KARAR

Konu: Konut Tahsis Katkısı.

19 sayılı İlamın 1. maddesiyle; Kurumda 15.01.2012 tarihinden sonra Kurul Başkanı ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan personele Kurul kararı ile nakdi olarak konut tahsis katkısı ödenmesi sonucunda ...TL kamu zararının tazminine hükmedilmiştir.

… dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

19 sayılı İlamın 1. maddesiyle; Kurumda 15.01.2012 tarihinden sonra Kurul Başkanı ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan personele Kurul kararı ile nakdi olarak konut tahsis katkısı ödenmesi sonucunda ...TL kamu zararının tazminine hükmedilmiştir.

Bu defa İlamda Diğer Sorumlu olarak sorumlu tutulan (... Başkanı) ..., (Üye) ..., (Üye) ..., (Üye) ..., (Üye) ... ile Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ... ve ... ile Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu tutulan ... ve ... tarafından temyiz kanun yoluna başvurularak tazmin hükmünün kaldırılması talep edilmektedir.

Konunun esasına geçilmeden önce Kurumun, Sayıştay’ın yargısal denetimine tabi olmadığı iddiası ile ilgili olarak;

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde;

“Bu Kanun, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsar.

Avrupa Birliği fonları ile yurt içi ve yurt dışından kamu idarelerine sağlanan kaynakların kullanımı ve kontrolü de uluslararası anlaşmaların hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümlerine tâbidir.

Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bu Kanunun sadece 3, 7, 8, 12, 15, 17, 18, 19, 25, 42, 43, 44, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 68 ve 76 78 incı maddelerine tâbidir.” denilmiştir.

“Kamu zararı”na ilişkin 71 inci maddesi ise; ’ '•

“(Değişik birinci fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

f) (Mülga:22/12/2005-5436/10 md.)

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

(Değişik üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.

Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.

(Değişik son fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” şeklindedir.

19.12.2010 tarih ve 27790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 5 inci maddesinde;

(1) Sayıştay;

a) Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetler ve sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar sunar.

b) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetler, sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlar.

c) Genel uygunluk bildirimini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.

ç) Kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapar.” hükmüne yer verilerek Sayıştayın görevleri sayılmıştır.

Aynı Kanunun “Yargılamaya Esas Rapor” başlıklı 48 inci maddesinde;

“(1) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap ve işlemlerinin denetimi sırasında denetçiler tarafından kamu zararına yol açan bir husus tespit edildiğinde sorumluların savunmaları alınarak mali yıl sonu itibariyle yargılamaya esas rapor düzenlenir. Ancak bu Kanunun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen hususlara ilişkin düzenlenen yargılamaya esas raporlar için mali yıl sonu beklenmez. Yargılamaya esas raporun düzenlenmesinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap vermeyen sorumluların savunmaları dikkate alınmaz.

(2) Yargılamaya esas raporlar eki belgelerle birlikte Başkanlığa sunulur. Başkanlık bu raporları en geç onbeş gün içinde hesap yargılamasının yapılacağı daireye gönderir.” denilmektedir.

5018 sayılı Kanunun 2 nci maddesindeki; “Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bu Kanunun sadece 3, 7, 8, 12, 15, 17, 18, 19, 25, 42, 43, 44, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 68 ve 76 78 incı maddelerine tâbidir.” hükmü yukarıda yer verilen , 6085 sayılı Kanunun 5 inci ve 48 inci madde hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Kaldı ki 6085 sayılı Kanunun “Kaldırılan hükümler” başlıklı 82 nci maddesinde yer alan;

“(1) Bu Kanunun geçici maddelerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla;

a) Geçici 11 inci maddesi hariç, 21/2/1967 tarihli ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu ile ek

ve değişiklikleri,

b) 24/6/1983 tarihli ve 72 sayılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname ile ek ve değişiklikleri,

c) Diğer kanunların Sayıştay denetiminden istisna veya muafiyet tanıyan hükümleri ile

bu Kanuna aykırı hükümleri,

yürürlükten kaldırılmıştır.” şeklindeki hüküm de buna cevaz vermektedir.

