı verildiği, sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırma kararının oylandığı ancak bu kararın gerektirdiği üçte iki çoğunluğa ulaşılmadığı halde, Kurul’un çoğunluğunun kaldırma yönünde oy kullandığı gerekçesiyle, kaldırma gerekçeli bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılması mümkün olmayıp, müzakerelere devam edilerek, yapılacak oylama sonucuna göre tasdik veya bozma kararlarından hangisinin verildiğinin belirlenmesi gerekir.
Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü
... Daire Başkanı … ile Üyeler; …, …, … ve …
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde,
“1- Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personele (destek hizmeti yürüten personel hariç), belediye meclisi kararı ile tespit edilen tutar, fazla çalışma ücreti olarak maktuen ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Zabıtanın görev ve yetkileri” başlıklı 51’inci maddesinde;
“…
Belediye zabıta teşkilâtının çalışma usûl ve esasları, çalışanların görev ve yetkileri, memurluğa alınması için taşımaları gereken nitelikler, alacakları meslek içi eğitim, görevde yükselme, (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve E.:2018/110; K.:2018/99 sayılı Kararı ile) (…) giyecekleri kıyafet ve savunma amaçlı olarak kullanacakları aletler ile zabıta teşkilâtında hizmet gereklerine göre oluşturulacak birimler, İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Belediye, bu yönetmeliğe aykırı olmamak üzere ek düzenlemeler yapabilir.
Zabıta hizmetleri kesintisiz olarak yürütülür. Zabıta personelinin çalışma süresi ve saatleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın, hizmetin aksatılmadan yürütülmesini sağlayacak şekilde düzenlenir. Belediye zabıta ve özel güvenlik hizmetlerinde fiilen çalışanlara, fazla mesai ücreti olarak yılı bütçe kanununda belirlenen üst sınırı aşmamak kaydıyla belediye meclisi kararı ile tespit edilen maktu tutar ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden, zabıta amirliği kadrosunda bulunmasına rağmen, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesine hukuken imkân olmadığı, açıkça anlaşılmaktadır.
Temyiz incelemesine konu ödeme işlemlerinin ayrıntıları;
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda görev yapan personelin, Belediye Başkanlık Makamının onayı ile Zabıta Müdürlüğüne bağlı bulunan Koruma ve Güvenlik Amirliği bünyesine görevlendirilmesi ve aylık maaşını da Zabıta Müdürlüğü’nden alıyor olması,
Ayrıca, zabıta hizmetlerinde görevli personellerin, birim ve kurum amirinin (Belediye Başkanı’nın) takdir ve onayı ile Zabıta Müdürlüğü Teşkilat Görev ve İşleyişi Hakkında Çalışma Yönetmeliği’nde belirtilen görevlerde, fiili olarak her ekip ve bölgede belirlenen tarihlerde görevlendirilebilmesi, adı geçen personelin, Belediye Başkanı’nın takdiriyle bu kapsamda aynı müdürlük içinde farklı bir görev yapmak üzere görevlendirilmesi, şeklinde olup,
Söz konusu görevlendirmeler, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesini, yasal bir hale getirmeyecektir.
Adı geçen personel zabıta amiri kadrosunda bulunsa da, maktu fazla çalışma ücretini alabilmesi için, zabıta hizmetlerini fiilen yerine getiriyor olması şarttır. Zabıta amiri kadrosunda görev yapıyorsa da, fiilen zabıta hizmeti ifa etmiyor olması halinde, kendisine maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi hukuken mümkün değildir. Adı geçen personelin, fiilen zabıta hizmetinin yapılmadığı ve fakat Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı bir birimde görev yapıyor olması da, zabıta hizmetinde fiilen çalışma şartının sağlandığı anlamına gelmeyecektir. Burada asıl önemli olan, zabıta hizmetinin fiilen gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Bu değerlendirmeler ışığında, sorgu konusu ödemelerin mevzuata uygun olduğunun kabulü mümkün olmayıp, bu nevi işlemlerin sonuçlarından 5018 sayılı Kanun ve ilgili ikincil mevzuat hükümleri uyarınca “sorumlu” sıfatını haiz kişileri sorumlu tutmak gereklidir ve bununla birlikte Denetçi sorgusu aşamasından başlayarak, Sayıştay kesin hüküm tesisi (mali yargılama) sürecinde kamu zararı bulunduğuna ilişkin hüküm kurulabilir.
Sonuç olarak; 2021 yılında, zabıta amirliği kadrosunda bulunmasına rağmen, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesine, 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümündeki hükümde cevaz verilmediğinden, söz konusu ödeme açık bir kamu zararıdır.
