Karar Künyesi
Karar Türü:
Sayıştay 5. Daire Kararı
Karar Tarihi:
1/26/2023
Karar No:
83
Esas No:
579
KARAR
Kıdem tazminatı
……………… Belediyesi Personel Ltd. Şti.’de çalışmakta iken emekli olan işçilere Belediye tarafından ödenen kıdem tazminatlarının ilgili firmalara rücu edilmemesi suretiyle …………………. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak,
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında; asıl işveren-alt işveren ilişkisinin tanımı yapılmış olup söz konusu ilişkide asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak ilgili Kanun’dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatı” başlıklı 112 nci maddesinin ikinci fıkrasında; 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesine dair açıklamalar yapılmış ve son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödeneceği ifade edilmiştir.
Bahse konu Kanun’un 112 nci maddesine, 21.02.2019 tarih ve 7166 sayılı Kanun’un 11 inci maddesiyle eklenen altıncı fıkrasındaki; “Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hüküm ise Anayasa Mahkemesinin ……………. tarihli ve E.:……………… sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
Anılan Kanun’un “Yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 120 nci maddesinde 1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun kıdem tazminatını düzenleyen 14 üncü maddesi dışındaki maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş olup, kıdem tazminatı ödemelerinde 14 üncü madde hükümleri uygulanmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
...., ...., .... tarihlerinde emekliliğe ayrılan ve alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin tahakkuk eden kıdem tazminatlarının İdare bütçesinden ödendiği görülmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen iptal kararı gereği ve mevzuat hükümleri uyarınca, yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için işçinin alt işverende çalıştığı gün oranında alt işverene rücu davası açılması gerekmektedir. Bu kapsamda, söz konusu işçilere belediye bütçesinden kıdem tazminatı ödenmesine karşın sonrasında alt işverenlere rücu davası açılmamasında mevzuata uyarlığın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, sorumlu savunmalarına ekli belgelerden kamu zararına ilişkin tutarların kısmen tahsil edildiği anlaşılmış ise de, kalan tutarlar için rücu davalarının açılmış olması kamu zararına ilişkin sorumluların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde, kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır. Mevzuata aykırı işlem veya eylemlerin neticesinde ortaya çıkan bu zararı; kamu zararının objektif unsuru olarak kavramsallaştırılabiliriz. Kamu görevlilerinin varlığı, mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemlerin varlığı ve kusur derecesinin belirlenmesine ilişkin hususları da kamu zararının sübjektif unsurları kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.
Nitekim, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 7 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.” denilerek sorumluların tazmin yükümlülüğü kamu zararı ile mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri arasında illiyet bağının varlığına bağlanmıştır.
Bahse konu mevzuat hükümlerini birlikte değerlendirdiğimizde; hesap yargılamasında kamu zararına birden fazla sorumlunun sebep olduğunun tespiti halinde oluşan bu zarardan söz konusu sorumluların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği de açıktır.
Kural olarak bir mali karar, işlem veya eylemin yapılmasında görev alanlardan her birinin işlemi diğer işlemlerin nedeni olduğu takdirde herkes ortaya çıkan zarardan sorumlu tutulacaktır. Bu kapsamda, somut olayda kıdem tazminatının ödenmesi sürecince yer alan ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 32 ve 33 üncü maddeleri gereğince ödeme emri ve eki belgelerinde imzası bulunan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlileri ile harcama talimatında ve kıdem tazminatı hesap cetvelinde imzası bulunanların sorumluluğu bulunmaktadır. Ayrıca belediye başkanının ve mali hizmetler müdürünün belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etme görevi nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, ………………….Belediyesi Personel Ltd. Şti.’de çalışmakta iken emekli olan işçilere Belediye tarafından ödenen kıdem tazminatlarının ilgili firmalara rücu edilmemesi sonucu oluşan ………………… TL kamu zararının;
……………. TL’si, …………….. tarih ve ……………….. numaralı muhasebe işlem fişi ile …………… Belediye Personel Ltd. Şirketin’den mahsuben tahsil edildiğinden ilişilecek husus kalmadığına,
Kalan …………… TL’nin ise, Harcama Yetkilisi ……………..
(…………..), Gerçekleştirme Görevlisi …………..
(……………) ile Diğer Sorumlular; …………….. (…………..) ve ………….’e (…………….),
Müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereğince işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle,
karar verildi.
