KARAR

Konu: Çeşitli derneklere mevzuata aykırı olarak ayni yardım yapılması.

1-152 sayılı İlamın 2. maddesi ile, ... Belediyesi tarafından çeşitli dernekler ve vakıflara mevzuata aykırı olarak ayni yardım yapılması sonucunda tazminine hükmolunan ... TL, 35414 İlam (30.03.2022 tarih ve 51492 tutanak) sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. maddesi ile düzeltilerek tasdik edilmiştir.

KARAR DÜZELTME DİLEKÇESİ

İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ..., Diğer sorumlu olarak sorumlu tutulan ... ile Diğer Sorumlu olarak sorumlu tutulan ... adına vekili Av. ...; Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ..., Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu tutulan ..., ... ve ... sunmuş oldukları ortak mahiyetteki karar düzeltme dilekçelerinde özetle;

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Hemşehri Hukuku” başlıklı 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; “Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin katılımını sağlayacak önlemler alınır.” düzenlemesine yer verildiğini, bir diğer anlatımla, kanun koyucu belediyenin görev alanı içerisinde sahip olduğu yetkileri kullanmak suretiyle gerçekleştireceği hizmet üretimi sürecine kamu ve özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerin katılımını öngördüğünü, hizmetin partnerleri olarak adlandırılabilecek bu katılımcıların varlığına duyulan ihtiyacın, özellikle sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla ortaya çıktığını,

Yine 5393 sayılı Yasanın 75 inci maddesinin (c) bendinde de “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projelerinin mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir. ” denilmek suretiyle 13 üncü maddedeki partnerliğin yerine getirilmesi ile ilgili usulü sürecin tanımlandığını,

Kamu yararına çalışan dernek statüsünde olmayan derneklerle ilişkiler çerçevesinde bütçeden yapılan harcamaların da esasen 5393 sayılı Yasanın 13 üncü maddesinde işaret edilen kamusal yararın elde edilebilmesine yönelik ve aynı Yasanın 75 inci maddesinin (c) bendinde işaret edilmiş olan ortak hizmet projelerinin gereği olarak yapıldığını,

İlama konu olan tespitte, belediye bütçesinden yapılmış olan harcamaların dernek ve vakıflara yapılan ayni yardımlar olarak değerlendirildiğini, oysa ayni yardım olarak değerlendirilen ve bütçeden harcama yapılmasını gerektiren hususların, ortak hizmet projelerinde, belediyenin üstlendiği yükümlülüklerin bir bölümünü oluşturduğunu,

5393 sayılı Yasanın 13 üncü maddesinin düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucunun, hizmet üretim sürecinde katılımcılığı belediyenin inisiyatifine bırakmadığını, sivil toplum kuruluşlarının bu sürece katılması için gerekli önlemleri almak hususunda da belediyeleri görevli kıldığını, o halde, bu katılımcılık sürecine bir takım fiziki “eksiklikleri” nedeniyle katılma olanağı bulunamayan partnerlerin bu eksikliklerinin giderilmesi gereğinin de 13 üncü madde düzenlemesinin bir gereği olduğunu,

... Belediyesi tarafından üstlenilmiş olan ve ayni/nakdi yükümlülüklerin yerine getirilmesi niteliğindeki harcamaların da belediyecilik alanındaki katılımcı anlayışın ve hemşeri hukukunun gerektirdiği bir takım hizmetlerin doğal partner konumundaki sivil toplum kuruluşları ile birlikte yerine getirilmesinin bir sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Belediyenin kurumsal amaç ve planları arasında da bu ortaklıklara yer verildiğini,

Dikkate alınması gereken diğer bir hususun da yapılan tespitlerin esasen mali ve hukukilik denetimini yerine “yerindelik denetimi” alanına girdiğini, bilindiği üzere, 5393 sayılı Yasanın 55 inci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkralarında;

"İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

“Ayrıca, belediyenin mali işlemler dışında kalan diğer idari işlemleri, hukuka uygunluk ve idarenin bütünlüğü açısından İçişleri Bakanlığı tarafından da denetlenir. (...)” denildiğini, Sayıştay tarafından yapılan mali denetimin niteliğine, 5018 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde de işaret edildiğini ve bu düzenlemeye göre “dış denetim”; “Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin mali faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanması olduğunu,

