Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 8. Daire Kararı
Karar Tarihi:
5/18/2023
Karar No:
125
Esas No:
286
KARAR
Yönetim kurulu üyeliği ücreti
… Genel Müdürlüğü (…) yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Genel Müdür Vekili …’a, yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi nedeniyle … TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin olarak;
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Yönetim kurulu” başlıklı 7’nci maddesinde, yönetim kurulunun bir başkanla beş üyeden oluştuğu ve büyükşehir belediye başkanının, genel müdür ile genel müdür yardımcılarından hizmette en eski olanının, hizmette eşitlik halinde yaşlı bulunanın yönetim kurulunun tabii üyesi olduğu, yönetim kurulunun diğer üç üyesinin ise büyükşehir belediye başkanının teklifi ve Çevre ve Şehircilik Bakanının onayı ile atanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, genel müdürün büyükşehir belediye başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.
28.03.1988 tarih ve 318 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 2’nci maddesinde; ilgili kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan ve yönetim kurulları ile idare edilen kanunla kurulu teşebbüs ve kurumların yönetim kurulu üyesi genel müdür ve genel müdür yardımcılarına kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim kurulu üyeleri için öngörülen miktarda ücret ve ek ödemede bulunulacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 2018 yılı ve sonraki yıllarda uygulanacak ücretlerinin tespitine ilişkin 11.04.2020 tarihli ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Bazı kurum ve kuruluşlarda 2018 yılı yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelik ücretleri” başlıklı 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrasında, yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ile denetçiliğe vekâlet edilmesinde herhangi bir ödeme yapılamayacağı belirtilmektedir.
Yargılamaya esas raporda, …’de Genel Müdür Yardımcısı kadrosunda görev yapmakta olan …’ın Genel Müdürlüğe vekâlet etmesi nedeniyle … Yönetim Kurulu üyeliğine de vekâlet ettiği bu nedenle de 11.04.2020 tarih ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrası hükmü nedeniyle yönetim kurulu üyeliği ücreti almaması gerektiği iddia edilmiştir.
Ancak, 2560 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi hükmü gereğince … Genel Müdürü, … Yönetim Kurulunun doğal üyesidir. Diğer bir ifade ile … Genel Müdürlüğü görevini yürüten kamu görevlisi bu görevin gereği olarak ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın … Yönetim Kurulu üyeliği görevini de iktisap etmiş olmaktadır. Bu kapsamda yasal düzenlemeler … Genel Müdürlüğü görevinin asalaten ya da vekâleten yürütülmesi konusunda da bir ayrım yapmamaktadır. Kaldı ki işin doğası da bunu gerektirir. Zira, gerek istikrar kazanmış yargısal içtihatlarda gerekse öğretide ifade edildiği şekliyle idari işlem tesis etme yetkisi hangi kamu görevlisine verilmiş ise onun tarafından kullanılması kural olmakla birlikte, kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi gereği, yetkili kamu görevlisinin görev başında bulunamaması durumunda onun yetkilerinin kullanılmasını sağlamak amacıyla bu ilkeye bir istisna getirilmiş ve vekâlet müessesesi kabul edilmiştir. (Metin GÜNDAY, İdare Hukuku 10. Baskı Sf. 141) Vekil, asılın sahip olduğu tüm hak ve yetkilere sahip olup, bunları kullanabilir. (Ramazan ÇAĞLAYAN, İdare Hukuku Dersleri, 5. Baskı Sf. 346) “…Vekilin, vekâlet ettiği görevin yetki ve sınırları içinde kalmak şartıyla asılın bütün hak ve yetkisine sahip olduğu vekâlet kurumunun niteliği gereğidir.” (Danıştay 11. D. 1995/2828E, 1995/2794K, 25.10.1995 T.)
Kaldı ki, ödeme evraklarının incelenmesinde, …’a, Genel Müdürlük görevini ifa etmeye başladığı … tarihinden, Eski Genel Müdür …’ın emekli olduğu tarihe kadar yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmediği, diğer bir ifadeyle Genel Müdürlük kadrosu boşaldıktan sonra adı geçenin yönetim kurulu üyeliği ücreti almaya başladığı anlaşılmıştır.