Bu gerekçelerle; 96 sayılı Daire İlamının 5’inci maddesiyle tesis edilen tazmin hükmü ile ilgili olarak, sorumluların yapmış oldukları temyiz talebinin Reddi ve hükmün Tasdiki gerekir.
96 sayılı Daire İlamı 5’inci maddesi hükmüyle; zabıta amiri kadrosunda olup, fiilen zabıta hizmetinde bulunmayan Belediye personeline aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi dolayısıyla oluşan toplam ...TL tutarındaki kamu zararının sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi kararı verilmiş olup,
Bu kararla ilgili olarak sorumluları; (Harcama Yetkilisi) … ile Gerçekleştirme Görevlileri …, …, …, …, …, … ve … Daire İlam hükmüne itiraz ederek, temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
96 sayılı İlamın 5’inci maddesiyle; Zabıta amiri kadrosunda olup, fiilen zabıta hizmetinde bulunmayan Belediye personeline aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi dolayısıyla oluşan toplam ...TL tutarındaki kamu zararının sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi kararı verilmiştir.
Esas yönünden inceleme (Konu ile ilgili mevzuat)
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde,
“1- Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personele (destek hizmeti yürüten personel hariç), belediye meclisi kararı ile tespit edilen tutar, fazla çalışma ücreti olarak maktuen ödenir.
…” hükmü,
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Zabıtanın görev ve yetkileri” başlıklı 51’inci maddesinde de;
“…
Belediye zabıta teşkilâtının çalışma usûl ve esasları, çalışanların görev ve yetkileri, memurluğa alınması için taşımaları gereken nitelikler, alacakları meslek içi eğitim, görevde yükselme, (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve E.:2018/110; K.:2018/99 sayılı Kararı ile) (…) giyecekleri kıyafet ve savunma amaçlı olarak kullanacakları aletler ile zabıta teşkilâtında hizmet gereklerine göre oluşturulacak birimler, İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Belediye, bu yönetmeliğe aykırı olmamak üzere ek düzenlemeler yapabilir.
Zabıta hizmetleri kesintisiz olarak yürütülür. Zabıta personelinin çalışma süresi ve saatleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın, hizmetin aksatılmadan yürütülmesini sağlayacak şekilde düzenlenir. Belediye zabıta ve özel güvenlik hizmetlerinde fiilen çalışanlara, fazla mesai ücreti olarak yılı bütçe kanununda belirlenen üst sınırı aşmamak kaydıyla belediye meclisi kararı ile tespit edilen maktu tutar ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, Belediye zabıta teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarının neler olduğu, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin 10’ncu maddesinde ve ilgili diğer mevzuatta ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Somut olayın ayrıntıları
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda görev yapan …’ ın Belediye Başkanlık Makamının … tarih ve … sayılı onayı ile Zabıta Müdürlüğüne bağlı bulunan Koruma ve Güvenlik Amirliği bünyesine görevlendirildiği ve (2021 yılında) ödemelerin gerçekleştiği aylar itibariyle aylık maaşını da Zabıta Müdürlüğü’nden almakta olduğu, anlaşılmıştır.
Zabıta hizmetlerinde görevli personellerin, birim ve kurum amirinin (Belediye Başkanı’nın) takdir ve onayı ile Zabıta Müdürlüğü Teşkilat Görev ve İşleyişi Hakkında Çalışma Yönetmeliği’nde belirtilen görevlerde, fiili olarak her ekip ve bölgede belirlenen tarihlerde görevlendirilebilmesi mümkün olup, adı geçen personelin, Belediye Başkanı’nın takdiriyle (bu kapsamda) aynı müdürlük içinde farklı bir görev yapmak üzere görevlendirilmesi söz konusudur.
Fiili çalışma şartının hukuki durumu
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde yer verilen hükme göre, aylık maktu fazla çalışma ücretinin ödenebilmesinin temel şartının, zabıta hizmetlerinin ilgili personel tarafından fiilen yürütülmesi olduğu açık olsa da,
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda olan ...’ ın, Zabıta Müdürlüğü bünyesindeki Koruma ve Güvenlik Amirliği’nde görevlendirilmesi ve kendisine aylık maktu fazla çalışma ücreti ödenmesinde, 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun yukarıda yer verilen hükümlerindeki maktu mesai ödemesi için gerekli olan fiilen çalışma şartının sağlanmış olması nedeniyle, mevzuata aykırı bir yön görülmemiştir.
