KARAR

İdarenin personeli ile yürütmesi gereken asli ve sürekli hizmeti olan sağlık hizmetlerine ilişkin, mevzuata aykırı olarak ve personel istihdamını doğuracak şekilde doğrudan temin usulü ile sağlık hizmetleri danışmanlık hizmet alımı gerçekleştirilmesi:

İdarenin personeli ile yürütmesi gereken asli ve sürekli hizmeti olan sağlık hizmetlerine ilişkin, mevzuata aykırı olarak ve personel istihdamını doğuracak şekilde doğrudan temin usulü ile sağlık hizmetleri danışmanlık hizmet alımı gerçekleştirilmesi ve danışmanlık alınan kişinin emekli olduktan sonra idarede görev alamamayacağına ilişkin mevzuatta belirtilen süreye uyulmaması suretiyle kamu zararına neden olunduğu iddiasına ilişkin yapılan incelemede;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “D. Kamu Hizmeti Görevlileriyle İlgili Hükümler” bölümünün “Genel İlkeler” başlıklı 128’inci maddesinde;

“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir…” denilmektedir.

Anayasa’nın bu hükmüne istinaden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yürürlüğe konulmuştur.

Mezkûr Kanun’un istihdam şekillerini düzenleyen 4’üncü maddesinde ise;

“Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.

A) Memur: Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır…” denilmiş ve maddenin devamında memur, sözleşmeli personel ve işçi şeklinde üç adet istihdam şekli sayılmış ve açıklanmış, geçici personel istihdamını açıklayan fıkra mülga edilmiştir.

Ayrıca Kanun’un “Dört İstihdam Şekli Dışında Personel Çalıştırılamayacağı” başlıklı 5’inci maddesinde;

“Bu Kanuna tabi kurumlar, dördüncü maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Danışmanlık Hizmetleri” başlıklı 48’inci maddesinin birinci fıkrasında;

“Mimarlık ve mühendislik, etüt ve proje, harita ve kadastro, her ölçekte imar planı, imar uygulama, ÇED raporu hazırlanması, plan, yazılım geliştirme, tasarım, teknik şartname hazırlanması, denetim ve kontrolörlük gibi teknik, mali, hukuki veya benzeri alanlardaki hizmetler, danışmanlık hizmet sunucularından alınır.

Danışmanlık hizmetleri, bu bölümde yer alan hükümlere uygun olarak sadece belli istekliler arasında ihale usulü ile ihale edilir. Ancak yaklaşık maliyeti 13’üncü maddenin (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde hizmet alımları için öngörülen üst limit tutarının dört katının altında kalan danışmanlık hizmetleri, hizmet alımı ihalesiyle gerçekleştirilebilir.”,

“Doğrudan Temin” başlıklı 22’nci maddesinde;

“Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir:

a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.



Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu maddede sayılan yeterlik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir.”,

22.08.2009 tarih 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu İhale Genel Tebliği’nin “İhtiyacın Gerçek veya Tüzel Tek Kişiden Temini” başlıklı 22.2 numaralı bölümünde ise;

“İdareler, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (a) bendinin uygulamasında mal ve hizmet alımlarında, 4734 Sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (a), (b), (c) Bentleri Kapsamında Tek Kaynaktan Temin Edilen Mallara/Hizmetlere İlişkin Formu (KİK022.0/M ve KİK021.0/H) kullanarak ihtiyacın neden sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğini detaylı olarak yazacak, fiyat araştırması yapacak, ihtiyaç konusu malın veya hizmetin niteliklerini tarif edecek ve bu hususlara ilişkin bütün belgeleri standart forma ekleyeceklerdir. Ayrıca, bir taahhüt kapsamında; taahhüt konusu sözleşme veya şartnamede yer alan hükümler nedeniyle belli bir marka veya modelli malın alınmasının zorunlu olduğu hallerde, 4734 sayılı Kanunun 22’nci maddesinin (a) bendinin uygulanması mümkün bulunmaktadır.”

Hükümleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ancak ihale usulleri ile danışmanlık hizmeti alınabilir. Doğrudan temin ise bir ihale usulü değil, Kanun’da belirtilen limitler dahilinde bir ihalesiz alım yöntemidir.