Ayrıca 6085 sayılı Kanun 5018 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe girmiş olup yargılama hükümleri söz konusu Kanun ile yeniden belirlenmiştir. Denetimle birlikte yargı alanı genişletilmiş, düzenleyici ve denetleyici kurumlar bu yargı alanına tabi kılınmıştır. Bu itibarla ...’nın Sayıştay tarafından yapılan yargısal denetime tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

Esasa ilişkin yapılan incelemede;

... tarih ve ... sayılı Kurul Kararı ile Kurul başkan ve üyelerine konut tahsis katkısı ödenmesine karar verilmiş ve bu karara istinaden ödeme yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca, ... tarih ve ... sayılı Kurul Kararı ile ödenmekte olan net konut tahsis katkısı tutarlarının, söz konusu tutarların belirlendiği tarihten o güne kadar yapılan kamu görevlileri maaş ve enflasyon farkı zamları dikkate alınarak ... tarihinden geçerli olmak üzere kurul başkanı ve üyeler için ... TL, başkan yardımcıları için ... TL, daire başkanları ve başkanlık müşavirleri için ... TL, müdürler için ise ... TL olarak ödenmesine ve bu tutarların işbu karar tarihinden sonra yapılacak kamu görevlileri maaş, ve enflasyon farkı zamlarının uygulanması suretiyle güncellenmesine; ... tarih ve ... sayılı Kurul Kararı ile ödenmekte olan net konut tahsis katkısı güncelleme işleminin ... tarihinden itibaren ... sayılı Kurul Kararı çerçevesinde devam ettirilmesine karar verilmiştir.

19.10.2005 tarih ye 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Kurum Personeli” başlıklı 92 nci maddesinin ikinci fıkrasında;

“Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personeli ücret, malî ve sosyal haklar dışında, diğer personel ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ’na tâbidir” denilmekte,

02.07.2018 tarih ve 703 sayılı KHK’nın 166 ncı maddesiyle değişik “ Ücretler, Mali ve diğer sosyal haklar” başlıklı 102 nci maddesinde ise;

“Kurul Başkanına en yüksek Devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler dâhil, malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. En yüksek Devlet memuruna ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı usul ve esaslara göre ödeme yapılır.

Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.

...

Kurul Başkan ve Üyelerine birinci fıkraya göre belirlenen ücretler tutarında, damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın, her ay tazminat verilir.” hükümleri yer almaktadır.

Anılan mevzuat hükümlerine göre; Kurul başkan ve üyelerine sosyal haklar çerçevesinde “konut tahsis katkısı” adı altında bir ödemenin Kurul kararıyla yapılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesinin (b) fıkrasında;

“b) (Değişik 14/4/2016-6704/30 md.) 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.

...

(Değişik ikinci fıkra:-12/7/2013-6495/73 md.) Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” denilmiştir.

Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılmış olan 161 Seri No.lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nin (E) bölümünde;

“3-15/1/2012 tarihinden sonra;

...

b) Düzenleyici ve denetleyici kurumlara kurul başkanı veya kurul üyesi olarak ilk defa veya yeniden atananların,

Mali ve sosyal hakları, 375 sayılı KHK ek 11’nci maddesi ve bu madde uyarınca yürürlüğe konulacak Bakanlar Kurulu Kararında yer alacak hükümlere ve belirlemelere göre tespit edilecektir." hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Kurum personeline yapılacak ödemelere ilişkin esaslar 5411 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinde düzenlenmesine rağmen, bu ödemelere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 11 inci maddesinin (b) fıkrası ile bir tavan getirilmiş, bu suretle önceki düzenlemeler yürürlükten kaldırılmıştır. Bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde; 15.01.2012 tarihinden sonra başkan ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan personele-uygulanacak ücret tavanının belirlenmesinde emsal alınacak devlet memuru kadroları belirlenmiş olup bunlar sırasıyla; Kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısıdır. Kurumun söz konusu personelinden, emsali burada sayılmış olanlara, emsalleri için “yapılması öngörülen ödemelerin" bir aylık net tutarı” sınırına uyularak ödeme yapılabileceği düzenlenmiştir. Ödeme olarak belirlenen kalemler dışında sağlanan hak ve yardımların parasal tutarlarının, ayrıca hesaplanarak yapılacak ödemelere eklenmesi, bu maddede belirlenmiş olan ödeme tavanının aşılması anlamına gelecektir. Ayrıca Ek 11 inci maddenin “b” fıkrasının son paragrafındaki “Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz” hükmü uyarınca 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 92 nci maddesine göre Kurulun bir ücret belirleme yetkisi kalmamıştır.