Bu düzenlemenin, kamu idaresinin harcamalarının kanuna, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygun olup olmadığı yönündeki denetimin mali denetim niteliğinde olması nedeniyle Sayıştay denetiminin alanına gireceği; buna karşın kanunun, kurumun amaç, hedef ve planlarının icrası niteliğindeki, idarenin takdir hakkı içerisinde mütalaa edilebilecek faaliyetlerinin ise yerindelik denetimi olarak Sayıştay denetiminin alanına dahil olmadığını, özellikle ortak hizmet projesinden ne anlaşılması gerektiği konusunda mevzuatta açıklayıcı bir düzenlemenin bulunmaması karşısında idarenin takdir yetkisini sınırlayacak veya ortadan kaldıracak nitelikte bir yargısal karara yol açmaktan kaçınılması gerektiğini, Anayasada; “Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.” hükmünün yer aldığını,

Bu itibarla, ilamda yer alan “kamu zararı” iddiasının hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, katılımcılığı esas alan, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde sivil toplum kuruluşları ile ortaklıklar yapılmasını teşvik eden 5393 sayılı Yasanın emredici hükümlerine de aykırı olduğunu, yapılan işlemler sonucunda kamu zararı doğmadığını,

İlama konu vakıf ve derneklere yapılan yardımların belediye meclis kararlarına dayandığını, meclis kararları ile belediye başkanına bu dernek ve vakıflarla protokol yapma prosedürden ibaret olan bu usulü eksikliğin kamu zararı olarak kabul edilmesinin ise usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu yardımların 5393 sayılı Belediye Kanunu 14. ve 15. maddeleri kapsamında yapıldığından ortada kamu zararı olmadığını,

5393 sayılı Belediye Kanunu Hemşehri Hukuku başlıklı 13.maddesinin, aynı Kanunun 60’ıncı maddesinin (m) bendi, 75’inci maddesi ile Dernekler Yönetmeliği’nin 91’inci maddesinde yer alan hükümleri kapsamında bir prosedürün yerine getirilmemiş olmasının, sosyo- kültürel etkinlikler ve engelliler için gider yapma yetkisinin de belediyenin demek ve vakıflarla imzalanan protokoller çerçevesinde yaptığı para aktarımının karşılığı yapılan işin ortak hizmet projesi olmadığım iddia etmek oldukça güç olduğunu, kamu yararına çalışan derneklerle Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflarla gerçekleştirilen projeler ile her ne kadar vergi muafiyeti tanınan vakıflardan olmayan vakıf ile yapılan ortak hizmet projesi kapsamında yapılan işlerin belediyenin zorunlu görevleri arasında olması hasebiyle, söz konusu giderlerin bütçeden karşılanmasında kanuni bir engel bulunmadığı gibi, 5393 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi kapsamında muhtarlara gerekli ayni yardım ve desteği sağlanacağı hükümlerinin yer aldığını, dernek, vakıf ve muhtarlıklar için yapılan ayni yardımlar yönünden kamu zararından bahsedilemeyeceğinin ifade ederek, tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedirler.

İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ... adına vekili Av. ... sunmuş olduğu karar düzeltme dilekçesinde yukarıdaki hususlara ilave olarak;

“Kamu Zararı Tablosunda” işaret edilmiş olan dernek ve vakıfların bir bölümünün kamu yararına çalışan dernek veya vergi muafiyeti sağlanmış vakıf statüsünde olduğunu, örneğin ... Derneği’nin ...gün/sayı; ... Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin ... kayıt numarası ile kamu yararına çalışan dernek olarak tescilinin yapıldığını; ... Kültür Vakfı’nın ... gün ve ... sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile vergi muafiyeti sağlanmış vakıf statüsünde olduğunu, bu dernek ve vakıfların, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 13 üncü maddesindeki amacın gerçekleştirilmesinde belediyenin doğrudan partneri niteliğinde olduğunu ve bunlarla yapılan “ortak hizmet projeleri”nin yasa koyucunun öngördüğü ve himaye ettiği hizmetler olduğunu, hal böyle iken tazmin kararının hatalı olduğunu,

