KARAR

Sosyal güvenli primi

…..Belediyesi tarafından sözleşmeli personele ödenen sosyal denge tazminatlarından sosyal güvenlik primlerinin kesilmemesi sonucu ….. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak;

5393 sayılı Belediye Kanununun “Norm kadro ve personel istihdamı” başlıklı 49 uncu maddesinin beşinci fıkrasında; sözleşmeli personel hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümlerin uygulanacağı, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasında ise; sözleşmeli personelin, işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olduğu ve bunlar hakkında 6/6/1978 tarihli ve 15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş olan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların uygulanacağı belirtilmektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Sigortalı sayılanlar” başlıklı 4 üncü maddesinde; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar anılan maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sigortalı çalışan olarak ifade edilmiştir.

Aynı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80 inci maddesinde;

“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

a) Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.

b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.” hükümlerinin yer aldığı görülmektedir.

Anılan Kanunun “Prim oranları ve Devlet katkısı” başlıklı 81 inci maddesinin (a) bendinde; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının, sigortalının prime esas kazancının % 20’sinden oluştuğu, bunun % 9’unun sigortalı, % 11’inin ise işveren hissesine ait olduğu; (f) bendinde ise genel sağlık sigortası priminin, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın %12,5’inden oluştuğu, bu primin % 5’inin sigortalı, % 7,5’inin ise işveren hissesine ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre; sözleşmeli personele yapılan sosyal denge tazminatlarından sosyal güvenlik primlerinin kesilmesi gerekmektedir. Sözleşmeli personelin sigorta mevzuatı bakımından 4-A statüsünde nitelendirildiği, hizmet akdi ile çalıştırılan sözleşmeli personele anılan madde hükmünde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulacağı ifade edilmektedir.

Yapılan incelemede, sözleşmeli personele yapılan sosyal denge tazminatı ödemelerinden sosyal güvenlik primlerinin kesilmemesi sonucu kamu zararına neden olunduğu görülmüştür.

Sorumlular savunmalarında özetle; sosyal güvenlik prim kesintilerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğu, Sosyal Güvenlik Prim kesintilerinin ilgili kurum bütçesine dahil edildiğinden tahakkuk ettirilmemesi gerektiği, …..Belediyesi bütçesi bakımından kamu zararı oluşturmayacağı ancak bu konunun Sosyal Güvenlik Mevzuatı yönünden gerekli işlemlerin yapılması için Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılmasına karar verilebileceği hususunun sabit olduğu, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartında sosyal denge sözleşmesinin uygun olduğu, sözleşmede yer almayan kesintilerin yapılmayacağı yönünde kararlar verildiği, ILO Sözleşmelerine göre tarafların serbest iradeleriyle imzalanan sözleşmelerin geçerli olduğu, Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına ilişkin sözleşmede; çalışanlar ve işverenlerle bunlara ait örgütler kendilerine tanınmış olduğu hakları kullanmada, diğer kişiler veya örgütlenmiş topluluklar gibi yasalara uymak zorunda olduklarını yasaların öngörülen güvencelere zarar verecek şekilde uygulanamayacağı da bilinen bir husus olduğu ve tüm bu sebeplerle kamu zararından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Kamu zararı” başlıklı 71 inci maddesinde;

“(Değişik birinci fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

f) (Mülga: 22/12/2005-5436/10 md.)

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

Esas alınır.

…” hükmünün yanı sıra aynı kanunun “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde;

“…

g) Kamu kaynakları: Borçlanma suretiyle elde edilen imkânlar dahil kamuya ait gelirler, taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü değerleri,

…” denilmektedir.

Sosyal güvenlik kişi payının kesilmemesi sonucunda kamu kaynağının toplamında artışa engel olunduğu görülmektedir. Belediye bünyesinde çalışan personelin ödemelerinin belediye bütçesinden yapıldığı dikkate alındığında kesintilerin ve tahakkuklarında belediye tarafından yapılması gerekmektedir.

Sözleşmeli personele ödenen sosyal denge tazminatlarından sosyal güvenlik primlerinin kesilmemesi sonucu kamu zararına sebebiyet verildiği açıktır. Oluşan kamu zararından, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 32 ve 33 üncü maddeleri gereğince ödeme emri ve eki belgelerinde imzası bulunan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlileri sorumludur.

Bu itibarla; …. Belediyesi tarafından sözleşmeli personele ödenen sosyal denge tazminatlarından sosyal güvenlik primlerinin kesilmemesi sonucu oluşan ve ayrıntılı hesabı aşağıda tabloda gösterilen …. TL kamu zararının;

…. TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) ….. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…) ….’a,

…. TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) ….. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…) ….’a,

…. TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) ….. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…) ….’a,

…. TL’sinin Harcama Yetkilisi (…..) ….. ve Gerçekleştirme Görevlisi (…) ….’a,

müştereken ve müteselsilen,

6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,

İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

…. Belediyesi tarafından sözleşmeli personele ödenen sosyal denge tazminatlarından sosyal güvenlik primlerinin kesilmemesi hususunda Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılmasına gerek bulunmadığına oybirliğiyle karar verildi.


Kararla ilgili sorunuz mu var?