Buna göre, boş kadro durumunda olan Genel Müdürlük görevini fiilen yürüten …’a bu görevin tabii bir sonucu olarak Yönetim Kurulu üyeliği ücreti ödenmesi nedeniyle kamu zararına sebebiyet verilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlık konusu edilen … TL hakkında ilişilecek bir husus bulunmadığına, Başkan … ile Üye …’ın karşı oyu ile ve oy çokluğuyla karar verildi.
Başkan … ile Üye …’ın karşı oy gerekçesi;
“2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Yönetim kurulu” başlıklı 7’nci maddesinde, yönetim kurulunun bir başkanla beş üyeden oluştuğu ve büyükşehir belediye başkanının, genel müdür ile genel müdür yardımcılarından hizmette en eski olanının, hizmette eşitlik halinde yaşlı bulunanın yönetim kurulunun tabii üyesi olduğu, yönetim kurulunun diğer üç üyesinin ise büyükşehir belediye başkanının teklifi ve Çevre ve Şehircilik Bakanının onayı ile atanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, genel müdürün büyükşehir belediye başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.
28.03.1988 tarih ve 318 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 2’nci maddesinde; ilgili kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan ve yönetim kurulları ile idare edilen kanunla kurulu teşebbüs ve kurumların yönetim kurulu üyesi genel müdür ve genel müdür yardımcılarına kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim kurulu üyeleri için öngörülen miktarda ücret ve ek ödemede bulunulacağı hüküm altına alınmıştır.
İdare, sahip olduğu yetkileri Anayasa ve kanunlardan alır, diğer bir ifadeyle idare Anayasa ve kanunlarda yetkilendirilmediği alanlarda işlem ve faaliyette bulunamaz. İdare işlem tesis etme ve faaliyette bulunma yetkisini kanunun çizmiş olduğu sınırlar dahilinde, kısaca kanunlara aykırı olmayacak şekilde kullanmak zorundadır. Yetkiler kanundan kaynaklı ve kanuni sınırlar içerisinde geçerlidir. İdare hukukunda yetkili kişi ya da makam bu yetkiyi bizzat kullanmak zorundadır. Yetki sakatlıkları sonradan düzeltilemez. Yetkisi olmayan makam tarafından yapılan idari bir işlem daha sonra yetkili makam tarafından hukuka uygun hale getirilemez. Diğer bir ifadeyle, idari işlemin yetki unsurundaki hukuka aykırılık yetkili makam tarafından sonradan onay veya izin yoluyla giderilemez.
İdari işlemlerin hukuka uygun olarak kabul edilebilmesi için yetkili makam, organ, kişi ya da kişilerce yapılması gerekmektedir. İdari işlemler yalnızca idare adına yetkili idari makam, organ veya kişi/kişiler tarafından yapılabilir. Dolayısıyla yetki, ancak yürürlükteki mevzuatta belirlenmiş kişi ya da makamlar tarafından kullanılabilir. İdari işlemlerin mevzuatta belirtilen yetkili kişi ya da makamlarca yapılmaması durumunda söz konusu işlemler hukuka aykırı olacaktır.
2560 sayılı Kanun’un 11’inci maddesinde yer alan; “İSKİ Genel Müdürü İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanır.” hükmünün aynı Kanun’un Ek 5’inci maddesi çerçevesinde diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı açıktır. … Belediye Başkanının Çevre ve Şehircilik Bakanına ait olan atama yetkisini kullanması Anayasa ve kanunlara aykırıdır. Belediye Başkanının, …’ın Genel Müdürlüğe vekâleten atanmasına ilişkin teklifini Bakanlığa göndermesi ve Bakanlıktan onay gelmeden ilgilinin Genel Müdür olarak göreve başlaması ve adı geçene yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi idare hukuku açısından sakat bir uygulamadır. Dolayısıyla, 2021 yılı içinde …’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından asaleten veya vekâleten Genel Müdür olarak ataması yapılmadan, Belediye Başkanı tarafından Genel Müdür Vekili olarak görevlendirilmesi yetki aşımına sebebiyet vermiştir. Zira, Genel Müdür ve Vekil Genel Müdür atamalarında ve görevlendirmelerinde, yetki Bakanda olduğundan Bakan onayı olmadan vekâleten görevlendirme yapıp Genel Müdürlüğün özlük haklarının alınması ve yetkilerinin kullanılması yetki aşımı olup mevzuata aykırıdır.
Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 2018 yılı ve sonraki yıllarda uygulanacak ücretlerin tespitine ilişkin 11.04.2020 tarihli ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Bazı Kurum ve Kuruluşlarda 2018 Yılı Yönetim, Denetim ve Tasfiye Kurulu Üyelik Ücretleri” başlıklı 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrasında; yönetim kurulu başkan ve üyeleri, denetim ve tasfiye kurulu üyeleri ile denetçilerin, başka bir iş veya yerde geçici görevlendirilmeleri sebebiyle bu görevlerini fiilen yürütmeleri mümkün olmayanlar ile burada belirtilen görevlerinden uzaklaştırılanlara ücret ödemesi ve ek ödeme yapılamayacağı aynı zamanda yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ile denetçiliğe vekâlet edilmesinde de herhangi bir ödeme yapılamayacağı belirtilmektedir.
Diğer taraftan, … Belediye Başkanı … tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazılan … tarih ve … yazı, Genel Müdür Yardımcısı …’ın … Genel Müdürlüğüne vekâleten atanmasına ilişkin bir yazı olup asaleten atanmaya ilişkin bir teklif değildir. Dolayısıyla söz konusu görevlendirme yazısına Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından onay verilmiş olsa dahi verilen onay vekâleten görevlendirme onayı olacağı için ilgili mevzuat uyarınca adı geçene yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, …’de, Genel Müdürlüğe vekâlet ettiği için Yönetim Kurulu Üyeliğine de vekâlet eden Genel Müdür Yardımcısı …’a, mevzuata aykırı olarak yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesinden kaynaklanan toplam … TL kamu zararının Raporda adları belirtilen sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi gerekmektedir.”
… Genel Müdürlüğü (…) yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Genel Müdür Vekili …’a, yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi nedeniyle … TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin olarak;
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Yönetim kurulu” başlıklı 7’nci maddesinde, yönetim kurulunun bir başkanla beş üyeden oluştuğu ve büyükşehir belediye başkanının, genel müdür ile genel müdür yardımcılarından hizmette en eski olanının, hizmette eşitlik halinde yaşlı bulunanın yönetim kurulunun tabii üyesi olduğu, yönetim kurulunun diğer üç üyesinin ise büyükşehir belediye başkanının teklifi ve Çevre ve Şehircilik Bakanının onayı ile atanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, genel müdürün büyükşehir belediye başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.
28.03.1988 tarih ve 318 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 2’nci maddesinde; ilgili kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan ve yönetim kurulları ile idare edilen kanunla kurulu teşebbüs ve kurumların yönetim kurulu üyesi genel müdür ve genel müdür yardımcılarına kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim kurulu üyeleri için öngörülen miktarda ücret ve ek ödemede bulunulacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 2018 yılı ve sonraki yıllarda uygulanacak ücretlerinin tespitine ilişkin 11.04.2020 tarihli ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Bazı kurum ve kuruluşlarda 2018 yılı yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelik ücretleri” başlıklı 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrasında, yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ile denetçiliğe vekâlet edilmesinde herhangi bir ödeme yapılamayacağı belirtilmektedir.
Yargılamaya esas raporda, …’de Genel Müdür Yardımcısı kadrosunda görev yapmakta olan …’ın Genel Müdürlüğe vekâlet etmesi nedeniyle … Yönetim Kurulu üyeliğine de vekâlet ettiği bu nedenle de 11.04.2020 tarih ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrası hükmü nedeniyle yönetim kurulu üyeliği ücreti almaması gerektiği iddia edilmiştir.