Dolayısıyla, 14.04.2016 tarih ve 6704 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile değiştirilen 375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesinin (b) fıkrası hükmü yürürlükte olduğu sürece 15.01.2011 tarihinden sonra kurum kadro ve pozisyonlarına atanan Kurul başkan ve üyelerine yapılan ödemelerin bu maddede yapılan belirlemelere göre tespit edilmesi gerekmektedir.

Bütün bunlarla birlikte, sosyal yardımların nelerden ibaret olduğu 657 sayılı Kanun’da sayılmış, konut tahsis yardımı olarak herhangi bir parasal ifadeye yer verilmemiştir. Müsteşar ve müsteşar yardımcısı için sosyal haklar kapsamında lojman tahsisi öngörülmüş ise de bu ayni bir haktır. Kurumun lojmanı varsa tahsis edilebilir ya da Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamında kiralama suretiyle tahsisi yapılabilir.

Nitekim, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’nun 2 nci maddesi ve Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 2 nci maddesi gereğince Kurulun ilgili Kanun ve Yönetmelik kapsamında olduğu dikkate alındığında, Yönetmelik’in 4/h bendinde yer alan; “Bütçelerinde yeterli ödeneğin bulunması kaydıyla, bağlı ve ilgili bulunulan Bakanlığın teklifi, Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Başbakanlıktan izin alınması suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının diğer personeli için konut kiralanabilir”, düzenlemesine dayanılarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü ve Cumhurbaşkanlığı’nın izni ile kurum personeline konut tahsisi yapılabilmektedir. Dolayısıyla, bu kapsamda Kurul başkan ve üyelerine ancak konut kiralanabilmesi mümkün olup, nakit ödeme yapılması mümkün değildir. Ayrıca, konut kiralanması için 2021 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığından bir görüş ve Cumhurbaşkanlığından bir izin alınmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan 30.06.2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin “Taşınmaz Edinilmesi ve Kiralanması” başlıklı bölümünde, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yurt içinde ve dışında hiçbir surette hizmet binası, lojman, her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa ve arazi satın alınmayacağı, kamulaştırılmayacağı, yeni kiralama yapılmayacağı ve yeni inşaata başlanmayacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere söz konusu genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının lojman kiralamalarına da tasarruf tedbirleri kapsamında izin verilmemektedir.

Temyiz dilekçesinde ve konunun sözlü savunmasında; ... Kurumu 2018 yılı hesabının yargılanması sonucu düzenlenen 141 sayılı Asıl İlamın 4’üncü maddesi ile işbu İlama konu hususların aynı olduğu, 2018 yılına ilişkin asıl ilam ile sorgunun tesis edildikleri tarihlerde yürürlükte olan mevzuatın aynı olduğu (bu dönemde inceleme konusuna ilişkin herhangi bir mevzuat değişikliğinin söz konusu olmadığı), “Konut tahsis katkısı” adı altında yapılan ödemelerin hukuka uygunluğuna dair karar ile 2018 yılına ilişkin asıl ilamın kesinleştiği hususları bir arada değerlendirildiğinde, Kurul Başkan ve üyelerine “konut tahsis katkısı” adı altında yapılan ödemelerin mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmasının; hukuki güvenlik ve eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle söz konusu hususta kamu zararı oluşmadığı iddia edilmekte ise de, 2018 yılına ilişkin 08.06.2022 tarih ve 52027 tutanak sayılı Temyiz Kurulu İlamında “... 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen 195 sayılı Ek İlam ile verilen tazmin hükmünün bozulmasına ve yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren daireye gönderilmesine “ denilmek suretiyle ilgili dosya dairesine tevdii edilmiştir. Dolayısıyla kesinleşmiş bir karar mevcut bulunmamaktadır.