……………… Belediyesi Personel Ltd. Şti.’de çalışmakta iken emekli olan işçilere Belediye tarafından ödenen kıdem tazminatlarının ilgili firmalara rücu edilmemesi suretiyle …………………. TL kamu zararına sebebiyet verildiği hususu ile ilgili olarak,
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında; asıl işveren-alt işveren ilişkisinin tanımı yapılmış olup söz konusu ilişkide asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak ilgili Kanun’dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatı” başlıklı 112 nci maddesinin ikinci fıkrasında; 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesine dair açıklamalar yapılmış ve son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödeneceği ifade edilmiştir.
Bahse konu Kanun’un 112 nci maddesine, 21.02.2019 tarih ve 7166 sayılı Kanun’un 11 inci maddesiyle eklenen altıncı fıkrasındaki; “Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hüküm ise Anayasa Mahkemesinin ……………. tarihli ve E.:……………… sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
Anılan Kanun’un “Yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 120 nci maddesinde 1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun kıdem tazminatını düzenleyen 14 üncü maddesi dışındaki maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş olup, kıdem tazminatı ödemelerinde 14 üncü madde hükümleri uygulanmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
...., ...., .... tarihlerinde emekliliğe ayrılan ve alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin tahakkuk eden kıdem tazminatlarının İdare bütçesinden ödendiği görülmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen iptal kararı gereği ve mevzuat hükümleri uyarınca, yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için işçinin alt işverende çalıştığı gün oranında alt işverene rücu davası açılması gerekmektedir. Bu kapsamda, söz konusu işçilere belediye bütçesinden kıdem tazminatı ödenmesine karşın sonrasında alt işverenlere rücu davası açılmamasında mevzuata uyarlığın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, sorumlu savunmalarına ekli belgelerden kamu zararına ilişkin tutarların kısmen tahsil edildiği anlaşılmış ise de, kalan tutarlar için rücu davalarının açılmış olması kamu zararına ilişkin sorumluların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Sorumluluk yönünden yapılan inceleme;
5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde, kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır. Mevzuata aykırı işlem veya eylemlerin neticesinde ortaya çıkan bu zararı; kamu zararının objektif unsuru olarak kavramsallaştırılabiliriz. Kamu görevlilerinin varlığı, mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemlerin varlığı ve kusur derecesinin belirlenmesine ilişkin hususları da kamu zararının sübjektif unsurları kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.
Nitekim, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 7 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Sorumlular; mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile illiyet bağı kurularak oluşturulan ilamda yer alan kamu zararından tek başlarına veya birlikte tazmin ile yükümlüdür.” denilerek sorumluların tazmin yükümlülüğü kamu zararı ile mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri arasında illiyet bağının varlığına bağlanmıştır.
Bahse konu mevzuat hükümlerini birlikte değerlendirdiğimizde; hesap yargılamasında kamu zararına birden fazla sorumlunun sebep olduğunun tespiti halinde oluşan bu zarardan söz konusu sorumluların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği de açıktır.
Kural olarak bir mali karar, işlem veya eylemin yapılmasında görev alanlardan her birinin işlemi diğer işlemlerin nedeni olduğu takdirde herkes ortaya çıkan zarardan sorumlu tutulacaktır. Bu kapsamda, somut olayda kıdem tazminatının ödenmesi sürecince yer alan ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 32 ve 33 üncü maddeleri gereğince ödeme emri ve eki belgelerinde imzası bulunan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlileri ile harcama talimatında ve kıdem tazminatı hesap cetvelinde imzası bulunanların sorumluluğu bulunmaktadır. Ayrıca belediye başkanının ve mali hizmetler müdürünün belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etme görevi nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu itibarla, ………………….Belediyesi Personel Ltd. Şti.’de çalışmakta iken emekli olan işçilere Belediye tarafından ödenen kıdem tazminatlarının ilgili firmalara rücu edilmemesi sonucu oluşan ………………… TL kamu zararının;
……………. TL’si, …………….. tarih ve ……………….. numaralı muhasebe işlem fişi ile …………… Belediye Personel Ltd. Şirketin’den mahsuben tahsil edildiğinden ilişilecek husus kalmadığına,
Kalan …………… TL’nin ise, Harcama Yetkilisi ……………..
(…………..), Gerçekleştirme Görevlisi …………..
(……………) ile Diğer Sorumlular; …………….. (…………..) ve ………….’e (…………….),
Müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereğince işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine,
İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle,
karar verildi.
Kararla ilgili sorunuz mu var?