Ayrıca bir ihtiyacın 4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (a) bendi kapsamında belirli bir kişiden temin edilebilmesi için, Kamu İhale Genel Tebliği’nde belirtilen “Tek Kaynaktan Temin Edilen Mallara/Hizmetlere İlişkin Form” kullanılarak ihtiyacın neden sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceği detaylı olarak belirtilmeli ve fiyat araştırması yapılmalıdır.

Yapılan incelemede; Sağlık Hizmetleri Danışmanlığı konusunda …’dan 4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (a) bendi kapsamında doğrudan temin usulü ile danışmanlık hizmeti alımı yapıldığı görülmüştür.

Söz konusu hizmet alımı için düzenlenen “Tek Kaynaktan Temin Edilen Hizmetlere İlişkin Form”da ihtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin gerekçesi olarak “... Belediye Başkanı …’e belediye sağlık hizmetleri ve bu çerçevedeki faaliyetlerinin idamesi konularında danışmanlık desteğinin gerek tecrübe gerekse de uzmanlık gerektirmesi sebebiyle alım yapılma kararı alınmıştır. Ayrıca alım yapılacak kişinin daha önceki yıllarda Belediye bünyesinde üst yönetimde görev almış olması da tercih edilmesini kolaylaştırmıştır.” denilmiş ve “Fiyat Araştırması” olarak da “... Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 2019 yılı için yapılan Basın Yayın Danışmanlığı piyasa fiyat araştırması (07/02/2019 tarih 5725621-660 sayı) sonucunda 18.350,00 TL belirlenmiştir.” denilmiştir.

Ancak piyasadaki birçok kişinin sağlık hizmetleri alanında tecrübe ve uzmanlığa sahip olduğu göz önüne alındığında, sağlık hizmetleri danışmanlık hizmeti kapsamında ortaya konulan ihtiyacın, sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceği somut gerekçelere dayanmamaktadır.

Ayrıca söz konusu danışmanlık hizmet alımında İdarenin Destek Hizmetleri Müdürlüğünün 2019 yılındaki çok farklı bir iştigal alanında olan basın yayın danışmanlığı tutarının fiyat araştırması olarak ortaya konulması, fiyatın da sağlıklı bir şekilde belirlenmediğini göstermektedir.

4734 sayılı Kanun’un 48’inci maddesine göre sayılan konularda işin kapsamlı ve karmaşık olması, özel uzmanlık gerektirmesi durumunda ilgili konuda yalnızca belli istekliler arasında ihale usulü veya mevzuattaki şartları sağlıyorsa hizmet alım ihalesi yoluyla danışmanlık hizmeti almaları gerekmektedir. Bu yönüyle bakıldığında da söz konusu alımın 4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (a) bendinde belirtilen şekilde doğrudan temin yöntemi ile yapılması uygun değildir. Kaldı ki alınan danışmanlık hizmeti zaten özel ve sepesifik bir konuda değil, genel niteliktedir.

Söz konusu hususlara ilave olarak, İdarenin sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık İşleri Müdürlüğü bulunmakta ve faaliyetlerine devam etmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere İdare asli ve sürekli görevlerini memurlar ve diğer kamu görevlileri vasıtasıyla gerçekleştirmesi gerektiğinden sağlık hizmetlerine ilişkin danışmanlık desteği de ilgili müdürlükçe sağlanabilir niteliktedir.

Danışmanlık hizmet alımı yapılan ..’nın 01.01.2021 tarihinde İdareden emekli olduktan sonra, kendisi ile sağlık hizmetleri danışmanlığı konusunda doğrudan temin sözleşmesi imzalandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla emekli olmadan önce yürüttüğü hizmeti emekli olduktan sonra danışmanlık hizmet alımı yoluyla devam ettirmiş olmasından da anlaşılacağı üzere kamu görevlisi eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na aykırı olarak hizmet alımı yapılmıştır.