Bu itibarla; yukarıda yer verilen gerekçelerle, sorumluların yapmış oldukları temyiz talebinin kabulü ile 96 sayılı Daire İlamının 5’inci maddesiyle tesis edilen tazmin hükmünün BOZULMASINA, yukarıdaki hususlar göz önüne alınmak suretiyle yeniden hüküm tesisinin temini için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE,
... Daire Başkanı … ve Üye …’ in aşağıda yazılı (yargılama usulü yönünden) ilave görüşüyle,
... Daire Başkanı … ile Üyeler; …, …, … ve …’ un aşağıda yazılı karşı oylarına/azınlık görüşlerine karşı oyçokluğuyla,
Karar verildiği 31.01.2024 tarih ve 56439 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
(Yargılama Usulü Yönünden) İLAVE GÖRÜŞ
... Daire Başkanı … ve Üye …
Yukarıda ifade edilen çoğunluk oy gerekçesine katılmakla beraber, hesap yargılama usulü bağlamında temyiz mercii olan Temyiz Kurulu çalışma usulüne ilişkin olarak;
Sayıştay Yargılamasında ilk derece mahkemesi olarak dairelerce verilen kararlara karşı sorumlular temyiz ve karar düzeltme ile yargılamanın iadesi yoluna müracaat edebilirler. 6085 sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 55’inci maddesindeki düzenlemeye göre Temyiz Kurulu; temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik etmeye, bozma kararı vererek daireye göndermeye ya da Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile Daire kararını tümüyle ortadan kaldırmaya karar verebilir. Kaldırma kararı (doğası gereği Sayıştay dairelerince kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi ile yönündeki kararlar hakkında verilebilecek bir karar olup) kamu zararının oluşmadığı dolayısıyla da Daire tarafından, haklarında hüküm tesis edilen sorumlular hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmediği, sonucuna ulaşan ve sorumluların beraatı anlamına gelen bir hükümdür.
Bu düzenlemede yer verilen “kurul üye sayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırılması” şeklindeki kısmın klasik anlamdaki temyiz uygulamalarının dışına taşan bir düzenleme olduğu ortadadır. Hukuk sisteminde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve bunun yerine yeni bir karar verilmesi uygulaması istinaf mahkemeleri aşamasında görülebilen bir uygulamadır. İstinaf mahkemelerince verilen kararlar (İlk derece mahkemesinin kararını kaldıran kararlar dâhil) hakkında da belli şartlar altında temyiz yoluna gidilebilmektedir. Oysa Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen kaldırma kararına karşı karar düzeltme dışında müracaat edilebilecek bir kanun yolu ve mercii bulunmamaktadır. Türk hukuk sisteminde temyiz incelemesi sürecinde verilebilecek kararlardan farklı ve temyizi kabil olmayan bir yöntem olarak belirlenmiş olması nedeniyle de 6085 sayılı Kanunda, normal karar çoğunluğundan farklı olarak kaldırma kararı için Kurulun üçte ikisinin çoğunluğu aranmıştır.
İlk derecede kamu zararını tazminle yükümlü tutulmuş olan sorumluların haklarında verilmiş olan bu kararın, sorumlular lehine sonuçlanması için en kısa ve kesin olan yol, Daire tarafından verilmiş olan tazmin kararının kaldırılması olup, sorumluların temyiz başvuruları da çoğunlukla “kararın kaldırılması veya bozulması” şeklinde bir taleple sonlandırılmaktadır. Bu sebeple, temyiz başvurusunda taraflarca kaldırma talep edilmişse, öncelikle bu talebin görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereklidir.
Ancak kaldırma kararının alınabilmesi için bozma veya tasdik kararlarından farklı bir çoğunluk (Kurulun üçte ikisinin oyu) aranmakta olduğundan, bunun altında kalan oylama sonuçlarında bozma kararı verildiği kabul edilemeyeceğinden, sonuca ulaşmak üzere müzakere ve oylamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Kaldırma talebine yönelik müzakereler sonrasında yapılan oylamada Kurul’un üçte iki çoğunluğu ile kaldırma kararı çıkmadığı halde, kaldırma yönünde kullanılan oyların karar çoğunluğuna (5 azınlık oyuna karşı 12 çoğunluk oyu ile) ulaştığı gerekçe gösterilerek müzakerelere devam edilmemiş ve kaldırma gerekçelerine dayalı olarak bozma kararı verildiği, sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırma kararının oylandığı ancak bu kararın gerektirdiği üçte iki çoğunluğa ulaşılmadığı halde, Kurul’un çoğunluğunun kaldırma yönünde oy kullandığı gerekçesiyle, kaldırma gerekçeli bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılması mümkün olmayıp, müzakerelere devam edilerek, yapılacak oylama sonucuna göre tasdik veya bozma kararlarından hangisinin verildiğinin belirlenmesi gerekir.
Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü
... Daire Başkanı … ile Üyeler; …, …, … ve …
2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümünde,
“1- Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personele (destek hizmeti yürüten personel hariç), belediye meclisi kararı ile tespit edilen tutar, fazla çalışma ücreti olarak maktuen ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Zabıtanın görev ve yetkileri” başlıklı 51’inci maddesinde;
“…
Belediye zabıta teşkilâtının çalışma usûl ve esasları, çalışanların görev ve yetkileri, memurluğa alınması için taşımaları gereken nitelikler, alacakları meslek içi eğitim, görevde yükselme, (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve E.:2018/110; K.:2018/99 sayılı Kararı ile) (…) giyecekleri kıyafet ve savunma amaçlı olarak kullanacakları aletler ile zabıta teşkilâtında hizmet gereklerine göre oluşturulacak birimler, İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Belediye, bu yönetmeliğe aykırı olmamak üzere ek düzenlemeler yapabilir.
Zabıta hizmetleri kesintisiz olarak yürütülür. Zabıta personelinin çalışma süresi ve saatleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın, hizmetin aksatılmadan yürütülmesini sağlayacak şekilde düzenlenir. Belediye zabıta ve özel güvenlik hizmetlerinde fiilen çalışanlara, fazla mesai ücreti olarak yılı bütçe kanununda belirlenen üst sınırı aşmamak kaydıyla belediye meclisi kararı ile tespit edilen maktu tutar ödenir.
…” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden, zabıta amirliği kadrosunda bulunmasına rağmen, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesine hukuken imkân olmadığı, açıkça anlaşılmaktadır.
Temyiz incelemesine konu ödeme işlemlerinin ayrıntıları;
Belediye Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Amiri kadrosunda görev yapan personelin, Belediye Başkanlık Makamının onayı ile Zabıta Müdürlüğüne bağlı bulunan Koruma ve Güvenlik Amirliği bünyesine görevlendirilmesi ve aylık maaşını da Zabıta Müdürlüğü’nden alıyor olması,
Ayrıca, zabıta hizmetlerinde görevli personellerin, birim ve kurum amirinin (Belediye Başkanı’nın) takdir ve onayı ile Zabıta Müdürlüğü Teşkilat Görev ve İşleyişi Hakkında Çalışma Yönetmeliği’nde belirtilen görevlerde, fiili olarak her ekip ve bölgede belirlenen tarihlerde görevlendirilebilmesi, adı geçen personelin, Belediye Başkanı’nın takdiriyle bu kapsamda aynı müdürlük içinde farklı bir görev yapmak üzere görevlendirilmesi, şeklinde olup,
Söz konusu görevlendirmeler, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesini, yasal bir hale getirmeyecektir.
Adı geçen personel zabıta amiri kadrosunda bulunsa da, maktu fazla çalışma ücretini alabilmesi için, zabıta hizmetlerini fiilen yerine getiriyor olması şarttır. Zabıta amiri kadrosunda görev yapıyorsa da, fiilen zabıta hizmeti ifa etmiyor olması halinde, kendisine maktu fazla çalışma ücreti ödenmesi hukuken mümkün değildir. Adı geçen personelin, fiilen zabıta hizmetinin yapılmadığı ve fakat Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı bir birimde görev yapıyor olması da, zabıta hizmetinde fiilen çalışma şartının sağlandığı anlamına gelmeyecektir. Burada asıl önemli olan, zabıta hizmetinin fiilen gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Bu değerlendirmeler ışığında, sorgu konusu ödemelerin mevzuata uygun olduğunun kabulü mümkün olmayıp, bu nevi işlemlerin sonuçlarından 5018 sayılı Kanun ve ilgili ikincil mevzuat hükümleri uyarınca “sorumlu” sıfatını haiz kişileri sorumlu tutmak gereklidir ve bununla birlikte Denetçi sorgusu aşamasından başlayarak, Sayıştay kesin hüküm tesisi (mali yargılama) sürecinde kamu zararı bulunduğuna ilişkin hüküm kurulabilir.
Sonuç olarak; 2021 yılında, zabıta amirliği kadrosunda bulunmasına rağmen, zabıta hizmetlerini fiilen icra etmeyen personele fazla çalışma ücretinin ödenmesine, 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (K) cetvelinin, III- Fazla Çalışma Ücreti başlıklı kısmının, (B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti bölümündeki hükümde cevaz verilmediğinden, söz konusu ödeme açık bir kamu zararıdır.
Bu gerekçelerle; 96 sayılı Daire İlamının 5’inci maddesiyle tesis edilen tazmin hükmü ile ilgili olarak, sorumluların yapmış oldukları temyiz talebinin Reddi ve hükmün Tasdiki gerekir.
Kararla ilgili sorunuz mu var?