Bu itibarla, 19 sayılı İlamın 1. maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, (…. Daire Başkanı ... ile Üyeler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğuyla,

6085 sayılı Kanunun 57 nci maddesi gereği bu kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,

Karar verildiği 22.11.2023 tarih ve 56114 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Karşı oy gerekçeleri:

…. Daire Başkanı ... ile Üyeler ..., ..., ... ve ...’ın karşı oy gerekçesi;

19.10. 2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Kurum personeli” başlıklı 92 nci maddesinin ikinci fıkrasında; “Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personeli ücret, malî ve sosyal haklar dışında, diğer personel ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbidir.” hükmü,

Kanunun “Ücretler mali ve diğer sosyal haklar” başlıklı 102 nci maddesi birinci fıkrasında; “Kurul Başkanına en yüksek Devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. En yüksek Devlet memuruna ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı usûl ve esaslara göre ödeme yapılır.” hükmü, ikinci fıkrasında ise; “Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.” hükmü yer almaktadır. (2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nin 166 ncı maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Başbakanlık Müsteşarı” ibaresi “en yüksek Devlet memuru” ve “Başbakanlık Müsteşarına” ibaresi “En yüksek Devlet memuruna” şeklinde değiştirilmiştir.)

375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise;

“b) (Değişik: 14/4/2016-6704/30 md.) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı, başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.” hükmü ile aynı maddenin son fıkrasında; “(Değişik ikinci fıkra: 12/7/2013-6495/73 md.) Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeler doğrultusunda; düzenleyici ve denetleyici kurumların kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı ve kurul üyelerinin de dahil olduğu personele ödenen maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan tüm ayni ve nakdî ödemelere, emsali kadrolar gösterilmek suretiyle sınırlama getirilerek ücret tavanı belirlenmektedir. 375 sayılı KHK’nın Ek 11(b) maddesinde yapılan bu düzenlemeyle, sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan ödemelerin ayni ve nakdi ödemeler şeklinde belirtilmek suretiyle iki ayrı unsuru içerdiği, dolayısıyla, kurum kadrolarının emsali olarak belirlenen kadrolar için öngörülen ödemeler arasında maaş, aylık, ücret gibi ödemeler dışında ayni ve nakdi sosyal hak ve yardım ödemelerinin de yer aldığı görülmektedir.