5393 sayılı Yasanın 13 üncü maddesi hizmet üretim sürecinde katılımcılığı belediyenin insiyatifine bırakmadığını, sivil toplum kuruluşlarının bu sürece katılması için gerekli önlemleri almak hususunda da belediyeleri görevli kıldığını, o halde, bu katılımcılık sürecine bir takım fiziki “eksiklikleri” nedeniyle katılma olanağı bulunamayan partnerlerin bu eksikliklerinin giderilmesi gereğinin de 13 üncü madde düzenlemesinin bir gereği olduğunu, bu yaklaşımın en somut örneğinin ... Vakfı ile yapılmış olan ortak hizmet projesinde görüldüğünü,

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun Belediyenin “görev ve sorumluluklarını düzenleyen 14 üncü maddesinde; kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmanın zorunlu bir görev olarak tanımlandığını, ... Vakfı ise kuruluş tarihi olan 1990 yılından bu yana kadının toplumsal yaşam içerisinde; evde-işyerinde-sokakta karşılaştığı şiddet nedeniyle ihtiyaç duyduğu barınma, avukat, doktor, iş gibi zorunlu taleplere karşı dayanışma ağlarını oluşturduğunu, kadın sorunları ve dayanışması alanında ülkemizin en önemli sivil toplum kuruluşu olduğunu,

Belediye ile ... Vakfı arasında ... gün ve ... sayılı Belediye Meclisi kararına istinaden ... Belediyesi ile ... Vakfı arasında “(...) fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalan kadınların barınma, psiko- sosyal, hukuksal ve ekonomik sorunlarının çözümlenmesine destek amacı ile (...) hizmetlerin Vakıf ile birlikte yürütülmesi (...)” hususunda “ortak hizmet projesi” imzalandığını,

... Belediyesi’nin bu ortak hizmet projesinde, şiddete maruz kalan kadınların temel sorunlarının çözümü hususunda ... Vakfı’nın uzmanlığı ve deneyimine ihtiyaç duyduğunu, ... Belediyesi tarafından yönlendirilecek kadınlara ilişkin 6 (altı) kişilik kontenjan; sığınakta kalacak olan kadınların, beraberlerindeki çocukların ve sığınağın genel giderlerine katılım payı olarak aylık ... TL katkı payı ödemeyi taahhüt ettiğini, Belediyenin üstlenmiş olduğu bu yükümlülüklerin, projenin yürütülmesinin gereklerinden olup, ilamda yer aldığı şekilde karşılıksız bir yardım niteliğinde olmadığını, ortak proje yapıldığını,

Benzer bir durumun, ... Demeği ile Belediye ilişkisi bakımından da geçerli olduğunu, ... Derneği’nin kamu yararına çalışan derneklerden olduğunu, bu dernekle de Belediye arasında yapılmış bir “ortak hizmet projesi” bulunduğunu, bu proje çerçevesinde Dernek, ...’da oluşturulacak engelli veri tabanı için her türlü istatistiki bilgileri paylaşmak; görme engelli bireylerin rehabilitasyonu için projeler geliştirmek; hayatlarını kolaylaştıracak medikal destekler sağlamak; bilgi, beceri, hobi ve meslek edinme kursları açmak; panel, seminer, konferanslar yoluyla engellilerin sorunlarına dikkat çekmek, toplumsal destek sağlamak gibi Belediyenin görev ve sorumluluk alanına giren hizmetlerin proje kapsamında Dernek ile birlikte yerine getirilmesinin benimsendiğini, şüphesiz ki kuruluş amacı görme engellilerin sorunlarına eğilmek olan ve bu alandaki üstün çalışmaları nedeniyle “kamu yararına çalışan dernek” statüsüne alınmış olan ... Derneği’nin, hizmet alanında uzman kuruluş olarak, protokolde yerine getirilmesi öngörülen hizmetlerin de omurgasında yer aldığını, buna karşılık belediyenin üstlendiği yükümlülüğün, hizmetin yerine getirilmesinde ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması olduğunu,