Ancak, 2560 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi hükmü gereğince … Genel Müdürü, … Yönetim Kurulunun doğal üyesidir. Diğer bir ifade ile … Genel Müdürlüğü görevini yürüten kamu görevlisi bu görevin gereği olarak ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın … Yönetim Kurulu üyeliği görevini de iktisap etmiş olmaktadır. Bu kapsamda yasal düzenlemeler … Genel Müdürlüğü görevinin asalaten ya da vekâleten yürütülmesi konusunda da bir ayrım yapmamaktadır. Kaldı ki işin doğası da bunu gerektirir. Zira, gerek istikrar kazanmış yargısal içtihatlarda gerekse öğretide ifade edildiği şekliyle idari işlem tesis etme yetkisi hangi kamu görevlisine verilmiş ise onun tarafından kullanılması kural olmakla birlikte, kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi gereği, yetkili kamu görevlisinin görev başında bulunamaması durumunda onun yetkilerinin kullanılmasını sağlamak amacıyla bu ilkeye bir istisna getirilmiş ve vekâlet müessesesi kabul edilmiştir. (Metin GÜNDAY, İdare Hukuku 10. Baskı Sf. 141) Vekil, asılın sahip olduğu tüm hak ve yetkilere sahip olup, bunları kullanabilir. (Ramazan ÇAĞLAYAN, İdare Hukuku Dersleri, 5. Baskı Sf. 346) “…Vekilin, vekâlet ettiği görevin yetki ve sınırları içinde kalmak şartıyla asılın bütün hak ve yetkisine sahip olduğu vekâlet kurumunun niteliği gereğidir.” (Danıştay 11. D. 1995/2828E, 1995/2794K, 25.10.1995 T.)
Kaldı ki, ödeme evraklarının incelenmesinde, …’a, Genel Müdürlük görevini ifa etmeye başladığı … tarihinden, Eski Genel Müdür …’ın emekli olduğu tarihe kadar yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmediği, diğer bir ifadeyle Genel Müdürlük kadrosu boşaldıktan sonra adı geçenin yönetim kurulu üyeliği ücreti almaya başladığı anlaşılmıştır.
Buna göre, boş kadro durumunda olan Genel Müdürlük görevini fiilen yürüten …’a bu görevin tabii bir sonucu olarak Yönetim Kurulu üyeliği ücreti ödenmesi nedeniyle kamu zararına sebebiyet verilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlık konusu edilen … TL hakkında ilişilecek bir husus bulunmadığına, Başkan … ile Üye …’ın karşı oyu ile ve oy çokluğuyla karar verildi.
Başkan … ile Üye …’ın karşı oy gerekçesi;
“2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Yönetim kurulu” başlıklı 7’nci maddesinde, yönetim kurulunun bir başkanla beş üyeden oluştuğu ve büyükşehir belediye başkanının, genel müdür ile genel müdür yardımcılarından hizmette en eski olanının, hizmette eşitlik halinde yaşlı bulunanın yönetim kurulunun tabii üyesi olduğu, yönetim kurulunun diğer üç üyesinin ise büyükşehir belediye başkanının teklifi ve Çevre ve Şehircilik Bakanının onayı ile atanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, genel müdürün büyükşehir belediye başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.
28.03.1988 tarih ve 318 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 2’nci maddesinde; ilgili kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan ve yönetim kurulları ile idare edilen kanunla kurulu teşebbüs ve kurumların yönetim kurulu üyesi genel müdür ve genel müdür yardımcılarına kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim kurulu üyeleri için öngörülen miktarda ücret ve ek ödemede bulunulacağı hüküm altına alınmıştır.
İdare, sahip olduğu yetkileri Anayasa ve kanunlardan alır, diğer bir ifadeyle idare Anayasa ve kanunlarda yetkilendirilmediği alanlarda işlem ve faaliyette bulunamaz. İdare işlem tesis etme ve faaliyette bulunma yetkisini kanunun çizmiş olduğu sınırlar dahilinde, kısaca kanunlara aykırı olmayacak şekilde kullanmak zorundadır. Yetkiler kanundan kaynaklı ve kanuni sınırlar içerisinde geçerlidir. İdare hukukunda yetkili kişi ya da makam bu yetkiyi bizzat kullanmak zorundadır. Yetki sakatlıkları sonradan düzeltilemez. Yetkisi olmayan makam tarafından yapılan idari bir işlem daha sonra yetkili makam tarafından hukuka uygun hale getirilemez. Diğer bir ifadeyle, idari işlemin yetki unsurundaki hukuka aykırılık yetkili makam tarafından sonradan onay veya izin yoluyla giderilemez.