Diğer yandan, 5411 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 102 nci maddesiyle de, “Kurul başkanına en yüksek Devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir” denilerek, en yüksek Devlet memuru için belirlenen haklardan sadece mali hakların değil, sosyal hakların da bir tutar olarak aylık ücret tavanının hesabında dikkate alınması gerektiği; 375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesinde yer alan;” Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmüyle ise, Kurul başkanı ve Kurul üyelerinin mali haklarının belirlenmesinde esas alınan bahsi geçen 5411 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrasının, 375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesi (b) bendi ile belirlenen sınırlamalara aykırı olması durumunda uygulanamayacağı anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Sosyal Haklar ve Yardımlar” başlıklı bölümünde Devlet memurlarının faydalanabileceği ayni ve nakdi ödemeleri içeren sosyal hak ve yardımlar arasında “Devlet memurları için konut” başlığı altında konut yardımına yer verildiği görülmektedir. Bu kapsamda, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’na dayanılarak çıkarılan Kamu Konutları Yönetmeliği’ne ekli “Özel Tahsisli Konutlar” başlıklı Ek-I sayılı cetvelde Müsteşarlar, “Görev Tahsisli Konutlar” başlıklı Ek-II sayılı cetvelde ise Bakanlık Müsteşar Yardımcısına; yani 375 sayılı KHK’nın Ek 11 inci maddesi doğrultusunda Kurul Başkanı ve Kurul üyesi için emsali olarak gösterilen (Bakanlık Müsteşarı ve Bakanlık Müsteşar Yardımcısı) kadrolara görevde bulundukları süre boyunca lojman tahsis edileceği düzenlenmektedir. Dolayısıyla bu düzenleme de dikkate alındığında, emsali Devlet memuru kadrolarına yasal düzenlemeler çerçevesinde ayni olarak verilmekte olan sosyal bir hakkın, Kurul Başkan ve üyelerine nakdi olarak “konut tahsis katkısı” adı altında ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı düşünülmektedir. Ayrıca Maliye Bakanlığı tarafından verilen görüşte; lojman tahsis edilmeyip kendilerine konut kiralanacak müsteşar yardımcıları için ödenecek aylık kira tutarı da bildirilmiştir. Yapılacak ödeme nakdi ve ayni tüm tutarları içerdiğinden, güncellenmiş kira bedellerinin ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Bütün bunlarla birlikte, 2021/14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde, “Taşınmaz Edinilmesi ve Kiralanması” başlıklı bölümünde kamu kurum ve kuruluşları tarafından lojman ve bunlarla ilgili arsa ve arazi satın alımı, yeni kiralamalar ve yeni inşaat yapımı ile ilgili izin verilmeyeceği düzenlenmişse de; söz konusu uygulamanın 2008’de alınan Kurul Kararına dayanılarak başlanılan ve izleyen yıllarda da Kurul kararı ile güncelleme yapılarak ödenmesine devam eden süregelen bir uygulama olduğu göz önüne alındığında, lojman satın alımı veya Kurul adına herhangi bir kiralama yapılması söz konusu değildir.

Bu gerekçelerle, 19 sayılı İlamın 1. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA karar verilmesi gerekir.

Üyeler ... ve ...’ın karşı oy gerekçesi;

Kurul Başkan ve üyelerine "konut tahsis katkısı'' adı altında yapılan ödemelere ilişkin olarak;

2011 ve 2012 yıllarında söz konusu ödemelerin mevzuata uygun olduğuna karar verilmiş olması,

- 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin hesap denetimlerinde, anılan ödemelerin sorgu konusu yapılmaması,

2018 yılına ilişkin hesap denetiminde, Kurul Başkan ve üyeleri ile aynı hukuki durumda bulunan Kurum personeline 'konut tahsis katkısı' adı altında yapılan ödemelerin mevzuata uygun olduğuna karar verilmiş olması,

- 2018 yılına ilişkin hesap denetiminde, Kurumda 15.01.2012 tarihinden sonra Kurul Başkanı ve Kurul üyeliği kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atananlara 'konut tahsis katkısı' adı altında yapılan aynı mahiyetteki ödemelere ilişkin 27.10.2021 tarih ve 195 sayılı ek ilamdaki tazmin hükmünün, Temyiz Kurulunun 08.06.2022 tarih ve 52027 tutanak sayılı kararıyla, hukuki güvenlik ilkesi gereğince tazmin hükmü verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile bozulmuş olması karşısında, Kurul Başkan ve üyelerine "konut tahsis katkısı'' adı altında yapılan ödemeler nedeniyle verilmiş olan tazmin hükmünün, sorumlular üzerinden KALDIRILMASINA karar verilmesi gerekir.

Üye ...’un karşı oy gerekçesi;

Kurul Başkan ve Üyelerine konut tahsis katkısının ödenebilmesi açısından “Kaldırma” yönündeki azınlık görüşüne iştirak etmekle birlikte;

19.10. 2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Kurum personeli” başlıklı 92’nci maddesinin ikinci fıkrasında; “Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personeli ücret, malî ve sosyal haklar dışında, diğer personel ise her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbidir.” hükmü,

Kanun’un “Ücretler mali ve diğer sosyal haklar” başlıklı 102’nci maddesi birinci fıkrasında; “Kurul Başkanına en yüksek Devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. En yüksek Devlet memuruna ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı usûl ve esaslara göre ödeme yapılır.” hükmü, ikinci fıkrasında ise; “Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.” hükmü yer almaktadır (02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nin 166’ncı maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Başbakanlık Müsteşarı” ibaresi “en yüksek Devlet memuru” ve “Başbakanlık Müsteşarına” ibaresi “en yüksek Devlet memuruna” şeklinde değiştirilmiştir).