Hizmet karşılığında Belediyenin üstlendiği yükümlülüklere bir örneğin de ... ... Cemevi için malzeme alımı olduğunu, Cemevlerinin bir kısım vatandaşımızın ibadethanesi ve aynı zamanda da kültürel ihtiyaçlarını karşılayan sosyal kurumlar olduğunu, bu nitelikleri itibariyle Cemevleri eliyle gerçekleştirilen etkinliklerin “hizmet” olduğunu, kaldı ki, 5393 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin 1 fıkra, (b) bendinde; “(...) mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; (...)” düzenlemesine yer verilmek suretiyle birer ibadethane oldukları tartışmasız olan Cemevlerine yönelik olarak meclis kararına ve protokol yapmaya dahi ihtiyaç duyulmaksızın destek verilmesi, ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak sağlandığını,

Tazmin kararında belirtilen diğer dernek ve vakıflarla ilgili olarak da ilgili dernek ve/veya vakfın faaliyet alanı, bu faaliyetlerin ... İlçesindeki yerleşimlerin demografik ve kültürel yapısı bakımından öneminin gerektirdiği ortak projelerin söz konusu olduğunu, bu projelerin ... Belediye Meclisi’nin ... gün ve ... sayılı kararına bağlı olarak geliştirildiğini, proje partnerleri arasında, ... Derneği, ... Derneği, ... ... Derneği, ... Derneği, ... Derneği, ... Derneği gibi, amaçları engellilerin yaşamını engelsiz hale getirmek olan pek çok sivil toplum kuruluşunun bulunduğunu, bu proje ortaklarıyla yürütülen çalışmaların tümünün, kamu yararına ve Belediyenin asli görev ve sorumlulukları arasında yer aldığını ifade etmiştir.

Başsavcılığın dilekçiler için yapmış olduğu aynı içerikli mütalaasında özetle;

“Temyiz Kurulunun 30.03.2022 tarih ve 35417 sayılı Kararında tüm tadadi olarak tüm yardım kalemleri ve kimlere yapıldığı incelenmiş, kanuni kabul edilebilecek harcama ve yardımlar Daire İlamında yer alan kamu zararı tutarından düşülerek düzeltme yoluyla tasdik edilmiştir, sorumlunun gerek Daire İlamında ve gerekse temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususular ile karar düzeltme talepli dilekçesinde belirtilen hususların aynı olduğu görülmekte olup, görüş ve kanaati değiştirecek nitelik taşımamaktadır.

Karar Düzeltmesine Mahal Olmadığına hükmedilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmektedir.

48610 sayılı dosyayla duruşma talebinde bulunan ve İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ... adına vekili Av. ... ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

152 sayılı İlamın 2. maddesi ile, ... Belediyesi tarafından çeşitli derneklere ve vakıflara mevzuata aykırı olarak ayni yardım yapılması sonucunda tazminine hükmolunan ... TL’den mevzuata uygun olduğu anlaşılan ... TL’nin düşülerek kalan ... TL, 35414 İlam (30.03.2022 tarih ve 51492 tutanak) sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. maddesi ile düzeltilerek tasdik edilmiştir.

Bu defa İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ..., ... ve ... adına vekili Av. ...; Diğer sorumlu olarak sorumlu tutulan ... ve ... adına vekili Av. ... ile Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu tutulan ..., ... ve ... tarafından karar düzeltilmesi kanun yoluna başvurularak, tazmin hükmünün kaldırılması talep edilmektedir.

10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bütçelerden yardım yapılması” başlıklı 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında;

“Gerçek veya tüzel kişilere kanunda veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.” hükmüne,

04.11.2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Yardım ve işbirliği” başlıklı 10 uncu maddesinde;

“Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, benzer amaçlı derneklerden, siyasi partilerden, işçi ve işveren sendikalarından ve meslekî kuruluşlardan maddî yardım alabilir ve adı geçen kurumlara maddî yardımda bulunabilirler.

5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, dernekler kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütebilirler. Bu projelerde kamu kurum ve kuruluşları, proje maliyetlerinin en fazla yüzde ellisi oranında aynî veya nakdî katkı sağlayabilirler. (Ek cümle: 18/2/2009-5838/7 md.) 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi çerçevesinde engellilerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işlerini kurmaları, engellilerin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojilerine ilişkin projeler ile benzeri projelerde bu oran aranmaz.” hükmüne yer verilmiş,

03.07.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75 inci maddesinde ise;

“Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;

a) Mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım, onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebilir veya bu kuruluşlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir ve bu amaçla gerekli kaynak aktarımında bulunabilir. Bu takdirde iş, işin yapımını üstlenen kuruluşun tâbi olduğu mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.



c) (Değişik: 12/11/2012-6360/19 md.) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir.