2531 sayılı Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’un Kapsam başlıklı 1’inci maddesinde;

“Bu Kanun, genel bütçeye dahil daire, kurum ve kuruluşlar ile katma bütçeli idarelerde, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan fonlarda, belediyelerde, özel idarelerde 12 Mart 1964 gün ve 440 sayılı ve 12 Mayıs 1964 gün ve 468 sayılı Kanunlar kapsamına giren kuruluşlarda, sermayesinin yarısından fazlası ayrı ayrı veya birlikte Hazinece veya yukarıdaki daire, idare, kurum ve kuruluşlarca karşılanan yerlerde aylık, ücret veya ödenek almak suretiyle görev yapmış olanlar hakkında uygulanır.”,

Yasak ve süresi başlıklı 2’nci maddesinde ise;

“Birinci madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar.”

Hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümler doğrultusunda; 01.01.2021 tarihinde idareden emekli olan …’nın emekliye ayrılığı tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulunduğu Belediye’ye karşı, emekliye ayrıldığı tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o Belediyedeki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda herhangi bir şekilde (ihale veya doğrudan temin yoluyla) doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alarak taahhütte bulunması mevzuata açıkça aykırıdır.

Sorumlular duruşma esnasında her ne kadar …’nın emeklilik tarihinin üzerinden iki yılı aşkın sürenin geçtiğini belirtmişler ise de; emeklilik tarihinin 01.01.2021 olduğu göz önüne alındığında, 2022 yılı içinde yapılan söz konusu hizmet alımı kapsamındaki ödemeler açısından yukarı alınan mevzuatta belirtilen sürelerin dolmadığı aşikardır.

Savunmalarda ayrıca koronavirüs ile mücadele kapsamında Sağlık Bakanlığınca çıkarılan genelgelerde emekli olmaya ilişkin yasakların düzenlendiği belirtilmiş ise de ilgili yazılarda Sağlık Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında görevli personeline ilişkin düzenlemelerin yer aldığı anlaşılmış olup, belediye personeli tarafından sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin böyle bir düzenleme söz konusu değildir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Kamu Zararı” başlıklı 71’inci maddesinde;

“Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;



g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

Esas alınır.” denilmektedir. Bu bağlamda, 4734 sayılı Kanunu’nun 22’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan Sağlık Hizmetleri Danışmanlık Hizmet alımı kapsamında ortaya çıkan ödemeler mevzuatında öngörülmeyen ödemelerdir. Dolayısıyla, bu ödemeler kamu zararına neden olmuştur.

Oluşan kamu zararında; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 32 ve 33’üncü maddeleri gereğince ödeme emri ve eki belgelerinde imzası bulunan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin sorumluluğu bulunmaktadır.

Dolayısıyla, sorgu konusu kamu zararından yukarıda ele alınan mevzuatta ifade edildiği üzere harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri ile birlikte Doğrudan Temin Onay Belgesi onaya sunan … (Uzman), söz konusu belgeyi onaylayan .. (Sağlık İşleri Müdür V.), … (Belediye Başkan Yrd.), … (Belediye Başkan Yrd.) ve … (Belediye Başkanı) sorumlulukları bulunmaktadır. …’in (Sağlık İşleri Müdür V.) doğrudan temin sözleşmesini imzalayan olması açısından da ayrıca sorumluluğu söz konusudur.

Yukarıda yapılan açıklamalar itibariyle; mevzuata aykırı olarak yapılan Sağlık Hizmetleri Danışmanlık Hizmet Alımı kapsamında yapılan ödemeler sonucunda sebep olunan toplam … TL kamu zararının;sorumlularına

müştereken ve mütelsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereğince hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile ödettirilmesine, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesi uyarınca İşbu İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

Ayrışık Görüşler:

(Daire Başkanı …’ün karşı görüşü: 2531 sayılı Kanun hükümlerine aykırı sözleşme düzenlenmiş ise de sözleşme hükümleri taraflarca karşılıklı olarak icra edilerek yerine getirilmiştir. Bahsi geçen kişiden alınan hizmet karşılığında ödeme yapılmış olup, kamu kaynağında bir azalış söz konusu değildir. Hukuka aykırı işlem nedeniyle uygulanması gereken müeyyide cezai veya idari soruşturma veya kovuşturma neticesinde belirlenecek bir husus olup, 5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesinde tanımlanan “Kamu Zararı” kapsamında bir hüküm tesis etmek mümkün değildir. Dolayısıyla ilişilecek husus bulunmadığı yönünde karar verilmesi gerekir.)


Kararla ilgili sorunuz mu var?