375 sayılı KHK’nin Ek 11’inci maddesi birinci fıkrasının (b) bendinde ise;

“b) (Değişik: 14/4/2016-6704/30 md.) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı, başkan yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.” hükmü ile aynı maddenin son fıkrasında; “(Değişik ikinci fıkra: 12/7/2013-6495/73 md.) Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeler doğrultusunda; düzenleyici ve denetleyici kurumların kadro ve pozisyonlarına 15.01.012 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden atanan kurul başkanı ve kurul üyelerinin de dahil olduğu personele ödenen maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan tüm ayni ve nakdî ödemelere, emsali kadrolar gösterilmek suretiyle sınırlama getirilerek ücret tavanı belirlenmektedir.

Daire İlamında; mevzuatında tanımlanan “en yüksek Devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücretin” tutarı ile Kurul başkan ve üyelerine konut tahsis katkısı olarak yapılan ödemenin mevzuatında tanımlanan emsal ücreti/ücret tavanını geçip geçmediği hususlarında bir değerlendirme yapılmadığı ve emsal kadrolara yapılan konut tahsisinin tavan ücret değerlendirmesinde dikkate alınamayacağından bahisle söz konusu konut tahsis katkısının tümüne kamu zararı denildiği anlaşılmaktadır.

Daire İlamında;

“Anılan hükümler çerçevesinde; 15.01.2012 tarihinden' sonra başkan ve üye kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan personele-uygulanacak ücret tavanının belirlenmesinde emsal alınacak devlet memuru kadroları sırasıyla; Kurul başkanı için bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısıdır. Kurumun söz konusu personelinden, emsali burada sayılmış olanlara, emsalleri için “yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık net tutarı” sınırına uyularak ödeme yapılabileceği düzenlenmiştir. Ödeme olarak belirlenen kalemler dışında sağlanan hak ve yardımların parasal tutarlarının, ayrıca hesaplanarak yapılacak ödemelere eklenmesi, bu maddede belirlenmiş olan ödeme tavanının aşılması anlamına gelecektir.

Ayrıca sosyal yardımların nelerden ibaret olduğu 657 sayılı Kanun’da sayılmış, konut tahsis yardımı olarak herhangi bir parasal ifadeye yer verilmemiştir. Müsteşar ve müsteşar yardımcısı için sosyal haklar kapsamında lojman tahsisi öngörülmüş ise de bu, ayni bir haktır. Kurumun lojmanı varsa tahsis edilebilir ya da Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamında kiralama suretiyle tahsis yapılabilir. Müsteşar ve müsteşar yardımcısına sağlanan kamu lojmanının, rakamlaştırılıp bir maaş unsuru olarak doğrudan personele konut tahsis yardımı olarak ödenmesine yönelik bir uygulamadan bahsedilmediği gibi, bu hakkın hiçbir surette nakdi yardıma dönüştürülmesi de mümkün değildir.” denilmek suretiyle,

Kurul Başkan ve Üyelerine ödenen konut tahsis katkısının tamamı doğrudan kamu zararı kabul edilmiştir. Halbuki, emsal kadronun sosyal yardım kapsamında faydalandığı konut tahsisinin tavan ücret hesaplanmasında dikkate alınması ve Kurul Başkan ve Üyelerine ödenen konut tahsis katkısının, belirtilen şekilde hesaplanan tavan ücreti aşıp aşmadığının tespit edilmesi mevzuatına uyarlı olacaktır.

Bu itibarla, konut tahsis katkısı olarak yapılan ödemenin tavan ücreti aşıp aşmadığının incelenmesini ve aşan kısım varsa bu tutarın kamu zararı olarak değerlendirilmesini temin için tazmin hükmünün BOZULARAK dosyanın Dairesine tevdiine karar verilmesi gerekir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?