(Ek fıkra: 12/11/2012-6360/19 md.) 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanununun 10 uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.” denilmiştir.

Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, 5018 sayılı Kanunun genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapmasına imkân veren 29’uncu madde hükmü ile Dernekler Kanunu’nun derneklerin kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütmesine imkân veren 10 uncu madde hükmünün Belediyeler açısından uygulanması, 6360 sayılı Kanunun yayımlandığı 06.12.2012 tarihi itibarı ile ortadan kaldırılmıştır.

Diğer yandan yine aynı maddede; belediyelerin 5393 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde sayılan görev ve sorumluluklarını, ortak hizmet projesi çerçevesinde dernek ve vakıflarla birlikte yerine getirilebileceği belirtilmektedir. Ancak burada bahsedilen ortak hizmet projesinin gerçekleştirilebilmesi için projenin belediyenin görev ve sorumluluk alanlarına giriyor olması, belediye meclisinin bu hususta karar alması, ortak bir hizmet projesi için anlaşma yapılması ve mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınmış olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, belediyenin ilama konu dernek ve vakıflara yaptığı yardımlardan birçoğunun meclis kararı ile kira yardımı şeklinde yapıldığı, ortak hizmet projesi kapsamında protokol düzenlenmediği, bir kısmı için meclis kararı dahi alınmadığı, kamuya yararlı olanlar dışındakiler için ise mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınmadığı; itiraz konusu yapılan kamuya yararlı dernek statüsünde olan ... Derneği’ne yapılan yardımın meclis kararı uyarınca kira yardımı ve yapım, onarım şeklinde yapıldığı, ortak hizmet projesi kapsamında protokol düzenlenmediği, yine kamuya yararlı dernekler arasında yer alan ... Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne kış bahçesi yapılması ve mobilya malzeme alımı şeklinde yardım yapılmış olup, meclis kararı olmadan ve protokol düzenlenmeden bu yardımın gerçekleştirildiği, … Vakfı’na yapılan yardım için meclis kararı alındığı ve ortak hizmet projesi kapsamında protokol düzenlendiği ancak mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınmadığı, sonuç olarak, belediye tarafından 5393 sayılı Belediye Kanununun 75 inci maddesinde yer alan düzenlemelere aykırı olarak bazı dernek ve vakıflara ayni yardım yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, belediye tarafından 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci madde hükmüne aykırı olarak bazı dernek ve vakıflara ayni yardım yapılması sonucu kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

Bu itibarla, 152 sayılı ilamın 2. maddesiyle verilen tazmin hükmünün tasdikine ilişkin 35414 ilam (30.03.2022 tarih ve 51492 tutanak) sayılı Temyiz Kurulu Kararının DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA; (Üye. ...’un aşağıda yazılı karşı oy gerekçesine karşı) oy çokluğu ile,

Karar verildiği 10.01.2024 tarih ve 56303 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.



Karşı oy gerekçesi

Üye. ...’un karşı oy gerekçesi

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75. Maddesinin c bendinde;

c) (Değişik: 12/11/2012-6360/19 md.) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir. denilmektedir.

... Belediye Meclisi’nin muhtelif meclis kararlarıyla ilama konu vakıf ve derneklere yardım yapılabilmesi için, Belediye Başkanı ...’ye protokol imzalama yetkisi verilmiştir. Bu kapsamda bazı vakıf ve derneklerle karşılıklı yardım ve işbirliği protokolleri düzenlenmiştir. Gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki amirinin izninin alınması gerektiği halde alınmadığı görülmüştür. Sadece bir prosedürden ibaret olan söz konusu iznin alınması, işbirliği protokolleri çerçevesinde yapılan yardımların mevzuata aykırı olarak yapıldığı anlamına gelmemektedir. Söz konusu yardımlar, Belediye Kanunu’nun 14. ve 15. maddeleri kapsamında yapıldığından, kararın düzeltilmesine mahal bulunduğuna karar verilerek 152 sayılı İlamın 2. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASI gerekir.




Kararla ilgili sorunuz mu var?