İdari işlemlerin hukuka uygun olarak kabul edilebilmesi için yetkili makam, organ, kişi ya da kişilerce yapılması gerekmektedir. İdari işlemler yalnızca idare adına yetkili idari makam, organ veya kişi/kişiler tarafından yapılabilir. Dolayısıyla yetki, ancak yürürlükteki mevzuatta belirlenmiş kişi ya da makamlar tarafından kullanılabilir. İdari işlemlerin mevzuatta belirtilen yetkili kişi ya da makamlarca yapılmaması durumunda söz konusu işlemler hukuka aykırı olacaktır.
2560 sayılı Kanun’un 11’inci maddesinde yer alan; “İSKİ Genel Müdürü İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanır.” hükmünün aynı Kanun’un Ek 5’inci maddesi çerçevesinde diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı açıktır. … Belediye Başkanının Çevre ve Şehircilik Bakanına ait olan atama yetkisini kullanması Anayasa ve kanunlara aykırıdır. Belediye Başkanının, …’ın Genel Müdürlüğe vekâleten atanmasına ilişkin teklifini Bakanlığa göndermesi ve Bakanlıktan onay gelmeden ilgilinin Genel Müdür olarak göreve başlaması ve adı geçene yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi idare hukuku açısından sakat bir uygulamadır. Dolayısıyla, 2021 yılı içinde …’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından asaleten veya vekâleten Genel Müdür olarak ataması yapılmadan, Belediye Başkanı tarafından Genel Müdür Vekili olarak görevlendirilmesi yetki aşımına sebebiyet vermiştir. Zira, Genel Müdür ve Vekil Genel Müdür atamalarında ve görevlendirmelerinde, yetki Bakanda olduğundan Bakan onayı olmadan vekâleten görevlendirme yapıp Genel Müdürlüğün özlük haklarının alınması ve yetkilerinin kullanılması yetki aşımı olup mevzuata aykırıdır.
Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 2018 yılı ve sonraki yıllarda uygulanacak ücretlerin tespitine ilişkin 11.04.2020 tarihli ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Bazı Kurum ve Kuruluşlarda 2018 Yılı Yönetim, Denetim ve Tasfiye Kurulu Üyelik Ücretleri” başlıklı 4’üncü maddesinin sekizinci fıkrasında; yönetim kurulu başkan ve üyeleri, denetim ve tasfiye kurulu üyeleri ile denetçilerin, başka bir iş veya yerde geçici görevlendirilmeleri sebebiyle bu görevlerini fiilen yürütmeleri mümkün olmayanlar ile burada belirtilen görevlerinden uzaklaştırılanlara ücret ödemesi ve ek ödeme yapılamayacağı aynı zamanda yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ile denetçiliğe vekâlet edilmesinde de herhangi bir ödeme yapılamayacağı belirtilmektedir.
Diğer taraftan, … Belediye Başkanı … tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazılan … tarih ve … yazı, Genel Müdür Yardımcısı …’ın … Genel Müdürlüğüne vekâleten atanmasına ilişkin bir yazı olup asaleten atanmaya ilişkin bir teklif değildir. Dolayısıyla söz konusu görevlendirme yazısına Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından onay verilmiş olsa dahi verilen onay vekâleten görevlendirme onayı olacağı için ilgili mevzuat uyarınca adı geçene yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, …’de, Genel Müdürlüğe vekâlet ettiği için Yönetim Kurulu Üyeliğine de vekâlet eden Genel Müdür Yardımcısı …’a, mevzuata aykırı olarak yönetim kurulu üyeliği ücreti ödenmesinden kaynaklanan toplam … TL kamu zararının Raporda adları belirtilen sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesi gerekmektedir.”
Kararla ilgili sorunuz mu var?